CEVAP
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Nefs, mutmainne olunca, kıl kadar
azgınlık, taşkınlık yapmaz. İslamiyet’e tam teslim olmuş, her kötülüğü yok
olmuştur. Sahibi için kendini yok etmiştir. Böyle olan nefsin İslamiyet’e
uymaması imkânsızdır. Nefs Allahü teâlâdan, Allahü teâlâ da ondan razı olunca
artık taşkınlık, azgınlık yapamaz. Azgın olandan razı olunmaz. Allahü
teâlânın razı olduğu nefs, razı olunmayacak bir şey yapabilir mi? Hadis-i
şerifte bildirilen büyük cihad bedene, cesede karşı yapılan cihaddır, çünkü
insanın bedeni su, ateş, toprak ve hava gibi birbirine zıt olan dört türlü
maddeden yapılmıştır. Her çeşit madde, başka şeyler istemekte ve başka
şeylerden kaçmaktadır. İnsanın şehvanî istekleri, bedenden doğmaktadır. Gazap
etmesi, istememesi de, bedenden ileri gelmektedir. Bu cihadın sonu olmaz.
Nefsin itminana ermesiyle, kalbin vilayet makamına kavuşmasıyla, bu cihad yok
olmaz. İnsanda bu cihadın bulunması, çeşitli faydalar sağlamaktadır. Böylece
beden temizlenir. Âhirette yüksek derecelere kavuşulur. (2/50)
Buradaki büyük cihad, insanın huyunu, İslam ahlâkına uygun şekilde düzeltmeye
çalışmasıdır. (Can çıkar huy çıkmaz) sözü doğrudur, huy
tamamen yok olmaz, ama terbiye edilebilir. Yani insan İslam ahlâkıyla
ahlâklanırsa, huyunu iyi yerde kullanır. Mesela sert mizaçlıysa, bunu olumlu
yönde kullanır. Kötülere karşı mücadele eder. Huysuzsa, mutlaka o huysuzluk
bir gün çarpar, ya bir kalb kırar veya birine bir hakaret eder, o zaman da
kazandıklarının hepsi gider. Kötü huy felakettir. Mesela inat ve kibir kimde
varsa çok fenadır. (Ben haklıyım, benim görüşüm doğru) demek ve kendini
başkasından üstün görmek kibirdendir. Bunlar kâfirde varsa, Müslüman olmasına
engeldir. Müslümanda varsa, son nefeste imansız gitmesine sebep olur.
Huy terbiyesi çok zordur. Peygamber efendimiz, (Ben güzel ahlâkı
tamamlamak, anlatmak için gönderildim) buyuruyor. Yani huyunuzu
düzeltmek için geldim diyor.
Peygamber efendimizin en büyük mucizelerinden biri, bütün işlerinin,
hareketlerinin, huylarının, hep ortada olmasıdır. En güzel ahlâk da, aşırı
uçlardan uzaklaşarak hep orta yolda olmaktır. Mesela, korkak olmak da, çok
atılgan olmak da iyi değildir. En iyisi, ikisinin ortasıdır yani cesur olmak;
ama gerektiğinde tehlikelerden de kaçmaktır. En güzel ahlâk, aşırı uçlardan
uzaklaşarak hep orta yolda olmaktır. Her şeyin ortasını bulan, yalnız
Resulullah’tır “sallallahü aleyhi ve selem.” Biz ortayı bulamayız, ama
ortalamasını bulmaya çalışmalıyız. Tam ortasından olmasa da, ortalamadan
giden yani mümkün olduğu kadar tam ortaya yakın hareket etmeye çalışan
kurtulur.
|