Hayatı için teminat veremem
28/09/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Ömer bin Abdülazîz hazretleri “rahmetullahi aleyh” ölüm hastasıyken
yakınları tabip çağırdılar.
Tabip koşup geldi.
Halifeyi muayene etti.
Ve yakınlarına;
“Çok zehir içmiş, hayatı hususunda bir teminat veremem” dedi.
Halife hüzünlü idi.
Ağlamaya başladı.
Yakınları kendisine;
“Niçin ağlıyorsun? Bir mücahit olarak Rabbine varıyorsun. Allah'ın izniyle
sünneti ihya ettin, bid'atları ortadan kaldırdın” dediler.
O ise düşünceliydi.
O kişilere baktı ve;
“Az sonra Rabb'imin huzuruna çıkacağım. Bu milletin hesabı hep bana
sorulacak. Bu hesabın altından kalkabilecek miyim? Bunu düşünerek ağlıyorum” dedi.
Endişeli görünüyordu!
“Beni oturtun!” dedi.
Yavaşça oturttular.
Korkulu hâli vardı!
Oradakilere bakıp;
“Hakîkî mâbud, ancak Allahü teâlâdır. İbâdet olunmaya sırf
Onun hakkı vardır” buyurdu.
Sonra gökyüzüne baktı.
Ve sevinç gözyaşları doldu mübârek gözlerine!
Birilerini gördüğü belliydi.
Nitekim sevinçli olarak;
“Şu anda öyle kişileri görüyorum ki, onlar ne cindirler ne de insan” buyurdu.
“Kelime-i şehâdeti” söyledi.
Ve rûhunu teslim edip ebediyyen kavuştu Rabbine.