Takdir etme sanatı
Takdir etme sanatı
Biz, başkasına nasıl davranırsak, başkaları da bize öyle davranır. Bir kimse, karşılaştığı bir arkadaşına selam verirken elini cebinden çıkartsa, onun bu halini gören arkadaşı da elini cebinden çıkartarak selamını alır. Selam veren elini çıkartmazsa öteki de lüzum görmeyebilir.
Demek ki, başkalarına önemli bir insan olduğu hissi verince, onlar da bizi takdir ediyorlar. Herkeste nefs vardır.
Nefs, daima takdir edilmesini ister. Nefs, kendisini herkesten üstün görür. Şef olmak, âmir olmak ister. Çeşitli delillerle kendisinin önemli bir şahsiyet olduğunu ispata kalkışır.
O halde kendimize nasıl muamele edilmesini istiyorsak, başkalarına da aynı muameleyi yapmalıyız. Bize saygı duymaların istiyorsak, başkalarına da saygı göstermemiz lazımdır. Hürmet etmeyen, hürmet göremez.
Herkesin bir hususta kabiliyeti vardır. Kimisi iyi şiir yazar. Kimi güzel konuşur. Kimi bir işin sanatkârıdır. İnsanların kabiliyetlerini öğrenip takdir etmek, o insanın kazanılmasına sebeptir. Bir arkadaşın evinde bir tablo gördüm. Hoşuma gitti. (Ne kadar güzel tabloymuş, nereden buldunuz?) dedim. Bayağı heyecanlandı. (Siz zevk sahibisiniz. Güzel şeyleri takdir etme kabiliyetine sahipsiniz. İlk defa bu tabloyu takdir eden birine rastladım. Madem bunun kıymetini siz bildiniz, ben de bunu size hediye ettim) dedi.
Gerçekten zevk sahibi olmadığım için tablo benim için bir yük olurdu. Memnuniyetle kabul ettim. Teşekkür ettikten sonra (Bana büyük bir iyilik daha yapmak ister misiniz?) dedim. (Elbette) dedi. (Bizim çocuklar yaramazdır. Bu tablonun kıymetini bilmez, zayi ederler. Onun için tekrar size hediye ediyorum. Kabul buyurmanızı rica ederim) dedim. Beni memnun etmek için hediyeyi geri aldı.
Bu takdir etme işine en yakınımızdan başlayabiliriz. Mesela hanımın da, kötü huyları yanında iyi huyları vardır. Bazı kabiliyetleri vardır. Mesela iyi pilav pişiriyorsa, (Ne güzel pilav pişiriyorsun. Ne kadar tatlı olmuş. Eline sağlık Allah razı olsun) denirse, bir daha pişireceği yemeği, pilavı daha güzel yapmaya çalışacaktır. Eşarbını güzel bağlıyorsa, (Bu eşarp sana çok yakışıyor. Hem de çok güzel bağlıyorsun) denirse elbette çok memnun olur. Ama hanımı da (Elbette kimin hanımıyım) derse, kocası da memnun olur. Ev işlerinde de tenkit etmemeli, daima onun konuşmasına fırsat vermelidir. Hanımın meziyetlerinden bahsedin, sizi saatlerce usanmadan dinler. Evde huzurun devam etmesi için, takdirlerimizi eksik etmemeliyiz!
Cemiyette de herkese karşı takdir hislerimizi bildirirsek, insanlarla hoş geçinmiş oluruz.
Demek ki, başkalarına önemli bir insan olduğu hissi verince, onlar da bizi takdir ediyorlar. Herkeste nefs vardır.
Nefs, daima takdir edilmesini ister. Nefs, kendisini herkesten üstün görür. Şef olmak, âmir olmak ister. Çeşitli delillerle kendisinin önemli bir şahsiyet olduğunu ispata kalkışır.
O halde kendimize nasıl muamele edilmesini istiyorsak, başkalarına da aynı muameleyi yapmalıyız. Bize saygı duymaların istiyorsak, başkalarına da saygı göstermemiz lazımdır. Hürmet etmeyen, hürmet göremez.
Herkesin bir hususta kabiliyeti vardır. Kimisi iyi şiir yazar. Kimi güzel konuşur. Kimi bir işin sanatkârıdır. İnsanların kabiliyetlerini öğrenip takdir etmek, o insanın kazanılmasına sebeptir. Bir arkadaşın evinde bir tablo gördüm. Hoşuma gitti. (Ne kadar güzel tabloymuş, nereden buldunuz?) dedim. Bayağı heyecanlandı. (Siz zevk sahibisiniz. Güzel şeyleri takdir etme kabiliyetine sahipsiniz. İlk defa bu tabloyu takdir eden birine rastladım. Madem bunun kıymetini siz bildiniz, ben de bunu size hediye ettim) dedi.
Gerçekten zevk sahibi olmadığım için tablo benim için bir yük olurdu. Memnuniyetle kabul ettim. Teşekkür ettikten sonra (Bana büyük bir iyilik daha yapmak ister misiniz?) dedim. (Elbette) dedi. (Bizim çocuklar yaramazdır. Bu tablonun kıymetini bilmez, zayi ederler. Onun için tekrar size hediye ediyorum. Kabul buyurmanızı rica ederim) dedim. Beni memnun etmek için hediyeyi geri aldı.
Bu takdir etme işine en yakınımızdan başlayabiliriz. Mesela hanımın da, kötü huyları yanında iyi huyları vardır. Bazı kabiliyetleri vardır. Mesela iyi pilav pişiriyorsa, (Ne güzel pilav pişiriyorsun. Ne kadar tatlı olmuş. Eline sağlık Allah razı olsun) denirse, bir daha pişireceği yemeği, pilavı daha güzel yapmaya çalışacaktır. Eşarbını güzel bağlıyorsa, (Bu eşarp sana çok yakışıyor. Hem de çok güzel bağlıyorsun) denirse elbette çok memnun olur. Ama hanımı da (Elbette kimin hanımıyım) derse, kocası da memnun olur. Ev işlerinde de tenkit etmemeli, daima onun konuşmasına fırsat vermelidir. Hanımın meziyetlerinden bahsedin, sizi saatlerce usanmadan dinler. Evde huzurun devam etmesi için, takdirlerimizi eksik etmemeliyiz!
Cemiyette de herkese karşı takdir hislerimizi bildirirsek, insanlarla hoş geçinmiş oluruz.