İyilerle beraber olmanın dindeki yeri nedir?
İyilerle beraber olmak
CEVAP
Salihlerle beraber olan, onlardan hiçbir şey öğrenemese bile, yedi ikrama
kavuşur:
1- İlim talebesinin faziletine kavuşur.
2- Onlarla beraber iken günahtan uzak olur.
3- Evinden çıkışından itibaren rahmete girer.
4- Onlara inen rahmetten o da faydalanır.
5- Onları dinlerken, kendine sevap yazılır.
6- Melekler ondan memnun olup, dua eder.
7- Attığı her adım, günahına kefaret olur.
Allahü teâlâ da ona altı ikramda bulunur:
1- İlim ehliyle bulunmayı ona sevdirir.
2- Âlime uyanlar gibi sevaba kavuşur.
3- O salihlerden birinin şefaatine kavuşur.
4- Günahkârların gittiği yerlerden soğur.
5- O da salihlerin yoluna girmiş olur.
6- Dinimizin emirlerine uymuş olur.
Bir kimse, Peygamber efendimize, (Kıyamet ne zaman kopacaktır?) diye sordu. Ona
cevaben, (Kıyamet için ne hazırladın?) buyurdu. O kimse,
(Fazla ibadetim yok. Fakat Allah ve Resulünü seviyorum) dedi. O kimseye, (Herkes
sevdiği ile beraber olacaktır. Sen de, ahirette sevdiğinle beraber olacaksın) buyurdu.
(Buhari)
Hikmet ehli buyuruyor ki:
1- Âlimlerle beraber olanın ilmi artar.
2- Salihlerle beraber olanın, ibadete rağbeti ve günahlardan kaçma arzusu
artar.
3- Fâsıklarla [açıktan günah işleyenlerle] düşüp kalkanın günah işleme cüreti
artar.
4- Zenginlerle düşüp kalkanın dünya sevgisi artar.
5- Fakirlerle beraber olanın şükrü artar. Bir kimse, bir âlimle dünyayı dolaşsa,
âlimden dinine ait bir mesele öğrense, birlikte yaptıkları seyahati boşa gitmiş
olmaz. Bir kimse de, âlimlerle, salihlerle beraber olsa, hiçbir şey istifade
edemese bile, onların yüzüne bakması, onun için büyük bir nimettir. Çünkü salih
Müslümanın yüzüne bakmak ibadettir.
Kötü arkadaş, bir tane olsa da çoktur. İyi arkadaş bin tane olsa da azdır.
İyilerle dost olmalı ve sayısını çoğaltmaya çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Çok dostunuz olsun; çünkü Rabbiniz kerimdir. Kıyamette dostları arasında
bulunan kuluna azap etmekten haya eder.) [Şir’a]
(Çok tanıdığınız olsun! Kıyamette hepsi de şefaat eder.) [Şir’a]
(Allahü teâlâ, rıza-i ilahi için bir din kardeşi edinenin Cennetteki
derecesini yükseltir.) [İ. Ebiddünya]
(Allah için ahiret kardeşliği yapan, ahirette öz kardeşinden daha faydalı
yardımları, o ahiret kardeşinden görür. Allahü teâlâ, ahiret kardeşini çok
seveni, o nispette çok sever.) [Ey Oğul İlm.]
İyilerle arkadaşlık, dostluk böyle kıymetli iken, kötülerle arkadaşlık daha
kötüdür. İnsanın dünyasını da, ahiretini de yıkar.
Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert ve günahlardan kaçan
kimselerle arkadaşlık etmelidir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Benim
yolumda gidenlere uy) buyuruluyor. (Lokman 15)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce arkadaş edinin! Yolculuktan önce
de azık tedarikine çalışın!) [Taberani] (Ahiret yolcusunun azığı doğru
iman ve arkadaşı da salih ise ne mutlu ona)
Kötülerden uzak durmalı
İmanımızın üç düşmanı vardır: Şeytan, nefs ve kötü arkadaş. En zararlısı kötü
arkadaştır. O, nefsimizin ve şeytanın aracılığı ile bize zarar verir.
Arkadaşların en kötüsü insanın dinini, imanını, edebini, hayasını, ahlakını
bozmaya uğraşan, böylece dünya ve ahiretine, ebedi saadetine saldırandır.
Salihler, iyiler anıldığı zaman rahmet, kötüler anıldığı zaman lanet yağar.
Kötülerden uzak durmaya çalışmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenildiği zaman ateş kıvılcımları
seni yakmazsa, kokusu seni rahatsız eder.) [Buhari]
Pis koku, farkında olmayarak elbiseye siner. Kötünün kötülüğü de farkında
olmayarak insanın kalbine girer. Şu halde yapılacak iş, kötü arkadaşlardan uzak
durmaktır. Namuslu, iffetli yaşamak isteyene Cenab-ı Hak nasip eder. Bir hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(İffet talep edeni, Allahü teâlâ iffetli kılar.) [Hakim]
İffetli olan, aile efradının da iffetli olmasını ister. Onları da kötülükten
korur. Kendisi kötü olursa, bir gün çoluk çocuğu da Allah saklasın kötü yollara
düşebilir. Çocuklarının iffetsiz olmasını hangi ana-baba isteyebilir? Çocuklara
iyi örnek olmak gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İffetli olursanız, kadınlarınız da iffetli olur.) [Taberani]
(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşamak ve iffetli olmak gerekir.) [İbni
Asakir]
Kur'an-ı kerimde de namaz kılanın her kötülükten korunacağı bildiriliyor.
Herkes ne ekerse onu biçer. Rüzgar eken, fırtına biçebilir. İyilik eden de
iyilik biçer. Hem Allahü teâlâ çok merhametlidir. Bir tohuma, bire on ve daha
fazla mahsul verir. İyilik yönünden bir adım atana çok şeyler ihsan eder.
Günahlarına pişman olup özür dileyenin günahlarını affeder. Yeter ki insan
hatasını bilip özür veya af dilemesini bilsin! "Ben artık mahvoldum, Allah
beni affetmez" diye düşünmek çok yanlış ve çok tehlikelidir. Zararın
neresinden dönülürse kârdır. (Allah artık beni affetmez) diyerek günahlara
devam etmemeli, günahım çok diye tevbeden kaçmamalı. En büyük günahların da
tevbesi olur.
Gayrı meşru işler, dünyada da yüzkarasıdır. Ahirette ise, azabı çok şiddetlidir.
"Ben ölmem" veya "Cehennem ateşi bana zarar vermez" diyen
varsa, dilediği kötülüğü işlesin! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya için, dünyada kalacağın kadar, ahiret için, ahirette kalacağın kadar
çalış! Allah’a, muhtaç olduğun kadar itaat et! Cehenneme dayanabileceğin kadar
günah işle!) [Eyyühel veled]
Öleceğine inanan ve öldükten sonra başına gelecekleri düşünen, nasıl kötülük
işleyebilir?
İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu
öğrenir. Sadık dost, arkadaşını tehlikelerden koruyan kimsedir. Böyle bir
arkadaş bulunursa, bunu büyük nimet bilmeli. Onun tavsiyelerine kızmamalı.
Mesela gıybetin, zinadan kötü olduğu, sevapları ateşin kuru odunu yaktığı gibi
yok ettiği hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Biz gıybet ederken, bir
arkadaşımız, (Sus, sevapların yanacak, Cehenneme gideceksin!) derse, bize
iyilik mi etmiş olur, kötülük mü? İyilik ettiğine göre, böyle arkadaşa kızmak
mı, yoksa minnettar kalmak mı gerekir?
Kötülerle düşüp kalkmak
Sual: Kötüleri düzeltmek niyetiyle, onlarla düşüp kalkmakta mahzur var
mıdır?
CEVAP
İnsana çeşitli vesveseler gelir. Günaha, hatta Allah saklasın küfre de
meyledebilir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Müminin kalbi, kaynayan tencereden çok değişikliğe maruz kalır.) [Hakim]
Bunun için kötü arkadaşlardan ve kötü işlerden uzak kalmalıdır. Kötü bir
kimseyi düzeltmeye çalışacağım diye onunla arkadaşlık edilirse, kendisinin
bozulma ihtimali daha fazladır.
Kalb, kötü kimselerin yanında gaflete dalınca, şeytan da vesvese verir.
Aydınlıkla karanlığın çarpışması gibi, Allahü teâlâyı anınca şeytan kaçar,
unutunca şeytan gelir. Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Şeytan onlara galebe çaldı ve onlara Allah’ı anmayı unutturdu.) [Mücadele
19]
Şeytanın galebe çalmaması için kötü arkadaşlardan uzak durmalıdır.
Kötülere yaklaşanın, kötülüklerden uzak durması zordur. Hadis-i şerifde
buyuruldu ki:
(Uçurumun kenarında dolaşan, uçuruma yuvarlanabilir.) [Buhari]
"Ben kötülerle gezerim ama, onların bana zararı dokunmaz" demek çok
yanlıştır. İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir. Farkında olmadan arkadaşının
huylarına sahip olur. O halde iyilerle arkadaş olmaya çalışmalıdır!
İyi insanlarla gezmek ve iyilerden bahsetmek de nimettir. Çünkü hadis-i
şerifte, (Salihler, iyiler anıldığı zaman rahmet nazil olur) buyuruldu.
(İ.Ahmed)
Rahmet, Cennete girmek ve Allah’a kavuşmaktır. Salihler, iyiler anılınca, bu
rahmetin sebebine kavuşulmuş olur. Salihlere uyma isteği başlar. Salihlere uyan
da Cennete girer. (Kötünün bana ne zararı dokunur?) demek çok yanlıştır. Çürük
bir meyve bütün meyvelerin çürümesine sebep olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Salihleri anmak günahlara kefarettir.) [Deylemi]
(Fazilet ehlini ancak fazilet sahipleri tanır.) [Deylemi]
(Fıkıh öğrenilen yerde bulunmak, bir senelik ibadetten daha
hayırlıdır.) [Deylemi]
(Kırk gün içinde, bir ilmi sohbette bulunmayanın kalbi kararır. Büyük günah
işlemeye başlar. Çünkü ilim, kalbe hayat verir.) [Müjdeci Mek.]
(Ya âlim, ya talebe veya bunları dinleyenlerden olun! Yahut ilim ehlini
sevenlerden olun! Bunlardan gayrısı olan helak olur!) [Beyheki]
(Evliyayı görünce, Allah hatırlanır.) [H.Tirmizi]
(Her şeyin kaynağı vardır. Takvanın menbaı ariflerin kalbleridir.) [Taberani]
(Büyüklerle oturun, âlimlere sorun ve hikmet ehli ile beraber olun!) [Taberani]
Böyle salih kimseler bulunmazsa kötülerden uzak durmalıdır.
Dağda yaşayan birine, (Burada ne yapıyorsun) demişler. O da (Köpek çobanlığı
yapıyorum) demiş. (Hani burada köpek yok) demişler. (Benim nefsim köpek gibi
ısırıcıdır. Kimseye zararı dokunmasın diye onu insanların arasından çıkardım)
demiş.
Sual: Bid’at ehli ve fâsıklarla, ıslah için onlarla görüşüp
tartışmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Çok mahzuru vardır. Onları düzelteceğiz derken, kendimiz bozulabiliriz.
İslamiyet’e uymayanlardan, günah işleyenlerden ve bid'at ehlinden uzlet etmeli,
yani bunlardan uzak durmalıdır! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Hikmet, on kısımdır. Dokuzu uzlette, biri de, az konuşmaktadır.) [Beyheki]
Böyle insanlarla zaruret kadar görüşmelidir! "Halk bozuldu aşikâre,
müdaradır tek çare" buyurulmuştur. Yani onlarla iyi geçinmek gerekir.
Vakitleri, çalışmakla, Allah’ı anmakla, tefekkürle ve ibadetle geçirmelidir!
Eğlenecek zaman, öldükten sonradır. Salih, temiz müslümanlarla görüşmeli,
onlara faydalı olmalı ve onlardan faydalanmalıdır! Lüzumsuz, faydasız sözlerle,
zamanları zayi etmemelidir! Zararlı kitapları, gazeteleri okumamalı, böyle
radyoları, televizyonları dinlememeli, seyretmemelidir. İslam düşmanlarının
kitapları, gazeteleri, radyoları, tvleri; dini, İslamiyet’i yok etmek için
sinsice çalışıyor. Gençleri, dinsiz, ahlaksız yapmak için, planlar kuruyorlar.
Bunların tuzaklarına düşmemelidir!
Az konuşmalı, az uyumalı ve az gülmelidir! Kahkaha ile gülmek, kalbi karartır.
Çalışmalı, fakat karşılığını Allahü teâlâdan beklemelidir! Onun emirlerini
yapmaktan zevk duymalıdır! Yalnız Ona güvenince, O, her dileği ihsan eder.
Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, yalnız Ona güvenenin her dilediğini
verir ve bütün insanları buna yardımcı yapar) buyuruldu. Yahya bin
Muaz-ı Razi hazretleri buyurdu ki:
(Allahü teâlâyı sevdiğin kadar, herkes seni sever. Allahü teâlâdan korktuğun
kadar herkes senden korkar. Allahü teâlâya kulluk ettiğin miktarda, herkes sana
yardımcı olur.)
Ebu Muhammed Abdullah Raşi hazretleri de buyurdu ki:
(Allahü teâlâ ile insan arasında olan en büyük perde, kendi nefsini
düşünmesidir ve kendisi gibi aciz olan bir kula güvenmesidir. İnsanların değil,
Allahü teâlânın sevgisine kavuşmayı düşünmelidir.)
Aileye ve çocuklarına karşı tatlı dilli ve güler yüzlü olmalıdır! Onların
haklarını yerine getirecek kadar aralarında bulunmalıdır! Onlara bağlanmak,
Allahü teâlâdan yüz çevirecek kadar olmamalıdır! (Mektubat-ı Masumiyye
c.2, m.110)
Üç şey insanı harap eder: Kibir, öfke, şehvet. Müslüman, başkalarının yükünü
çeker, başkalarına yük olmaz. Sıkıntı ne kadar artarsa, ibadet de o kadar
kıymetli olur. Gönül kırıcı latife yapmamalıdır!
Hadis-i şerifte, (İnsanların en kötüsü, zararından kurtulmak için
yanına yaklaşılmayan kimsedir) buyurulmuştur. (Buhari)
İyi insanlarla beraber olan kimse, bir müddet onlar gibi iyi iş yapmasa bile,
onların yanında kötülük edemez. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini
arkadaşının dini gibidir) buyuruluyor. (Tirmizi)
Sevdiğini dil ile de söylemeli
Sual: Takdir edip sevdiğimiz arkadaşa, onu sevdiğimizi hâl ve
hareketlerle bildirmemiz kâfi midir?
CEVAP
Kâfi değildir. Dil ile de söylemek gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Arkadaşını seven, onun yanına gidip "Seni Allah rızası için
seviyorum" desin!) [İ.Ahmed]
Böyle bir arkadaş bulunca, onu üzecek bir davranışta bulunmamak gerekir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Arkadaşınla münakaşa etme! Ona sıkıntı verme! Ona buna arkadaşının hâlini
sorma! Belki ona düşman birine rastlarsın da, arkadaşın hakkında yanlış bir şey
söyleyip aranızın açılmasına sebep olabilir.) [Ebu Nuaym]
Bir kimsenin iyi veya kötü olduğu yaptığı işlerden anlaşılır. Bir kimse,
kötülüklerden kaçıyor, iyi işler yapıyorsa, o kişinin Cennete gitme ihtimali
çoktur. Onun için iyi kimselerle beraber olmaya çalışmalıdır. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, bir kula hayır murat ettiği zaman, dinini kayıran kimseler
yanında çalışmayı nasip eder. Şerri murat edilen kul da, dinini kayırmayan kötü
kimselerin yanında çalışır.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ bir kuluna hayır, murat edince rüyasında onu ikaz eder.) [Deylemi]
Kişi sevdiği ile beraber olur
Sual: Ahirette, kişi sevdikleri ile beraber olacağına göre, bir kimse,
hem Cennete gidecek iyileri, hem de Cehenneme gidecek kötüleri severse, nereye
gider?
CEVAP
İyi ile kötüyü sevmek, temiz ile pisliği karıştırmak demektir. Karışım pis
olur. Bir kimse, hem Peygamber efendimizi, hem de Ebu Cehil'in itikadını sevse
Cehenneme gider.
(Allah ve Resulünü seviyorum) diyen bir zâta, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Kıyamette sevdiklerinle beraber olursun.) [Müslim]
Allahü teâlâyı ve Onun Peygamberini sevmek, emirlerini yapıp, yasak
ettiklerinden kaçmak demektir. Allahü teâlâyı sevmenin alameti, dostlarını
sevmek, düşmanlarına düşmanlık etmektir. Hadis-i şerifte, (İbadetin
efdali, müslümanı müslüman olduğu için sevmek, kâfiri kâfir olduğu için
sevmemektir) buyuruldu. Allahü teâlânın düşmanını, mesela Ebu Cehil'i
sevenin, (Allah’ı da seviyorum) demesi yalan olur. Allah’ın sevdiğini sevmeyen
de, Allahü teâlâyı sevmiş olamaz. Mesela Hristiyanlar, Peygamber efendimizi
sevmedikleri için, (Allah’ı ve Hazret-i İsa'yı seviyoruz) deseler de, faydası
olmaz. Yahudiler de, Hazret-i İsa'yı sevmedikleri için, (Hazret-i Musa'yı
seviyoruz) deseler de, kıymetsizdir.
Âlimler, (Kişi sevdiği ile beraber olur) hadis-i şerifini
şöyle açıklıyor:
Bir kimse, salih bir mümini sever, onun gibi itikada sahip olup, onun gibi amel
işlemeye gayret eder, Allah dostlarını dost, Allah düşmanlarını da düşman
bilirse, ahirette sevdiği kimse ile birlikte Cennette olur.
Bir kimse de hem müslümanları, hem de gayrı müslimleri sever, gayrı müslimlerin
itikadlarını beğenirse, gayrı müslimlerle birlikte Cehenneme gider. (Kişi
sevdiği ile birlikte olur) demek, sevdiği kimsenin derecesine kavuşur
demek değildir. Fakat iyileri sevdiği için, Cennette onlarla birlikte olur.
Herkes imanının parlaklığına, kuvvetine göre farklı derecelerde bulunur. (Mektubat-ı
Rabbani, Hadika)
Bu yazıdan anlaşılıyor ki, imansızları sevmek, onların itikadlarını beğenmek,
insanı ebedi Cehenneme sürükler. Ahirette iyilerle beraber olabilmek için,
dünyada da onlarla beraber olmak, onları sevmek, onların yolundan gitmek
gerekir.
Hiçbir menfaat beklemeden sırf müslüman olduğu için bir kimse ile dost olmak
çok iyidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cennette öyle güzel saraylar vardır ki, bunlar Allah rızası için birbirini
sevenler içindir.) [Ebuşşeyh]
Üç kişiyle evlense
Sual: Kocası öldükten sonra, biri ile evlenen, ondan da ayrılıp başka
bir erkekle evlenen kadın, ahirette bu üç kişiden hangisi ile evlenecektir?
CEVAP
Ümm-i Habibe validemiz, böyle bir suali sorunca, Resulullah efendimiz buyurdu
ki:
(Böyle bir kadın, serbesttir. Hangi kocası güzel huylu ise ahirette onunla
olur. Güzel ahlak sahibi olan, dünya ve ahiret iyiliğine kavuşur.) [B.
Arifin]
Demek ki, kadın, üç kişiden hangisini daha çok seviyorsa, onunla beraber olur.
Üçünü de istemiyorsa, hiç biri ile beraber olmaz.
Cennette üzüntü yoktur. Çocuk veya bekâr olarak ölenler de Cennette
evlenecektir. Cennete gitmek için iyilerle beraber olmak gerekir. Peygamber
efendimize, kimlerle beraber olmak gerektiği sual edilince buyurdu ki:
(Gördüğünüzde sizlere Allah’ı hatırlatan, konuşması ilminizi artıran, ilmi,
ahireti düşünmenize yarayan zatlarla beraber olun!) [Ebu Ya'la]
Kıyamet günü, dünya günlerinin uzunluğu ile mukayese edilmez. Çok uzundur ve
çok sıkıntılıdır. Fakat salihlere çok kısa gelir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ istediği kula, kıyamet gününün uzunluğunu bir farz namazı
vakti kadar kısa hissettirir.) [Beyheki]
O halde, beş vakit namazı kılıp salihlerden olmaya çalışmalıdır!
Salihlere dua etmeli
Sual: Salih arkadaşlarımız var. Fakat ben onların çoğunu sevemiyorum.
Her birinin bir kusurunu görüyorum. Kimileri ile konuşmuyorum. Onları sevmemem
günah olur mu?
CEVAP
Elbette günah olur. Çünkü hubb-i fillah, buğdi fillah imanın
esasıdır. Salihleri sevmeli, fâsık ve facirleri sevmemeli. Başkalarının
kusurunu görüp onlardan kendini üstün görmek kibirdendir. Kibir her hayra
manidir. Bu hastalıktan kurtulmaya çalışmalı. Bilhassa sevmediğimiz salihlere
özel dua etmeliyiz. Kur'anı kerimde iyilerin ettiği dua şöyle bildiriliyor:
(Rabbimiz, bizi ve bizden önce gelip geçmiş mümin kardeşlerimizi affet;
kalblerimizde, mümin kardeşlerimize karşı hiçbir kin bırakma!) [Haşr
10]
Bu âyet-i kerimede bildirildiği gibi, sevmediğimiz salih arkadaşlara böyle dua
etmeliyiz.
Salihleri anmak
Sual: Salihleri anmak nasıl olur?
CEVAP
Enbiyayı, evliyayı ve salih kimseleri anmak, onların yüksek mertebelerini,
hallerini, güzel ahlaklarını hatırlamak, söylemek demektir. Bunları böylece
hatırlayıp sevmek, Allah sevgisindendir. Bunları işitenler, bunlar gibi olmaya
çalışırlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Salihleri anmak, günahları temizler.) [Deylemi]
(Peygamberleri anmak, ibadettir, salihleri anmak günahlara kefarettir. Ölümü
anmak sadaka vermek gibidir. Kabri hatırlamak sizi Cennete yaklaştırır.
Cehennemi hatırlamak cihad etmek gibidir.) [Deylemi]
(Her hastalığın şifası vardır, kalbin şifası, Allahü teâlâyı
anmaktır.) [Deylemi]
(Salihler anılınca rahmet iner.) [İ.Ahmed]
[Hadis-i şerifteki rahmet, Cennetlik olmak demektir. Salihler anılınca, bu
rahmetin sebebine kavuşulmuş olur. Salihlere uyma isteği başlar. Salihlere uyan
da Cennete girer.]
Tasavvuf, Cenab-ı Hakkı anmak, arifleri hatırlayıp sevmek ve Resulullahın
yoluna yapışmaktır.
Salihlerle beraber olmak
Sual: Çok namaz kılmak, çok oruç tutmak, Allah’ı çok zikretmek insanı
kurtarmıyor da salihlerle beraber olmak mı insanı kurtarır? Böyle şeyler nasıl
söylenebiliyor?
CEVAP
Bunları Allah söylüyor, Resulü söylüyor. Resulullahın vârisleri olan İslam
âlimleri söylüyor. Doğru itikad ve ihlas olmadıkça, insanı hiçbir ibadeti
kurtaramaz. Eshab-ı kiram niçin çok övülüyor? Bir hadis-i şerif meali: (Yemin
ederim ki, bir kimse, Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshabımdan birinin
bir avuç arpa sevabına kavuşamaz.) [Buhari] Çünkü iyilerle beraber
bulundukları içindir. Onlardan çok namaz kılanlar da var idi. Ama onların
derecesine asla ulaşamazlar.
Eshab-ı kehfin köpeği niye ibret-i âlem için Cennete girdi? Salihlere hizmet
ettiği, onlarla beraber bulunduğu için girdi. Nuh aleyhisselamın oğlu niye
imansız öldü? Salihlerle beraber olmayıp onları kabul etmediği için, gemiye
binmeyip dağa çıktığı için. (Ebu Bekrin üstünlüğü, çok namaz kıldığı,
çok oruç tuttuğu için değil, kalbindeki bir şey içindir) mealindeki
hadis-i şerif niye varit oldu? Çünkü Hazret-i Ebu Bekrin kalbinde Resulullahın
sevgisi vardı, hep onunla beraber idi. Demek ki sadıklarla [doğrularla] beraber
olmak, kötülerden uzak durmak gerekir. Üç âyet-i kerime meali:
(Allah’tan korkup sadıklarla beraber olun!) [Tevbe 119]
(Kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz.)[Nisa
140]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Âlimle beraber bulunmak ibadettir.) [Deylemi]
(Haramdan sakınan kimse ile oturmak ibadettir.) [Deylemi]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Benim evliyam şunlardır ki, ben anılırsam, onlar
hatırlanır, onlar hatırlanınca ben anılırım.) [Ebu Nuaym]
(Gördüğünüzde sizlere Allah’ı hatırlatan, konuşması ilminizi artıran, ilmi
ahireti düşünmenize yarayanla beraber olun!) [Ebu Ya’la]
Allahü teâlâ, Davud aleyhisselama şöyle vahyetti:
(Beni sevmeyenlerle arkadaşlık etme! Bunlar senin düşmanındır. Kalbini karartır
ve seni benden uzaklaştırır.) [İ. Gazali]
(İnsanların yaptıklarını yazan meleklerden başka melekler de vardır.
Yollarda, dolaşırlar. Allahü teâlâyı ananları ararlar, bulunca da, birbirlerine
seslenirler. Kanatlarıyla onları, sevgiyle sararlar. Allahü teâlâ bu meleklere,
“Şahit olun, bu kullarımı affettim” buyurur. Melekler, “İçlerinde başka bir iş
için gelen günahkâr kötü biri var. Onu da mı affettin yâ Rabbi?” derler. Allahü
teâlâ, “Evet, onu da affettim. İyilerle beraber olan kötü olmaz” buyurur.)[Buhari,
Müslim]
Arşın altında şöyle yazılı:
Bir kimse, salihler gibi amel işlese; ama günahkârlarla düşüp kalksa, iyi
amelleri boşa gider, kıyamette kötülerle beraber haşrolur. Bir kişi de, kötüler
gibi amel işlese; ama salihleri sevse, onlarla beraber olsa, günahları iyiliğe
çevrilir, iyilerle beraber haşrolur. (Ka’b-ül-Ahbar)
İslam gemisine binmek
Sual: (İslam gemisi içinde bulunanlar yani gemiye alınan kurtulmuş
sayılır. Çünkü gemiden atılacak olanı baştan gemiye hiç almazlar) deniyor.
Gemide olmanın alameti nedir?
CEVAP
Gemi tabiri bir benzetmedir, Resulullah efendimizin vârisleri olan, mezhep
imamlarımızın, ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda olmayı, onlara tâbi olmayı, bu
istikamet üzere devam etmeyi anlatmak için söylenmiştir. Gemide olmanın
alameti, doğru imandır; yani Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde iman
etmek ve onları çok sevmektir. Bu ikisi olan gemide demektir. Bu nimet güneş
gibi, sıkıntılar ise yıldızlar gibidir. Güneş olunca yıldızların görünmediği
gibi, bu nimet olunca da sıkıntılardan dolayı aşırı üzülmemek gerekir.
Çünkü İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kardeşim mir Muhibbullahın şerefli mektubu geldi. Sıkıntılardan dolayı ümitsiz
olduğunu bildiriyor. Allah’tan ümit kesmek küfürdür. Ümitli olun! İki şey sizde
varsa, hiç üzülmeyin! Biri, bu parlak dinin sahibine uymak “aleyhi ve ala
alihissalatü vesselam”, ikincisi, dini öğrendiğiniz zatın büyüklüğüne inanmak
ve onu sevmek. Allahü teâlâya sığının ve Ona yalvarın ki, bu iki büyük nimette
gevşeklik olmasın. Bu ikisi olunca, başka şeylerin düzelmesi kolaydır. (3/13)
Kestirme yol
Sual: Allah adamları ile beraber olmanın veya onların eserlerini
okumanın önemi nedir?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Doğru yolda gidenleri sevmek, onlarla tanışmak ve görüşmek ve onlar gibi olmaya
özenmek ve o büyüklerin sözlerini işitmek ve kitaplarını okumak, Allahü
teâlânın nimetlerinin en büyüklerindendir ve Onun ihsanlarının en
kıymetlilerindendir. Muhbiri sadık, yani hep doğru söyleyici olan Muhammed
aleyhisselam, (El merü mea men ehabbe)buyurdu. Yani, kişi, dünyada
kimi seviyorsa, ahirette sevdiği ile beraber olur. Bunun için din büyüklerini
seven kimse, onlar ile beraber olur. Onların Allahü teâlâya manevi olan
yakınlığında, onlar gibi olur.
Allahü teâlâ, bu yolun büyüklerine olan sevginizi arttırsın! Onlara bağlılık
arzusunu, ömrünüzün sermayesi yapsın! Bu büyükleri seven, onlarla beraber olur.
Onlarla beraber olan, şaki olmaktan [küfürden ve günah işlemekten] korunmuş
olur
(El merü mea men ehabbe) hadis-i şerifinden ümitli olmalı! Bu
hadis-i şerifi, hicran [ayrılık] ateşi ile yananlara teselli vermektedir.
Not: Bu saadete kavuşmanın en kestirme yolu, bu büyüklerden birini
mesela ikinci binin müceddidi İmam-ı Rabbani hazretlerini sevmek, kıymetli
eserlerini severek okumaktır. Eshab-ı kiram ve Müjdeci Mektublar isimli
eserleri, www.hakikatkitabevi.com adresinden
okunabilir.
Fâsıkla arkadaşlık etmek
Sual: Fudayl bin İyad hazretlerinin, (Huyu güzel olan bir fâsığın
arkadaşlığını, huyu kötü olan sâlih birinin arkadaşlığına tercih ederim) sözü
hoşuma gitmedi. Fâsıkla arkadaşlık niye tavsiye ediliyor?
CEVAP
Kesinlikle fâsıkla arkadaşlık tavsiye edilmiyor. İki uygunsuz şey mukayese
ediliyor. Eskiden Rusya komünistti. (Kapitalist Amerika’yı, komünist Rusya’ya
tercih ederim) derlerdi. Bu, Amerika’yı tercih etmek demek değildir.
Öldürülecek kimseye, (Kırk katır mı, kırk satır mı?) diye
sorulsa, iki kötüden birini tercih etse, onu tavsiye etmiş mi olur? Mecelle’de
(İki zararlıdan, hafif olanı tercih edilir) kaidesi vardır. Bu, zararlıyı
tavsiye demek değildir. Biri salihtir, fakat huysuzdur, öteki fâsıktır ama huyu
güzeldir. Yolculuk yapmaya mecbur olsak, (Fâsık olanla gideriz) demek, fâsık
olanı tavsiye ediyoruz demek değildir. Büyüklerin sözü tevil edilir, dine
aykırı mânâ çıkarılmaz.
Sadıklarla, salihlerle beraber olmak
Sual: Kur’ân’da, sadıklarla beraber olunması
emredilmektedir. Bunlar kimlerdir ve niçin bunlarla birlikte olmak
emredilmiştir?
Cevap: Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için çalışana Salih denir.
Bu sevgiye kavuşmuş olana Ârif veya Veli denir.
Başkalarının da kavuşmalarına vasıta olana Vesile ve Mürşid,
bunların üçüne de Sadık denir. Allahü teâlâ, Âl-i Îmrân
suresinin 31. âyetinde, mealen buyuruyor ki:
(Onlara söyle! Eğer Allahı seviyorsanız, bana tabi olunuz! Allah, bana tabi
olanları sever.)
Allahü teâlâyı sevmenin alameti, Onun Resulüne tabi
olmaktır. Tabi olmak, emirlerine, yasaklarına uymak demektir. Onun emir ve
yasaklarına İslâmiyet denir. Allahü teâlâyı seviyorum diyenin, İslâmiyete
uyması lazımdır. İslâmiyete uyana Müslüman denir. Allahü teâlâ, Müslümanların,
birbirlerini sevmelerini, inanmayanları da sevmemeyi emretti. Bunun için,
Hubb-i fillah, Allahı sevenleri sevmek ve Buğd-ı fillah, Allahü teâlânın
düşmanlarını sevmemek, imanın şartı oldu. Müslüman olmayana kâfir,
Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana mürted denir. Müslüman görünen kâfire de
münafık denir. Bunların üçünü de sevmemek, imanın şartıdır. Tövbe suresi, 120.
âyetinde mealen;
(Ey müminler! Daima, her zaman, sadıklarla birlikte bulunun!)buyuruldu.
Bu âyet-i kerime, sadıklarla, salihlerle beraber olmayı emretmektedir. Bir
hadis-i şerifte;
(Allahü teâlânın, kalbime akıttığı, doldurduğu feyizlerin, nurların hepsini
Ebu Bekr'in kalbine akıttım!) buyuruluyor.
Hazret-i Ebu Bekir’in, takvası, ibadetleri herkesten çok
olduğu, Resulullah efendimizin büyüklüğünü herkesten daha çok anladığı, Onun
sevgisini herkesten çok kazandığı için, feyizler, nurlar, Ona daha çok geldi ve
gelen feyizlerin hepsini aldı. Bunlardan anlaşılıyor ki dinimiz, evliya ile
beraber bulunmayı, Resulullah efendimizin yolunu bunlardan öğrenmeyi
istemektedir.
İslâmiyeti beğenmemek, kötülüktür
Sual: İslâmiyeti beğenmeyen veya Müslüman görünüp İslâmiyeti değiştirmeye
çalışan kimseler kötü müdür ve bunlarla arkadaşlık yapılabilir mi?
Cevap: Kötü, fasık olan birisi ile arkadaş olmanın sonu felaket olur.
Kötü insan, İslâmiyeti beğenmeyen kimse demektir. Muhammed aleyhisselamın
emirlerine ve yasaklarına İslâmiyet denir. İnsanların en kötüsü Zındıklardır.
Bunlar, Müslüman ismini taşır, büyük sarık, eski cübbe içinde gizlenirler.
Peygamber efendimizi ve İslâmiyeti medh ederler, överler. Fakat Kur’ân-ı kerime
ve hadis-i şeriflere yanlış mana vererek, İslâmiyeti istedikleri şekle
sokarlar. Bu tipler, genelde, İngilizlere uşaklık ederler. Londra’daki mason
merkezinden aldıkları bol para, sahte diploma, şöhret ile, kâfirlere satılmış
ahmaklardır. Aklı olan, Ehl-i sünnet kitaplarını okumuş olan, bunlara aldanmaz.
Peygamber efendimiz, bu münafıkların geleceğini ve Cehennemde çok acı azapta
sonsuz olarak kalacaklarını haber verdi. Bilhassa gençlerin bu sinsi düşmanlara
aldanmaktan korunması ve bunun için de Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını
okuması lazımdır. Aklı olana bu kitaplar çok faydalı olacak, onlara rehberlik
edecektir. Zira; “Aklı olana nasihat dinlemek saz, aklı olmayana davul, zurna
az” sözü meşhurdur.