Tevbe sûresinin son iki âyeti fazla diyen, Kur’anın değiştiğini söyleyen kâfir olmaz mı?
Kur’an-ı kerim değiştirilemez
CEVAP
Böyle bir şeyi Müslüman yaparsa kâfir olur, kâfir zaten kâfirdir, tekrar
kâfir olmaz. Emirler yasaklar Müslüman içindir.
Önce Kur’an-ı kerimin bugünkü hâle nasıl geldiğini bildirelim:
Yemame savaşında, Kur'an-ı kerimi hıfzedenler [ezberleyenler] şehit
olup azalmaya başlayınca, Hazret-i Ömer, halife Hazret-i Ebu Bekir’e, Kur'an-ı
kerimin yazılıp Mushaf haline gelmesini tavsiye etti. Hazret-i Ebu Bekir de,
Resulullahın kâtibi olan Zeyd bin Sabit’e sûreleri ayrı ayrı
yazdırdı. Sonra, Eshab-ı kiramın ittifakı ile bir heyet tarafından bir mushaf
yazıldı. Hazret-i Osman zamanında bu mushaftan, 6 adet daha yazılarak
vilayetlere gönderildi. Bugün bütün İslam ülkelerinde mevcut olan Kur'an-ı
kerimlerin tertibi ve şekli bu mushafa tam uygundur. O zamandan beri de bir tek
harfi değişmemiştir. (Mirat-ı kâinat)
Kur’an-ı kerimin değiştiğini söylemek birkaç yönden küfür olur:
1- Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimi hiç kimsenin değiştiremeyeceğini
ve bunu bizzat kendisinin koruyacağını bildiriyor:
(Rabbinin sözü doğruluk ve adaletle tamamlandı. Onun sözlerini [Kur'anı] değiştirebilecek [hiçbir
şey, hiçbir kuvvet] yoktur.) [Enam 115]
(Kur'anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]
(Kur’an, eşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden, ardından[hiçbir
yönden, hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma
yapılamaz. Çünkü] O, kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi Allah
tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42] [Kur’anı Allah indirdiği
için, onu bozabilecek birinin çıkamayacağı açıkça bildiriliyor. Diyelim ki 19
cu, Tevbe sûresindeki iki âyeti veya başka âyetleri çıkarıp Tam Kur’an diye bir
kitap bastırsa, piyasaya sürülünce, hile meydana çıkar ve hiç itibar görmez.]
Bu üç âyet-i kerimeye rağmen, Kur’an değişti demek çok büyük, çok çirkin bir
iftira olur.
2- Kur’an-ı kerimi hâşâ Resulullah değiştirdi diyenler de çıkıyor. Bu,
âlemlere rahmet olarak gönderilen son Resul için çok çirkin iftiradır. Üzerinde
durmak bile gerekmez. Bir âyet meali:
(Eğer O [Peygamber] bize atfen, [Kur’ana] bazı
sözler katsaydı, biz onu kuvvetle yakalayıp şah damarını koparır, helak
ederdik, hiçbiriniz de buna engel olamazdınız.) [Hakka 44-47]
Resulullah değiştirdi diyen bu âyeti de inkâr etmiş olur.
3- Daha çok Rafıziler, üç halife ile eshab değiştirdi diyorlar. Üç
halife, âyet-i kerimelerle övüldüğü gibi, eshabın tamamı da övülmektedir.
Hepsinin Cennetlik olduğunu bildiren bir âyet-i kerime meali:
([Eshab-ı kiramın] hepsine hüsnayı [Cenneti] vaad
ettik.) [Hadid 10]
Hepsi Cennetlik olan bu kıymetli insanlara nasıl iftira edilebilir ki?
4- Mucize olması bakımından da değiştirilemez. İki âyet meali
şöyledir:
(Kulumuza [Peygambere] indirdiğimizden [Allah’tan
geldiğinden] bir şüpheniz varsa, iddianızda doğru iseniz, Allah’tan
gayri şahitlerinizi [bilginlerinizi] de yardıma çağırıp, haydi
onun benzeri bir sûre meydana getirin! Bunu yapamazsınız, asla yapamayacaksınız
da.) [Bekara 23, 24]
(De ki: Bu Kur'anın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler
toplanıp, birbirine destek de olsalar, yemin olsun ki yine de benzerini ortaya
koyamazlar.) [İsra 88] [14 asırdır, din düşmanları, hâşâ Allahü
teâlâyı yalancı çıkarmak için uğraşmışsa da yapamadılar. 19 cular da bunu yapamaz.]
Kur’an-ı kerime şerh koymak
Sual: İbni Sebeci, (İbni Abbas anlatır: Ömer, hutbesinde dedi
ki: Hepiniz biliyorsunuz ki, Allah recm âyetini gönderdi. Hepimiz bu âyeti
ezberledik. Ayrıca, Resulullah recm cezasını tatbik etti, biz de tatbik ettik.
Benim endişem şudur: Aradan uzun zaman geçince, bazıları, "Kitabullah’ta
recm cezası yoktur” diyerek inkâr edebilir. Eğer insanlar, "Ömer Allahü
teâlânın kitabına ilavede bulundu" demeyecek olsalardı, recm âyetini
yazardım) mealindeki olayı anlattıktan sonra, “Bak Ömer dedikodudan
korkmasa idi, Kur’ana ilaveler yapacakmış. Kur’ana ilave yapabilecek biri,
nasıl Müslüman olur?” diyor. Bu konuya bir açıklık getirir misiniz?
CEVAP
Bu olay anlatıldığı gibi mi, yoksa değişik mi? Böyle kabul ederek cevap
veriyoruz:
1- Hutbede bildirildi dendiğine göre, demek ki eshab-ı kiramın
hemen hepsi orada idi. Çünkü Cuma namazı ayrı camilerde değil, tek camide
kılınıyordu. İbni Sebecilerin kendisini sevdiklerini söyledikleri İbni Abbas
hazretleri bunu rivayet ediyor. O da orada idi. Hazret-i Ali de orada idi. Hiç
kimse bu söze itiraz etmediğine göre, olay aynen Hazret-i Ömer’in dediği
gibidir. Burada itiraz edilecek bir husus yoktur. İbni Sebeci’nin itiraz etmesi
onun art niyetli olduğunu gösterir.
2- Hazret-i Ömer’in recm âyetini yazardım demesi, Kur’ana ilave
değildir. Hazret-i Ömer, (Kur'an-ı kerimin sonuna haşiye olarak, dip
not olarak durumu izah eden bir açıklama koyabilirdim, ama, bunu istismar
edecek olanlar, bak Ömer Kur'ana ilave yaptı derler diye bu açıklamayı koymadım) demek
istemiş olabilir. Çünkü Hazret-i Ömer, şu mealdeki âyeti bilmiyor muydu: (Eğer
O[Peygamber] bize atfen, [Kur’ana] bazı sözler
katsaydı, biz onu kuvvetle yakalayıp şah damarını koparır, helak ederdik,
hiçbiriniz de buna engel olamazdınız.) [Hakka 44-47]
Âlemlere rahmet olarak gönderdiği Habibine böyle buyuran Allahü teâlâ Hazret-i
Ömer’e ne yapmaz ki? Hazret-i Ömer’in böyle bir şeyi düşünmesi bile
imkansızdır.
Aynı zihniyetteki kimseler, (Ömer’in böyle bir şerh koyma düşüncesi,
Kur’ana gölge düşürmez mi) diye sorabilirler. Hayır asla mahzuru
olmazdı. Çünkü Hazret-i Ali, âyetlerin altına Resulullah efendimizin yaptığı
açıklamaları koyardı. Hatta bundan dolayı İbni Sebeciler, (Hazret-i
Ali’nin Mushaf’ı ayrıdır) derler. Ayrı bir Mushaf yok, açıklamalı
Mushaflar vardır. Hazret-i Ali açıklama koyunca suç olmuyor da, Hazret-i Ömer
koyarsa niye suç olsun ki?
Hepsi Cennetlik olan eshab-ı kiram yanlış iş yaparsa ortada din mi kalır?
Çünkü, Kur’anı da, hadisleri de onlar bildirdiler. Onun için böyle sualleri
gündeme getirmek bile yersizdir.