"Kudüs Fatihi" Selâhaddîn-i Eyyûbî
29/11/2024 Cuma Köşe yazarı A.D
"Ben öldükten
sonra hazinedeki altınlar arabaya konulup yürütülsün. Defnedileceğim yere
de ihtişamlı bir arabayla götürün!.."
Bugün,
"Filistin Halkı ile Dayanışma Günü"... Bu vesileyle "Kudüs
Fatihi" Selâhaddîn-i Eyyûbî hazretlerinden bahsetmek istiyoruz bir
nebze efendim...
Selâhaddîn-i
Eyyûbî hazretleri, Eyyûbîler Devleti'nin kurucusudur. 1137’de
Tekrit’te doğdu. 4 Mart 1193 târihinde Şam’da vefât
etti... Kabri Şam’da Medresetü’l-Aziziye’dedir.
Selâhaddîn-i
Eyyûbî, Mısır Sultânı olunca, Orta Doğu’da çıbanbaşı olan Haçlıları bölgeden
atmak için, büyük bir faaliyet içine girdi. Bu durum, başta Papalık olmak
üzere, Haçlıları telaşlandırdı... Büyük ordular topladılar, büyük savaşlar
yapıldı. Ancak her seferinde bozguna uğradılar...
Selâhaddîn-i
Eyyûbî, 1187 senesinde; Birinci Haçlı Seferinden beri işgâl
altındaki Kudüs'ü hedef tâyin ederek, yola çıktı ve Haçlıları,
bozguna uğratarak Kudüs şehrini teslim aldı... Mübârek Kudüs şehrini teslim
alınca; Birinci Haçlı Seferi sonunda, Haçlıların Müslümanları
câmilerde genç, ihtiyar, çocuk, kadın, erkek ayırt etmeksizin öldürüp,
sokaklardan akan kan, atların karnına yükseldiği gibi, hunharca katliam
yaptırmadı.
Kudüs’ün
89 yıl sonra tekrar Müslümanların eline geçmesi, İslâm âlemini çok sevindirdi.
Ancak, Papalığın propagandasıyla Avrupa kıtası ve Hıristiyan âleminde
Müslümanlar üzerine sefer hazırlığı başladı. Papa lll. Clemens’in
teşvikiyle Fransa, İngiltere Kralları ile Almanya İmparatoru kumandasındaki
Hristiyanlar Müslümanlar üzerine yürüdü ve Üçüncü Haçlı Seferi (1189-1192)
yapıldı. Hıristiyan âleminin bütün imkânlarını seferber ederek hazırladığı
bu Haçlı Seferi de hezimetle neticelendi. Selâhaddîn-i Eyyûbî,
Filistin’deki hâkimiyetini kuvvetlendirdi. Kudüs’ü tahkim ettirip, Suriye’ye
yerleşti...
***
Selâhaddîn-i Eyyûbî hazretleri
ölmeden önce, şöyle vasiyet etti:
"Ben öldükten sonra cenazemin önünden
askerlerim, daha sonra hizmetçilerim, daha sonra da hanımlarım
yürüsün. Sonra da hazinede ne kadar altın ve mücevher varsa arabaya
konulup yürütülsün. En son olarak da beni ihtişamlı bir arabayla defnedileceğim
yere götürün..."
Hükümdar öldükten sonra bu söylediklerinin
yapılıp yapılmaması konusunda ihtilaf çıkar. En sonunda, "vasiyettir,
yapalım" derler... Cenaze defnedildikten sonra, zamanın âlimlerine,
"Hükümdar neden böyle bir vasiyette bulundu?" diye sorulur. Âlimler
şöyle cevap verir:
-Hükümdar, ölümüyle bile bize ders
verdi! Dünyanın her şeyi dünyada kaldı, ahirete giderken yanımızda hiçbir
şey götüremeyeceğimizi anlattı...