Terbiyenin önemi
Terbiyenin önemi
Bir idare altındaki toplulukların, ahlak ve özellikleri, birbirine zıtlık yönünden, aynı yerde yetişmiş olan bitkilere benzer. Bazısı tatlı ve faydalı, bazısı da acı ve zehirli olur.
Herhangi bir bahçede yetişen karışık bitkilerden acı ve zehirli olan türleri ayıklamazsa çoğalır, kuvvetlenir, tatlı ve faydalı olan bitkilerin yaşamasına, gelişip büyümesine engel olur, telef olmasına sebep olur.
Bitkiler arasındaki acı ve zararlı otları temizlemek için bir bahçıvan gerektiği gibi, halkın da fitneci, bölücüleri doğru yola getirecek, mazlumlardan zulmü kaldıracak, cemiyete düzen verecek rahatlık ve huzur getirecek, idaresindekileri seven adil bir idareye ihtiyacı vardır.
Siyaset ve adaleti iyi olan idarecinin idaresi devamlı olur. Terbiyeye riayet olunmazsa idarede çökme arızaları görülür.
İdarecinin terbiyeye gereken değeri verip maiyetindekilere önem vermesi ve ikramlarda bulunması terbiyenin gerekleri arasındadır.
Terbiye daima kişinin aklına, hidayet yolunda kılavuzluk eder. Terbiye elde etmeye yönelmelidir! Çünkü terbiye aklı artırır, mevki ve mertebede olgunluğa eriştirir, kişiliği kuvvetlendirir.
Terbiyeli kişi, edebi sebebiyle mal kazanır ve yüksek dereceye ulaşır. Fakat babasından edep değil de mal intikal eden evlat, malı kaybettiği gibi terbiyeden de mahrum kalır.
Mirasın hayırlısı, edep, arkadaşın hayırlısı, güzel huy, rehberin hayırlısı iyilik yollarını gösteren, kötülük yollarını kapayan yardımcıdır.
Ticaretin faydalısı, çok çalışmaktır.
İstişareden daha çok güvenilecek dal, bilgisizlikten daha şiddetli fakirlik olmaz.
Edebin gerekli olduğuna inanan kişi, bu iki temeli de bilmeli ki; bu prensipleri, idaresinde uygulasın. Çünkü sağlam idare ancak bunlara dikkat etmekle gerçekleşir:
Edebin temeli ilimdir.
İlim, şunları bilmek için şarttır:
Dini iyi bilmek için:
İşlenen suçların içyüzünü ve suçluları cezalandırmak hususunda yeterli hukuki bilgiye sahip olmak.
Huzur ve mutluluğu ayakta tutan adaleti yaşatmak için:
İlim, âmirin bir uyarıcısı ve koruyucusudur, sahibini zulümden, hak yemekten alıkoyar, yumuşak huylu eder.
Zulümden uzaklaştırıp maiyetindekilere şefkat ve merhamet ettirir.
İdareci, Allahü teâlâdan korkarsa, elemanlar da ondan korkar. Yani onun emrini yerine getiremeyip üzülmesinden korkarak ne söylerse seve seve yerine getirirler.
Herhangi bir bahçede yetişen karışık bitkilerden acı ve zehirli olan türleri ayıklamazsa çoğalır, kuvvetlenir, tatlı ve faydalı olan bitkilerin yaşamasına, gelişip büyümesine engel olur, telef olmasına sebep olur.
Bitkiler arasındaki acı ve zararlı otları temizlemek için bir bahçıvan gerektiği gibi, halkın da fitneci, bölücüleri doğru yola getirecek, mazlumlardan zulmü kaldıracak, cemiyete düzen verecek rahatlık ve huzur getirecek, idaresindekileri seven adil bir idareye ihtiyacı vardır.
Siyaset ve adaleti iyi olan idarecinin idaresi devamlı olur. Terbiyeye riayet olunmazsa idarede çökme arızaları görülür.
İdarecinin terbiyeye gereken değeri verip maiyetindekilere önem vermesi ve ikramlarda bulunması terbiyenin gerekleri arasındadır.
Terbiye daima kişinin aklına, hidayet yolunda kılavuzluk eder. Terbiye elde etmeye yönelmelidir! Çünkü terbiye aklı artırır, mevki ve mertebede olgunluğa eriştirir, kişiliği kuvvetlendirir.
Terbiyeli kişi, edebi sebebiyle mal kazanır ve yüksek dereceye ulaşır. Fakat babasından edep değil de mal intikal eden evlat, malı kaybettiği gibi terbiyeden de mahrum kalır.
Mirasın hayırlısı, edep, arkadaşın hayırlısı, güzel huy, rehberin hayırlısı iyilik yollarını gösteren, kötülük yollarını kapayan yardımcıdır.
Ticaretin faydalısı, çok çalışmaktır.
İstişareden daha çok güvenilecek dal, bilgisizlikten daha şiddetli fakirlik olmaz.
Edebin gerekli olduğuna inanan kişi, bu iki temeli de bilmeli ki; bu prensipleri, idaresinde uygulasın. Çünkü sağlam idare ancak bunlara dikkat etmekle gerçekleşir:
Edebin temeli ilimdir.
İlim, şunları bilmek için şarttır:
Dini iyi bilmek için:
İşlenen suçların içyüzünü ve suçluları cezalandırmak hususunda yeterli hukuki bilgiye sahip olmak.
Huzur ve mutluluğu ayakta tutan adaleti yaşatmak için:
İlim, âmirin bir uyarıcısı ve koruyucusudur, sahibini zulümden, hak yemekten alıkoyar, yumuşak huylu eder.
Zulümden uzaklaştırıp maiyetindekilere şefkat ve merhamet ettirir.
İdareci, Allahü teâlâdan korkarsa, elemanlar da ondan korkar. Yani onun emrini yerine getiremeyip üzülmesinden korkarak ne söylerse seve seve yerine getirirler.