Münâfıkları maskaraya çeviren âyet-i kerîme!
10/01/2025 Cuma Köşe yazarı A.D
Tebük Savaşı için hazırlık yapılıyordu. Eshabın
zenginleri yardımda bulundu. Ancak fakir olan Sehl bin Hanîf
hazretleri bir şey veremediği için üzülüyordu!
Eshâb-ı kiramdan Sehl bin Hanîf (radıyallahü
anh) hazretleri, Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem)
yanından hiç ayrılmazdı. Devamlı O'nun hizmetlerinde bulunmayı bir şeref sayar,
bütün savaşlara katılırdı...
Hendek gazâsı hazırlıklarında ve hendek kazmada hiç
durmadan akıllara durgunluk veren gayretle çalıştı...
Daha sonra hicretin altıncı yılında yapılan Hayber
gazâsına katıldı...
Mekke'nin fethine ve hemen bunun ardından Hüneyn
gazâsına iştirak etmiştir. Burada bütün kuvvetiyle düşmanlarla savaşmıştır...
Sehl bin Hanîf hazretlerinin bu üstün gayreti ile
ilgili olarak hakkında Allahü teâlâ tarafından bir âyet-i kerîme bile
göndermiştir. Şöyle ki:
Peygamber aleyhisselam Tebük Savaşı hazırlığına
başlayınca, bütün Eshabı yardıma çağırdı. O gün, bilhassa zengin olanları çok
miktarda yardım ettiler.
Bu hâli gören Sehl bin Hanîf hazretleri çok
duygulandı. Fakir olduğu ve Peygamber Efendimizin bu yardım davetine
katılamadığı için çok üzüldü...
Hemen eve gidip çocuklarının ihtiyaçları için ayırmış
olduğu iki ölçek hurmayı getirerek Peygamber aleyhisselâma teslim etti ve şöyle
dedi:
-Ey Allahü teâlânın Resûlü! Bundan başka evde hiçbir
yiyecek şeyimiz yoktur. Bu benim ve kızımın yardımlarıdır. Kabul buyurunuz ve
bize bereketle duâ ediniz!
Peygamber aleyhisselâm, hazret-i Sehl bin Hanîf'in
getirdiği hurmaları bizzat kendi mübârek elleriyle diğer hurmaların üzerine
koyup bereketle duâ etti.
Bu hâli gören, münâfıklar;
- Allah'ın Sehl bin Hanîf'in iki ölçek hurmasına
ihtiyacı yoktur! diyerek onun bu istek ve arzusunu ayıplayarak
kınamışlardı. Hatta onun Allahü teâlâya ve Peygamber aleyhisselâma karşı
olan samimi duygu içerisindeki davranışını, hafife alarak Medine sokaklarında
alay konusu ettiler. Onu gördükleri zaman güldüler...
Münâfıkların bu davranışları üzerine, Allahü teâlâ,
Tevbe sûresinin yetmiş dokuzuncu âyet-i kerîmesini indirdi:
"Sadaka hususunda bağışlarda bulunan mü'minlerle
bir türlü, gücünün yettiğinden başkasını bulamayan fakirlerle başka türlü
eğlenenler yok mu? Allahü teâlâ onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için pek
acıklı bir azâb vardır."
Allahü teâlâ bu âyet-i kerîme ile Sehl bin Hanîf'in
samimi hareketini övdü. Münâfıkları ise susturdu...
Sehl bin Hanîf hazretleri, dört
halîfe döneminde çeşitli yerlerde vâlilik yapmıştır. En son Hazret-i Ali, onu
Fars vilâyetinin genel vâliliğine tayin etti. Burada da ahlâk ve fazîleti ile
İslâmiyete çok hizmetleri oldu. Kûfe'de 659'da vefât etti. Oraya defnedildi.
Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin. Âmin...