"Seni benden kim kurtarır?.."
03/03/2019 Pazar Köşe yazarı S.K
Resul aleyhisselam bir ağaç dibinde yatıyordu. Müşriklerden Da’sûr isminde bir pehlivan, elinde kılıçla geldi ve "Seni benden kim kurtarır?" diye kükredi!..
Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) mucizelerini okumak, öğrenmek ve dinlemek, Ona olan muhabbeti artırır, Onun sünnet-i seniyyesine uyma arzusunu kuvvetlendirir. Resulullahın (sallallahu aleyhi ve sellem) mucizeleri sayılamayacak kadar çoktur. Bunlardan bazıları şöyledir:
Hicretin üçüncü senesi idi. Resul aleyhisselam (Katfân) gazasında, bir ağaç dibinde yalnız yatıyordu. Bu sırada Da’sûr isminde müşriklerden bir pehlivan, elinde kılıçla gelip, "seni benden kim kurtarır?" dedi. Resûlullah, (Allah kurtarır) dedi. Cebrail ismindeki melek, insan şeklinde görünüp, o şahsın göğsüne vurdu. Yıkılıp kılıç elinden düştü. Resul aleyhisselam, kılıcı eline alıp, (Seni benden kim kurtarır?) dedi. "Beni kurtaracak, senden daha hayırlı kimse yoktur" diye yalvardı. Af buyurup, serbest bıraktı. İmana gelip, çok kimselerin de imana gelmesine sebep oldu.
Resulullah efendimiz, eshabından çok kimseye hayır dualar etmiş, hepsi kabul olunarak faydalarını görmüşlerdir. Amcasının oğlu Abdullah bin Abbas’ın “radıyallahü teala anhüma” alnına mübarek ellerini koyup, (Ya Rabbi! Bunu dinde derin âlim yap, hikmet sahibi eyle! Kur’ân-ı kerimin bilgilerini kendisine ihsan eyle!) buyurdu. Bundan sonra, bütün ilimlerde ve bilhassa tefsir, hadis ve fıkıh bilgilerinde zamanının bir tanesi oldu. Sahabe ve Tâbiîn her şeyi bundan öğrenirlerdi. (Tercümân-ül-Kur’ân), (Bahr-ül-ilm) ve (Reîs-ül-Müfessirîn) isimleriyle meşhur oldu. İslâm memleketleri bunun talebeleri ile doldu.
Bir gün, zevcesi Hazreti Hafsa’ya “radıyallahü anhâ”, (Ebû Bekir'le baban, ümmetimin idaresini ellerine alacaklardır) buyurdu. Bu sözle Hazreti Ebû Bekir’in ve Hazreti Hafsa’nın babası olan Hazreti Ömer’in “radıyallahü anhüm” halife olacaklarını müjdeledi.
Hazreti Muaviye’ye “radıyallahü anh” (Bir gün ümmetimin üzerine hâkim olursan iyilik yapanlara mükâfat et! Kötülük edenleri de affeyle!) buyurdu. Hazreti Muaviye, Hazreti Osman ve Hazreti Ali “radıyallahü anhüm” zamanlarında Şam’da yirmi sene valilik, sonra yirmi sene de halifelik yaptı.
Acem padişahı Kisra’nın ve Rum padişahı Kayser’in memleketlerinin Müslümanların eline geçeceğini ve hazinelerinin Allah yolunda dağıtılacağını müjdeledi.
Eshab-ı Kiram “radıyallahu anhum” efendilerimiz bütün dünyaya yayılmışlar ve İslamiyet’i anlatmışlar. Allahü teala, Peygamber Efendimizin hürmetine, Eshab-ı kirama öyle kerametler vermiş ki, dünyanın neresine giderlerse, akşam yatıp sabah kalktıklarında, o memleketin lisanını en iyi şekilde öğrenmiş olarak kalkarlardı ve İslamiyet’i o memleketin lisanında anlatırlardı...