“Eğer affederseniz ne güzel olur Sultan'ım!"
10/01/2025 Cuma Köşe yazarı V.T
Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi, dîne uymayan her çeşit hükme ve
karara şiddetle karşı çıkardı.
Zenbilli Ali Efendi sekizinci Osmanlı şeyhülislâmıdır. Aksaray’da doğdu. İlim tahsîline memleketinde başlayıp sonra İstanbul’a gitti. Orada, zamânın meşhûr âlimlerinden olan Molla Hüsrev’in derslerine devâm edip, ilim öğrendi. Edirne ve Bursa’da müderrislik yaptı. İkinci Bâyezîd Hân tarafından 1497 (H. 903)'de Şeyhulislâmlığa tâyin edildi. İkinci Bâyezîd Hân, Yavuz Sultan Selim Hân ve Kânûnî Sultan Süleymân Hân devrinde olmak üzere 24 sene şeyhülislâmlık yaptı. 1526 (H. 932) senesinde İstanbul’da vefât etti.
Zenbilli Ali Efendi, dîne uymayan her çeşit hükme ve
karara şiddetle karşı çıkardı. Bir defâsında Yavuz Sultan Selim Hân Topkapı
Sarayı hazînesi görevlilerinden yüz elli kişinin sorumsuz davranışlarından
dolayı îdâmını emretmişti. Zenbilli Ali Efendi, bu kararı duyunca derhal
Dîvân-ı hümâyûn’a koştu. Pâdişâha;
“Fetvâ vazîfesinde (şeyhulislâmlıkta) bulunanların bir
işi de, pâdişâhın âhiretini korumak, onları dînen hatâ olan şeylerden
sakındırmaktır. Yüz elli kişinin îdâm edilmesine pâdişâh fermanı çıktığını
duyduk, öldürülmeleri için, dînen bir sebep tesbit edilmiş değildir. Bunların
af buyurulması ricâ olunur” sözü üzerine kızan pâdişâh;
“Bu iş saltanatın gereğidir. Âlimler böyle işlere
karışırsa devlet idâresi kargaşaya uğrar. Sorumsuzluklara göz yummak,
beğenilecek tutum değildir. Bu işlere karışmak sizin vazifeniz değildir” dedi.
Zenbilli Ali Efendi, Pâdişâhın bu sözleri karşısında;
“Bu karar âhiretiniz ile ilgilidir ve buna karışmak da bizim vazifemizdir. Eğer
affederseniz ne iyi ne güzeldir. Yoksa âhirette cezâya müstahak olursunuz”
dedi.
Bu sözler, Pâdişâhın kızgınlığını yatıştırdı.
“Affettik” diyerek lütuf gösterip, neşe ile sohbete başladı. Konuşma bittikten
sonra, gitmek üzere ayağa kalkan Zenbilli Ali Efendi, Yavuz Sultan Selîm Hân'a;
“Âhiretiniz ile ilgili hizmeti yerine getirdim. Mürüvvet ile ilgili bir sözüm
daha var” dedi. Pâdişâh; “Onu da söyle” deyince; “O sözüm de şudur ki,
Pâdişâhın affına uğrayan o kişilerin, işlerinden el çektirilip, el açarak
sokaklarda dolaşmaları, Pâdişâhlığın şânına lâyık mıdır?” dedi. Bunun üzerine
Padişâh bunu da kabûl etti. Sultan Selim Hân; “Fakat bunlar vazifelerinde kusur
ettikleri için, bunları tâzir edeceğim” dedi. Zenbilli Ali Efendi buna karşı
da; “Tâzir (azarlama) pâdişâhın reyine kalmıştır. Orasını siz bilirsiniz. Bizim
arzumuzu kabûl etmeniz bize yeter” dedi. Sonra teşekkür ederek pâdişâhın
huzûrundan ayrıldı.
Yavuz Sultan Selim Hân da onu
medhederek uğurladı.