Esma-i hüsnadan olan Es-Selâm isminin mânâsı nedir?
Ağır yük yüklemek
CEVAP
Bunu iki yönden açıklamak gerekir:
Biri, Allahü teâlâ güç yetmeyen bir şeyi emretmesinin adaletine uygunluğu
yönünden, diğeri de, âyet-i kerimede bildirilen mana yönünden.
1- Adalet yönünden:
Allahü teâlâ için adalet, kendi mülkünde olanı kullanmak demektir. Zulüm
ise, başkasının mülküne tecavüzdür. Kâinat ve içinde bulunan her şeyin
yaratıcısı Allahü teâlâdır. Ondan başka yaratıcı bulunmadığına ve hiç kimse,
hiçbir şeye sahip olmadığına göre, Rabbimizin yaptığı işler, hiç kimsenin
malına, mülküne tecavüz değildir. Onun yaptığı işler için, (Adalete uymuyor)
denilemez. Yasak ettiği bir şeyi, daha sonra serbest bırakabildiği gibi,
önceden serbest ettiği bir şeyi de daha sonra yasaklayabilir. Mülk Onundur,
dilediği gibi kullanır. Kimse hesap soramaz.
Allahü teâlâ, kullarına iyi, faydalı olanı vermeye, kimisine sevab, kimisine
azap yapmaya mecbur değildir. Âsilerin, günahkârların hepsini Cennete koysa,
fazlına, ihsanına yakışır. İtaat, ibadet edenlerin hepsini Cehenneme atsa,
adaletine uygun olur. (H. L. O. İman)
(Allahü teâlâ dilerse, kâfiri Cennete, mümini de Cehenneme koyabilir) demek,
koyacak demek değildir. Koyarsa kimse karışamaz, adaletine aykırı olmaz
demektir; fakat iman edip iyi amel işleyenleri Cennete koyacağına söz verdi.
Sözünden dönmeyeceğini de bildirdi.
Allahü teâlâ dilemedikçe, hiç kimse mümin veya kâfir olamaz. Bir ayet-i kerime
meali şöyledir:
(Allah, dilediğini hidayete kavuşturur, dilediğini dalalette bırakır.)[İbrahim
4]
Allahü teâlâ kimseyi zorla kâfir yapmaz. Bu ayet-i kerime, bütün işlerin Allahü
teâlâ tarafından yapıldığının delillerinden biridir. Bir başka ayet-i kerime
meali de şöyledir:
(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]
2- Âyetteki mana yönünden:
Kurtubi tefsirinde deniyor ki:
Bu konuda, Katade, (Bizden öncekilere işi zorlaştırdığın gibi bize de,
zorlaştırma demektir) dedi. Dahhak da, (Altından
kalkamayacağımız, güç yetiremeyeceğimiz amelleri işlemekle bizi yükümlü tutma
demektir) dedi. Süddî de, (Burada takat, yani güç getirilmeyen
şeyler, İsrail oğullarına yükletilen ağır yüklerdir) dedi. [Mesela
pislik değen uzuv yıkamakla temizlenmez, orayı kesmek gerekirdi. (Beydavi)]
Allahü teâlâ, (Ümmi nebi olan resul, sırtlarından ağır yükleri indirir
ve zincirleri kırar atar) buyurdu. (Araf 157) Ümmi, okuryazar olmayan
demektir. Resulullah, ümmi olduğu halde, kendisinin, ilmin bütün kemâlâtına
malik olması bir mucizedir. (Beydavi)