Bazı kimseler, hiçbir İslam âlimi müziğe cevaz vermedi ama, İmam-ı Gazalî hazretlerinin müziğe helal dediğini söyleyerek çalgı dinliyorlar. Böyle bir şey var mı?
Musikinin dindeki yeri 2
İmam-ı Gazalî hazretleri ve musiki
Sual: Bazı kimseler, hiçbir İslam âlimi müziğe cevaz vermedi ama,
İmam-ı Gazalî hazretlerinin müziğe helal dediğini söyleyerek çalgı dinliyorlar.
Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Hayır, hiçbir İslam âlimi çalgıya, müziğe mubah dememiştir. Hepsi de haram
demiştir. Bazı mütercimler, sima veya sema kelimesini müzik anlamı vererek
tercüme ettiklerinden dolayı bu büyük hataya sebep olmuşlardır. Dört mezhepte
de çalgı haramdır.
Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima [teganni] denir. Çalgı aleti ile birlikte
olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. (Dürr-ül mearif)
Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)
Abdullah-i Dehlevi hazretleri buyurdu ki:
Sima [güzel ses], evliyanın kalbindeki sıkıntıyı rahatlığa çevirir. Gâfillerin
sima dinlemesi, fıska yol açar. Hiçbir çalgı caiz değildir. (m. 85)
İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Gıybet veya devamlı ipek giymek, yahut devamlı çalgı dinlemek gibi günahlara
devam etmek kalbin kararmasına yol açar. (K. Saadets.580)
İçki içmek ve çalgı dinlemek gibi, kul hakkı ile ilgili olmayan günahların
hepsine tevbe etmek gerekir. (İhya 4/65)
Herkes dünyadaki işine göre haşr olunur. İçki içenler, sarhoş olarak, çalgıcı,
çalgı çalarak haşr olunur. (Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre –
Kıyamet ve Ahiret, s.36)
Çalgı dinleyenin veya ipek giyenin şahitliği kabul edilmez. (İhya 4/41)
Davet edildiği yerde günah bir şey varsa, mesela duvarda canlı resimleri varsa
yahut çalgı çalınıyorsa, kadın erkek karışık ise böyle bir davete
gidilmez. (K. Saadet s.207)
Ud ve saz çalmak haramdır. (K. Saadet s.231)
Çalgı aletlerinin imalinden kaçınmak, zulümden kaçınmak olur. (İhya 2/218)
Gizli haram işlenen eve girmek yasaktır. Ancak dışarıdan duyulacak şekilde
içeride çalgı çalınıyorsa, bunu duyanların içeri girip çalgıları kırması
caizdir. (İhya 2/802)
Fitne çıkmayacaksa kötü işler yapanlar tehdit edilebilir. Mesela, kötü biri,
namuslu kadına tecavüze yelteniyorsa veya orada çalgı çalıyorsa, arada ırmak
veya duvar gibi bir mani varsa, o kişiye, (Bu işten vazgeç, yoksa seni
öldürürüm) diye tehdit edebilir. Öldürülmez ama tehdit edilir. (İhya 2/815)
Kalbi Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerden birine bağlılığı olanın sima,
tegannili sesleri dinlemesi, haram olup, onun için öldürücü
zehirdir. (K. Saadet s. 321) [Bu sözü delil
gösteren cahiller, (Çalgı kötü kimselere haram, bizim gibi kalbi temizlere
haram değil) diyorlar. Halbuki burada çalgı denmiyor, nağmeli ses deniyor.
Çalgı herkese haramdır. Tasavvuf büyüklerinden Mahmud-i İncirfagnevî hazretleri
buyuruyor ki:
(Yüksek sesle zikir yapabilmek için, kalbinde yalan ve gıybet bulunmamak,
boğazından haram ve şüpheli şey geçmemiş olmak, gönlü riya ve gösterişten temiz
olmak lazımdır.) İşte, teganni, sima yalnız böyle kimselere faydalı olur. Fıkıh
âlimleri de, teganninin, böyle olmayanlar için ve çalgının herkes için, haram
olduğunu bildirmişlerdir.]
İnsana zevk veren ahenkli nağmeler, gönüllerde saklı olan güzellik ve
çirkinlikleri açığa çıkarır. Her kaptan içindeki sızar, sima eden kişinin
içinde ne varsa dışına o sızar. Sima kalbe ulaşınca, kalbde galip olan ne ise,
onu harekete geçirir. (İhya 2/675)
Kalbinde haller hasıl olmayan, hasıl olsa da nefsi şehvetten kesilmemiş
tasavvuf yolcularına güzel ses, nağme faydadan çok zarar verir. Ali Hallaç;
Şeyh Ebu’l Kasım-ı Gürgani’nin müridlerinden idi. Sima için izin istedi. (Hiç
bir şey yeme, sonra lezzetli yemekler yersin. O aç halinle simaı yemekten çok
istiyorsan, sima yapman caizdir) buyurdu. Kalb hallerine kavuşmayan, hak yolu,
halleri ile anlayamayan yahut bazı hallere kavuşup henüz şehvetten kesilmemiş
olan müridlere üstadları simaı yasaklamalıdır. (K. Saadet s.325)
Simaı eğlence ve oyun şeklinde âdet etmek haramdır. Nitekim bazı küçük günahlar
vardır ki, devam edilirse büyük günah olur. Bazı şeyler ara sıra ve az olursa mubah
olur. Çok olunca haram olur. (K. Saadet s.329)
Ses dinlerken, ud, keman, ney, saz, kaval gibi hiç bir çalgı çalmamalıdır. Her
çalgıyı çalmak ve dinlemek haramdır. Hoş olduğu, hoşa gittiği için haram
değildir. Bir kimse hoşa gitmeyecek şekilde rastgele çalsa da, ustalıkla
çalmasa da yine haramdır. (K. Saadet s.326)
Kalbde helal olan şeyin sevgisi [mesela Allah sevgisi] varsa, sima [ilahi,
kaside gibi nağmeli sesler] onu artırıyorsa o kimsenin teganni dinlemesi helal
olur. Kalbinde, dinimizin yasak ettiği bir şey olanın teganni dinlemesi günah
olur. (K. Saadet s.322)
Bayramlarda ve arada bir olursa [Hazret-i Âişe validemizin seyrettiği zenci
cariyelerinki] oyunlar, teganniler ve bunları seyretmek haram değildir. (K.
Saadet s.322) [Cariyelerin saçını başını açmaları günah
olmadığı gibi nağmeli sesleri de haram değildir.]
Düğünlerde def çalmak ve teganni etmek mubahtır. (K. Saadet s.323)
Teganni, raks, def çalmak, kılıç ve kalkan oyunları ve neşeli günlerde
zencilerin oyunlarını seyretmek mubahtır. (İhya 2/695)
Bayram günü zenci cariyelerin oyunlarını Resul-i ekrem efendimiz kapı üzerinden
Hazret-i Âişe’ye seyrettirmiş ve ikisi beraber bakmışlardır. (İhya 2/827)
Kusurları, azapları bildiren [çalgısız] kasideleri, ilahileri dinleyerek
üzülmek, ağlamak sevaptır. Ancak Allahü teâlânın kaza ve kaderini
beğenmeyip, ona üzülüp, üzüntüsünün artması haramdır. (K. Saadets.324)
Hacca gidenin, Kâbe, hac, Mekke, Medine şiirleri, ilahileri, kasideleri
dinlemesi ve bunları güzel sesle okuyup para kazanması helaldir. (K.
Saadet s.323-324)
Hacıları uğurlarken Kâbe, zemzem ve diğer mübarek makamları öven ve Arab çölünü
anlatan şiirlerde nefesli ve telli çalgılar yoksa, bunların hepsi caizdir. (İhya 2/690)
Düşmanlarla savaşmayı ve Allah sevgisi uğruna canını feda etmeyi kuvvetlendiren
kahramanlık şarkılarını [mehter marşlarını] dinlemek mubah olur. (K.
Saadet s.324)
Düğün, ziyafet ve sefer dönüşü gibi sevinmek gereken yerlerde, bayram
günlerinde nağmeli seslerle, teganni ile neşelenmek caizdir. (K.
Saadet s.324)
Düğün ve benzeri yerlerde davul, def çalmak haram değildir. Hacılar ve
askerlerin davul, bando çalması caizdir. Ahlakı bozuk gençlerin davul çalması
da haramdır. (K. Saadet s.326)
Çalgı âletleri üçe ayrılır:
1- Haram olanlar. Tambur, düdük, zurna gibi şarkıcılara eşlik eden
aletlerdir.
2- Mekruh olanlar. Bunlar tek başına çalınmadığı halde şarkıcıyı
coşturan kaval gibi aletlerdir.
3- Mubah olanlar. Bunlar da eğlence aleti değil de boru ve harp davulu
gibi haberleşme aletleri ile nikah için çalınan def gibi toplantıya çağırma ve
herhangi bir hususu ilan etmek için kullanılan aletlerdir. (Mükaşefetü´l
Kulub - Kalblerin Keşfi)
Ud, sanc [zil], telli çalgılar, berbed ve benzeri Irak çalgılarının hepsi
yasaktır. İçki içenlerin âdeti olmayan davul ve benzerleri [düğünlerde] yasak
değildir. (İhya 2/685)
İçki âlemlerinde kullanılan trampet, nefesli ve telli çalgılar haramdır. Bu
çalgılar yasak, diğerleri ise mubahtır. Mubah olanlar def, davul, şahin, kadib
gibileridir. (İhya 2/701)
Vezinli güzel ses haram değildir. Şayet kötü sözlerden meydana gelmişse, ister
nağmeli okunsun, ister nağmesiz okunsun haramdır. (İhya 2/686)
Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak haramdır. (K. Saadet s.333)[Tecvide
uygun olarak teganni edilirse mahzuru olmaz.]
Mescitlerde Kur’anı teganni ile okuyanları nehy etmek farzdır. (İhya2/823)
Resulullah efendimiz, Rebi' binti Muavvizin evine geldi. Cariyeler def çalıyor,
şarkı söylüyorlardı. Onu görünce kesip, kasidelerle Resulullahı övmeye
başladılar. [Buharî’nin rivayet ettiği] (Susun, önceki söylediğinize
devam edin) buyurdu. Çünkü onu övmek ibadettir. Oyun eğlence arasında
ibadet olmaz. (K. Saadet s.333)
İmam-ı Gazalî hazretlerine ait bu yazıların özeti şudur:
1- İçki içenlerin dinlediği nefesli çalgıları ve bütün telli çalgıları
çalmak ve dinlemek haramdır.
2- Şarkıcının kazancı haramdır. Şahitliği kabul edilmez, hediyesi
alınmaz.
3- Belli zamanlarda [düğünlerde, bayramlarda] ve belli şartlarla
[ibadete karıştırmamak, haram şeyler söylememek şartıyla] def, davul gibi
çalgılar çalmak caizdir. Bunlara da diğer nefesli ve telli çalgıları
karıştırmak caiz değildir.
4- Hacca gidecek olanın Kâbe, hac, Mekke, Medine şarkılarını
dinlemesi, askerlerin cesaretlerini artırıcı savaş, kahramanlık şarkılarını,
[mehter marşlarını] dinlemesi caizdir. Bayramlarda, düğünlerde, hac yolunda
çalınması mubah olan çalgıları bile, her zaman dinlemeyi ve çalmayı âdet haline
getirmek caiz değildir.
5- Müslümanların bayramlarda sevinmeleri, sevinçlerini göstermeleri
caizdir. Bayramlarda def ile söylenen şarkıyı dinlemek ve içinde kılıç-kalkan
oyunu gibi oyunları seyretmek mubahtır. Bunları âdet haline getirmek, her zaman
yapmak caiz değildir.
6- Kur’an-ı kerim okumak veya Resulullah'ı övmek [Mevlid] gibi
ibadetlere def dahil hiç bir çalgıyı karıştırmak caiz değildir, yasaktır.
7- Tasavvuf ehli zatların sema [ilahi, kaside gibi nağmeli insan
sesi ve şiir] dinlemesi caizdir. Sema sırasında bunlara çalgı karıştırmak
haramdır. Sema, henüz kalbi tam temizlenmemiş, kalb hallerine kavuşmamış
müritlere yasaktır.
Yukarıda; Peygamber efendimizin ve onun vârisleri olan bütün İslam âlimlerinin
çalgıya haram dedikleri kesin delillerle ispat edildi. Çalgının haram olması
konusunda acaba âyet-i kerime yok mu diyenler çıkabilir.
Kur’an-ı kerimin birçok yerinde (Resulüme uyun) buyuruluyor.
Eğer Kur’anı herkes anlasaydı, (Resule uymaya lüzum yok, herkes Kur’andan
anladığına uysun) denirdi. Aksine Kur’anın açıklanması istenerek buyuruluyor
ki:
(İhtilafa düşülen şeyleri açıklayasın diye bu kitabı sana indirdik.) [Nahl
64]
Kur’an-ı kerimde, sadece (Allah’a uyun) denmiyor. Resulüne
de uyulması emrediliyor: (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.)[Nisa
80] (Demek ki Resulullah'a uymak Allah’a uymaktan ayrı değildir.)
Yine Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Allah ve Resulüne itaat eden, en büyük kurtuluşa ermiştir.)[Ahzab 71]
(Resulüm de ki, "Bana uyun ki, Allah da sizi sevsin!") [A.
İmran 31]
(Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız!) [Araf 158]
(Resulümün verdiğini alın, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7]
(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider.) [Nisa
13,14]
(İndirdiğimi insanlara beyan edesin, açıklayasın.) [Nahl 44]
(O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf
157]
(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm
3,4]
Demek ki Peygamber efendimiz kendiliğinden haram etmiyor, vahye dayanıyor yani
Allah’ın bildirmesine dayanıyor. Bir de bazı âyetler var, onları herkes
anlayamıyor. (İndirdiğim Kur'anı insanlara açıkla)buyuruyor. Bazı
âyetlerde müzik haram edilmiştir. Bunu Resulullah açıklayabiliyor. Biz bakınca
anlayamıyoruz. Mesela müziği haram eden iki âyet:
Lokman suresinin 6.âyetindeki lehv-el hadis ifadesi müzik
olarak bildirilmiştir. Lehv-el hadis, Türkçe olarak boş söz, boş eğlence gibi
manalara gelir. Ama bu boş eğlencenin, yani ahirete fayda vermeyen bu
eğlencenin müzik olduğu bildirilmiştir.
İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, çalgı
aleti ve musiki olduğunu söylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i
medarik) [İbni Mesud gibi büyük bir zata inanmayan cahillere ne denir
ki?]
(Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis âyeti
şöyle tefsir ediliyor:
Yalan hikâyeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri
dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya çalışanlara Cehennem ateşini
müjdele! (Mevâkib tefsiri)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Üçü hariç, her lehv bâtıldır.) [Deylemî]
Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle
buyuruluyor.
Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi
savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu
âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)
Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile,
musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde
tefsir etmişlerdir.
(Şimdi siz bu söze [Kur’ana] mı şaşırıyorsunuz?
Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm
59-61]
Medarik tefsirinde entüm samidün ifadesi, (Kur'an
okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek için teganniye [şarkı türkü
söyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye açıklanıyor.
İbni Abbas ve Mücahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu
söylemiştir. (İgaset-ül-Lehfan)
Böyle âyetler olmasa bile Resulullah'ın bildirdiğini kabul etmemek Allah’ı
kabul etmemek olur. Böyle yapanların da kâfir olduğu yine Kur’an-ı kerimde
bildiriliyor.
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyurdu ki:
Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimde, Muhammed aleyhisselama itaat etmenin, kendisine
itaat etmek olduğunu bildiriyor. O halde, Onun Resulüne itaat edilmedikçe, Ona
itaat edilmiş olmaz. Bunun pek kesin ve kuvvetli olduğunu bildirmek için, (Elbette,
muhakkak böyledir)buyurup, doğru düşünmeyenlerin, bu iki itaati birbirinden
ayrı görmelerine meydan bırakmadı. Yine Allahü teâlâ, (Kâfirler, Allahü
teâlânın emirleri ile Peygamberlerinin emirlerini birbirinden ayırmak, bir
kısmına inanırız, bir kısmına inanmayız diyerek, iman ile küfür arasında bir
yol açmak istiyorlar. Bu kâfirlerin hepsine çok acı azap hazırladık) buyurmaktadır. (1/152)
Sarhoş etmezse helalmiş!
Sual: (Sarhoş etmezse bira, şarap ve benzeri alkollü içkiler haram
değildir. Şehveti tetiklemezse müzik ve çalgı helâldir) denilerek çalgı
ve içki helal sayılıyor. İçkinin azı da, çalgının her çeşidi de haram değil
midir?
CEVAP
Elbette haramdır. Domuz etinin haram olması için illa zarar vermesi gerekmez.
Bir damla kan, bir damla idrar zarar vermese de haramdır. Bir kaşık şarap
sarhoş etmez, ama haramdır. Hiçbir fıkıh kitabında, şarabın haram olmasında,
sarhoş etme şartı aranmaz. Şarabın, sarhoş etmeyen miktarı da, damlası da
haramdır. (Redd-ül muhtar, Fetava-i Hindiyye, Dürer ve Gurer)
Bir hadis-i şerifte, (Çoğu sarhoş eden içkinin azı da haramdır)buyuruldu.
(Nesaî) [Yani içinde alkol olan bütün içkiler haramdır.]
İçki gibi, çalgıyı helâl saymak da çok tehlikelidir. Sanki şu hadis-i şerif, bu
mezhepsizler için söylenmiştir:
(Bir zaman gelecek, bazıları, içkiyi ve çalgıyı helâl
sayacaktır.)[Buhârî]
Müziğin, çalgının haram olmasında şehvet şartı aranmaz. Hiçbir muteber din
kitabında böyle yamuk bir ifade yoktur. Üstelik çalgı aleti bulunan yerde namaz
kılmanın tahrimen mekruh olduğu; kendi çalmasa bile, evinde çalgı aleti
bulundurmanın da günah olduğu muteber kitaplarda yazılıdır. Yine din
kitaplarında, çalgı ve müzik bulunan davetlere gitmenin bile caiz olmadığı
bildirilmektedir.
Her çalgının sesini dinlemek haramdır. Çünkü Resulullah, (Çalgı
dinlemek haramdır, orada oturmak fısktır, ondan zevk almaksa küfürdür, yani
küfran-ı nimettir) buyuruyor. (Redd-ül muhtar)
Ahkâm-üs-Siyaset ve Münteka kitaplarında
bildiriliyor ki:
Birinin evinden çalgı sesi işitilince, o eve izinsiz girilmesi caiz olur. Çünkü
o çalgı sesini duyurmakla evinin hürmetini yıkmıştır. Hazreti Ömer, bir kadının
evine girip onu kamçıyla döverken başının örtüsü düşmüş, kendisine (Onun
hürmetini yıktın) denildiğinde (Haramla meşgul olduğu için, onun hürmeti
kalmamıştı) buyurmuştur.
İnsanlar için [çalgısız] şarkı söyleyip dinleten kimsenin de, şahitliği makbul
olmaz. Bir kimse, evinde oyun ve çalgı aletlerinden bir şey bulunduran, onu
kullanmasa bile, bu şahıs günahkâr olur. Fetâvâ-yi Kâdîhân'da da
böyledir. (Fetâvâ-i Hindiyye)
Fetâvâ-i Bezzaziyye sahibi, Kurtubî’den, çalgı çalmanın haram
olduğu hususunda İslam âlimlerinin icma'ı vardır buyuruyor. (İbni
Abidin, Makamat-ı Mazheriyye)
İcma demek bütün âlimlerin söz birliği demektir. Çalgı ve müziğin, şehvete hiç
sebep olmasa da, haram olduğu bütün muteber din kitaplarında yazılıdır.
Birkaçını bildirelim:
Fetâvâ-i Bezzaziyye, Mecmu-ul fetâvâ, Dürr-ül-muhtar, Redd-ül-muhtar,
Fetâvâ-i Hayriyye, Kurtubî tefsiri, Fetâvâ-yı Hindiyye,
Dürr-ül-mearif, Tahtavî şerhi, Kudûrî, Dürr-ül-münteka, Ukud-üd-dürriyye,
Dürr-ül mearif, Kimya-yı Saadet, İhya, Mevahib-i ledünniyye, Makamat-ı
Mazheriyye, Tergib-üs-salât, Berîka, Tıbb-ün-nebevi, Hadika,
Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi, Riyad-ün-Nasıhin, Risale-i Birgivi, Ahlak-ı
alaiyye, S. Ebediyye, Şir’atül İslam…
Bazı mezhepsiz fâsıklar da, (Çalgı beni Allah'a yaklaştırıyor) diyor. Haramla
Allah'a yaklaşılır mı hiç? Şeytana yaklaştıklarının farkında değiller galiba.
Hiçbir âlimin mubah saymadığı ve bütün âlimlerin haram dediği bir hususa helâl
demek küfürdür.
Haram iyi niyetle haramlıktan çıkmaz
Sual: Hocanın biri, ("Ameller niyetlere göredir" hadisine
göre, müzik, iyi niyetle dinlenirse haram olmaz) dedi. Doğru mudur?
CEVAP
Asla doğru değildir. Bu sözü söyleyenin bir hoca olmaması gerekir. Veya bir
yanlış anlama var. Cahilce bir söz olup, dinen çok yanlıştır. Çünkü müzik,
haram ise, haram iyi niyetle de işlense helal olmaz. Mesela kuvvetlenmek için
içki içilmez. İçki içen, namaz kılmaya kuvvet bulmak niyeti ile içiyorum dese
bir kıymeti var mıdır? Bir fahişe de, niyetim sadece erkeklerin ihtiyacını
gidermektir dese, iyi niyetle onlara yardım ediyorum dese, zina haram olmaz mı?
Bildirilen hadis-i şerif mubahlar içindir.
Harama mübah demek
Sual: Bir hoca, “Müzik, çalgı ne kadar müstehcen olursa olsun Allah
sevgisini artıyorsa mubahtır, süslü, açık, güzel bayana bakmak da ferahlık
veriyorsa, Allah sevgisini artırıyorsa, çiçeğe bakmak gibi mubah olur” dedi.
Haram olan şey mubah olabilir mi?
CEVAP
Çok yanlış bir kıyastır. Güzel bir çiçeğe bakmak, onu koklamak ruha tatlı
gelir. Ruhun Allahü teâlânın varlığını, büyüklüğünü anlamasına, Onun emirlerine
uymasına sebep olmaktadır. Kokulu ve açık bayana bakmak ise, nefse hoş gelir.
Kulak, renkten zevk almaz. Göz de sesten zevk almaz. Çünkü anlamazlar. Nefis,
Allahü teâlânın düşmanıdır. Zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmaktan
çekinmez. Onun zevklerinin sonu yoktur. Karıya kıza bakmakla doymaz. Daha başka
şeylerin zevkini tatmak ister. Nefsin taşkın zevkleri, insanı sefalete,
hastalıklara, aile facialarına, felaketlere sürüklemektedir. Allahü teâlâ, bu
facialara mani olmak için, kadınların, kızların açılmalarını, yabancı erkeklere
yaklaşmalarını, içkiyi, kumarı, çalgıyı yasak etmiştir.
İmam-ı Gazalî hazretleri buyuruyor ki:
Bir kimse İslamiyet'e uymaz, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsine uyarsa, kalbi
bozulur. Çalgı dinlemek ve her günahı işlemek nefsi kuvvetlendirir. Salim,
temiz kalb müzikten zevk alamaz. Müzik nefsi kuvvetlendirip, harekete getirip
zararlı olur. (Kimya-i saadet)
“Çalgı insanı Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur” demek, (Zina, içki, kumar
Allah sevgisine götürüyorsa caiz olur) demeye benziyor. Dinimizin yasakladığı
çalgıyı böyle savunmanın sebebi nedir?
İtici olmak
Sual: Müziğin haram olduğunu biliyorum çünkü bu konuda birçok hadis
var, fakat çok kimse müzik dinlediği için bunu söylemek itici olur,
İslamiyet’ten insanların soğumasına sebep olur. Hâlbuki dinimiz, (Ürkütmeyin,
müjdeleyin, nefret ettirmeyin!) buyuruyor. O halde, (Namaz kılmayan
veya açık gezen yahut içki içen Cehenneme gider) diyerek halkı korkutmak yanlış
olur. Günah olanları değil de, sevab olanları bildirmek gerekmez mi?
CEVAP
Bu mantık, çok yanlıştır, dinimize aykırıdır. Yalnız Allah’ın
rahmetinden bahsedip de, azabından hiç bahsetmemek Kur’an-ı kerime ve hadis-i
şeriflere aykırıdır. Allahü teâlâ, Peygamber efendimizi müminler
için müjdeleyici, kâfirler için korkutucu [ikaz edici, uyarıcı] olarak
göndermiştir. Âyet-i kerimede mealen buyuruluyor ki: (Ey nebi, biz
seni [inanıp inanmayan ve iyi amel edip etmeyen için] bir
şahit, [inanana Cenneti] müjdeleyici ve [inanmayanı
Cehennemle]korkutucu [uyarıcı] olarak gönderdik.) [Ahzab
45]
Yine bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(İçinizde, hayra çağıran, marufu emreden ve münkeri nehyeden bir topluluk
bulunsun. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Âl-i İmran 104]
Marufu emretmek, iyi şeyleri bildirmektir. Namaz kılın, oruç tutun, güzel
ahlaklı olun gibi. Münkeri nehyetmek ise, dinimizin yasakladığı şeylerin mesela
içkinin, zinanın, çalgının zararlarını anlatıp önlemeye çalışmak demektir. Bir
hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Kötülüğü gören, onu eliyle düzeltsin, gücü yetmezse diliyle düzeltsin, buna
da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu da, imanın en zayıf derecesidir.) [Müslim]
Görüldüğü gibi, Allahü teâlâ da, Resulü de, kötülükleri önlemeye çalışın
buyuruyor. Herkes, yaptığı kötülüğün cezasını görecektir. Azapla ilgili üç
âyet-i kerime meali şöyledir:
(Rabbinin yapacağı azaptan kurtuluş yoktur.) [Tur 7,8]
(Elbette azabım çok şiddetlidir.) [İbrahim 7]
(Allah ve Resulüne karşı gelen, bilsin ki Allah, azabı şiddetli olandır.) [Enfal
13]
(Dünyada kibirlenip, günah işlediniz. Bugün şiddetli azap göreceksiniz.) [Ahkaf
20]
Ruha zulmet veren şey
Sual: Müzik ruhu besler mi?
CEVAP
Haram olan musiki, kâfir olan nefsimize hoş gelir, onu azgınlaştırır, ruhu ise
zulmete boğar. Resulullah, (Gına yani musiki, kalbde münafıklığı
arttırır) buyurdu. (Beyheki)
Kur’an-ı kerim okumak, musikinin hâsıl ettiği zulmetleri temizler. Kalbi, ruhu
nurlandırır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kur’an okunan evin hayrı artar, sakinlerini sıkmaz, melekler toplanır,
şeytanlar oradan uzaklaşır. Kur’an okunmayan ev, içindekilere dar gelir,
sıkıntı verir, bereketsiz olur. Melekler uzaklaşır, şeytanlar oraya dolar.) [Darimî]
Mizmar nedir?
Sual: Okuduğum kitaplarda (Mizmar haram) deniyor. Mizmar nedir?
CEVAP
Ses çıkaran her çeşit çalgı âletine Mizmar denir. (Müncid)
Derin âlim, şeyh-ul-islam Ahmed ibni Kemal hazretlerinin Kırk Hadiskitabının
tercümesinde, 39. hadis-i şerifte, (Mizmarları kırmak için ve
hınzırları öldürmek için gönderildim) buyuruluyor. Mizmar, düdük ve
bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerifin mânâsı, her çeşit çalgıyı ve domuz
eti yemeyi yasak etmek için emrolundum demektir. (S. Ebediyye)
Buharî’deki bir hadis-i şerifte ise, (Meryem’in oğlu İsa inince,
haçı kıracak, hınzırı [domuzu] öldürecek) buyuruluyor.
Bu hadis-i şerif de, İsa aleyhisselam gelince, domuz etini yasak edeceğini ve
Hristiyanlığı kaldıracağını bildirmektedir.
İbni Hacer-i Mekkî hazretleri buyuruyor ki: Hadis-i şeriflerde, (Mizmarları
yok etmek için emrolundum) ve (Bir zaman gelir ki, Kur’an-ı
kerimi mizmarlardan okurlar. Okuyanlara ve dinleyenlere Allahü teâlâ lanet
eder) buyuruldu. (Keffür-rea an muharremat-ila lehvi vessima - S.
Ebediyye)
Demek ki, Peygamber efendimiz, âhir zamanda [günümüzde], Kur'an-ı kerimin çalgı
aletlerinden okunacağını bildiriyor. Günümüzde çalgı aletlerinin neler olduğunu
herkes bilmektedir. Lanete müstahak olmamak için, Kur'an-ı kerimi müzik
söyleyen, çalgı çalınan hoparlör gibi aletlerle okumamalı ve böyle okunanı da
dinlememelidir.
Müzikle rahatlamak
Sual: Ben müzik dinlediğim zaman sıkıntılarımdan kurtuluyorum. Bu
durumda müzik dinlemek haram olmaktan çıkmaz mı?
CEVAP
(Ben içki içince veya uyuşturucu alınca çok rahatlıyorum) diyenlere de
rastladık. Zaten rahatlamasa içki içmez, uyuşturucu kullanmaz. Bazı hırsızlar
da hırsızlık yapmayınca rahatsız olurlar. Fahişe de zina etmeyince rahatlamaz.
Haram işleyince rahatlamak dinde ölçü olmaz. Zaten kitaplarda müzik dinleyen
zamanla morfinman gibi olur, dinlemese rahatsız olur. Morfin kullananlar da
böyle uyuşturucu almayınca sağa sola saldırıyorlar, içince rahatlıyorlar. Haram
olan müzik dinlemekle rahatlamak, nefsin rahatlamasıdır. Nefsin gıdası
haramlardır. Haramlardan medet umulmaz. O rahatlamayı mubah yollarda
aramalıdır.
Evdeki çalgı aleti
Sual: Hiç kullanmadığımız bir çalgı aletini evde bulundurmak günah
olur mu?
CEVAP
Evet, günah olur. Hadika ve Berika’da, (Kendisi
kullanmasa da, her çeşit çalgıyı evinde bulundurmak, günahtır) deniyor. (S.
Ebediyye)
Müzik CD’si bulundurmak
Sual: Hiç çalınmayan müzik CD’lerini, başka çalgıları, oynamasak da
kumar aletlerini evde bulundurmak günah mıdır?
CEVAP
Çalınmasa da, evde çalgı aleti bulundurmak, oynanmasa da kumar aleti bulundurmak,
içilmese de içki bulundurmak günahtır. Böyle yerde namaz kılmak mekruh olur. O
eve rahmet melekleri de girmez.(Hadîka, Berîka)
Şarkıyı çalgıyla söylemek
Sual: Günah olmayan sözleri, şiirleri veya şarkıları çalgıyla söylemek
caiz midir?
CEVAP
Hayır, caiz değildir. (İslam Ahlakı)
Müzik çalınan teyp
Sual: Müzik çalınmış teybi, radyoyu iyi işte kullanmak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Saz dinlemek
Sual: S. Ebediyye’de, (Behaüddin-i Buharî hazretlerinin yanına ney ve
saz getirdiklerinde, “Biz bunları dinlemeyiz. Dinleyen tasavvufçuları da inkâr
etmeyiz” buyurdu) deniyor. Bu söz, çalgının helâl olduğunu göstermez mi?
CEVAP
O yazının hemen altı okunsaydı, mesele anlaşılırdı. (Nağme ve saz dinlemek kalb
seyrinde olanlara zevk verir) buyuruluyor. Yani sazın, kalb seyrinde olan
Evliya zatlara zarar vermediği bildiriliyor. Bu, o zamanki büyük Evliya zatlar
için söylenmiştir. Bugün bu makamda olan yok gibidir. Öyle zatlar olmayınca
herkese zarar verir, herkese haram olur. Çalgının haram olduğunda icma hâsıl
olmuştur. İcma’a aykırı söz söylemek caiz olmaz.
Allah korkusu
Sual: Radyodan ilahi, mevlid ve Kur’an dinleyip ağlamak nefisten
midir? Allah korkusundan ağlanmaz mı? Allah korkusunu veren müzik helal olmaz
mı?
CEVAP
Güzel sesten, müzikten ağlamak nefisten olur. Kur’anın manasını anlayıp da,
Allah korkusundan ağlamak başkadır. Yani Kur’an ve ilahi dinleyip her ağlamanın
Allah korkusundan olduğu sanılmamalı. Müzik Allah korkusu vermez. Oradaki
ağlamak Allah korkusundan değil, nefistendir.
Allahü teâlânın rızası, haram ettiği, yasak ettiği şeylerde olmaz, yani
haramları işleyerek Allah’ın rızası kazanılmaz. Aksine, bu haramları terk
ederek kazanılır.
Çalgılı yerde
Sual: Çalgılı yerlerden geçerken veya market, dolmuş gibi yerlerde
bizim irademiz dışında müzik çalınırken, Kur’an-ı kerim okumak veya zikretmek
günah olur mu?
CEVAP
İrademiz dışında çalındığı için, günah olmaz, aksine çok sevab olur. Müziği
dinlemeye mani olmuş olur.
Davul çalmak
Sual: Nerelerde, ne zaman davul çalmak caizdir?
CEVAP
Davul çalarak düğünü tanıdıklara duyurmak sünnettir. Ayrıca savaşta, hac
yolunda, askerlikte, bayramda, oruca kaldırmak için sahurda davul çalmak
caizdir. (S. Ebediyye)
Müzikle tedavi
Sual: Selçuklu ve Osmanlı zamanında, akıl hastalarına müzikli
tedavi yapıldığı söyleniyor. Haramla tedavi caiz olur mu?
CEVAP
Haramla tedavi olmaz, ama Müslüman, sâlih, uzman bir doktor, bir hastalık için,
haram olan bir şeyden başka, etkili bir ilaç olmadığını söylerse, bunun o hasta
için zaruret miktarında kullanılması caiz olur. O hasta için, artık o haram,
helâl hâle gelir. Yani haramla tedavi edilmiş olmuyor.
Haram olan şeylerin ilaç olarak içilmesi, bunun hastaya iyi geleceği bilinirse
ve helâl olan ilaç bulunmazsa, caiz olur. Buhârî’deki, (Allahü
teâlâ, haram olan şeylerde, şifa yaratmadı) hadis-i şerifi, (Şifası
olduğu tecrübe edilen haram maddeler, ilaç için helâl olur) demektir.
Nitekim susuzluktan ölecek kimseye, ölümden kurtaracak kadar şarap içmek helâl
olur. Haram olan şeyde, şifa bulunması, uzman olan Müslüman sâlih bir doktorun
söylemesiyle anlaşılır. (Dürr-ül-muhtar, Redd-ül-muhtar)
Müzik yayını zorunludur
Sual: Müzik haram olduğu hâlde, dine uygun yayın yapan radyo ve
TV’ler, niye müzik çalıyor?
CEVAP
RTÜK yasasına göre bu yayın mecburidir. Radyo ve TV yayınlarının
esas ve usulleri hakkında yönetmeliğin 29. maddesindeki, yayınlarda yer
verilmesi gerekli programların yayın oranları kısmında, haftalık yayının %
5'inin Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği programlarına ayrılmasının zorunlu
olduğu bildiriliyor.
Böyle bir mecburiyet olmasa bile, çeşitli sebeplerle müzik çalsalar veya gıybet
etseler, kendileri yaptığı için, müziğin ve gıybetin haram olduğunu
söylemeyecekler mi? Yani harama haram demeyecekler mi? Niye harama haram
diyorlar demek, Müslümana yakışmaz. Kendimiz işlesek bile, harama haram demek
dinimizin emridir. İhya'daki hadis-i şerifte, (Kendiniz tam
yapamasanız da iyiliği emredin! Kendiniz tam sakınamasanız da, kötülükten
sakındırın!)buyuruluyor. Demek ki iyiliği tavsiye etmek ve günahlardan
sakındırmak için, günahsız olmak şart değildir. Sonra Peygamberler hariç
günahsız kul var mıdır? O zaman hiç kimse, emr-i maruf ve nehy-i münker
yapamaz. Günah işleyene, (Sen niye doğruları söylüyorsun?) demek yanlış olur.
İnsan kendi yapamasa da, herkese iyiliği tavsiye etmesine engel olmamalıdır.
İlham dinde senet olmaz
Sual: Üstad Bediüzzaman Said Nursi radyolardan yapılan müzik yayını
ile ilgili olarak, (Evet, beşer hakikate muhtaç olduğu gibi, bazı
keyifli hevesata da ihtiyacı var. Fakat bu keyifli hevesat, [bütün
yayınların ancak] beşte biri olmalı. Yoksa havanın sırr-ı hikmetine
münafi olur) diyerek çalgıya izin veriyor. Delil olarak bu yetmez mi?
CEVAP
Birincisi, burada çalgının helal olduğundan bahsedilmiyor. Mubah olan oyun ve
eğlencelerden bahsediliyor. Devamlı mubah olan eğlencelerle meşgul olmak
elbette doğru olmaz. Eğer çalgıya izin veriyor deniyorsa, o zaman bu sözün
ilhamla söylendiği anlaşılır; çünkü çalgının haram olduğunda âlimlerin ittifakı
yukarıda bildirildi. Kesin haram olduğunu bildiren birçok hadis-i şerif de vardır.
İmam-ı Rabbani hazretleri, (İlham dinde senet değildir. Sözünde mazur
sayılır. Söyleyen evliya ise, sadece söyleyeni bağlar, başkalarını
bağlamaz) buyuruyor. Kim olursa olsun, evliya da olsa, başka bir kimse
de olsa, ilhamla söylediği sözler dinde asla senet olamaz. Bunlarla amel
edilemez.
Melodili zil
Sual: Ev zilinin ve cep telefonunun melodili olmasında sakınca var
mıdır?
CEVAP
Mekruh olur. Melodi hoşuna gittiği için çaldırıp onu dinlemek caiz olmaz. Onun
için düz olanlarını tercih etmelidir.
Mehter marşı
Sual: Müzik dinler gibi, her gün her saat mehter marşı dinlemek caiz
olur mu?
CEVAP
Her zaman dinlemek caiz olmaz. Ara sıra dinlemek caiz olur. Bayramda, savaşta,
hac yolunda, sahurda, düğünde, askerlikte, okulda, millî ve siyasi
toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir.
Zurna çalmak
Sual: Zurna çalmak caiz midir?
CEVAP
Hayır. Savaşta caizdir.
Klasik müzik
Sual: Klasik müzik dinlemek caiz mi?
CEVAP
Klasiği de, moderni de, her çeşidi, tasavvuf müziği denilen kısmı da haramdır.
Dolmuşta müzik
Sual: Dolmuşta veya lokanta gibi bir yerde iken müzik çalınıyorsa bize
günah olur mu?
CEVAP
Elde olmadan kulağa gelmekle, yani işitmekle, dinlemek ayrıdır. Özel olarak
dinlemeyince bize günah olmaz.
Müzik, ruhun gıdası mıdır?
Sual: Zamanımızda çok kimse, müziğe, 'ruhun gıdası' diyor. Gerçekten müzik
ruhun gıdası mıdır?
Cevap: Güzel sanatların bir kolu denilen müzik, hisleri ve düşünceleri
seslerle ve hareketlerle anlatmak sanatıdır. Müzik, düzenlenmiş ses ve
harekettir. Seslerin melodi, armoni ve polifoni gibi şekillerde
düzenlenmesidir. Müzik kelimesi, Yunanlıların büyük putları olan Zeus'un
kızları sayılan Mousa, Müz denilen dokuz heykelin adından hasıl olmaktadır.
Müziğin bütün dinlerde büyük günah olduğu, Dürr-ül-müntekâda
yazılıdır. İncil'in yasak ettiği müziği, sonradan papazların Hristiyan dinine
soktukları Zerkânî'nin Mevâhib-i ledünniyye şerhinde yazılıdır. Bozuk dinler,
kalpleri ve ruhları besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin
nefislere hoş gelmesi, nefisleri beslemesi ruhani tesir sanıldı. Bugünkü Batı
müziği, kilise müziğinden doğdu. Zamanımızda bozuk dinlerin hemen hepsinde,
müzik, ibadet hâlini almıştır. Müzik ile nefisler keyiflenmekte, şehvani
arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalpleri temizleyen ve nefisleri
ezip, haramlara olan arzularını yok eden, ilâhî ibadetler unutulmaktadır.
Hadîkada deniyor ki:
“Tâtârhâniyye fetva kitabında; başkalarını hicveden, fuhuş, içki anlatan ve
şehveti harekete getiren şiirleri teganni ile yani ses dalgaları ile okumak,
her dinde haramdır. Harama sebep olan şeyler de haram olur demektedir.”
Vaaz, hikmet, nasihat, güzel ahlak bildiren şiir ve
ilahileri teganni ile okumak caizdir. Devamlı, böyle vakit geçirmek mekruh
olur. Tarikatçıların, toplantılarında ilahi, zikir, tesbih okuyarak, nefislerin
şehvetlerini tahrik etmeleri, daha büyük haramdır. Böyle olduğu kati olarak
bilinen toplantılara gitmemelidir.
Kur’ân-ı kerimi, zikri, duayı, ezanı, teganni ile okumak,
söz birliği ile haramdır. Teganni; harfleri, kelimeleri değiştirmekte, manayı
bozmaktadır. Bunları bile bile değiştirmek haram olur. Bunun için, tecvid
öğrenmek lazımdır. Kur’ân-ı kerimi, zikri ve ilahileri, manayı bozmayacak güzel
ses ile okumak, müstehabdır. Bu da, tecvide göre okumakla olur. Bunun kalbe,
ruha tesiri çok olur. Güzel ses ile okumak demek, nağme yapmak değil, Allah
korkusu ile okumaktır. Bütün Peygamberler ve evliya, böyle güzel sesle
okurlardı.