Tevil etmek ne demektir? Kimlerin tevil etme yetkisi vardır?
Zırva tevil götürmez
CEVAP
Tevil, bir kelimenin çeşitli mânalarından, İslamiyet’e uygun olanını
seçmektir. Bunu herkes yapamaz. Ulema-i rasihin denilen derin
Ehl-i sünnet âlimleri yapar. Tevillerin doğruluğu da, tefsirle ölçülerek
anlaşılır. Tevil, tefsire uymazsa atılır.
Tevil ilmi yüksek bir ilimdir. Herkesin tevile kalkışması, bid’at ve
hurafelerin çıkmasına sebep olur. Herkes tevil edebilseydi, Peygamber efendimiz
İbni Abbas hazretleri için şöyle dua etmezdi:
(Ya Rabbî, İbni Abbas’ı fakih kıl ve ona Kur’anın tevil ilmini öğret!) [Buharî]
Günümüzdeki yetkisiz kimselerin kendi görüşlerine göre âyetleri ve hadisleri
tevil etmeleri, dine aykırıdır. Âyet ve hadisleri inkâr etmiş oluyorlar.
Selef-i salihinin tevil etmedikleri nasları tevile kalkışmak çok tehlikelidir.
Tevil ilminden habersiz cahillerin, tevil diye, icmaya aykırı görüş
bildirmelerinin küfür olduğu din kitaplarında yazılıdır. Bir hadis-i şerif
meali şöyledir:
(Ümmetime en çok tehlikeli olacak kimse, Kur’an-ı kerimi yersiz tevil
edendir.) [Taberanî]
Mânaları açık ve kati olan âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere, tevil
yoluyla yanlış mâna vererek dinden çıkana, yani imanı bozuk olana (Mülhid) denir. (Redd-ül-muhtar)
Milel-Nihal kitabında deniyor ki:
Bâtıniye fırkasındakiler, Kur’an-ı kerimin açık mânalarına inanmayıp,
kendilerine göre başka mânalar çıkarırlar. (Kur’anın zâhir ve bâtın mânaları
vardır. Batın yani iç, öz mânası lazımdır. Cevizin kabuğu değil, içi, özü işe
yarar) derler. Bu ise küfür ve ilhaddır, doğru yoldan sapmaktır. Bunlar, İslam
âlimlerinin sözlerini inkâr ediyorlar.
Yetkisiz kimselerin yaptığı yersiz tevillerden bazıları:
1- Melek, cin ve şeytan gibi görünmeyen varlıkları tevil yoluyla
inkâra çalışmışlar. Melekler için, (Rüzgâr ve tabiat kuvvetleridir) diyorlar.
2- (Cebrail bir melek değil, programın adıdır) diyorlar.
3- (Cennet ve Cehennem bu dünyadadır) diyorlar.
4- (Cehennem ebedî değildir) diyorlar.
5- (Kur’anda geçen salât, namaz değil duadır, salâtı
camide yapmaktan maksat ise, kalb camiinde Allah’a duadır) diyen
mealci mezhepsizler, namazı ve camiyi inkâr diyorlar.
6- Mirac mucizesine, (Rüya veya ruhî bir hâldir) diyorlar.
Hâlbuki Resulullah'ın, Mekke’den Kudüs’e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur.
Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise sapık olur. (Bahr)
7- (Dabbe-tül-arz, hayvan değil, AIDS veya telefondur) diyorlar.
8- Abduh; şeytan, cin gibi şeyleri kabul etmez. Mucizeler, ona göre
İslâmiyet’in alnına sürülmüş birer kara lekedir. Mesela Hazret-i Musa’nın
denizi yarma mucizesine med-cezir olayı der. (Din tahripçileri s. 82)
9- Yine Abduh, Fil sûresinde bildirilen kuşları sivrisinek,
attıkları taşları da mikrop olarak tevil ederek, mucizelikten çıkarmaya
çalışmıştır.
10- (Şakk-ul-kamer [Ayın ikiye ayrılması] fiilî değildir. Peygamber
böyle bir görüntü meydana getirdi, yani o anda deprem olunca öyle sanılmıştır)
diyorlar.
Mezhepsizler, genelde mucizeleri tevil ederler. Kıyamet alametlerini de
bunun için tevil ediyorlar. Hâlbuki mucize tevil edilince, mucizelikten
çıkıyor, basit bir olay hâline geliyor. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mucize demek, bir zamanda bulunan ve o zamanki insan gücüyle bunun
yapılamayacağında sözbirliğine varılmış olan ve bu derecenin üstünde bir yapan
bulunursa, bunun ancak Allahü teâlâ tarafından olduğuna inanılan şeydir. Böyle
olmayan şeye mucize denmez. (İsbat-ün-Nübüvve)
Ehl-i sünnet âlimlerinin tevil edilmesi gerektiğini bildirdiği âyet-i kerime ve
hadis-i şerifler, genelde Allahü teâlânın zatıyla ilgili olanlardır. Açık
olanları tevil etmek, inkâr etmenin başka şeklidir. Böyle tevillerle din
yıkılmaya çalışılmaktadır.