Dinimizde müzik haram mıdır?
Musikinin dindeki yeri 1
CEVAP
Simanın caiz olduğu ve caiz olmadığı yerler vardır. Bazıları,
kitaplardaki sima kelimesini çalgı olarak
tercüme ettikleri için mubah çalgılar da var zannedilmektedir. Aşağıdaki
yazıların tamamı İslam âlimlerinin kitaplarından alınmıştır. Nereden alındığı
da sonunda yazılıdır. Kendimize ait tek cümle yoktur.
Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima denir. Çalgı aleti ile birlikte olan insan
sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. (Dürr-ül mearif)
Lokman sûresinin 6. âyetindeki lehv-el hadis ifadesini âlimler
musiki, çalgı aleti olarak bildirmiştir. İbni Mesud hazretleri yemin
ederek lehv-el hadis’ten kasıt, çalgı aleti ve musiki olduğunu
söylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni
Mesud gibi büyük bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]
(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis âyeti
şöyle tefsir ediliyor:
Yalan hikâyeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri
dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya çalışanlara Cehennem ateşini
müjdele! (Mevâkib tefsiri)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Üçü hariç, her lehv bâtıldır.) [Deylemî]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle
buyuruluyor.
Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi
savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu
âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)
Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile,
musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde
tefsir etmişlerdir.
(Şimdi siz bu söze [Kur’âna] mı şaşırıyorsunuz?
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm
59-61]
Medârik tefsirinde entüm samidün ifadesi, (Kur'an
okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek için teganniye [şarkı türkü
söyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye açıklanıyor. İbni Abbas ve
Mücahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu
söylemiştir. (İgaset-ül-Lehfan)
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Peygamberin emrine uyun, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar.)[Araf
157]
(Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü
tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65]
(Kur'anı sana insanlara açıklayasın diye indirdik.) [Nahl 44]
Şimdi Resulullah efendimiz, yukarıdaki âyet-i kerimeleri nasıl açıklamışsa ona
bakalım:
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberanî]
(Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur.) [Deylemî]
(Rahmet melekleri, ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere
girmez.)[Nesaî]
(Rahmet melekleri, köpek ve çan bulunan kafileye yaklaşmaz.)[Müslim, Ebu
Davud, Tirmizî]
(Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Müslim, Ebu Davud, Nesaî]
[Mizmar çalgıdır]
(Şarkıcı kadını dinlemek, yüzüne bakmak haramdır. Parası da haramdır. Kimin
eti haramdan beslendi ise, ona Cehennem ateşi layıktır.) [Taberanî]
(Bir zaman gelecek, ümmetimden bazısı, zinayı, ipek giymeyi, içki içmeyi,
mizmarı [çalgıyı] helal addedecektir.) [Buharî]
(Musiki, zinaya yol açar.) [Mektubat-ı Rabbani 3/41]
(Musiki, kalbde nifak hâsıl eder.) [Beyheki]
(Suyun otu büyüttüğü gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür.
Allah’a yemin ederim ki, suyun otu büyüttüğü gibi, Kur’an ve zikir de, kalbde
imanı büyütür.) [Deylemî]
(Rabbim bana içkiyi, kumarı, darbukayı ve şarkı söyleyen kadınları haram
kıldı.) [İ. Ahmed]
(Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavî]
(Ümmetimden bazıları, içkilere başka isim vererek içerler. Şarkıcı kadın ve
çalgı aletleriyle eğlenirler. Allahü teâlâ, onları yerin dibine batırır da
domuzlar ve maymunlar kılar.) [İbni Mace]
(Şu beş şey zuhur ederse, ümmetimin helaki hak olur: Birbiriyle lanetleşme,
içki içme, ipekli giyme, çalgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa
etmesi.) [Deylemî, Hâkim]
(Ben, mizmarları [çalgıları], putları yok etmek için de
gönderildim.)[İ. Ahmed, Ebu Nuaym, İbni Neccar]
(İblis, yeryüzüne indikten sonra, ya Rabbi bana ev ver dedi. Hamamlar senin
evin. Yemek istedi. Besmelesiz yenen yemekler senin denildi. Müezzin istedi.
Mizmarlar [çalgılar] müezzinin denildi. Yazıların dövme,
hadislerin yalandır. Resulün [elçin]kâhinler, falcılar, tuzağın da
kadınlardır.) [İbni Ebi-d-dünya, İbni Cerir]
(İblis, benim kitabım nedir dedi. Senin kitabın dövmedir, içeceğin sarhoşluk
veren her içki, sadakatin yalan, müezzinin mizmarlar [çalgılar],
mescitlerin de çarşılardır denildi.) [Taberanî]
(İki ses, melundur: Nimete kavuşunca mizmar [çalgı], musibete
maruz kalınca feryat.) [Bezzar]
(Allahü teâlânın gazabına sebep olan şeyler: Acıkmadan yemek, uykusu yokken
uyumak, tuhaf bir şey olmadan gülmek, musibette feryat etmek, nimete kavuşunca
mizmar [çalgı çalmak].) [Deylemî]
(Şarkıcı ve çalgıcı kadınlar çoğalınca, içkiler her yerde içilince, yere
batmalar görülecek, gökten taş yağacaktır.) [Tirmizî, Ebu Davud, İbni
Mace, İ. Ahmed]
(Şunlar gelmeden önce salih amel işlemekte acele edin. Sefihler başa
geçmeden, güvenlik kuvvetleri çoğalmadan, hüküm rüşvetle satılmadan, adam
öldürme hafife alınmadan, akraba ziyareti kesilmeden, Kur’an mizmarlardan
okunmadan, Kur’anı şarkı gibi okuyanlar öne geçmeden.) [Taberanî]
(Kur'an mizmarlardan okunduğu zaman ölebilirsen öl.) [Taberanî]
(Kur'anı mizmarlardan [çalgı aletlerinden] okuyanlara Allah
lanet eder.) [Müsamere]
(Şu 15 kötü haslet işlendiği zaman ümmetim belaya maruz kalır:
1- Ganimete hıyanet edilince
2- Emanetin ganimet sayılınca
3- Zekât cereme kabul edilince
4- Erkek karısına itaat edince
5- Evlat ana babaya isyan edince
6- Kişi, arkadaşına itaat edince
7- Babaya cefa edilince
8- Toplantılarda yüksek sesle konuşulunca
9- En rezil kimse iş başına geçince
10- Şerrinden korkulan kimseye ikram edilince
11- Her yerde içki içilince
12- Erkekler ipek giyinince
13- Şarkıcı kadınlar çoğalınca
14- Çalgı aletleri yayılınca
15- Sonra gelenler, önceki âlimlere lanet edip onları kötülediği zaman.) [Tirmizî]
(Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram
şeyleri]dinlemektir.) [Müslim]
İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin
boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik
etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı
aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal Efendi hazretleri Kırk
Hadis kitabında buyuruyor ki:
(Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i
şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her
çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.
Hazret-i Ebu Bekir, iki küçük cariyenin tef çalıp şarkı söylediklerini gördü ve
onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buharî)
İbni Ömer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine, “Allah
senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebi-d-dünya)
Enes bin Malik hazretleri, “En pis kazanç, şarkı ve çalgı aletleriyle
kazanılandır” dedi. (İbni Ebi-d-Dünya)
İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyhekî)
Âişe validemiz, bir evde şarkı söyleyen birini görünce ona, “Yazıklar olsun
sana. Bu şeytandır, bunu çıkarın dışarı” dedi ve onu çıkardılar.(Buharî)
Fudayl b. İyad hazretleri, “Müzik ve şarkı, zinanın teşvikçisidir” dedi. (İbni
Ebi-d-dünya)
Şeyh Muhammed Rebhami hazretleri buyuruyor ki:
Saz, tanbur, def, ney ve diğer çalgı aletlerini çalmak, Allahü teâlânın emrini
tutmamak olur. (Riyad-ün-Nasıhin)
İmam-ı Şa’ranî hazretleri buyuruyor ki:
“Hakim-i Tirmizî’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i
şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse,
onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri
tarafından, (Ya Resulallah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah
da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı
Tezkire-i Kurtubi)
İmam-ı Birgivî hazretleri buyuruyor ki:
Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivî)
Mezhepsiz İbni Teymiye bile, “Şarkı ve müzik, şeytani duyguları harekete
geçiren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava)
Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)
Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni
Salâh)
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Ziyaeddin-i Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim,
teganniye mubah demedi) buyurdu.(m. 266)
Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Bezzâziyye)
Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı
Mazheriyye)
Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât)
İmam-ı Münavi hazretleri (Nikâhı herkese duyurun! Bunun için de, camide
yapın ve def çalın) hadis-i şerifini açıklarken, (Mescitlerde def
çalınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında çalınmasını, mescitte yalnız nikâh
yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika)
Camide def çalmak günah olunca, başka çalgının camide çalınması hiç caiz olmaz.
Kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül-muhtar)
Şimdiki tarikatçıların yaptıkları gibi, dönmek, dümbelek, ney, saz çalmak
haramdır. (Tahtavi şerhi)
Teganni ile okuyan bir imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi)
Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve güzel ses ile okumalıdır.
Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı güzel sesle okuyun) buyuruldu.
Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine
uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı
bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika)
Teganni haramdır. (Tıbb-ün-nebevi)
Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. Burhâneddin-i
Mergınânî buyurdu ki:
Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hâfıza, ne güzel okudun diyen kimsenin imanı
gider. Tecdîd-i iman gerekir. Kuhistânî de, böyle
yazmaktadır. (Dürr-ül-müntekâ)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Eğlence veya para kazanmak için başkalarına şarkı söylemek, sözbirliği ile
haramdır. Çalgı ile raks etmek büyük günahtır. Sıkıntısını gidermek için kendi
kendine şarkı söylemek günah değildir. Çalgı olarak, yalnız kadınların
düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül-Muhtar)
Fısk ve içki içilen yerlerde çalgı çalmak ve bunu dinlemek haramdır. Resulullah
çobanın kavalını işitince, parmakları ile mübarek kulaklarını kapadı ise de,
yanında bulunan Abdullah bin Ömer’e kulaklarını kapamasını emretmedi. Bu da,
elde olmadan duymanın haram olmadığını göstermektedir. Çalgıyı, içki, oyun ve
kadın bulunan yerlerde keyif için çalmak haramdır. Bayramda, savaşta, hac
yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak da caizdir. [Okullarda,
millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir.] (Hadika)
Def, tambur ve her çeşit çalgıyı evinde, dükkânında bulundurmak, satmak, hediye
etmek, ariyet veya kiraya vermek günahtır. (Berika)
Sadece mehter marşında çalınan müzik aletlerini satmak caiz olur.
Tasavvuf müziği diye bir şey yoktur. Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehiridir,
kalbi karartır. (Dürr-ül mearif)
İlahileri çalgı ile ney çalarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı
ibadete karıştıran kâfir olur. (S. Ebediyye)
İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı.
Resulullah efendimiz gelince, şarkıyı bırakıp, Resulullah'ı övmeye başladılar.
Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Onu bırakın, oyun
arasında beni övmeyin! Beni övmek [mevlid, ilahi] ibadettir.
Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K.
Saadet)
[Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı söylemesinin ve
çalgının caiz olduğunu söylüyorlar. Şarkı söyleyenler cariye idi. Cariyenin
avret yeri erkeğinki gibidir. Sesi de avret değildir. (İhya)]
Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. (Fetâvâ-i Bezzaziyye, Hadika,
Ahlak-ı alaiyye)
Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka)
İncilin yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hristiyanlığa soktu. (Mevahib-i
ledünniyye şerhi Zerkanî)
Müzik kelimesi, Yunanlıların büyük putları olan Zeüs’ün kızları sayılan Mousa
(Müz) denilen 9 heykelin adından hâsıl olmaktadır. Bozuk dinler, kalbleri ve
ruhları besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin nefislere hoş
gelmesi, nefisleri beslemesi ruhani tesir sanıldı. Bugünkü batı müziği, kilise
müziğinden doğdu. Bugün yeryüzünü kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde,
müzik, ibadet halini almıştır. Müzik ile, her çeşit çalgı ile nefisler
keyiflenmekte, şehvani, hayvani arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan,
kalbleri temizleyen ve nefisleri ezip, haramlara olan arzularını yok eden,
ilahi ibadetler unutulmaktadır. Müzik, her çeşit çalgı, insanları, alkolikler
ve morfinmanlar gibi gaflet içinde, uyuşuk yaşatmaktadır. Böylece, nefisleri
azdırarak, sonsuz saadetten mahrum kalmasına sebep olmaktadır. İslam dini,
insanları bu felaketten korumak için, müziği kısımlara ayırmış, zararlı
olanlarını haram kılmış, yasak etmiştir. (S. Ebediyye)
Bayram günü oyun oynamak
Sual: Bayram günü, sahabe çalgı çalıp oynuyorlarmış. Bize neden caiz
değildir?
CEVAP
Çalgı çalmak caiz olmaz. Peygamber efendimiz, Medine’ye geldiği zaman,
Medinelilerin iki eğlence günü olduğunu bildirdiler. Cahiliyet zamanındaki
eğlencelerden bahsettiler. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Allah, o iki günü onlardan daha hayırlı iki gün olan kurban ve Ramazan
bayramının günleriyle değiştirdi.) [Buharî]
Hazret-i Âişe anlatır:
Bayram günü iki cariye, kahramanlık şiirlerini def çalarak terennüm ediyordu.
Resulullah yatağına yatıp yüzünü çevirdi, sonra babam [Hazret-i Ebu Bekir]
içeri girdi. (Bu ne hâl, Resulullah’ın huzurunda şeytanın düdüğü ve sesi ne
arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak onları, her milletin
bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu. Babam başka
şeyle meşgulken, cariyelere işaret ettim, dışarı çıktılar. (Buharî,
Müslim)
Yine Âişe validemiz anlatır:
Bayram günü Habeşiler oyun oynarken Resulullah beni çağırdı, ben de başımı onun
omzuna koyup, hevesim gidene kadar seyrettim. (Buharî, Müslim, Nesaî)
Oyun oynayanlar, eğlenenler, cariyeler ve Habeşi kölelerdir. Def çalıp oynamak
cariyelere verilmiş bir ruhsattır. Sesleri de avret değildir. Hür kadınların
sesleriyse avrettir. Ancak düğünlerde, kadınlar arasında def çalabilirler.
Cariyeler gibi erkekler arasında çalamazlar. Cariyelerin bu hareketlerini hür
kadınlara da uygulamak, dinde reforma girer. Habeşi kölelerin oyunları ise,
mızrak, kılıç ve kalkan oyunlarıydı. Bu hadis-i şeriflere dayanarak sahabe
çalgı çalardı demek çok yanlış ve iftira olur.
Çalgı ve Allah sevgisi
Sual: (Çalgı, Allah sevgisini artıyorsa mubahtır, süslü, açık, güzel
bayana bakmak da ferahlık veriyorsa, Allah sevgisini artırıyorsa, çiçeğe bakmak
gibi mubah olur) deniyor. Haram olan şey, nasıl mubah olabilir?
CEVAP
Çok yanlıştır. Çalgının haram olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle bildirilmiştir.
Haram olan şey derttir, derde deva, ruha gıda olmaz. Bir hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlânın size haram ettiği şeylerde şifa yoktur.) [Hâkim]
Çalgı nefsin hoşuna gider, o hain nefsi besler. Günah hoşa gidince insanı Allah
sevgisine mi kavuşturur?
Güzel bir çiçeğe bakmak, onu koklamak ruha tatlı gelir. Ruhun Allahü teâlânın
varlığını, büyüklüğünü anlamasına, Onun emirlerine uymasına sebep olmaktadır.
Parfümlü açık bayana bakmak ise, nefse hoş gelir. Kulak renkten zevk almaz. Göz
de sesten zevk almaz; çünkü anlamazlar. Nefis, Allahü teâlânın düşmanıdır.
Zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmaktan çekinmez. Onun zevklerinin sonu
yoktur. Namahreme bakmakla doymaz. Daha başka şeylerin zevkini tatmak ister.
Nefsin taşkın zevkleri, insanı, sefalete, hastalıklara, aile facialarına,
felaketlere sürüklemektedir. Allahü teâlâ, bu facialara mani olmak için,
kadınların, kızların açılmalarını, yabancı erkeklere yaklaşmalarını, içkiyi,
kumarı, çalgıyı yasak etmiştir.
(Çalgı, Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur) demek, (Zina, içki, kumar Allah
sevgisine götürüyorsa caiz olur) demeye benziyor. Dinimizin yasakladığı çalgıyı
böyle savunmak, tamamen ilim dışıdır.
Ruhun ve nefsin gıdası
Sual: (Çalgı haram değildir, çünkü insanın çalgıya da ihtiyacı
vardır. İyi bilinmeli ki, musiki ruhun gıdasıdır) deniyor. Ben bekârım,
evlenme ihtiyacı hissediyorum. Ara sıra ihtiyacımı gidermek için geneleve
gitmem, bu yazara göre caiz mi oluyor?
CEVAP
İhtiyacı gidermek için, haram caiz olursa, bu da caiz olur. Böyle kıyası ancak
dinde reformcu cahiller yapar. Dinimiz çalgıyı kesinlikle haram etmiştir.
Müzik, kâfir olan nefsimizin gıdasıdır, ruhumuzun zehridir. Aşağıda vesikaları
vardır, açıkça, (Kalbde nifak hâsıl eder, ruhun zehridir) deniyor. Kalbin ve
ruhun gıdası ibadet etmektir, Allahü teâlâyı ve onun sevdiklerini sevmektir.
Nefsin gıdası haramlardır.
İbadetle başka şey mukayese edilmez
Sual: Tam İlmihal’de, “Hoparlörden çıkan imamın sesine âmin
denince namaz bozulur. Çünkü imamın değil, benzeri bir sese âmin denmiş oluyor”
deniyor. Hoparlörden çıkan ses, sahibinin gerçek sesi olmadığına göre,
radyodan, kasetten dinlediğimiz sesler de gerçek müzik olmaz. O zaman radyodan
müzik dinlemek caiz olmuyor mu?
İbni Âbidin’de, “Birinin yüzüne bakmayacağım diye yemin eden, aynadaki
görüntüsüne bakabilir. Çünkü bu görüntü, kendisi değildir, benzeridir”
deniyor. Bu duruma göre porno film seyretmek caiz olmuyor mu?
CEVAP
Her ikisi de caiz olmaz. Birinci örnekte ibadetle müzik dinlemek birbirine
karıştırılıyor. İbadet ayrı, müzik ayrıdır. İbadetle başka şey
mukayese edilmez. Namazda yiyip içmek namazı bozar, ama başka zaman yiyip
içmenin mahzuru olmaz. Namazda iken başkasının sözü ile hareket edince namaz
bozulur, ama başka zaman mahzuru olmaz. Biz namazda iken, biri Fatiha okusa,
sonunda biz âmin desek namaz bozulur. Ama imamın Fatiha’sına âmin dense bozmaz.
İmamdan gayrısına âmin denmez. Hoparlörden çıkan ses de hakiki bir sestir, ama
imamın sesi değildir. Hoparlörden çıkan sese gerçek ses değildir denmez.
Gerçek sestir. Ama imamın sesi değildir, benzeri bir sestir. Onun için namaz
sahih olmuyor.
Müzik, müziktir, ister bunu Yeliz çalsın, isterse Kaya çalsın, isterse teypten
gelsin, fark eden bir şey olmaz. Şarkıcının bizzat kendi sesi olmasa da, benzer
bir ses oluyor, yani yine aynı günah oluyor. Burada sesin benzeri ile aynısı
fark etmiyor. Ortada bir iş ve bir ses var, benzeri ile aynısı olması neticeyi
değiştirmiyor.
Resim bir insanın bizzat kendisi değildir, kendisinin resmidir. Resme bakmakla
kendisine bakılmış olmaz. Ama çıplak resmine bakmak haram olur. Şimdi
bilgisayarla çıplak kadın resmi de yapılıyor. Bu tamamen hayali bir resimdir
buna bakmak haram olmaz denemez.
Bilgisayarla yazılan yazı, asıl yazı değil diye, bu yazılar, şahıslar ve kanun
nezdinde ve dinimize göre geçersiz olur mu hiç? İyi ise iyi yazıdır, kötü ise
kötü yazıdır.
Bir CD'nin içine yüzlerce cilt kitap sığıyor. Elektronik ortamda kitaplar,
hatta kütüphaneler var. Hakiki kitap değil diye bunlar yok sayılır mı? Radyoda,
TV’de, telefonda veya bilgisayarda, çeşitli suç işlesek, sonra bunları dikkate
almayın, bunlar bizim hakiki görüntümüz, hakiki sesimiz ve hakiki yazımız
değil, benzerleridir desek, suç işlememiş mi oluruz? Yazdığımız ve söylediğimiz
şeyler dinen yasak ise, günahtan kurtulur muyuz?
Telefon sapıkları, musallat oldukları insanlara neler çektiriyor. İlanı aşk
yapan, sövüp sayan veya müstehcen konuşanları var, her türlüsü var. Şimdi bunların
hakiki sesi değil diye yaptıklarını hoş görebilir miyiz? Bu sapık, benim hakiki
sesim değil, beni suçlu sayamazsınız diyebilir mi?
Bunun için ibadetle ibadet olmayan işi karıştırmamak gerekir. Robotla çok iş
yapılabilir ama, robota namaz kıldırsak kendimiz kılmış olmayız veya namazımızı
filme alsak, namaz vakitlerinde onu oynatsak namaz kılmış olmayız. Bazı
kimseler, “Hoparlör günlük işlerde kullanılıyor da niye ibadette kullanılmasın”
diyorlar. Robotlara bir çok işler yaptırılıyor. Robota imamlık da yaptırılabilir,
Kur’an da okutulabilir, namaz da kıldırılabilir. Belki hacca da robot
gönderilir. Peki ama, bunların dinimizle ne alakası olur? Bu aletler ibadet
olmayan işlerde kullanılır. İbadete bid’at sokulmaz.
Çalgı aleti olan odada namaz kılmak
Sual: Cep telefonuyla veya TV ile müzik de dinleniyorsa, yine çalgı
çalan alet hükmüne girer mi? Yani bunların bulunduğu odada kılınan namaz mekruh
olur mu?
CEVAP
S. Ebediyye’de, (Çalgı da dinlenen ve bakması haram olan resimlerine de
bakılan şeyler, çalgı aleti gibidir) deniyor. Böyle, çalgı dinlenen ve
haram görüntüler izlenen bir TV kapalı da olsa, yine o odada namaz kılmak
mekruh olur. İçki, kumar, çalgı aleti bulunan mahalde namaz kılmanın mekruh
olduğu, buraya rahmet meleklerinin girmeyeceği ve burada yapılan duanın kabul
olmayacağı Tergib-üs-salât ve Nisab-ül-ahbâr’da
bildirildiği S. Ebediyye’de yazılıdır.
Yine bunun gibi, içki içilmese de, içki bulunan odada namaz kılmak da
mekruhtur. Bilgisayarda günah işleniyorsa, açık kadınlara da bakılıyorsa veya
müzik çalınıyorsa, o odada namaz kılmak mekruh olur. Müzik çalınmıyorsa, açık
resimlere bakılmıyorsa mekruh olmaz.
Cep telefonunda çalgı da çalınıyorsa, internete girilip haram görüntülere
bakılarak günah işleniyorsa, o da çalgı aleti gibidir.
Haber dinlenen TV’de, verilen haberin içinde müzik ve açık kadın
varsa, kadına özel olarak bakmıyorsak, müziğini de özel olarak dinlemiyorsak,
kasten dinlemek gibi olmaz.
Namaz kıldığımız yere, başkaları çalgı dinledikleri telefonla gelirse, bizim
elimizde olan bir durum olmadığı için, biz sorumlu olmayız.
Cariyelerin şarkı söylemesi
Sual: Buharî ve Müslim’de bildiriliyor ki: Hazret-i Âişe anlatır:
"Bayram günü iki cariye, kahramanlık şiirlerini def çalarak terennüm
ediyordu. Resulullah yatağına yatıp yüzünü öbür tarafa çevirdi, sonra babam
[Hazret-i Ebu Bekir] içeri girdi. (Bu ne hâl, Resulullah'ın huzurunda şeytanın
düdüğü ve sesi ne arıyor?) diye beni azarlayınca, Resulullah (Bırak
onları, her milletin bir bayramı vardır, bu da bizim bayramımızdır) buyurdu.
Babam başka şeyle meşgul olunca cariyelere işaret ettim, dışarı çıktılar.”
Bu olay, kadınların erkeklerle beraber oturmasının, çalgı çalmasının, şarkı
söylemesinin ve seslerini erkeklere duyurmasının helal olduğunu gösteriyor mu?
CEVAP
Kesinlikle göstermez. Yukarıdaki ifadeleri İslam âlimleri nasıl açıklıyor, ona
bakalım:
1- Şiir okuyan veya şarkı söyleyenler, hür kadın değil cariyedir.
Cariyelerin saçlarını, kollarını açmaları seslerini erkeklere duyurmaları günah
değildir. Hatta efendisiyle nikaha lüzum görmeden ilişkiye girmeleri de
caizdir. Çünkü cariyenin dindeki statüsü farklıdır. Cariyeyi örnek gösterip,
hür kadınlara da bunların mubah olacağını söylemek Müslüman’ım diyen kimseye
yakışmaz.
2- Hazret-i Ebu Bekrin, def için şeytanın düdüğü demesi,
çalgının mubah olmadığını gösterir. Bu ve benzeri hadis-i şeriften İslam
âlimleri şu hükmü çıkarmışlardır:
Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak,
kahramanlık türküleri söylemek, okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando,
mızıka, mehter marşı çalmak caizdir. Kadınların düğünlerde ve bayramlarda kendi
aralarında def çalması caizdir. Bunun dışındakiler haramdır. (Hadika)
Kahramanlık şarkılarının, mehter marşlarının, düğünlerde davul ve def çalmanın
caiz olması, diğer şarkı ve türkülerin de caiz olmasını gerektirmez.
3- Def ile şarkı türkü söylenir, ilahi söylenmez. Çünkü ilahi
ibadettir. İbadete çalgı karıştırılmaz. Tasavvuf müziğinin dinde yeri yoktur.
Bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı.
Resulullah efendimiz gelince, şarkıyı bırakıp, Resulullah'ı övmeye başladılar.
Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Onu bırakın, oyun
arasında beni övmeyin! Beni övmek [mevlid, ilahi] ibadettir.
Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K.
Saadet)
İbadete müzik karıştırmak
Sual: İbni Mace’nin bildirdiğine göre, Resulullah, Rübeyyi binti
Muavviz’in düğününde, def çalarak Bedir savaşıyla ilgili kahramanlık türküleri
söyleyen iki küçük kızı dinlemiştir. Bu esnada şarkı söyleyenlerden biri; “Aranızda,
yarın ne olacağını bilen bir Peygamber var” demesi
üzerine, Resulullah Efendimiz, (Bırak o sözü, önceki söylediklerine
devam et, gaybı ancak Allah bilir)buyurmuştur. Bu da her çeşit çalgının
helal olduğunu göstermiyor mu?
CEVAP
Asla göstermez. Kahramanlık türkülerini söyleyenler cariyelerdir. Cariyelerin
hükmü ise yukarıda bildirildi. İslam âlimleri buradan iki hüküm çıkarmışlardır:
1- Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve
askerlikte davul çalmak, kahramanlık türküleri söylemek, okullarda, millî ve
siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir. Kadınların
düğünlerde ve bayramlarda def çalması caizdir. (Hadika)
2- Beni övmeyi bırak, önceki sözlerine devam et buyurması haram
işleyerek ibadet yapılamayacağını göstermektedir. İslam âlimleri İlahileri
çalgı aletleriyle söylemenin küfür olduğunu bu hadis-i şeriften çıkarmışlardır.
Sevgi gösterisi
Sual: Beyheki bildiriyor ki: Resulullah, hicret esnasında Medîne’ye
teşrif buyurduğu zaman, kadınlar dam başlarında defli ve sesli olarak, “Taleal-bedru
aleynâ….” diyerek sevinçlerini göstermişlerdir. Bu da, her çeşit
çalgının helal olduğunu göstermiyor mu?
CEVAP
Kesinlikle göstermez. Bu olay, henüz İslamiyet’in başında olmuştur. O zaman
henüz hicab âyet-i kerimesi inmemişti. Yani kadın erkek beraber oturulması
yasak edilmeden önce idi. Kadın sesinin haram edilmediği vakitte idi. Eshab-ı
kiram, içki yasak edilmeden önce içki içip namaz kılarlardı. Bunu örnek
gösterip de içki içmenin caiz olduğunu söylemek nasıl yanlış ise, hicab
âyetinden önceki olayları gösterip, kadınların şarkı söylemesine cevaz vermek
de o kadar yanlış olur.
Düğünlerde def çalmak
Sual: Peygamber efendimizin, ney sesini işitince, yanındaki Nafi’ye
kulaklarını kapatmasını emretmemesi, her çeşit çalgının helal olduğunu
göstermiyor mu?
CEVAP
Tabiinin büyüklerinden Nafi anlatır: Abdullah ibni Ömer ile beraber gidiyorduk.
Ney sesi işittik. Abdullah, kulaklarını parmakları ile kapadı. Oradan hızla
uzaklaştık. Ney sesi daha işitiliyor mu, dedi. Hayır, işitilmiyor dedim.
Parmaklarını kulaklarından ayırdı. Resulullah da böyle yapmıştı dedi. Nafi,
sonra dedi ki, ben o zaman çocuk idim. Bundan anlaşılıyor ki, Nâfi’ye
kulaklarını kapamasını emretmemesi, çocuk olduğu için idi. Çünkü çocuk
isteyerek dinlese de ona günah olmaz. Yoksa, Abdullah takvası sebebi ile
kulaklarını kapattı demek doğru değildir. Nafi, böyle yanlış anlaşılmaması
için, çocuk olduğunu bildirdi. (Eşiat-ül-lemeat)
Müziği helal göstermek için, hadis-i şerifleri ve olayları değiştirenler için,
yukarıda delil gösterdikleri olayda Peygamber efendimizin mübarek kulaklarını
kapatması kendi aleyhlerine delildir. Madem Peygamber efendimiz güya çalgıya
müsaade ve teşvik etti, niye mübarek kulaklarını kapatıyor? Kapatmasına lüzum
yoktu ki. Buradan İslam âlimlerinin çıkardığı hüküm, müziği istemeyerek
duymanın haram olmadığıdır. Özel dinlemek ayrı, gayri ihtiyari duymak ayrıdır.
Abdullah bin Ömer hazretlerinin de yaptığı gibi yapmak dinin emridir.
Cennette müzik var mı?
Sual: Cennette bile çalgı ve müzik vardır. Bu nasıl inkâr edilebilir
ki?
CEVAP
Cennette her şeyde olduğu gibi akla ve hayale gelmeyen en güzel şeyler vardır.
Orada bizim bilmediğimiz şahane nağmeler vardır. Bilinmeyen şeyler bilinenlerle
mukayese edilemez. Ebu Hüreyre radıyallahü anh anlatır:
Bir kimse gelip, (Ya Resulallah nağmeli ses çok hoşuma gidiyor. Cennette güzel
ses var mıdır?) diye sordu. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Yemin ederim ki, dünyada ibadet eden, Allahü teâlâyı zikredip, çalgı ve
oyun aletlerinin sesine kulak vermeyenler, Cennette, bir benzeri duyulmayan,
Allahü teâlâyı tesbih ve takdis eden güzel seslerle, sürur ve neşeye gark
edilirler.) [Gunye-tüt-Tâlibîn]
Başka bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kıyamette, Allahü teâlâ, meleklerine buyurur ki: Kulaklarını ve gözlerini
mizmarlardan [çalgılardan] ve haramlardan koruyanları getirin.
Melekler onları, misk ve amber tepeleri üzerinde toplarlar. Allahü teâlâ
buyurur: Onlara tesbihimi ve temcidimi duyurun. O kimseler öyle güzel sesler
duyarlar ki, benzerlerini hiç kimse duymamıştır.) [Deylemî]
Yine bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruluyor:
(Allah beni hidayet ve âlemlere rahmet olarak gönderdi. Beni; çalgıları,
eğlenceleri, cahiliyet işlerini ve putları yok etmek için gönderdi. Rabbim,
izzeti üzerine yemin etti ki, bir kul dünyada şarap içerse, ona kıyamette
muhakkak Cennet şarabını haram kılacak, bir kul da hamrı [içkiyi] terk
ederse Allah da ona muhakkak, Cennet şarabından içirecektir.) [Ebu
Nuaym]
Ahiret şarabı dünya şarabına benzemez. Ahirette şarap var diye dünya şarabına
helal denir mi? Ahirette güzel sesler var diye dünyadaki çalgılara helal demek
de bundan daha kötüdür. Üstelik Cennette bu güzel nağmeleri dinleyecek
olanların, dünyada çalgı seslerini dinlemeyenler yani bu haramdan kaçınanlar
olduğu da açıkça bildiriliyor.
Şu da önemli bir husustur ki, harama helal diyen kâfir olur.
Biracının şahidi
Sual: Yusuf el-Kardavî, (kadının müzik yapması ve bu müziğin
başkalarınca dinlenmesi haram değil; caizdir) diyor. Buna ne diyeceksiniz?
CEVAP
Kardavî, kendisinin mezhepsiz olduğunu açıkça itiraf eden bir sapıktır. Böyle
deliller için, atalarımızın (Biracının şahidi şarapçı olur) sözü
gayet uygundur. Fıkhi bir hüküm:
Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)
Din haramla yaşanmaz
Sual: Çalgılara haram diyerek bu dini yaşanmaz hâle getirmek günah
değil midir?
CEVAP
Çalgılara haram diyen Resulullah’tır. Peygamber efendimiz mi yaşanmaz hâle
soktu? Çalgı çalıp haram işlenmedikçe din yaşanmaz hâle mi gelir? Dini yaşatmak
için illa yediden yetmişe çalgı çalıp göbek mi atmak gerekir?
Nağmesiz şarkı olmaz
Sual: Müzik yapan kadın müziğinde “düzgün, doğru, ciddî, ağırbaşlı,
vakûr, edâsız, itaatsiz, cilvesiz, cazibesiz, art niyetsiz sözler” söylerse ve
düzgün hâller ve davranışlar gösterirse, o müzik caiz olup, radyoda TV’de
söylenemez mi?
CEVAP
Erkek de söylese kadın da söylese hattâ Robot bile söylese müzik yine haramdır.
Kadının söylediği hangi şarkıda eda, cazibe, cilve olmaz ki?
Bırakın şarkı türküyü kadınlar zaruret olmadıkça namahrem erkeklerle
konuşamaz. Ramuz-ül-ehadis kitabının 469. sayfasındaki ilk
hadis-i şerif şöyledir:
(Ey kadınlar, ancak mahreminiz olan erkeklerle konuşun, mahreminiz
olmayanlarla konuşmayın!) [İbni Said]
Fıkhi bir hüküm:
Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)