Dinimizde kâr haddi

27/11/2024 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü

Sual: Piyasada fiyatlar yükseldiği zaman, devlet veya hükûmet tarafından kâr haddi konulabilir mi?

 

Cevap: Normalde piyasaya narh, fiyat konması caiz değildir. Çünkü hiçbir şeyin satışında kâr haddi yoktur. Herkes, istediği kadar kâr ile satabilir. İbni Âbidînde buyuruluyor ki:

 

“Enes bin Mâlik radıyallahü anh buyurdu ki; Medîne-i münevverede, pahalılık oldu. Ya Resulallah! Fiyatlar yükseliyor. Bize  kâr haddi koyunuz denildi.  (Fiyatları koyan Allahü teâlâdır. Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız Odur. Ben, Allahü teâlâdan bereket isterim) buyurdu. Dürr-ül-muhtârdaki hadis-i şerifte de; (Kâr haddi koymayınız! Fiyatı koyan, Allahü teâlâdır) buyuruldu.

 

Piyasadaki satıcıların, esnafın hepsi fiyatları, fahiş olarak, mal oluş fiyatının iki misline çıkardığı, artdırdığı, millete zarar ve zulüm hâline geldiği zamanlarda, hükûmetin, tüccarlara danışarak uygun bir narh, kâr haddi koyması caiz olur.”

 

İslamiyette kâr haddi yoktur. Yalnız, sıkışık durumda olanlara, yiyecek, giyecek ve barınacak lüzumlu eşyayı yüksek fiyatla satmak haramdır.

 

Hükûmetlerin koyduğu bu fiyata uymak vaciptir. Bunun gibi, adaleti, milletin haklarını, hürriyetlerini koruyan kanunlara uymak da lazımdır. Bunları korumak için, kâfir bile olsa hükûmetlere yardımcı olmalıdır.

 

Sual: İstenmediği hâlde, herhangi bir kimsenin verdiği hediyeyi kabul etmenin dinimiz açısından hükmü nedir?

 

Cevap: Herhangi bir kimse, kendi helal mülkü olan malından hediye verse, istenmeden verilen bu hediyeyi kabul etmek sünnettir.

 

(Hediyeleşiniz, birbirinize muhabbet ediniz!) hadîs-i şerîfi, Künûz-üddekâıkta yazılıdır. Mektûbât-ı Ma'sûmiyye kitabında deniyor ki:

 

“Peygamber Efendimiz hazret-i Ömer'e hediye gönderdi. O da kabul etmeyip geri gönderdi. Peygamber Efendimiz, hediyeyi geri göndermesinin sebebini sorar. O da;

 

-İnsan için hayrlı olan, kimseden bir şey almamaktır, buyurdunuz deyince, Resulullah Efendimiz;

 

-İsteyip de almak için demiştim. İstemeden verilen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır. Onu alınız! buyurdu. Hazret-i Ömer de;

 

-Allahü teâlâya yemin ederim ki, kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden verileni alacağım dedi.

 

Hediye kabul etmenin tevekküle mâni olmadığı, Makâmât-ı Mazheriyye kitabında uzun yazılıdır.