Mübarek üç aylar
04/03/2019 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen mübarek ayların ilki Receb-i şerif ayıdır...
Sual: Halk arasında üç aylar olarak bilinen aylar hangileridir ve bunların özelliği, kıymeti nedir?
Cevap: Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı, merhamet ettiği için, bazı günlere, gecelere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan dua ve tevbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibadet yapmaları, yalvarmaları, dua ve tevbe etmeleri için bu zaman dilimlerini sebep kılmıştır. Halk arasında "üç aylar" olarak bilinen Receb, Şaban ve Ramazan aylarını da, kullarının yalvarmaları, dua ve tevbe etmeleri için sebep kılmıştır. Bu mübarek üç ayların ilki Receb ayıdır ki, Âdem aleyhisselâmdan beri kıymetli idi. Her ümmet, bu aya saygı gösterirdi. Receb, muhterem, kıymetli demektir. Hadîs-i şerifte;
(Receb, Allahü teâlânın ayıdır. Receb ayına ikram edene, saygı gösterene, Allahü teâlâ, dünyada ve ahirette ikram eder)
(Receb-i şerifin bir gün evvelinden, bir gün ortasından ve bir gün de sonundan oruç tutana, Receb-i şerifin hepsini tutmuşçasına, Hak teâlâ ihsanda bulunur) buyuruldu.
Üç aylardan ikincisi Şaban ayıdır. Hadîs-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şaban-ı şerif, benim kendime mahsus bir aydır. Hak teâlâ Arş-ı a'lânın meleklerine azamet-i şâniyle buyurur ki, ey benim meleklerim, gördünüz mü, benim kullarım sevgilimin ayına nasıl hürmet ediyorlar. İzzim, celâlim hakkı için ben de kullarımı af ve mağfiretime nail eyledim.)
(Her kim Şaban-ı şerifte üç gün oruç tutarsa, Hak teâlâ, Cennet-i a'lâda ona bir yer hazırlar) buyruldu.
Üç ayların üçüncüsü ise Ramazan ayıdır. Hadîs-i şerifte;
(Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
***
Sual: Namazlardan sonra, duadan önce çekilen tesbihlerin adedi, kitaplarda bildirilmiştir. O tesbihleri mutlaka bildirilen miktarda mı çekmek gerekir?
Cevap: Namazdan sonraki tesbihleri okurken otuzüç adedine dikkat etmek lazımdır. İslâmiyetin emirlerinde, hikmetler, faydalar vardır. Bu adetler, ilacın miktarı gibidir. Fazla veya noksan olursa, istenilen fayda hasıl olmaz.
***
Sual: Bilmeyen veya yanlış yapan birine, dinin doğru olan emrini bildirmek gerekir mi?
Cevap: Kabul edeceği zan olunan kimseye emr-i ma'ruf yapmak, nasihat etmek, dinin emrini bildirmek vaciptir. Çünkü kul hakkıdır.