Sünnetlere, 'namaza' diye niyet etmek
11/01/2025 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, sadece Allah rızası için namaza veya ilk kazaya kalmış öğlenin farzına diye niyet edilse, o vaktin sünneti de kılınmış olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı
olarak Eşbâhda deniyor ki:
“Beş vakit namazın ilk ve son sünnetlerini, yani
müekket sünnetleri kılarken, sünnet olduğuna niyet etmek lüzumunda sahih olan,
güvenilen fetva, şart olmadığını göstermektedir. Revatib sünnetler, nafile
niyeti ile veya yalnız namaza niyet ederek sahih olur. Yani o vaktin sünneti olur.
Ayrıca sünnet diye niyet etmeye lüzum yoktur. İmâm-ı Zeyla'î de, böyle
buyurmuştur. Mesela fecir doğmadan, teheccüd niyeti ile, iki rekat namaz
kılınca, fecrin başlamış olduğu, sonradan anlaşılsa, bu namaz, sabah namazının
sünneti yerine geçer. Ayrıca sabah sünneti kılmak lazım olmaz. Öğlenin farzında
dördüncü rekatte oturduktan sonra unutarak beşinci rekate kalksa, altıncı
rekati de kılıp selam verir ve son iki rekati nafile olur. Bu iki rekatin son
sünnet olmaması, sünnet olarak niyet edilmediği için olmayıp, sünnete ayrı bir
tekbirle başlamadığı içindir. Teravih namazında da, teravih olduğuna niyet
etmek şart olmadığı haberi sağlamdır. Bunun gibi, kazaya kalmış öğle namazı
olmayan kimse, Cuma namazından sonra kıldığı dört rekate; 'Vaktine yetişip kılmamış
olduğum son öğleyi kılmaya' diye niyet etse, sonra Cuma namazının sahih
olduğu anlaşılsa, sağlam ve sahih habere göre, bu dört rekat, Cuma namazının
sünneti olur.
Sünnet namazları, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten
başka bir namaza niyet ederek kılınca, sahih olacakları önceden
bildirilmişti.”
Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından
başka kılınan her namaz mesela kaza namazı, o vaktin sünneti de olmaktadır.
Sual: Farz borcu olanın, nafile ibadeti boşa mı gider?
Cevap: İmâm-ı Rabbânî
hazretleri buyuruyor ki:
“Hadis-i şerifte; (Bir
insanın mâ-lâ-ya'nî ile vakit geçirmesi, Allahü teâlânın, onu sevmediğinin
alametidir) buyuruldu. Mâ-lâ-ya'nî, faydasız iş demektir. Bir farzı
yapmayıp, bunun yerine, nafile ibadet yapmak, mâ-lâ-ya'nî ile vakit
geçirmek olur. Nafilelerin farz yanındaki kıymeti, bir damlanın, deniz
yanındaki kıymeti kadar bile değildir. Sünnetin farz yanındaki kıymeti de
böyledir.”