İdarecilik otoritesi
İdarecilik otoritesi
İdarecilik otoritesi üçe ayrılır:
1- İdareciliğin otoritesinin halk arasındaki heybet, kuvvet ve saygısı.
2- Müstakil olarak işlerin çözümüne girişebilme ve intizam getirme özelliği.
3- İdare kuvveti.
Bunların en değerlisi idare kuvvetidir. Kolayca çözümlenemeyen işlerde yumuşaklık ve sabırdan daha tesirlisi yoktur. Bu gibi işlerde acele davranmak faydasızdır. Hatta kuvvet zayıflığa dönüşür. Su, her şeyden yumuşaktır. Kuvvetli bir kişi, akan bir suyu kesip engelliyemez. Ama acele etmeyerek, bir set yaparsa, suyun akmasına engel olur.
Başka bir misal: Kuvvetli bir fil bir dağı yarmak için dişlerini vursa dağa zarar gelmez. Fakat filin dişleri kırılır. Halbuki file göre çok zayıf olan insan ağırbaşlılıkla, çeşitli çareleri deneyerek dağı deler.
İdareci, para işlerini gayet güvenilir, emin kişilere vermeli, israftan, lüzumsuz yere aşırı harcamalardan kaçınmalı, haklı alanda harcamalı; hakkı olmayana ve gerekmeyen yere harcamaktan sakınmalıdır! Hasılı; para konusunda çok tedbirli olmalı, hakkı olmayana bir şey vermemeli, ama hakkı olanı yerinde ve anında sevindirmelidir!
Farslı bir hükümdar, altından birkaç direk yaptırıp hazineye koymuştu. Görevliler bu direkler üzerinde otururlardı. Bu durum, memleket halkının gözlerinde ve düşman ülkelerin gözünde hükümdarın değerinin ve şanının artmasına sebep olmuştu. Zamanla devlet, hükümdarın torununa kalmıştı. Torunu, çok müsrif idi. Hazineyi gereksiz yerlerde harcadı. Hatta dedesinin yaptırdığı altın direkleri de eritip harcamak istedi. Ancak direklerin içinin kum dolu olduğu görüldü.
Direklerin bu sırrı yayılınca, devletin zayıflamasına, düşmanlarının cesaret kazanmasına sebep oldu.
Şu halde, düşmanların ve rakiplerin gözünde büyük görünecek tedbirler almalıdır. Bir kurumun varlığını devam ettirmesi, şu üç şeye bağlıdır:
Olaylara yerinde ve zamanında tedbir alabilen akıllı bir yardımcı, para ve adalet.
Bir idareci diyor ki: “Emirlerimde ciddi olarak durdum. İdarem altındaki fertlerin kalbine, kin ve düşmanlık karışmamış bir saygı ve heybet yerleştirdim. Yalan ve hilesiz bir sevgi yeşerttim. Elemanların ücretlerini tatminkâr bir derecede tuttum. Böylece kurumum bu seviyeye yükseldi.
1- İdareciliğin otoritesinin halk arasındaki heybet, kuvvet ve saygısı.
2- Müstakil olarak işlerin çözümüne girişebilme ve intizam getirme özelliği.
3- İdare kuvveti.
Bunların en değerlisi idare kuvvetidir. Kolayca çözümlenemeyen işlerde yumuşaklık ve sabırdan daha tesirlisi yoktur. Bu gibi işlerde acele davranmak faydasızdır. Hatta kuvvet zayıflığa dönüşür. Su, her şeyden yumuşaktır. Kuvvetli bir kişi, akan bir suyu kesip engelliyemez. Ama acele etmeyerek, bir set yaparsa, suyun akmasına engel olur.
Başka bir misal: Kuvvetli bir fil bir dağı yarmak için dişlerini vursa dağa zarar gelmez. Fakat filin dişleri kırılır. Halbuki file göre çok zayıf olan insan ağırbaşlılıkla, çeşitli çareleri deneyerek dağı deler.
İdareci, para işlerini gayet güvenilir, emin kişilere vermeli, israftan, lüzumsuz yere aşırı harcamalardan kaçınmalı, haklı alanda harcamalı; hakkı olmayana ve gerekmeyen yere harcamaktan sakınmalıdır! Hasılı; para konusunda çok tedbirli olmalı, hakkı olmayana bir şey vermemeli, ama hakkı olanı yerinde ve anında sevindirmelidir!
Farslı bir hükümdar, altından birkaç direk yaptırıp hazineye koymuştu. Görevliler bu direkler üzerinde otururlardı. Bu durum, memleket halkının gözlerinde ve düşman ülkelerin gözünde hükümdarın değerinin ve şanının artmasına sebep olmuştu. Zamanla devlet, hükümdarın torununa kalmıştı. Torunu, çok müsrif idi. Hazineyi gereksiz yerlerde harcadı. Hatta dedesinin yaptırdığı altın direkleri de eritip harcamak istedi. Ancak direklerin içinin kum dolu olduğu görüldü.
Direklerin bu sırrı yayılınca, devletin zayıflamasına, düşmanlarının cesaret kazanmasına sebep oldu.
Şu halde, düşmanların ve rakiplerin gözünde büyük görünecek tedbirler almalıdır. Bir kurumun varlığını devam ettirmesi, şu üç şeye bağlıdır:
Olaylara yerinde ve zamanında tedbir alabilen akıllı bir yardımcı, para ve adalet.
Bir idareci diyor ki: “Emirlerimde ciddi olarak durdum. İdarem altındaki fertlerin kalbine, kin ve düşmanlık karışmamış bir saygı ve heybet yerleştirdim. Yalan ve hilesiz bir sevgi yeşerttim. Elemanların ücretlerini tatminkâr bir derecede tuttum. Böylece kurumum bu seviyeye yükseldi.