Dinde dört delil vardır
Dinde dört delil vardır
Sual: Hadis düşmanları, (Hadisler dinde
delil olsaydı, din eksik olurdu, çünkü hiçbir hadis âlimi, bildiği bütün
hadisleri kitaplarına yazmamıştır. Mesela Müslim’de olan bir
hadis, Buhârî’de olmayabilir. O zaman bu hadiste bildirilen hüküm
dine girmemiş ve din de eksik kalmış olur)diyorlar. Böyle söylemeleri doğru
mudur?
CEVAP
Hadis, Resulullah’ın vahye dayanan sözleridir. İslamiyet’in bir parçası
değil tamamıdır, çünkü Peygamber efendimiz, Allahü teâlânın emri ile Kur’an-ı
kerimi açıklayarak, İslamiyet’i tebliğ etmiştir. (Bu âyet-i kerime, bu hadis-i
kudsî, bu da hadis-i şerif) diye bildirmiştir. Bunlar delil olmazsa, ortada din
kalmaz. (Hadisler delil değildir) demek, (Kur’an delil
olamaz) demektir, çünkü böyle söylemek, Kur’an-ı kerimin, (Resulüme
itaat edin, onun bildirdiklerine uyun) emrini inkârdır. Yani
İslamiyet’i yıkmanın başka bir yolu olur.
Müslim’deki bir hadis, Buhârî’de olmayabilir, Buhârî’deki
bir hadis de, Müslim’de olmayabilir. Kütüb-i sittedeki diğer
hadisler de böyledir. Birinde olup ötekinde olmayan hadisler, elbette olur.
Hepsini bir hadis âliminin kitabına yazması gerekmez. Eshab-ı kiram bütün
hadisleri bildirmiştir. Hadis kitapları, bir bütün olarak ele alınınca, dinde
hiçbir eksik hükmün kalmadığı görülür. Kur’an-ı kerim, hadislerle açıklanarak,
dinimizde eksik bırakılan mesele kalmamıştır. Namazın rekâtları, farzları,
vacibleri, namazı bozan hususlar gibi çok şey, Kur’an-ı kerimin emrine
uyularak, hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Hadis-i şerifleri delil saymamak,
Kur’an-ı kerimi delil saymamak olur. Hadisler delil olmazsa, her şeyin hükmünü
Kur’an-ı kerimde bulamayız.
Hadislerin delil olmasını inkâr edip, (Yalnız Kur’an delildir) diyenler
kesinlikle samimi değildir, çünkü Allahü teâlâ, (Yalnız bana tâbi olun, yalnız
bana itaat edin) buyurmuyor. (Resulüme de itaat edin)buyuruyor.
Eğer hadisler, yani dinimiz eksik olsaydı, Allahü teâlâ, (Dininizi
tamamladım) buyurmazdı. Hadislerin eksik olup olmadığını hâşâ Allahü
teâlâ bilmez mi? Resulullah'a uymak gerektiğini bildiren birkaç ayet-i kerime
meali:
(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından sakının!) [Haşr 7]
(O Peygamber, güzel şeyleri helâl, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf
157] (Allahü teâlâ, haram kılma yetkisini Resulüne de vermiştir.)
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa
13,14]
(Biz her Peygamberi, kendisine itaat edilsin diye gönderdik.)[Nisa 64]
(Kur’anı insanlara beyan edesin, açıklayasın diye sana indirdik.)[Nahl
44]
Buradaki beyan etmek, âyet-i kerimeleri başka kelimelerle ve başka şekilde
anlatmak demektir. (Huccetullahi alel-âlemin)
Bu konudaki birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Cebrail aleyhisselam, Kur’anla beraber, onun açıklaması olan sünneti de
getirdi.) [Darimi]
(Bana Kur’an-ı kerimin misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]
(“Yalnız Kur’andaki helâl ve haramı kabul edin” diyenler çıkar. İyi bilin
ki, Peygamberin haram kılması, Allah’ın haram kılması gibidir.) [Tirmizî]