Sünnet ne demektir?
Sünnet nedir?
CEVAP
Sünnet kelimesi yerine göre, farklı anlamlarda kullanılır:
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’ın kitabına, Peygamberin sünnetine sarılırsanız hiç sapıtmazsınız.) [Hakim]
2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullah
efendimizin farz olmayarak yaptığı işler demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Ümmetim bozulunca, sünnetime uyana şehit sevabı verilir.) [Hakim]
3- Sünnet, yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet demektir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Bir zaman gelecek ki, ortalık bozulduğu zaman sünnetime [İslamiyet’e] tutunmak
avuçta ateş tutmak gibi olacaktır.) [Hakim]
4- Sünnet, yol, çığır gibi manalara da gelir. Mesela sünnet-i hasene iyi
çığır, sünnet-i seyyie kötü çığır demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, sünnet-i hasene çıkarırsa, [iyi bir çığır açarsa] onun
sevabı ve kıyamete kadar onunla amel edenlerin sevabı kadar sevap alır. Bir
kimse de sünnet-i seyyie çıkarırsa, [kötü bir çığır açarsa] onun
günahı ve kıyamete kadar onu işleyenlerin günahı kadar günah kazanır.) [Müslim]
Bir de, sünnet âdet, iş anlamındadır. Mesela Sünnetullah tabiri,
Allah’ın âdeti, Allah’ın işi demektir. Hazret-i Ömer’in sünneti demek, Hazret-i
Ömer’in âdeti demektir.
5- Ehl-i sünnet, kurtuluş fırkasının adıdır. İmam-ı Rabbani
hazretleri buyurdu ki:
Tirmizi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Ümmetim 73 fırkaya ayrılır,
72si Cehenneme gider, yalnız bir fırka kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın
yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya (Ehl-i sünnet vel cemaat)
denir.
6- Çocukların sünnet olmasına da sünnet denir.
Sual: Sünneti değiştirmekte mahzur var mıdır? Mesela tesbihi 33
yerine, daha fazla sevap olsun diye 44 olarak çeksek mahzuru olur mu? Sakalı
bir tutam yerine bir veya iki karış uzatsak veya çok kısa yapsak bir mahzuru
olur mu?
CEVAP
Peygamber efendimizin yaptığı işlere sünnet denir. Hatta
birini bir şey yaparken görüp de bir şey demediği işlere de sünnet denir.
Peygamber efendimiz bu yaptıklarını ya ibadet olarak veya âdet olarak yapardı.
Âdet olarak yaptıklarına sünnet-i zevaid denir. Uzun entari
giymesi, saçlarını uzatması veya kısaltması, sakal bırakması gibi. Bir
kimse, (Peygamberimiz, kadınlar gibi entari, uzun gömlek
giyermiş) diyerek alay etse, imanı gider. Yahut sakalı beğenmeyen veya
sünnete uygun sakalı olana çember sakallı, top
sakallı diye hakaret eden kâfir olur. Çünkü Peygamber efendimizin
yaptığı işleri yani sünnetini, beğenmemiş olur. Halbuki Allahü teâlânın bütün
insanların en üstünü olarak yarattığı ve âlemlere rahmet olarak gönderdiği
Peygamberini beğenmemek, Allah’ı beğenmemek olur. (Niye böyle Peygamber
gönderdin) demek olur. Allah’ı beğenmeyenin de kâfir olacağı pek açıktır.
Kur'an-ı kerimde, Peygamber efendimizin emrettiğini yapmak, yasakladığından
kaçmak gerektiği bildiriliyor. (Haşr 7)
İbadete ait hükümler zamanla değişmez. İbadetleri değiştirmek, dini değiştirmek
olur, dinsizlik olur. Bir kâfir, bir söz ile [kelime-i şehadet getirerek]
müslüman olur. Bir müslüman da küfre düşürücü bir söz ile kâfir olur. Dinimizin
herhangi bir hükmünü beğenmeyen, mesela, (tesettür lüzumsuzdur) diyenin imanı
gider. Resulullah efendimize uymanın önemi büyüktür. Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
Peygamber efendimiz de aynı mealde buyuruyor ki:
(Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur, bana isyan eden de Allah’a isyan
etmiş olur.) [Buhari]
Kur'an-ı kerimde, Resulullaha itaatin Allah’a itaat olduğu, Ona isyan edenin
Allah’a isyan etmiş olduğu bildirilmekte, (Allah’a ve Resulüne itaat), (Allah
ve Resulüne isyan) ifadeleri çok yerde geçmektedir. (Nisa 13-14)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.) [Müslim]
(Bir bid'at çıkarılınca, bir sünnet kalkmış olur.) [İ.Ahmed]
İbadet maksadı ile dine bir şey ilave etmek bid'attir, büyük günahtır. Dinimiz
noksan değildir. Hâşâ Allahü teâlâ veya Peygamber efendimiz dinde bir şeyi
eksik bırakmış da, daha iyisini biz mi yapacağız? İbadete bid'at karıştırmak,
Allahü teâlânın bildirdiği dinde noksanlık bulmak, koyduğu hükümleri
beğenmemek, dini değiştirmek olur. Mesela akşam namazının farzını 3 rekat
yerine, daha fazla ibadet edeyim diye 4 rekat kılmak bid'attir. 3 yerine de
geçmez, namaz hiç kabul olmaz. Tesbihleri 33 yerine, çok sevap olsun diye 40
defa veya daha fazla çekmek bid'at olur. Hiç tesbih çekilmese günah olmaz.
Fakat sünnet sevabından mahrum kalınmış olur.
Bir din kitabını tahkir etmek, İslam âlimlerinden biri ile alay etmek ve tazim
etmemiz emrolunan bir şeyi tahkir etmek, tahkir etmemiz emrolunan bir şeyi
tazim etmek küfürdür. Bunları yapan kâfir olur. (Birgivi)
Sakalı sünnet diye kısa bırakmak veya sadece çenede bırakmak bid'at olur,
Resulullah efendimizin sakal şekli beğenilmemiş olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri
bizim gibi yapmayanlar bizden değildir) buyuruluyor.
Namazlardan sonra âyet-el-kürsi okunur. Sonra tesbihler çekilir, ondan sonra
dua edilir. Dua ederken salâten tüncina veya başka dualar da
okunur. Âyet-el-kürsinin okunduğu yerde salâten tüncinayı okumak sünneti
değiştirmek olur, yani bid'attir. Peygamber efendimiz nasıl ibadet etmişse,
mezhebimiz bunu nasıl bildirmişse, o şekilde ibadet edilir. (Şunu da yapalım,
ötekini de ilave edelim) demek, dinde değişiklik olur. (Hadika)
(Kim dinde olmayan bir şey çıkarırsa merduddur) hadis-i şerifi
gösteriyor ki, dinden olmayan bir itikad, bir söz, bir iş, bir hâl ortaya
çıkarılır ve bunun din ve ibadet olduğuna inanılırsa, yahut İslamiyet’in
bildirmiş olduklarında, bir fazlalık veya noksanlık yapılırsa ve bunu yapmaktan
sevap beklenirse, bu yenilikler, değişiklikler bid'at olur.
İslamiyet’e uyulmamış, ona iman edilmemiş olur.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Bugün kalbler kararmış olduğundan, bazı bid'atler güzel görünse de, hepsinden
kaçınmak gerekir, kıyamette hepsinin zararlı olduğu anlaşılacaktır. Hadis-i
şerifte, (Her bid'at sapıklıktır) buyuruldu. (Müslim)
Din bir bütündür. Bir hükmünü beğenmeyen veya değiştiren kâfir olur. Mesela
sünnet olan sakalı da beğenmeyen kâfir olur. Beğendiği halde yapmaz ise kâfir
olmaz. Sünneti değiştirirse bid'at ehli olur.
[Hadika, Berika, Birgivi Vasiyetnamesi, Mektubat-ı Rabbani]
Sual: Sünnete yapışmak ne demektir?
CEVAP
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetim arasında ayrılık olunca, benim sünnetime ve Hulefa-i raşidinin
sünnetine yapışın!) [Tirmizi]
Bu hadis-i şerif, bu ümmette çeşitli ayrılıklar olacağını haber veriyor. Bunlar
arasında, Resulullahın ve Onun 4 halifesinin yolunda olana sarılınız diyor.
Sünnet, Resulullahın, sözleri, bütün ibadetleri, işleri, itikadları, ahlakı ve
bir şey yapılırken görünce, mani olmayıp susması demektir. Bir hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Fitne fesat yayıldığı zaman, sünnetime yapışana yüz şehit sevabı
verilir!) [Hakim]
Yani nefse ve bid'atlere ve kendi aklına uyarak İslamiyet’in hududu dışına
taşıldığı zaman, benim sünnetime uyana, kıyamette yüz şehit sevabı
verilecektir. Çünkü fitne fesat zamanında İslamiyet’e uymak, kâfirlerle harp
etmek gibi güç olacaktır. Bir hadis-i şerif meali:
(İslam dini garip olarak başladı. Sonu da garip olacaktır. Bu gariplere
müjdeler olsun! Bunlar, insanların bozduğu sünnetimi düzeltir.) [Müslim]
Yani, İslamiyet’in başlangıcında, insanların çoğu, Müslümanlığı bilmedikleri,
onu yadırgadıkları gibi, ahir zamanda da, dini bilenler azalır. Bunlar, benden
sonra bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler. Bunun için, emr-i maruf ve nehy-i
münker yaparlar. Sünnete, yani İslamiyet’e uymakta başkalarına örnek olurlar.
İslam bilgilerini doğru olarak yazıp, kitaplarını yaymaya çalışırlar. Bunları
dinleyenler az, karşı gelenler çok olur.
Sünnet nedir?
Sual: Hakikat Kitabevi yayınlarından, Eshab-ı Kiram kitabında
deniyor ki:
(Server-i âlem, namazda rükudan kalkarken, (Semi’ Allahü limen hamideh
= Allahü teâlâ, kendisine hamd edenin hamdini işitir yani kabul eder) deyince,
ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye, (Rabbena lekel hamd = Hamdimizi
kabul eden Rabbimiz, sana hamd olsun) dedi. Böyle söylemesini,
Resulullah efendimiz takdirle karşıladı. Bunu söylemek, kıyamete kadar sünnet
olarak kaldı. Resulullahın takdirine mazhar olmak, ne büyük nimettir. Onun
söylediği bir sözü kıyamete kadar Müslümanların söylemesine sebep olmak da,
ayrı bir fazilettir.)
Bir sahabinin söylemesi, nasıl namazda sünnet olur ki?
CEVAP
Sünnet, sadece Peygamber efendimizin yaptığı işler değildir. Birini bir şey
yaparken görüp de bir şey demezse veya onu yapın derse, o da sünnet olur.
Burada yapılan işi beğenmesi, o işe razı olması ve bundan sonra bu işin
yapılmasını emretmesi, o işin sünnet olduğunu gösteriyor.
Sünnet kelimesinin dinimizdeki manası
Sual: Sünnete uyan, sünneti yerine getiren, sünneti iyi bilen tabirleri din
kitaplarında geçmektedir. Buradaki “sünneti iyi bilen” tabirinden,
Peygamberimizin emirlerini, sünnetini iyi bilen manası mı anlaşılmaktadır?
Cevap: Sünnet kelimesinin dinimizde üç manası vardır. Kitap ve
sünnet birlikte söylenince, kitap Kur’ân-ı kerim, sünnet de hadis-i şerifler
demektir. Farz ve sünnet denilince, farz Allahü teâlânın emirleri, sünnet ise
Peygamber efendimizin sünneti yani emirleri demektir. Sünnet kelimesi yalnız
olarak söylenince, İslâmiyet yani bütün İslâmiyetin bildirdiği hükümler, emir
ve yasaklar demektir. Fıkıh kitapları böyle olduğunu bildiriyor. Mesela Kudûrî
muhtasarında “Sünneti en iyi bilen imam olur” diyor. Cevhere kitabında burayı
açıklarken; “Sünnet demek, burada ahkâm-ı islâmiyye yani İslâmiyetin hükümleri
demektir” diyor.
Sual: Peygamber efendimizin, ibadet olarak ve âdet olarak
yaptığı şeylerin hepsi sünnet midir ve hepsini yapmak gerekir mi?
Cevap: Resulullah efendimizin ibadet olarak yaptığı ve ara sıra
bıraktığı şeylere Sünnet-i hüdâ veya Müekket sünnet denir.
Bunları ara sıra yapmayanlara azap bildirilmedi. Hiç terk etmediği ve terk
edenlere azap yapılacağını bildirdiklerine Vacip denir. Ara
sıra yaptığı ibadetlere Müekket olmayan sünnet veya Müstehap denir.
Âdet olarak yaptıklarına Sünnet-i zevâid veya Edeb denir.
İyi şeylere sağdan, fena şeylere soldan başlamak ve sağ, sol elleri kullanmak
edebdir.
Gariplere müjdeler olsun!
Sual: Din kitaplarında, İslâmiyetin garip olarak başlayıp sonra yine o garip
hâline döneceğini bildiren bir hadis-i şerif var. Bu hadis-i şerifteki garip
olmaktan maksat, murat nedir?
Cevap: Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde;
(İslam dini garip olarak başladı. Son zamanlarda da garip olacaktır. Bu
garip insanlara müjdeler olsun! Bunlar, insanların bozduğu sünnetimi
düzeltirler) buyurmuştur. Ehl-i sünnet âlimleri, bu hadis-i şerifi
açıklarken buyuruyorlar ki:
“İslâmiyetin başlangıcında, insanların çoğu, Müslümanlığı bilmedikleri, onu
yadırgadıkları gibi, ahir zamanda da, dini bilenler azalır. Bunlar, benden
sonra bozulmuş olan sünnetimi ıslah ederler. Bunun için, emr-i ma'rûf ve nehyi
anilmünker yaparlar. Sünnete, yani İslâmiyete uymakta başkalarına örnek
olurlar. İslâm bilgilerini doğru olarak yazıp, kitaplarını yaymaya çalışırlar.
Bunları dinleyenler az, karşı gelenler çok olur. O zamanda, sevenleri çok olan
din adamı, doğru arasına eğrileri, hoşa giden sözleri karıştıran kimsedir.
Çünkü yalnız doğruyu söyleyenin düşmanları çok olur.”