Medreseler müşterisiz bırakıldı!..
18/06/2020 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
Molla Fenârîler, Ebûssuûdlar yetiştirmiş olan bu ilim yuvaları maalesef yok
edilmişti.
Sual: Reformcu Musa Beykiyef; “Bugün medreselerde okuyanların çoğu
oradakı ilimlerin ilk basamağında kalmıştır. Tembel, cahil ve mutaassıptırlar.
Bundan da maksatları, Müslümanları sömürmektir. Bu hocalar, fikren ve ahlaken
cahil oldukları hâlde, din âlimi kılığındadırlar. Şimdi medreselerde İslamiyetten
bir şey kalmadı. Din, edep ve Kur'ân öğretmek için yapılmış olan
minberlerin, Müslümanları aldatmaktan başka vazifeleri kalmadı” diyor. Bu
sözlerin gerçeklik payı var mıdır?
Cevap: Kazanlı reformcu Beykiyef bu sözleri söylediği zaman, dünyanın hangi
yerinde Müslümanlık kalmış ise, onun beğenmediği medreselerde kalmış idi. Şimdi
ise, programlarının başında dini kökünden yok etmek yazılı bulunan komünist
Rusya'da, bu koca reformcunun gözüne batan o medreselerden, o camilerden hiç
biri kalmadı...
Dinde reformcuların, her bakımdan 'gerici' dedikleri din adamları halkı
soymakta da, onlardan geridedirler! Hayatları kanaat üzere geçtiğinden,
halktan istifadeleri azdır. Birinci Cihan Harbi'nin, dört sene içinde, köylerde
cenaze yıkayacak hoca bırakmadığı görülünce, cahil dedikleri hocaların bile
lüzumsuz ve faydasız olmadığı anlaşıldı.
Sultân Vahîdeddîn hân zamanında İstanbul'daki medreselere, liselerde okunan
derslerden birçoğu konulduğu hâlde, ihtiyacı eskisi kadar da karşılayacak din
adamı yetişmediği görülmüştü. Vaktiyle Molla Fenârîler, Molla Hüsrevler,
Ebûssuûdlar, İbni Kemâller, Gelenbevîler yetiştirmiş olan bu ilim yuvaları
maalesef yok edilmişti.
Masonlar, medreseleri parasız, ilimsiz bırakmakla kalmayıp, talebe ismi
yerine 'softa' adını yaymışlardı. Bu kadar bozgunculuk, bu kadar bakımsızlık
içinde medreselerden yine din düşmanlarını az çok susturacak ilim adamı
yetişmesi şaşılacak şeydir. Bunu da mesleğin yüksekliğindeki feyiz ve berekete
bağlamak lazım gelir.
Medreselerden yetişen din adamları, resmî dillerle kendilerine yapılan hakarete dayanamayarak, haysiyet ve şereflerini korumak için, başka iş sahalarına sarılmışlardır. Bir kısmı da, hakaretlere aldırmamış, dinî ve millî ananelerine sarılarak bir nefis mücahedesi içinde yaşamışlardır. "Müşterisiz kalan mal" hâline getirilen ve ilimden, fenden mahrum bırakılan medreselerde ilim adamı olamayacağı açıkça meydandadır.