Ârif olanların gurbeti Rabbinden ayrı kalmasıdır
25/06/2020 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hazreti Ali (radıyallahü anh) oğlu Hazreti Hasan'a buyurdu ki:
"Garip, Allah için bir dostu olmayan adamdır."
Hayat, bir rüya, bir film gibi sanki. Yazılı bir senaryonun oyuncularıyız.
Bizden öncekiler oyunlarını oynayıp geçip gittiler... Merhum Yunus Emre ne
güzel söylemiş:
"Mal sahibi, mülk sahibi/Hani bunun ilk sahibi?/Mal da yalan, mülk de
yalan/Var biraz da sen oyalan..."
Atalarımız demişler ya:
"At ölür, meydan kalır/Yiğit ölür, şan kalır..."
Gökkubbenin altında, nerede olursa olsun bütün insanlar, kendilerinden
sonrakilere bir şeyler bırakabildilerse bahtiyar bir şekilde gülerek ölürler.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
"İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır."
***
Bizim dilimizde "gurbet" basit bir kelime
değildir. Maddi ve manevi bütün ayrılıkların, bütün yalnızlıkların adıdır.
Çoban da kullanır gurbet sözcüğünü, evliya olan ârifler de. Çobanın anladığı
gurbet kendi köyünden uzak kalmaktır. Ârif olanların gurbeti, Rabbinden ayrı
kalmasıdır.
Rabbini bulan, bütün nimetlere, güzelliklere kavuşmuştur. O'nu kaybeden ise
her şeyi kaybetmiştir. Hazreti Ali (radıyallahü anh) oğlu Hazreti Hasan'a
buyurdu ki:
"Garip, Allah için bir dostu olmayan adamdır."
Fudayl bin İyad hazretleri de gurbeti başka bir tarzda tarif ediyor:
"Faziletli, güzel ahlaklı kişilere gurbet olmaz. Onlar, yabancı
yerlerde de olsalar, çevre edinirler, dost bulurlar. Kötü insanlar ise kendi
memleketlerinde olsalar bile garip sayılırlar. Kimse onları sevmez, beraber
olmak istemezler..."
Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza "gurbetçi" diyorlar. Aslına
bakarsanız hepimiz gurbetçiyiz. Dünyada kalıcı değiliz, geldik gidiyoruz...
Bir gün sevgili Peygamberimiz aleyhisselam mübarek elini Abdullah bin
Ömer'in omuzuna koyarak şöyle buyurdu:
"Sen kendini dünyada ya garip bil veya yolcu. Ya da kendini kabir
ehlinden say."
***
Bu dünyada hem garibiz, hem yolcuyuz. Garibiz, çünkü daha önce burada
değildik. Yolcuyuz, istesek de bizi burada durdurmazlar. Hepimiz burada
misafiriz. Misafir bir gün memleketine döner. Sahip olduğumuz ne varsa
hepsi emanettir. Emanetler de bir gün sahibine teslim edilir. Sıhhatimize
ve gençliğimize aldanmayalım, ölüm yanı başımızda... İnsanoğlu her gün bir
adım ölüme yaklaşıyor. Kazandığı servete çocuklar gibi seviniyor, kaybettiği
zamanına acımıyor.
Neye yarar o servet ki, başkalarına nasip olacak. Belki de en sevmediğimiz
kimselere!..
Bir kimse, yalnız dünyasını düşünmüş, ahiretini unutmuş Rabbini tanımamış, haramlardan sakınmamış ise, hem dünyasını, hem de ahiretini mahvetmiş olur...