Resûlullah efendimize gerekli hürmet ve tazim
24/07/2022 Pazar Köşe yazarı V.T
Allahü teâlânın veya
Resûlullah efendimizin mübârek isimlerinin bulunduğu bir kâğıdı atmamalı...
Ebü'l-Hasan Ali Konevî
hazretleri evliyânın büyüklerinden ve fıkıh âlimlerindendir. 1270 (H.668)
senesinde Konya'da doğdu. İlk tahsilini burada yaptıktan sonra Şam'a gitti.
Burada meşhur âlimlerden ilim öğrendi. İcâzet aldıktan sonra Şam'da İkbâliyye
Medresesinde ders vermeye başladı. Sonra Mısır'a gidip otuz seneye yakın
kaldı. Tekrar Şam'a döndü ve kâdılık mevkiine getirildi. 1328 (H.728)'de
orada vefât etti.
Konevî hazretleri her
hareketini Peygamber efendimize uydurmaya çalışırdı. Talebelerine bu şekilde
olmadıkça, Resûlullah efendimize gerekli hürmet ve tâzimin yapılmış
olamayacağını bildirirdi. O, Resûlullah efendimize uymak, O'na hürmet göstermek
için şu hususları talebelerine şart koşmuştur: 1. Resûlullah'ın mübârek
isimleri geçtikçe salat ve selâm getirmek. 2. Resûlullah efendimiz ziyâret
edildiğinde kabr-i şerîfinin yanında sesi yükseltmemek. 3. Resûlullah'ın haremi
olan Medîne-i münevvereye tâzim ve hürmette bulunmak, orada yasaklanan
şeylerden (veya günah işlemekten) sakınmak ve Medîne-i münevvere ehline ikrâmda
bulunmak. 4. Resûlullah efendimizin mübârek sözlerinden ve işlerinden
bildirilen bir şeyi, O'nun şânını hafife alacak bir şey ile mukâbele etmemek.
Mesela Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem falanca şeyi severdi denince,
hâlbuki ben onu sevmem dememek. 5. Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîf
kitaplarının üzerine, başka her hangi bir kitap veya herhangi bir ev eşyâsı
koymamak. 6. Allahü teâlânın ism-i şerîfi veya Resûlullah efendimizin mübârek
isimlerinin bulunduğu bir kâğıdı atmamak. Böyle kâğıtlar yırtılmaz. İslâm harfleri
ile yazılı olan kâğıtlara da hürmet etmek lâzımdır. Bunları temiz bir beze
sardıktan sonra çiğnenmeyecek yerde toprağa gömmek veya yakmak lâzımdır.
Büyük âlimlerden Kemâlüddîn Udfevî hazretleri Konevî hazretleri hakkında şöyle demektedir: "O, zamânının en büyük âlimlerinden idi. Tasavvufun temel bilgileri onunla kuvvet buldu. Otuz seneye yakın Mısır'da kaldı. İlim ehline, çeşitli ilimlerin inceliklerinden çok şeyler öğretti. Evinden, sabah namazı vakti gelince, vekar ve sükûn ile çıkardı. Gün ortasına, yâni öğleye kadar talebelerine ders verirdi."