Allahü teâlâ, tevâzu edeni yükseltir...

22/10/2020 Perşembe Köşe yazarı V.T

Sâlih kimselere tevâzu ettiğin zaman, Allahü teâlâya tevâzu etmiş olursun.

 

Kerküklü Abdurrahman Halis Efendi Kadirî tarikatı büyüklerinden bir zat olup Kerkük’te doğdu ve orada Kadirî yolunu taliplere anlattı. 1275 (m. 1858)’de orada vefat etti. Abdülkadir-i Geylânî’nin menkıbelerine dair Şeyh Ali Nurbahşî tarafından yazılan “Behçetü'l-Esrar” ismindeki eseri şerh etti. Bu kitabında şöyle anlatır:

Gavs-ı Azam Seyyid Abdülkadir-i Geylânî buyurdular ki:

Takvâ sahibi mü’minler, Allahü teâlâya ibâdet ederken, zorlanmaya hacet kalmadan yapar. Çünkü ibâdet onun tabiatından olmuştur. O, Allahü teâlâya, içi, dışı ve bütün varlığı ile ibâdet eder. Münâfıklar, ibâdetlerini zâhiren zorlanarak yapar, bâtınen ise ibâdetlerden pek uzaktırlar. Ey münâfıklar, nifakınızdan tövbe ediniz. Allahü teâlâya dönünüz. Şeytanı nasıl kendinize güldürür, ondan kendinize şifâ beklersiniz.

Yazık sana, Kur’ân-ı kerîmi ezberlersin, fakat onunla amel etmezsin. Sünnet-i seniyyeyi ezberlersin, onunla amel etmezsin, öyleyse bunları niçin ezberliyorsun? Sen, insanlara iyi amelleri yapmalarını emredersin. Fakat kendin yapmazsın. İnsanlara kötü şeyleri yasaklarsın, kendin sakınmazsın. Her kap, içindekini sızdırır. Ameller, insanın nasıl itikâd ettiğine delâlet ederler. Dışın, içine delîldir. Senin için (yanî kalbin ve rûhun) Allahü teâlânın ve O’nun seçkin kulları katında malûmdur Allahü teâlânın yakın kullarından birisi yanında bulunursan, ona karşı edepli ol. Onunla, buluşmadan önce, günahlarına tövbe et. Onun yanında küçük ol. Ona tevâzu göster, sâlihlerle tevâzu ettiğin zaman, Allahü teâlâya tevâzu etmiş olursun. Tevâzu sahibi ol. Çünkü Allahü teâlâ, tevâzu edeni yükseltir. Kendinden büyüklere tevâzu et. Çünkü Resûlullah (aleyhisselâm) bir hadîs-i şerîfte; “Bereket, büyüklerinizdedir” buyurdu.

Resûlullah (aleyhisselâm) bu hadîs-i şerîflerinde, sâdece yaşça büyük olanı kasdetmedi. Burada; Allahü teâlânın emirlerine uymak ve yasaklarından sakınmak husûsunda takvâ sahibi olmak, dîne uymak da kasdedilmiştir. Yoksa, öyle yaşlı kimseler vardır ki, onlara hürmet etmek, onlara selâm vermek asla caiz değildir. Hattâ onları görmekte bile bereket yoktur. Büyük kimseler, takvâ ve vera sahibi, sâlih, ilmiyle âmil olanlar ve amellerinde ihlâs üzere olanlardır. Büyüklerin kalpleri, manevî kirlerden arınmış, Allahü teâlâdan başkasından yüz çevirmiş, marifet ile dolu ve Allahü teâlâya yakındır.