Gördüğü, bildiği hâlde inkarın sebebi
14/08/2023 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Peygamber efendimiz
zamanında, mucizeleri görmeden iman edenler olduğu gibi, gördükleri hâlde inkar
edenler de olmuş. Bunun sebebi nedir?
Cevap: Konu
ile alakalı olarak Şevâhid-ün Nübüvve kitabında deniyor ki:
“Resûlullah efendimiz zamanında, basiretli, ileri görüşlü
olanlar, hiçbir delile ihtiyaç duymadan hemen iman etmişlerdi. Basiretleri
örtülü olanlar ise, örf ve âdetler bunlarda huy hâline geldiği için, Resûlullah
efendimizin hâllerini, sözlerini ve mucizelerini görüp, işitmedikçe, iman etmek
nimeti ile şereflenememişlerdi.
Resûlullah efendimiz zamanındakiler böyle olduğu gibi, daha
sonra gelip iman edenler de iki kısma ayrılmaktadır. Bunlardan bir kısmı,
Resûlullah efendimizin sözlerinin açıklamalarını, hâllerini ve ahlakını
işittiklerinde, okuduklarında, hemen tasdik edip iman etmişlerdir. İkinci
kısımdakiler ise, mucizeleri duyup, Resûlullah efendimizin Peygamber olduğunu
iyice anlayıp tasdik etmedikçe, iman nimetine kavuşamamışlardır. İnsanlardan
bir kısmı da, Resûlullah efendimizin Peygamberlik alametlerini, mucizelerini
görseler de, inat ve kibirlerinden dolayı inanmamışlardır. Kureyş kabilesinin
ileri gelenleri böyle idi. İman etmek için mucize istediler, mucizeleri
görünce, bunlar sihir ve göz boyamaktır dediler. Mucizeleri görmeleri, inkârlarını
arttırmaktan başka bir şey yapmadı. Daha sonraki inkâr edenler de, bunlara
dâhildir. Bunlar, mucizeleri inkâr ederek, inat ve kibir yolunu tutmuşlardır.
Haşra, neşre, kıyamet gününe, hesaba, kitaba, Cennete, Cehenneme ve Peygamber
efendimizin haber verdiği diğer hususlara da iman etmiyorlar.
İnsanlardan bir kısım da, nakledilen delillere ve mucizelere
inandıklarını söylüyorlar ise de, onların hepsini tevil ediyor, mucize olmaktan
çıkaracak şekilde açıklıyorlar ve inkâr ediyorlar. Bunlar, mucizeleri inkâr
ettikleri hâlde, halkın gönlüne girmek ve çeşitli menfaatler elde etmek için,
keramet sahibi olduklarını iddia ediyor ve çeşitli yalanlarla, hilelerle, cahil
kimseleri kendilerine bağlıyorlar.”
Sual: Haram olmayıp mubah şeylerle meşgul
olmanın, dinimizce bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Fetâvâ-yı
Hindiyyede; “Kur’ân-ı kerim okumaya, namaz kılmaya vakit bırakmayan her
mubah iş, mekruhtur” buyuruluyor.