Hiç kimsenin kimseye zulmetmediği bir dünya!
03/01/2025 Cuma Köşe yazarı A.D
Eğer gençler, İslam
dinini iyi öğrenip, dinin emrettiği şekilde fen bilgilerine sarılırsa, dünyaya,
tekrar adâlet, huzur gelir...
İslâm dîni her hususta kusursuz ve her asrın şartlarına tamâmen uygun bir dindir. İlmi, fenni ve adâleti emreder, miskinliği meneder ve Avrupa'nın ancak ondokuzuncu asırdan itibâren tesis etmeye başladığı sosyal nizâmın kurucusu ve koruyucusudur. Eğer gençler, İslam dinini iyi öğrenip, dinin emrettiği şekilde fen bilgilerine sarılırsa, dünyaya, tekrar adâlet, huzur gelir. Kimse kimseye zulmedemez. Dünyada rahat ve huzur içinde yaşanıldığı gibi, âhirette de ebedî, sonsuz saâdete kavuşulur...
Mesela,
Halife Ömer bin Abdülaziz zamanında, refah o kadar yükselmişti ki, Müslümanlar
zekâtını verebilmek için, günlerce yol yürümek, zekât verecek kimse aramak
zorunda kalıyorlardı. Çünkü herkes zengindi...
Dinli
olsun dinsiz olsun, çok kimsenin ve Müslümân olmayan, hattâ İslâm düşmanı olan
bazı milletlerin birçok işlerinde, muvaffak olmaları, rahat, huzur içinde
yaşamaları, inanmadıkları, bilmedikleri hâlde, Kur'ân-ı kerîmin ahkâmına uygun
olarak çalıştıkları içindir. Aksine, Müslümân olduklarını söyleyen, âdet
olarak ibâdetleri yapan, çok kimselerin ise, sefâlet, sıkıntılar içinde
yaşamalarının sebebi de, Kur'ân-ı kerîmin gösterdiği ahkâma ve güzel ahlâka
uymadıkları içindir...
Bugün,
ilim ve îmân silâhları çürümüş, hırs ve şehvetlerine kapılmış olan bazı câhiller,
kâfirlerin bu hücûmları ile hemen bozuldu. Bunlardan bir kısmı, isimlerini
siper edinip, Müslümân görünerek, fen adamı, kalem sâhibi ve din âlimi, hattâ
Müslümânların hâmîsi şekline girip, temiz gençlerin îmânlarını çalmaya
koyuldular. Kendilerinde bulunan ahlâksızlıkları, Müslümânlara, İslâm
büyüklerine âtıf ve isnâd ederek, o temiz insanları kötülemeye, evlâtları
babalarından soğutmaya uğraştılar. Tarihimize de dil uzatıp, parlak ve şerefli
sayfalarını karartmaya, lekelemeye, vaka ve vesîkaları değiştirmeye
kalkıştılar. Böyleleri için "Tam İlmihâl-Seadet-i
Ebediyye" kitabında buyuruluyor ki:
"Herkes
şunu iyi bilsin ki, bu milletin damarlarında dolaşan asîl kan, ne bugün, ne de,
onların ümit ile bekledikleri günlerde, bu manâda aslâ garplılaşmayacak ve
dinsiz olmayacak, zındıkların yalanlarına aldanmayacaktır!..
Bugün
Müslüman ismi altında üç büyük İslâm fırkası vardır. Şiiliği
Yahudiler, Vehhâbîliği ise İngilizler kurdu. İslâmiyeti Türkler korudu.
Misyonerler, Hıristiyanlığı, Yahûdîler, Talmut'u; Hakîkat Kitâbevi ise
İslâmiyeti yaymaya, masonlar da, dinleri yok etmeye çalışıyorlar. Aklı, ilmi ve
insâfı olan, bunlardan doğrusunu izân, idrâk eder, anlar..."
Bunu anlamak o kadar zor mu?.. Orta Doğu'da kim kiminle iş
birliği hâlinde; Ehl-i sünnet Müslümanları kim katlediyor? Her şey ayan
beyan ortada değil mi?..