Kâfir olmaktan çok korkmalıdır!
02/12/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Küfr-i inâdî ile mürted olanların, tövbe etmeleri için Kelime-i
şehâdeti söylemeleri kâfi değildir. Küfre sebep olan şeyden de tövbe
etmeleri lâzımdır.
Birkaç haftadır günâhlar, sağâir, kebâir ve
tevbe (tövbe)… gibi konulardan bahsediyoruz. Bugünkü ve bundan sonraki
birkaç makâlemizde ise, küfür (kâfir olmak), irtidâd etmek, yeniden
îmâna gelmek… gibi konulardan bahsetmek istiyoruz inşâallah.
Lügatte (sözlükte), “örtmek,
kapamak, hakkı örtmek” manâlarına gelen “Küfr (Küfür-Kâfir
olmak)”; ıstılâhta (bir terim, deyim, tabîr olarak): “Hakk'ı
inkâr etmek, dînde bilinmesi ve inanılması zarûrî olan şeyleri ve ahkâm-ı
şer'iyyeden (dînî hükümlerden) tevâtüren (toplulukların bildirdikleri, kesin
olarak) bildirilenleri inkâr etmek ve dînden olduğu herkesçe bilinen bir şeyi
kabul etmemek” anlamlarında kullanılmaktadır. Küfürden, kâfir
olmaktan, çok, hem de pekçok korkmak lâzımdır.
Küfrün çeşitleri vardır:
1- “Küfr-i İnâdî”: “Bilerek, inâd
ederek kâfir olmak, küfr-i cühûdî.”
Küfr-i inâdî ile mürted
olan(dinden çıkan)ların, tövbe etmeleri için yalnız Kelime-i şehâdeti
söylemeleri kâfi değildir. Küfre sebeb olan şeyden de tövbe etmeleri
lâzımdır.
Erkek veyâ kadın bir Müslümân, âlimlerin söz birliği
ile bildirdikleri bir sözün veya işin küfre sebeb olduğunu bilerek, ciddî
olarak veyâ hezl, yâni güldürmek için, şaka olarak söylerse veya yaparsa,
mânâsını düşünmese dahi, küfr-i inâdî olduğu için îmânı gider.
(Hâdimî-Berîka)
2- “Küfr-i Cühûdî (İnkârî)”: “Allahü teâlâya, Kur'ân-ı
kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş, inanılması lâzım olan şeylere
inanmamakta bilerek inâd etmek.”
Küfr-i cühûdî, kibir, mevkı
sâhibi olmayı sevmek veya ayıplanmaktan korkmak gibi sebeplerden hâsıl olur.
Fir'avn'ın ve ona tâbi olanların küfürleri böyle idi. (Muhammed Hâdimî-Berîka)
3- “Küfr-i Cehlî”: “İşitmediği, düşünmediği için,
Allahü teâlâya ve inanılması lâzım olan şeylere inanmamaktır.”
4- “Küfr-i Hükmî”: “İslâmiyet'in îmânsızlık küfür
alâmeti dediği sözleri söylemek ve işleri yapmak.”
“Akıllı, bilgili, edebiyâtçı olduğunu göstermek için
veya yanındakileri güldürmek, hayrete düşürmek, sevindirmek veya alay etmek
için söylenen sözlerde küfr-i hükmîden korkulur. Gazab, kızgınlık
ve hırs ile söylenen sözler de böyledir. Bunun için insan, sözlerinin ve
işlerinin nereye varacağını iyi düşünmelidir. Her şeyde dînini kayırmalıdır.”
(Muhammed Hâdimî-Berîka)
5- “Küfr-i Nifâkî”: “Diliyle îmân ettiğini söyleyip,
kalbiyle inkâr etmek; inanmamaktır. Küfr-i nifâkî üzere ölen kimse affedilmez,
bağışlanmaz.” (Vâhidî)
Küfr-i nifâkî üzere olanın,
inkârı gizli olduğundan, namazların sûretini yerine getirir. Böyle olanın
sûretâ (görünüşte) olan îmânı, Allahü teâlâ indinde, nezdinde, katında mûteber
değildir. (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîminde buyurmuştur ki
(meâlen):
“İçinizden kim irtidâd
eder de, kâfir olarak ölürse, yaptığı (iyi) işler dünyâda da, âhirette de boşa
gidecektir. Onlar o ateşin (Cehennem'in) arkadaşlarıdırlar. Onlar, orada, (bir
daha çıkmamak üzere) ebedî (sonsuz) kalıcıdırlar.” (Bakara sûresi, 217)