Okuduğum bir kitapta, "Yedullah" kelimesini "Allah’ın kudreti" olarak açıklamanın asla caiz olmadığı söyleniyor. Hadis-i şerifte geçen böyle kelimeleri âlimlerimiz açıklamamış mıdır?

Yedullah

CEVAP
Mücessime ve müşebbihe denilen [yani Allahü teâlâyı bir cisim olarak kabul eden ve Ona insanlardaki gibi uzuvlar isnat eden] fırkalar, dini yıkmaya çalışınca, İslam âlimleri, bu hususta kitaplar yazarak, bunlara gerekli cevapları vermişlerdir. Bugün, kendilerine selefiyim diyenlerin aynı yolu tuttuğunu görüyoruz. 

İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
(Cehalet ve dalalet fırkaları, Allahü teâlânın zatı ve sıfatı hakkında, Cenab-ı Hakkın münezzeh olduğu şeyleri Ona isnat ediyorlar. Bu dalaletlerine de "Selefin yolu" diyerek selef-i salihine, [yani Eshab-ı kirama ve Tabiin-izama] iftira ediyorlar. Selefin itikadını sana beyan edeyim. Yedullahtaki yed kelimesini el gibi düşünmemelidir. Mesela "Falanca şehir, falanca valinin elinde" denilince, o şehrin valinin elinin içinde değil, onun idaresi altında olduğu anlaşılır. Bu bakımdan yedullah ifadesini Allah’ın kudreti olarak anlamalıdır.) [İlcam-ül-avam]

Yine, İmam-ı Gazali hazretlerinin bildirdiği gibi, diğer ifadeleri de böyle açıklamak gerekir. Mesela (Zıllullah) ifadesine de "Allah’ın gölgesi" demek doğru değildir. Bu husustaki hadis-i şerifi açıklarken, (Kendisinden başka himaye edenin bulunmadığı bir günde Allahü teâlâ, yedi sınıf insanı kendi himayesine alır) demelidir. Yoksa "Kendi gölgesinde gölgelendirir" dememelidir. Çünkü bu ifadeden, Cenab-ı Hakkın cisim olduğu gibi bir mana çıkaranlar olabilir. Nasıl "Beytullah" yani "Allah’ın evi" kelimesini, hâşâ Allah’ın barındığı bir ev olarak anlamıyorsak, hadis-i şeriflerde geçen "Yedullah", "Zıllullah" kelimelerini de zahir manaları gibi anlamayıp, tevil etmemiz gerekir. 

Bir bid'at ve dalalet olan selefiyye sapıklığını önlemek için, İslam âlimleri müteşabih âyet ve hadisleri tevil etmişlerdir. Ancak bu tevil işinde haddi aşıp İslam âlimlerinin bildirdiklerine uymayan mana verenler de sapıtmışlardır. İslam âlimlerinin bildirdiklerine uymayan bütün kitaplar, muteber değildir.