Oruç tutma zamanı
Oruç tutma zamanı
Reformcu diyor ki: (Çok uzun süre oruç tutuluyor. Güneş doğmaya yakın bir zamana kadar yiyip içmeli. Ancak o zaman siyah iplikle beyaz iplik ayrılabilir. Böyle yapılmazsa Kur’anın emrine uyulmamış olur.)
CEVAP
Bunu başka mezhepsizler de söylüyor. Siyah iplikle beyaz ipliğin ayırt edilmesinin açıklamasını bilmediklerinden veya art niyetlerinden dolayı böyle konuşuyorlar. Halbuki iplikten maksadın ne olduğunu, Peygamber efendimiz açıkça bildirmiştir.
Bekara suresinin, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip, için!) mealindeki 187. âyet-i kerimesindeki ipliklerin, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığı olduklarını anlatmak için, daha sonra fecrin kelimesi indi. Gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığı, iplik gibi birbirinden ayrılınca, oruca başlanacağı anlaşıldı. (Rıyad-un-Nasıhin)
Eshab-ı kiramdan Sehl İbni Sa’d hazretleri anlatır:
(Beyaz iplik siyah iplikten, ayrılıncaya kadar yiyin için!) âyeti inince, fecrin = tan yerinde kelimesi henüz nazil olmamıştı. Bir kısım insanlar, oruç tutacakları zaman, ayaklarına siyah ve beyaz iplik bağlar, bunlar görülünceye kadar yiyip içmeye devam ederlerdi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, minel fecri kelimesini indirdi. O zaman, beyaz ve siyah ipliğin ayrılmasından maksadın, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığının iplik gibi birbirinden ayrılması olduğu anlaşıldı.(Buharî, Müslim)
İplikten maksat
Adiy İbni Hatim hazretleri anlatır:
(Yâ Resulallah, âyette geçen, beyaz ipliğin siyah iplikten ayrılması nedir, bunlar bildiğimiz siyah iplikle beyaz iplik değil mi?) diye sordum.(Hayır, iki iplik değildir. Biri gecenin karanlığı, diğeri de gündüzün beyazlığıdır) buyurdu. (Buharî)
Bu âyet-i kerimeyi duyan bir zat, (Yâ Resulallah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum, fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığıyla gecenin karanlığıdır) buyurdu. (Buhari)
Eğer Peygamber efendimiz açıklamasaydı, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur’an-ı kerimden anladığımıza uyarak, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, reformcular gibi güneş doğana kadar yer içerdik.
CEVAP
Bunu başka mezhepsizler de söylüyor. Siyah iplikle beyaz ipliğin ayırt edilmesinin açıklamasını bilmediklerinden veya art niyetlerinden dolayı böyle konuşuyorlar. Halbuki iplikten maksadın ne olduğunu, Peygamber efendimiz açıkça bildirmiştir.
Bekara suresinin, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip, için!) mealindeki 187. âyet-i kerimesindeki ipliklerin, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığı olduklarını anlatmak için, daha sonra fecrin kelimesi indi. Gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığı, iplik gibi birbirinden ayrılınca, oruca başlanacağı anlaşıldı. (Rıyad-un-Nasıhin)
Eshab-ı kiramdan Sehl İbni Sa’d hazretleri anlatır:
(Beyaz iplik siyah iplikten, ayrılıncaya kadar yiyin için!) âyeti inince, fecrin = tan yerinde kelimesi henüz nazil olmamıştı. Bir kısım insanlar, oruç tutacakları zaman, ayaklarına siyah ve beyaz iplik bağlar, bunlar görülünceye kadar yiyip içmeye devam ederlerdi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, minel fecri kelimesini indirdi. O zaman, beyaz ve siyah ipliğin ayrılmasından maksadın, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığının iplik gibi birbirinden ayrılması olduğu anlaşıldı.(Buharî, Müslim)
İplikten maksat
Adiy İbni Hatim hazretleri anlatır:
(Yâ Resulallah, âyette geçen, beyaz ipliğin siyah iplikten ayrılması nedir, bunlar bildiğimiz siyah iplikle beyaz iplik değil mi?) diye sordum.(Hayır, iki iplik değildir. Biri gecenin karanlığı, diğeri de gündüzün beyazlığıdır) buyurdu. (Buharî)
Bu âyet-i kerimeyi duyan bir zat, (Yâ Resulallah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum, fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığıyla gecenin karanlığıdır) buyurdu. (Buhari)
Eğer Peygamber efendimiz açıklamasaydı, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur’an-ı kerimden anladığımıza uyarak, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, reformcular gibi güneş doğana kadar yer içerdik.