Kişiyle alay etmenin sonu pişmanlıktır...
23/11/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Zinhar, sakın kimseyle eğlenmeyiniz. Bu kişi kâfir bile olsa. Zira bu işin
sonunda pişman olursunuz
Hasan Ünsî Efendi İstanbul'da yetişen büyük
velîlerdendir. 1645 (H.1055) senesinde Kastamonu’da Taşköprü'de doğdu. Önce
Bayramiyye yolu büyüklerinden olan babası Recep Efendi’den okudu. Sonra Şeyh
Karabaş Ali Efendi’nin sohbetlerine devam ederek kemale geldi, icazet alıp
vekili oldu. 1723’te (H.1136) İstanbul'da vefat etti.
Hasan Efendi’nin kerametleri pek çoktu. Halvetî
dervişlerinden Ömer Efendi anlatır: "Bir tanıdığımızın evladı
hastalanmıştı. Tabipler bir çare bulamadılar. Neticede onu alıp Ünsî Efendi’nin
dergâhına götürdük. Ünsî Hasan Efendi çocuğa nazar edip, dua etti. O dakikada
çocukta hastalıktan eser kalmadı. Sevinçle evimize döndük. Lakin annem evde
başka kadınları güldürmek eğlendirmek için; "Şeyh Efendi şöyle dua etti.
Şöyle üfledi." diye bazı şeyler söyledi. Herkes buna güldü. Lakin akşam
annem rahatsızlandı. Sebebini anlayamadık. Daha sonra annem bize;
"Evladım. Ben şöyle şöyle yaparak eğlenmiştim. Şeyh Ünsî Efendi’yi bu gece
karşımda heybetli bir şekilde gördüm. Bana; "Ben sizin eğlenceniz miyim?"
diyerek azarladı. Feryat edemedim. Kendimden geçtim" dedi. Sonra da Ünsî
Efendi’ye gidip orada tövbesini bildirmek istedi. Daha bir şey söylemeden Ünsî
Efendi; "Hanım bir daha bizleri dile almayınız, alay etmeyiniz!"
buyurdu ve annemi affetti. Sonra bana; "Zinhar, sakın kimseyle
eğlenmeyiniz. Bu kişi kâfir bile olsa. Zira bu işin sonu pişmanlıktır"
diye nasihat buyurdular."
Hoca Paşa Mahallesi’nde hizmetçi bir
kadın vardı. Ücret ile komşuların bazı işlerini görürdü. Bir gün bir komşu
kadın buna hasta çocuğunu getirip; "Sen bu masumu Şeyh Ünsî Efendi’ye
götür. Dua eylesin. Ayrıca şu paraları da hediye olarak ona verirsin"
dedi. Hizmetçi kadın hasta çocuğu alıp Şeyh Ünsî Efendi’ye götürdü ve dua
etmelerini istedi. Paraları da iki altını eksik olarak onun önüne koydu ve;
"Bunu çocuğun annesi gönderdi" dedi. O zaman Ünsî Efendi çocuğa dua
etti. Çocuk iyileşti. Sonra hizmetçi kadına; "Sakladığın iki altını da
koy!" buyurdu. Kadın inkâr edince; "Bilmez miyim. İki altın sağ
cebindedir. Beni yalancı çıkarmak mı istersin?" buyurdu. O zaman
kadıncağız titremeye başladı ve cebindeki paraları çıkarıp önüne koydu. Ünsî
Efendi; "Bunu fakirlik sebebiyle yaptın. Lakin bir daha yalan söyleme. Bir
kimseyi imtihan etme. Fakirliğe sabret. Allahü teâlâ insanın dünyalığını
çoğaltsın" buyurdu ve hizmetçi kadına kırk altın ihsan etti. O iki altını
da ayrıca verdi.