"Nerede dert varsa deva oraya koşar!"
02/02/2023 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Dert devaya bir
davetiyedir. Dert ve düşkünlük yer alçağına benzer, deva ise suya..."
Destîne Hâtun evliyâ hanımlardan olup Mevleviye tarîkatının
büyüklerindendir. On yedinci yüzyılda yaşadı. Babası, Mevleviye tarîkatının
ileri gelenlerinden Şeyh Muhammed'dir. Babasından; tefsîr, hadîs ve
medreselerde okutulan bütün ilimleri öğrendi ve Mesnevî'yi incelikleri
ile okudu. Zamânının büyük bir kısmını, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin
türbesinde sâlihâ hanımlar için yapılan kafeste ibâdet, zikir ve murâkabe ile
geçirirdi. Babasının vefâtından sonra dergâhı idâre etmek kendisine kaldı.
Seksen senelik ömrünü hep Allahü teâlâ ile berâber bulunarak, âhireti düşünüp
hazırlık yaparak geçirdi. Bu hâlde iken vefât etti. Hanımlara Mesnevi’den
okuyarak şöyle sohbet ederdi:
Ey gayretsiz heveskâr! İşte direk işte ip. Çıkmak istiyorsan
durma ipe asıl. Ama sende o gayret yoksa suçu ipin çürüklüğüne direğin yağlı
oluşuna bağlama. Anlaşılan sen bir kalpazansın, yükselmeye niyetin ve o yolda
akıtacak terin yok ki böyle bahanelere sığınmaktasın. Maddi manevi her
yükselişi sen böyle bir ip bil. İplerin başı da Allahın kelamı. Ona sarılırsan
bu nefis çukurundan çıkarsın. Hâlâ o çukurdaysan bari o ipe bühtanda
bulunma da kendi nefsini kına...
Ey nasipsiz! Hem pencereni sımsıkı örtüyor, perdeleri çekiyor
hem de ay ışığından nur umuyorsun. Dışarıda dolunay pırıl pırıl olmuş neye
yarar. Sen yol vermedikçe o kapından içeriye giremez. Bu dünya gecesinde de
iman nuruyla aydınlanmak istiyorsan gönül pencereni Hakka ve hakikate aç,
gözünden o örtüyü kaldır...
Sen sanır mısın ki dert kötüdür. Hayır! Dert devaya bir davetiyedir. Dert ve
düşkünlük yer alçağına benzer, deva ise suya. O yüzden nerede dert varsa deva
oraya koşar. Neresi alçaksa su oraya akar. O hâlde derdini sev, ilahi rahmeti
celbeden kırıklığını nimet bil. Zira İlahi yardım ihtiyaca göre tecelli eder.
Dertli ol ki o seni iyileştirsin, fakir ol ki doyursun. Görmüyor musun, o ipek
ağızlı bebek doğmadıkça annenin memesi kupkuru. Ne zaman ki bebek ağzını açar,
Cenab-ı Hak o ağzı beslemeye anne memesini memur eder. Çocuk büyüyüp eli ayağı
tutmaya başlayınca ona; madem artık aciz değilsin git de artık ekmek ye derler.
Bebek gibi aciz ol, tam bir teslimiyetle Hakka karşı ağzını aç! Ta ki sana
sebep memelerinden süt gibi nimetler aksın...