Mescid yapmanın ve tâmir etmenin fazîleti
26/11/2024 Salı Köşe yazarı V.T
Cenâb-ı Hak insanı şu fâni dünyâda, bâkî ve ebedî olan âhirete azık
toplamak için yarattı.
Vânî Mehmed Efendi Osmanlı âlimlerindendir. Peygamber
Efendimizin soyundan olup seyyiddir. Van'da doğdu. İlk tahsîline Van'da
başladı. Gence, Karabağ ve Tebriz gibi bâzı beldelerde ilim tahsîl etti.
Nûreddîn Şirvânî'den Halvetî yolunun tasavvuf bilgilerini öğrenip kemâle geldi.
Erzurum'da câmilerde vaaz ederek meşhur oldu. Pâdişâh Dördüncü Mehmed Hanın
emriyle İstanbul'a çağrıldı. Pâdişâh Hocası (Hünkâr Şeyhi) ve Yeni Câmi'de ilk
kürsü vâizi oldu. Şehzâde Mustafa'nın da hocalığını yaptı. 1683 senesinde
Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa komutasındaki İkinci Viyana Seferine Ordu
Şeyhi olarak katıldı. Seferden sonra Bursa yakınlarındaki Kestel köyüne
gönderildi. Orada büyük bir câmi ve mektep yaptırdı. 1685 (H.1096) târihinde
Bursa’da Kestel’de vefât etti.
Kestel Câmii vakfiyesi özetle şöyledir: "Hamdü
senâ Allahü teâlâya mahsustur. O'nun Resûlü'ne salât ve selâm ederim. Kullarına
rahmetini ihsân etmekle kalplerini nûrlandırmış ve bunlar arasında zenginleri
de hayır yapmak, kendilerine ihsân ettiği mallarını sırf Allahü teâlâdan sevap
umarak ve rızâsına tâlip olarak herkese faydalı şeyleri vakfetmekle seçip
ayırmış ve cömert zenginlere dünyânın ve dünyâ zevklerinin fâni, geçici,
âhiretin ve onun nişanlarının bâkî, kalıcı olduğunu ilhâm buyurmuştur.
Cenâb-ı Hak insanı şu fâni dünyâda, bâkî ve ebedî
olan âhirete azık toplamak için yarattı. Dünyâda yarattığı cevher ve mâdenleri
ve mallarını da, Cennet'in yüksek makamlarını onlarla elde etmek için bu
hikmetle yarattı. Dünyânın yokluğa gidişi ve âhiretin bâkî ve ebediyete mazhâr
olduğu, Kur'ân-ı kerîmde bildirildi. Sonra âhiret için azık tedârik etmek ve
muhtaç olanlara yardım husûsunda teşvikte bulunuldu. Mescid yapanlar ve
tâmir edenlerin fazîletleri bildirildi. Biliniz ki, günâhı çok ve ayakların
toprağı olarak şu sayfaları karalayan ve suçunu, kusûrunu îtirâf eden ve
Rabbin rahmetini ve yardımını uman Van'da doğan Bursa'da oturan Muhammed bin
Molla Bistam bin Molla Rüstem bin Şeyh Halil şöyle der:
Tefekkür ederek dünyânın karar yeri olmadığını ve
insanın elde ettiği malların ancak günâh ve zarardan ibâret bulunduğunu ve
âhiret için dünyâ servetlerine dalıp infak ve tasadduk yönünden geçmenin
mutlaka kötü bir alışkanlıktan ibâret olduğunu anlayınca, Bursa'da Kestel
kariyesinde cenâb-ı Hakk'ın bana ihsân ettiği mal ile içinde Müslümanların her
namazı ve bilhassa cumâ ve bayram namazlarını edâ etmeleri için bir mescid ve
câmi yaptırdım.