Hacıların Hacer-i esvede el sürmeleri, ondan bir yarar beklemeleri, şefaat ummaları putun şefaati ile aynı değil mi? Şirk değil mi bunlar? Niye o taşı Kâbe’den sökmezler ki?
Hacer-ül esved put değildir
CEVAP
Canlıyı konuşturan ve bazılarına şefaat yetkisi veren Allahü teâlâ, hayvanları ve cansızları konuşturamaz mı? Onlara şefaat yetkisi veremez mi? Kur'an-ı kerimde de canlı-cansız her varlığın tesbih ettiği bildiriliyor. Fakat biz anlamıyoruz diye -hâşâ- Kur'an-ı kerimi mi inkâr etmek gerekir?
Allahü teâlâ dilerse taş da konuşur, ağaç da konuşur, hayvan da konuşur.
Bütün mahlukat Allah’ı zikrediyor. Onlara zikir etme kuvvetini veren Allahü teâlâ onları konuşturamaz mı, onlara şefaat izni veremez mi?
Hacer-ül esved denilen taş, Cennetten gelmiştir. O taşı oraya Allahü teâlâ koydurdu.
Hacer-i esvedi öpmek sünnettir. Hazret-i Ömer, tavaf ederken, Hacer-i esvede karşı, (Sen bir taşsın, bir şey yapamazsın! Ama Resulullah öptüğü, yani sünnet olduğu için seni öpüyorum) dedi. Hazret-i Ali, bunu işitince, Resulullahın, (Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder) buyurduğunu ben işittim dedi.
[Hazret-i Ömer, Hacer-ül Esvedin Cennetten geldiğini, o taşı öpmenin sünnet olduğunu, taşın şefaat edeceğini elbette biliyordu. Böyle söylemesi, Hazret-i Ali’nin o hadis-i şerifi nakletmesi ve dindeki bir hükmün vesika haline gelmesi içindi.]
Hacer-ül esvedle ilgili çok hadis-i şerif vardır. Bazıları şöyledir:
(Hacer-ül esved, Cennet yakutlarındandır. Kıyamette, iki gözü ve bir dili olduğu halde getirilir. Tazim ve sıdk ile istilam edenin lehinde şahitlik eder. Riya ve alay ile istilam edenin de aleyhine şahitlik eder.) [Tirmizi]
(Hacer-ül esvedi hayırlı işlerinize şahit yapın. Çünkü o, kıyamette şefaati reddedilmeyen bir şefaatçidir. Dili ve iki dudağı olacak ve ona elini sürene şahitlik yapacaktır.) [Taberani]
(Resulullah, Hacer-ül esvedi istilâm ettiklerinde, onu öper ve yüzünü sürerdi.) [İbni Mace]
(Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder.) [İbni Hibban]
(Hacer-ül Esvede cahiliye zamanı adamlarının manevi pislikleri bulaşmasaydı, ona dokunup da iyi olmayan dertli kalmazdı.)[Beyheki]
(Kıyamette Hacer-ül esved huzura getirilir, onun fasih bir dili olduğu halde ve o, iman ile kendisine dokunanlara şehadet eder.)[Hâkim]
(Hacer-ül Esved kardan daha beyazdı, insanların günahları onu kararttı.) [Taberani]
Vehhabiler bile kendi kitaplarında diyor ki:
(Gökler Allah’tan korkar, Allah göklerde his yaratır. Anlarlar, Kur’anda, yerlerin ve göklerin tesbih ettikleri bildirildi. Resulullahın avucuna aldığı taş parçalarının tesbih ettiklerini ve mescitteki Hannane denilen direğin inlediğini ve yemeğin tesbih ettiğini Eshab işittiler. Buhari’de, İbni Mesud diyor ki, yediğimiz yemeğin tesbih sesini işitirdik. Ebu Zer diyor ki, Resulullah, avucuna taş parçaları aldı. Bunların tesbih sesleri işitildi. Resulullahın hutbe okurken dayandığı odunun inlemesi haberi sahihtir.) [Feth-ül-mecid s. 200, 201]
Netice: Allahü teâlâ dilerse taş da konuşur, ağaç da konuşur, hayvan da konuşur.
Eşya ile bereketlenmek
Sual: Bir tarihçi “İstanbul’da bazı camilerde Hacer-i esvedin parçaları var, bunları öpenler oluyor. Böyle şeylere el sürenlerin çoğu, eşya ile irtibata yani, onu maddeleştirmeye, farkına varmadan da başlayabiliyor. Hali, kıyafeti uygun olmadığı halde, el sürerek işleri halle çalışanlar çoktur” diyor. Bu ifadeler dine aykırı değil mi? Hacer-i esved ile, mübarek eşya ile bereketlenmek dinimizce caiz değil mi?
CEVAP
Mübarek eşyalardan bereketlenmeye Selefiyye denilen bid’at ehli karşıdır. Teberrükle ilgili bir çok âyet ve hadis vardır. Önce Hacer-ül-esvedle ilgili iki hadis-i şerif mealini bildirelim:
(Hacer-ül Esvede el sürmek günahları döker.) [Nesai]
(Allah’a yemin ederim ki, kıyamette Hacer-ül Esvedin, gören gözleri ve konuşan dili olacak ve kendisine ihlâs ile el sürüp öpenin cennetlik olduğuna şahitlik edecektir.) [Tirmizi]
Görülüyor ki o siyah taşı öpmek bile büyük fazilettir. İstanbul’da parçalarının bulunması ne büyük nimet. İmkanı olan herkes öpmelidir. El sürerek işleri halletmeye çalışmalıdır.
Bir insanın hâli kötü olsa da, çok günahkâr olsa da, kıyafeti pejmürde olsa da, tesettürü bozuk olsa da, yine o mübarek taşı öpmek için can atmalıdır.
(Üsul-ül-erbea fi terdidil vehhabiyye) kitabında diyor ki:
Allahü teâlâdan başkasını da tazim etmek caizdir. İki âyet meali:
(Allah’ın şeairini [Allah’ı hatırlatan alametleri] tazim etmek, kalplerin takvasındandır.) [Hac 32]
(Safa ve Merve, Allah’ın Şeairindendir.) [Bekara 158]
Bunun için, Allahü teâlânın şeairini tazim etmek vacib oldu.
Allahü teâlânın Şeairi, yalnız Safa ve Merve tepeleri değildir. Allah’ın şeairleri çoktur. Allahü teâlâyı hatırlatan şeyler onun şeairidir.
Fetava-i Hindiyye’de bildiriliyor ki, ana babanın kabrini öpmek caizdir.
Ana babanın kabrini öpmek caiz olunca, onlardan daha kıymetli olan evliya veya Peygamber türbesini öpmek elbette caizdir.
Resulullah efendimizin giydiği elbisenin bir parçası, bir sakalı şerifi çok kıymetlidir.
İbni Sirin hazretleri diyor ki:
Bende bir sakal-ı şerifin bulunması, dünyada olan her şeyden daha kıymetlidir. (Buhari)
Roma ordularını yere seren, kaleleri, memleketleri fetheden Halid bin Velid hazretleri, bütün bu başarılarının sarığında taşıdığı bir sakal-ı şerif sayesinde olduğunu söylemiştir.
Sakal-ı şerif ile, Hacer-ül esved ile, evliya kabrinden alınan toprak ile, onların giydikleri elbise ile bereketlenmek, evliya kabirlerini öpmek gibi nimetleri bir ganimet bilmelidir.