Bu kızlar, Rabbimden bana emânet!"
19/03/2019 Salı Köşe yazarı A.U
Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd hazretlerinin
vefâtı yaklaşmıştı.
Hanımını çağırıp;
"Ben ölünce, şu iki kızımı alıp Ebû Kubeys Dağı'na
çık. Orada duâ et" diye vasiyet etti.
Kadıncağız sordu:
"Nasıl duâ edeyim?"
"Yâ Rabbî! Beyim öleceği vakit, ‘Bu kızlar,
Rabbimden bana emânetti, şimdi ölürken Ona iâde ediyorum’ deyip vefât
etti. Sen bunları zâyi etme, diye duâ et" dedi.
Ve o gün vefât etti...
Namazını kılıp defnettiler.
Hanımı, iki kızını aldı.
Ebû Kubeys Dağı'na çıktı.
Orada ağlayarak bunları söyledi.
O esnâda Yemen hükümdârı, hanımıyla oradan geçiyordu.
İki de oğlu vardı yanında.
Bu hanıma yaklaşıp;
"Ey hâtun! Sen bu tenhâ yerde ne arıyorsun, hem
niçin ağlıyorsun?" diye sordu.
Kadıncağız da anlattı.
Hükümdâr duygulanıp;
"Bu işte ilâhî bir hikmet olsa gerek. Zîra senin iki
kızın var, benim de iki oğlum var" dedi.
Ve sordu kadına:
"Allah'ın emriyle ve biner altın mehirle, senin bu
kızlarını benim oğullarıma istiyorum, râzı mısın?"
Hanım çok sevinip;
"Evet râzıyım" dedi.
Ertesi gün nikâhları kıyılıp, düğünleri oldu.