Resulullah'ın mübarek saç ve sakalıyla bereketlenmeye, saygı duymaya şirk demek doğru mudur?
Eşyalarla bereketlenmek
CEVAP
Çok yanlıştır. Bunlara saygı duymak lazımdır. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’ın şeâirini tazim etmek, kalblerin takvasındandır.) [Hac 32]
Bunun için, Allahü teâlânın şeâirini tazim etmek vacib olmuştur. Şeâir, nişanlar, alametler demektir. Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri, (Görülünce, Allahü teâlâyı hatırlatan her şey, Allahü teâlânın şeâiri olur) buyuruyor. Bekara sûresinin, (Safa ve Merve, Allah’ın şeâirindendir) mealindeki 158. âyet-i kerimesinden anlaşılıyor ki, Allahü teâlânın şeâiri, yalnız Safa ve Merve tepeleri değildir. Bunlardan başka şeâir de vardır. Mekke-i mükerreme şehrinde, Mescid-i haramın yanında bulunan Safa ve Merve ismindeki iki tepecik arasında, İsmail aleyhisselamın annesi Hazret-i Hacer gidip geldiği için, bu iki tepecik, Allahü teâlânın şeâiri olup, o mübarek anneyi hatırlamaya sebep olunca, bütün mahlûkların en üstünü ve Allahü teâlânın sevgilisi olan Muhammed aleyhisselamın doğduğu, büyüdüğü, ibadet ettiği, hicret ettiği, namaz kıldığı, vefat ettiği yerler, mübarek türbesi, Hazret-i Ali’nin ve diğer Eshabının yerleri de elbette Allahü teâlânın şeâiri olur. (Usul-ül-erbea fi terdid-il vehhabiyye - F. Bilgiler)
Şah Veliyyullah Dehlevî hazretleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlânın şeâirini sevmek demek, Kur’an-ı kerimi, Peygamber efendimizi ve Kâbe’yi sevmek demektir. Hatta Allahü teâlâyı hatırlatan her şeyi sevmektir. Allahü teâlânın evliyasını sevmek de böyledir. (Eltaf-ül-kuds)
Kendisi de dağıtmıştır
Peygamber efendimizin, mübarek saç ve sakalıyla bereketlenmek de, bunlar gibi caizdir. Bizzat kendisi, bunların dağıtılmasını emretmiştir. Resulullah, sallallahü aleyhi ve sellem, Cemre-tül-akabe’ye geldi, taşlarını attı, sonra Mina’da konakladığı yere geldi ve kurbanını kesti. Sonra berbere, (Al!) buyurdu ve sağ yanını işaret etti, sonra sol tarafını işaret etti, sonra kesilen saçları halka vermeye başladı. Sağ yandan kesilenleri sağındakilere, sol yandan kesilenleri de Ümmü Süleym’e verdi. Enes bin Malik hazretleri, kendisiyle beraber bir sakal-ı şerifin defnolunmasını vasiyet etti. Allahü teâlânın huzuruna sakal-ı şerifle birlikte çıkmak istedi. (Buhârî)
Resulullah'ın, sallallahü aleyhi ve sellem, faziletlerinden biri de şudur ki, Halid bin Velid radıyallahü anh, başında, sarığı arasında bir sakal-ı şerif taşırdı. Bunu taşıdığı her savaşta zafer kazanırdı. O, mübarek bir kılı sebebiyle muradına kavuşuyor da, Resulullah efendimizin mübarek zat-ı şerifini vesile ederek Allahü teâlâdan dilekte bulunanlar muradına kavuşmaz olur mu? (Kadi İyad - Şifa-i şerif)
Resulullah efendimiz çarşıya çıkıp, bir entari satın aldı. Giderken bir âmânın yani gözleri görmeyen birinin, oturmuş, (Allah rızası için, bana bir gömlek verin, Cennet elbiselerine kavuşun) dediğini duyup, aldığı entariyi buna verdi. Âmâ, entariyi eline alınca, misk gibi güzel koku duydu. Bunun, Resulullah’ın mübarek elinden geldiğini anladı, çünkü Resulullah'ın bir kere giydiği her şey, eskiyip dağılsa bile, parçaları da misk gibi güzel kokardı. Âmâ, (Yâ Rabbî, bu gömlek hürmetine, gözlerimi aç) diye dua etti. İki gözü hemen açıldı. (Zad-ül-mukvin)
Ellerini tutup yüzlerine sürdüler
Hazret-i Ebu Cuhayfa diyor ki: Resulullah efendimiz, öğle sıcağında çıkıp abdest aldı. Oradakiler kalkıp, onun ellerini tutup, yüzlerine sürdüler. Bir de ben, onun mübarek ellerini tutup yüzümün üstüne koydum. O sıcakta mübarek elleri, kardan daha soğuktu ve miskten daha güzel kokuyordu. (Buhârî)
(Ellerini tutup yüzlerine sürdüler) ifadesi, faziletli ve sâlih kimselere dokunarak bereketlenmenin meşru olduğunu gösteriyor.
Hazret-i Âişe validemiz buyuruyor ki: (Resulullah bir yarası olan kimseyi tedavi ederken, işaret parmağını yere sürüp ve kaldırarak, “Bismillahi türbetü erdinâ biriki ba’dinâ liyüşfa bihî sekimünâ bi-izni Rabbinâ” derdi.) [Müslim]
İmam-ı Nevevi, bu hadis-i şerifin mânâsını şöyle açıklıyor: İşaret parmağını mübarek ağız suyuyla ıslatıp, sonra toprağın yapışması için yere koyar, sonra hastalıklı veya yara olan yere sürer ve bu elini sürerken, Allahü teâlânın ism-i şerifiyle bereketlenmek için bu duayı okurdu.
Eshab-ı kiram, Resulullah'ın kullandığı eşyalarla teberrük ederlerdi. Abdest alırken kullandığı su ile, mübarek teri ile, gömleği, asası, kılıcı, nalınları, kadehi, yüzüğü ile ve kullanmış olduğu her şeyle bereketlenirlerdi. (Üsul-ül-erbea, F. Bilgiler)
Sual: Resulullah’ın veya mübarek insanların eşyalarıyla bereketlenmek caiz midir?
CEVAP
Elbette caizdir. Eshab-ı kiram, Resulullah’ın kullandığı eşyalarla, mesela gömleği, bastonu, kılıcı, terlikleri, bardağı, yüzüğü ve kullanmış olduğu her şeyle bereketlenirlerdi. Müminlerin annesi Ümm-i Seleme validemiz, bir hasta gelince, Peygamber efendimizin mübarek sakalından bir kılı suda bırakır, sonra çıkarıp bu suyu ona içirirdi. Mübarek bardağına su koyup, şifa için içerlerdi. (Usul-ül-erbea)
Resulullah efendimiz, cemreden sonra kurbanını kesince, berberin kestiği mübarek saçlarını Hazret-i Talha’ya verip, (Bunları insanlara dağıt) buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)