Günah işlemenin insana zararı nedir?
Günah işlemenin insana zararı
CEVAP
Günah işleyen, dünya ve ahirette büyük sıkıntılara maruz kalır. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Günah işleyince kalbde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tevbe edilirse o
leke silinir. Günahlara devam edilirse, o leke büyür ve kalbinin tamamını
kaplar.) [Nesai] [Kalb kararınca da, artık ibadet etmek zor olur,
günahları işlemek kolay gelir.]
(Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O kimse artık sevap
işleyemez olur.) [Bezzar]
(Derdiniz günahlardır, devası istigfardır.) [Deylemi] [İnsanların
başına gelen bütün sıkıntılar günahları yüzündendir. İstigfar edince, yani
pişman olup tevbe edince günahlar silinir.]
(Kendini günahlardan korumayanı Allahü teâlâ [dünya ve ahirette
felaketlerden] korumaz.) [İbni Hüzeymi] [Günahtan kaçmaya
gayret edersek, Allahü telâlâ da bize yardım eder. Günaha önem vermezsek,
felaketlerden kurtulamayız.]
(Kişi işlediği günahlardan dolayı rızkından mahrum kalır.) [Hakim][Günah
işleyenin kazancında bereket olmaz. Ömrü sıkıntı içinde geçer.]
Her günahı çok tehlikeli görmelidir! Müminin alametlerinden biri de günahını
çok tehlikeli görür. Hadis-i şerifte, (Mümin, günahını başucunda dağ
gibi görür, hemen üzerine yıkılacağından korkar. Münafık ise burnuna konmuş
sinek gibi görür, hemen uçacağını zanneder) buyuruldu. (Buhari)
Gizli işlediği bir günahı ona buna duyurmak da ikinci bir günahtır. Böyle
günahların affı zor olur. Hadis-i şerifte, (Her mümin affedilir, ancak
günahını başkalarına açıklayanlar hariç) buyuruldu. (Buhari)
Kabahat gizli de, açık da işlenmez. Bir âyet-i kerime meali:
(Açık da olsa, gizli de olsa günahlardan sakının!) [Enam 120]
Fakat gizli işlenmiş bir günahı açığa vurmak ayrıca günahtır. İbni Âbidin
hazretleri, (Günahını açığa vurmak ayrıca günah olur. Gizli yapılan günahı
başkalarına anlatmak da günahtır) buyuruyor. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bir günaha düşen, Allah’ın örtüsünü, onun üzerinde bulundursun!) [Müslim]
Günahtan el çekemeyen kimse, kötü örnek olmamak için günahını gizlemelidir.
Oruç tutmayan kimse, orucunu gizli yemelidir. Açıktan yemesi ayrıca günah olur.
İşte atalarımızın, (Kabahat de gizlidir) demeleri bu sebeptendir.
Günahların hepsi Allahü teâlânın emrini yapmamak olduğundan büyüktür. Bir
hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve
insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor.
Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına
göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile
ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir.
Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)
Demek ki günah işleyerek ibadet yapılmaz. O halde, bir farzı yaparken haram
işlemek mecburiyeti olursa haram işlememek için farz tehir edilir. Bir sünneti
işlerken de, mekruh işlemek gerekirse, mekruhtan kaçmak için sünnet terk edilir.
Allahü teâlânın yasak ettiklerinden kaçmamak günah olduğu gibi, emirlerine
riayet etmemek de günahtır. Haram işlememek, farzı yapmaktan önce gelirse de,
farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur. Mesela, namaz
kılmamak içki içmekten daha büyük günahtır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Günahtan nefret eden ve ibadetten lezzet alan, hakiki mümindir.)[Taberani]
(Günahlardan çok korkan, Allah’a en çok ibadet edenlerden olur.) [İbni
Mace]
Günah işlemeye devam eden kimse unutkan olur, ahmaklaşır, aklı da azalır.
Hadis-i şerifte (Günah işleyenin bir aklı gider, bir daha geri
dönmez) buyuruldu. (İ.Gazali)
O halde günah işlemekten çok sakınmalıdır.
Sual: Günah işlemenin dünya işlerine de zararı olur mu?
CEVAP
Evet günahların dünya işlerinde de zararı olur. Fakat bir iş, neticesi ile
ölçülür. Hadis-i şerifte, (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyuruldu.
Dünyada ekmezsek, ahirette ne biçeceğiz?
Günah işleyenin aklı azalır, hafızası bozulur. Böyle bir kimse, dünya işlerini
de beceremez. Ahiretine de zararı çok olur. Hadis-i şerifte, (Günah
işleyenin, bir daha gelmemek üzere, aklı azalır) buyuruldu. İbni Mesud
hazretleri, (Günah işleyen, bildiklerinden bazısını unutur) buyurdu. Hadis-i
şerifte de buyuruldu ki:
(Günah işleyen rızıktan mahrum kalır.) [İbni Mace]
Fudayl bin Iyad hazretleri, (Arkadaşlarının sana verdiği sıkıntılar, günahların
neticesidir) buyurdu. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Şikayet ettiğiniz şeyler, amellerinizin bozukluğundandır.) [Beyheki]
Bir zat da, (Farelerin evimi istila etmesini, günahımın cezası olarak bilirim)
buyurdu. Bir hadis-i şerifte, (Nefsin arzularını taate tercih eden,
ibadetin zevkini alamaz) buyuruldu.
Ariflerden bir zat, çamurlu ve kaygan bir yolda giderken, çamura düşmemek için
dikkatli yürür. Buna rağmen çamura yuvarlanır. Her yeri çamur olur. Artık hiç
dikkat etmeden yürümeye başlar. Sonra ağlayarak der ki: "İşte günaha
düşmeden önce günahlarından sakınan adamın hâli budur. Bir iki defa günaha
düştükten sonra, artık o günahları işlemekten çekinmez. Bu da gösteriyor ki,
bir günah, başka bir günahı çeker."
Günaha engel olunmazsa, herkes zarar görebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu
ki:
(Fuhuş yayılınca zelzele ve fitne çoğalır.) [Deylemi]
(Masiyetler zuhur edince, iyi-kötü herkes umumi bir azaba maruz kalır. Daha
sonra iyiler Allahü teâlânın rızasına nail olur.) [Taberani]
Her ne kadar küfür hariç, büyük günah işleyenlere kâfir dememek gerekir ise de,
günahlara devam eden kimsenin, zamanla kalbi kararır, haramları işlerken içi
sızlamaz, imanı da zayıflayıp bir gün tamamen sönebilir. Günahların küçüğünden
de büyüğünden de çok sakınmak gerekir.
Allahü teâlânın hakkı olan günahlar için tevbe etmeli, pişmanlık ve üzüntü
duymalı, günahı terk etmeli, kefaret olmak için çok sevap işlemelidir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Günah işlediğin zaman, karşılığında onu mahvedecek sevap işle!) [İ.
Gazali]
Kul hakkının kefareti için, hak sahibi ölmüş ise, o kimseyi rahmetle anmalı,
çoluk çocuğuna ve vârislerine ihsanda bulunmalıdır. Günahları için istigfara
devam etmelidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ, istigfara devam edeni, her sıkıntıdan kurtarır, her darlıkta
bir genişlik verir ve ummadığı yerden rızıklandırır.) [Nesai]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: "Ey kullarım, koruduklarım müstesna, hepiniz
günahkârsınız. Günahınıza istigfar ederseniz, sizi affederim. Kim kendisini
affetmeye kadir olduğumu bilirse, onun günahlarını affederim.") [Tirmizi]
(Bir kimse, "Rabbim, seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Nefsime
zulmettim. Kötü işlerde bulundum. Senden başka günahımı affedecek kimse yoktur.
Sen beni affet!" derse karıncalar sayısınca günahı olsa, Allahü teâlâ
affeder.) [Beyheki]
Allah'ı affedici bilmek
Sual: Allahü teâlânın, (Kuluma, beni zannettiği gibi muamele
ederim) sözüne inanıyor ve Onun çok affedici olduğunu biliyorum. (Ne
kadar çok günah işlesem affeder) diyorum. Doğrudan Cennete gideceğime inandığım
için günah işlemekten çekinmiyorum. Bunun mahzuru olur mu?
CEVAP
Çok mahzuru olur. Dinimizde Allah'ın rahmetinden ümit kesip, (Ben garanti
cehennemliğim) demek küfür olduğu gibi, kendini garanti cennetlik sanmak da
küfürdür. İkisi ortası olmak lazımdır. Yani hem Allah'ın azabından ve
gazabından korkmak, hem de Onun rahmetini ümit etmek gerekir.
Elbette Allahü teâlânın rahmeti, affı boldur. Zannettiğimizden de çok merhamet
sahibidir. Ama buna güvenerek günah işlemek çok yanlıştır. Çünkü günah
işleyenler, yani açıkça Allah'a isyan edenler elbette cezalandırılır. Bir
âyet-i kerime meali şöyledir:
(Ey insanlar, Rabbinizden ve öyle bir günden korkun ki, o gün ne babanın
evlâdına, ne de evlâdın babasına faydası olur. Elbette, Allah’ın [hesaba
çekme] sözü haktır. O hâlde dünya hayatı sizi aldatmasın, Şeytan [Allah
kerimdir, rahmeti boldur, herkesi affeder diye, ibadetlerden alıkoyup günah
işleterek] sizi kandırmasın!)[Lokman 33]
Her günahtan sakınmalı, hiçbir günahı küçük görmemeli, çünkü Allahü teâlâ,
günahkârların, zalimlerin cezalarını vermekten asla çekinmez. Gazabını günahlar
içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir günah, gazabına sebep olabilir. Yıllarca
ibadet eden bir kulunu, bir günah için, sonsuz olarak reddedebilir. Bunu
Kur'an-ı kerim bildiriyor. İki yüz bin yıl itaat eden şeytanın, kibirlenip
secde etmediği için, ebedî melun olduğunu haber veriyor. Hazret-i Âdem’in oğlu,
birini öldürdüğü için, ebedî cehennemlik oldu. O hâlde, büyük küçük her
günahtan sakınmalıyız. (K. Saadet)
İbadetleri yapmamanın sebebi
Sual: Bazı kimseler, Müslüman olduklarını söyledikleri hâlde
ibadetleri yapmakta gevşek davranıyorlar ve haramlardan da pek sakınmıyorlar.
"Allah affeder" diyorlar. Bunun sebebi ne olabilir?
Cevap: Bu konuda, İslam âlimlerinin büyüklerinden olan İmam-ı
Rabbani hazretleri, Mektubat kitabının 1. cilt 73.
mektubunda, bir talebesine hitaben buyuruyor ki:
“Ey oğlum! İyi biliyorsun ki, dünyada biri mevki sahibi olsa, emrinde
bulunanlardan birine önemli bir vazife verse, bu vazifenin yapılmasında emir
verene de fayda olduğu hâlde, bu işçi bu vazifeye ne kadar çok kıymet verir. Bu
vazifeyi bana büyük bir zat verdi diye övünür ve seve seve, zevk ile yapmaya
çalışır, değil mi? Allahü teâlânın büyüklüğü bu kimsenin büyüklüğü kadar değil
midir de, İslam dininin emirlerini yapmaya böyle çalışılmıyor. Allahü teâlânın
emirlerini yapmamak iki sebepten ileri gelir:
1- Allahü teâlânın emirlerine, yasaklarına inanılmamıştır.
2- Allahü teâlânın emirlerine önem verilmiyordur. Bu emirlerin büyüklüğünü,
mevki sahibi kimselerin büyüklüğünden aşağı görmektedir. Her iki sebeple de
ibadet etmemenin çirkinliğini düşünmemiz lazımdır.
Ey evladım! Yalancılığı çok defa görülmüş olan biri, düşman
bu gece filan yerden baskın yapacak dese, idareciler, akıllılar, karşı koyma
güçlerini düşünmez mi? O kimsenin yalancı olduğunu bildikleri hâlde, tehlike
bulunan işlerde, ihtiyatlı, tedbirli, uyanık bulunmak lazımdır demezler mi?
Peygamber efendimiz tekrar tekrar, açıkça, âhıretin sonsuz
azaplarını ve kurtuluş yolunu bildiriyor. Buna inanmıyorlar. İnanılsa da
tedbir, kurtulma çaresi düşünmüyorlar. O hâlde Peygamber efendimizin sözlerine
bir yalancının sözleri kadar kıymet vermemek nasıl bir imandır? İmanım var
demek, Müslümanım demek, insanı kurtarmaz. Kalbin inanması, yakîn hasıl etmesi
lazımdır. Halbuki, yakîn nerede, zan bile yok. Belki vehim yani hayal bile
değil. Çünkü tehlikeli zamanlarda vehim edilen şeye karşı da tedbir almak akıl
icabıdır. Hucürat suresinin 18. âyetinde mealen, (Allahü teâlâ
yaptıklarınızı hep görmektedir) buyurulduğu halde haramları
yapıyorlar. Halbuki herhangi bayağı bir kimse bu çirkin işleri görecek olsa,
belki görme ihtimali olsa, yapmaktan vazgeçerler. Bu hâlin iki sebebi olabilir:
Ya Allahü teâlânın verdiği habere inanmıyorlar veya Allahü teâlânın görmesine
önem vermiyorlar. Haramları bu iki sebeple de işlemek, imanı mı, yoksa inkârı
mı gösterir?”
Sual: Dünyada haram, günah olan şeyleri kullananlar,
yapanlar, ahirette bunlardan mahrum mu kalırlar?
Cevap: Dünyada haram işleyen kimse, ahirette ondan mahrum kalır.
Burada helal şeyleri kullananlar, orada, o şeylerin hakikatine kavuşur. Mesela,
bir erkek, dünyada haram olan ipeği giyerse, ahirette ipek giymekten mahrum
edilir. İpek ise, Cennet elbisesidir. O hâlde, bu günahtan temizlenmedikçe,
Cennete giremez demektir. Cennete girmeyen de Cehenneme girer. Çünkü, ahirette,
bu ikisinden başka yer yoktur.