İslam düşüncesi demek
İslam düşüncesi demek
Reformcu diyor ki: (Şefaat düşüncesi, Kur’an’ın ahiret düşüncesine ve İslam düşüncesine aykırıdır.)
CEVAP
Düşünce, bir iş için bir insan tarafından düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir, bir görüştür ve mahlûktur. İslam düşüncesi veya şefaat düşüncesi demek çok yanlıştır. İslam âlimleri, (Düşünce yaratıktır, insanda olur, bu sıfatı Allah’a, İslamiyet’e vermek küfürdür) buyuruyorlar. İslamiyet, Allahü teâlânın bildirdiği hak dindir, bir düşünce, bir görüş değildir. Mezhepsizler, İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul ettikleri için reform yapmaya çalışıyorlar. Allah’ın dinini hâşâ düzeltmeye, eksik kalan yerleri tamamlamaya gayret ediyorlar. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.)[Maide 3]
Mezhepsizler tamamlanmış dinin neresini düzeltecekler ki? Bozmaya düzeltmek, yıkmaya yapmak diyorlar.
Tek tanrıcı görüş demek
Yine diyor ki:
(Kur’an’ın tevhid görüşüne göre, İslam kendi şahsına özgü, tek tanrıcı bir dünya görüşüdür.)
CEVAP
Görüş de, düşünce de insanlar için kullanılır. Allah için, İslam için ve Kur’an için kullanılmaz. Allah’ın düşüncesi, Allah’ın görüşü demenin küfür olduğunu İslam âlimleri bildiriyor. Allah yerine tanrı da denmez.
İslam ilahı demek
Reformcu, (Allah, İslam ilahının adıdır) diyor.
CEVAP
Hintli Hamidullah, Kur'an-ı kerimde âlemlere rahmet olarak gönderildiği bildirilen, bütün cihanın peygamberi Muhammed aleyhisselama, bir yabancı gözüyle (İslam peygamberi) diyordu. Yani sadece Müslümanların peygamberi olarak görüyordu. Bu, daha da ileri giderek, âlemlerin Rabbi, her şeyin yaratıcısı, her milletin ilahı olan Allahü teâlâ için, (İslam ilahı) diyor. Halbuki yine Kur’an-ı kerimde âlemlerin Rabbi olduğu defalarca bildiriliyor. Hani Kur’ana itibar ediyordu? Acaba her dinin farklı bir ilahı olduğunu mu düşünüyor da, İslam ilahı diyor? Niye Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriflerden ve İslam âlimlerinden farklı bir ilah tarifi yapıyor?
Ehl-i sünnet âlimleri ne bildirmişse, (Kur’ana aykırıdır) diyor. Ama türedilerin, yamukların sözlerini ve Mutezile gibi bid’at fırkalarının görüşlerini Kur’ana uygun buluyor. (Allah’ın zâtî ve sübûtî sıfatları yoktur, Mutezile haklı olarak bunu reddetmiştir) diyor. Sapık Mutezile’nin sözünü senet kabul ediyor da, niye yüzlerce, binlerce Ehl-i sünnet âliminin Allah’ın sıfatları hakkında bildirdiklerine itibar etmiyor? Açıkça Ehl-i sünnet âlimlerine savaş açmıştır. Bozuk kitabı, Ehl-i sünnet âlimlerine bir reddiyeden ibarettir.
CEVAP
Düşünce, bir iş için bir insan tarafından düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir, bir görüştür ve mahlûktur. İslam düşüncesi veya şefaat düşüncesi demek çok yanlıştır. İslam âlimleri, (Düşünce yaratıktır, insanda olur, bu sıfatı Allah’a, İslamiyet’e vermek küfürdür) buyuruyorlar. İslamiyet, Allahü teâlânın bildirdiği hak dindir, bir düşünce, bir görüş değildir. Mezhepsizler, İslamiyet’i bir düşünce olarak kabul ettikleri için reform yapmaya çalışıyorlar. Allah’ın dinini hâşâ düzeltmeye, eksik kalan yerleri tamamlamaya gayret ediyorlar. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bugün sizin için dininizi ikmal eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum.)[Maide 3]
Mezhepsizler tamamlanmış dinin neresini düzeltecekler ki? Bozmaya düzeltmek, yıkmaya yapmak diyorlar.
Tek tanrıcı görüş demek
Yine diyor ki:
(Kur’an’ın tevhid görüşüne göre, İslam kendi şahsına özgü, tek tanrıcı bir dünya görüşüdür.)
CEVAP
Görüş de, düşünce de insanlar için kullanılır. Allah için, İslam için ve Kur’an için kullanılmaz. Allah’ın düşüncesi, Allah’ın görüşü demenin küfür olduğunu İslam âlimleri bildiriyor. Allah yerine tanrı da denmez.
İslam ilahı demek
Reformcu, (Allah, İslam ilahının adıdır) diyor.
CEVAP
Hintli Hamidullah, Kur'an-ı kerimde âlemlere rahmet olarak gönderildiği bildirilen, bütün cihanın peygamberi Muhammed aleyhisselama, bir yabancı gözüyle (İslam peygamberi) diyordu. Yani sadece Müslümanların peygamberi olarak görüyordu. Bu, daha da ileri giderek, âlemlerin Rabbi, her şeyin yaratıcısı, her milletin ilahı olan Allahü teâlâ için, (İslam ilahı) diyor. Halbuki yine Kur’an-ı kerimde âlemlerin Rabbi olduğu defalarca bildiriliyor. Hani Kur’ana itibar ediyordu? Acaba her dinin farklı bir ilahı olduğunu mu düşünüyor da, İslam ilahı diyor? Niye Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriflerden ve İslam âlimlerinden farklı bir ilah tarifi yapıyor?
Ehl-i sünnet âlimleri ne bildirmişse, (Kur’ana aykırıdır) diyor. Ama türedilerin, yamukların sözlerini ve Mutezile gibi bid’at fırkalarının görüşlerini Kur’ana uygun buluyor. (Allah’ın zâtî ve sübûtî sıfatları yoktur, Mutezile haklı olarak bunu reddetmiştir) diyor. Sapık Mutezile’nin sözünü senet kabul ediyor da, niye yüzlerce, binlerce Ehl-i sünnet âliminin Allah’ın sıfatları hakkında bildirdiklerine itibar etmiyor? Açıkça Ehl-i sünnet âlimlerine savaş açmıştır. Bozuk kitabı, Ehl-i sünnet âlimlerine bir reddiyeden ibarettir.