"Sizi geceleri uyutmayan şey nedir efendim?"
04/12/2024 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Azap hakkında okuduğum bir âyet-i kerîme ile bu hâle geldim. O
benim uykumu kaçırdı."
Vüheyb bin Verd hazretleri Mekke-i mükerremenin büyük
âlim ve velîlerindendir. 770 (H.153) yılında Mekke-i mükerremede vefât etti.
İbrâhim bin Edhem, İbn-i Mübârek, Süfyân-ı Sevrî, Fudayl bin İyâd gibi büyük
âlim ve velîlerle görüşüp, sohbet ederdi. Süfyân-ı Sevrî Mescid-i Haram’da,
dinleyenlere bâzı şeyler anlatır, sözünü bitirince de; “Haydi, kalkınız.
Tabîbimiz Vüheyb’e gidelim. Onda hikmetli sözler, güzel haberler vardır” derdi.
Herkes geceleri uyurken, o yatmaz, yatsı abdesti ile
sabah namazını kılardı. Yakınlarından birisi; “Niçin uyumuyorsunuz?” diye suâl
etti. Cevâbında; “Allahü teâlanın azâbı hakkında, okuduğum bir âyet-i kerîme
ile bu hâle geldim. O benim uykumu kaçırdı. Ne yaptımsa uyuyamadım” buyurdu.
Namazını bitirdikten sonra; “Yâ Rabbî! Eğer benim namazımda bir noksanlık kaldı
ise beni affet. Büyük veya küçük günah işlemiş isem, onlara da tövbe ve
istigfâr ediyorum.” şeklinde duâ ederdi.... Bir defâ secdede iken çok ağladı;
“Yâ Rabbi! Beni affet” diye duâ edip, çok gözyaşı döktü. Nihâyet; “Yâ Vüheyb
seni affettim!” diye bir ses geldi...
Bir defâsında Vüheyb bin Verd, Muhammed bin
Münkedir'in yanına geldi. Muhammed bin Münkedir vücûdunda bulunan şiddetli bir
ağrı sebebiyle, muzdarip bir hâldeydi. Vüheyb bin Verd elini ağrıyan yerin
üzerine koydu ve Besmele-i şerîfe okuyup buyurdu ki: “Eğer bu besmele sıdk ile
bir dağın üzerine okunsa, dağ erir.” Muhammed bin Münkedir, Allahü teâlânın
izni ile iyi oldu...
Vüheyb bin Verd’e dediler ki: “Siz, Allahü teâlâya
kavuşmak için hemen ölmeyi mi arzu edersiniz? Allahü teâlâya daha fazla ibâdet
edebilmek için daha çok yaşamayı mı arzu edersiniz? Yoksa hiçbir şey düşünmeden
Allahü teâlânın takdirine râzı olup susmayı mı tercih edersiniz?” Buna cevab
olarak; “Ben hiçbir şey demem. Allahü teâlâ benim hakkımda neyi irâde edip
takdir etmiş ise, ben onu isterim. Onu severim ve ondan râzı olurum” buyurdu.
Orada bulunanların hepsi bu cevaptan çok memnun oldular. Topluluğun içinde olan
Süfyân-ı Sevrî kalkıp Ebû Osman Vüheyb’e sarıldı ve alnından öpüp; “En
doğrusunu sen söyledin.” buyurdu...
Kendisi anlattı: “Bir gece Kâbe-i
muazzamanın hemen yanında Hatim denilen yerde namaz kılıyordum. Namazı
bitirdiğimde Kâbe’den bir ses duydum. 'Ey Cebrâil! Beni tavaf edenlerden
bâzılarının lüzumsuz sözlerinden ve faydasız düşüncelerinden rahatsız olduğumu
önce Allahü teâlâya, sonra sana arz ederim. Eğer böyle devam edecek olursa,
öyle parçalanırım ki, her parçam nereden alınmış ise oraya gider' diyordu."