Allah korkusunun alametleri nelerdir?
Allah korkusunun alameti
CEVAP
Allah korkusunun sebebi, ilim ve marifettir. İlim ve marifet sahipleri,
kendi ayıplarını, günahlarını ve ibadetteki kusurlarını görerek, bunun yanında
Allahü teâlânın kendisine verdiği sayısız nimetleri düşününce, yaptıklarından
utanıp, kalbinde korku başlar. Hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Her hikmetin başı Allah korkusudur.) [Taberani]
Hikmetin birçok manası vardır. Faydalı ilim, fen ve sanat, manevi ilim gibi
manalara gelir. Şu halde Allah’tan korkup haramlardan kaçan ve ibadetleri yapan
kimsenin hikmet sahibi, akıllı biri olduğu anlaşılır. Hadis-i şerifte, (En
akıllınız, Allah’tan en çok korkandır) buyuruldu. (İbni
Muhber)
Allah korkusu, sevileni kaybetmekten meydana gelen bir korku olduğu gibi, Ona
isyan ederek tehlikelere maruz kalmaktan da meydana gelen bir korkudur. Allahü
teâlâ, Kur'an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Ancak âlimler Allah’tan korkar.) [Fatır 28]
Allah’tan korkmanın alameti şu yedi şeyde, [dilde, kalbde, gözde, midede,
elde, ayakta ve ibadette] belli olur.
1- Dilde: Yalan söylemez. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı günaha götürür.Günah da Cehenneme
sürükler.) [Buhari]
(Münafıklık alametinden biri de yalan söylemektir.) [Buhari]
(Müminde, her huy bulunabilir. Fakat yalancı ve hain olamaz.) [Bezzar]
Allah’tan korkanın dili yalan söylemediği gibi, gıybet de etmez. Gıybet, insanın
sevaplarının azalmasına, başkasının günahlarının kendine verilmesine sebep
olur. Gıybet büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Gıybet, kişinin imanını zayıflatarak yok eder.) [İsfehani]
(Gıybet, etmek leş yemekten daha kötüdür.) [İ.Hibban]
(Biri için söylenen kusur, onda varsa, bu söz gıybet olur. Yoksa iftira
olur.) [Müslim]
(Kıyamette, bir kimse sevap defterine bakar, "Şu ibadetleri yapmıştım.
Bunlar yazılı değil" der. "Onlar, silindi, gıybet ettiklerinin
defterlerine yazıldı" denir.) [İsfehani]
(Gıybet eden kimsenin duası kabul olmaz.) [Şir’a]
Allah’tan korkan, boş da konuşmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette günahı en çok olan boş konuşandır.) [Ebu Nasr]
(Birinin boş konuşması, boş vakit geçirmesi, Allahü teâlânın onu sevmediğini
gösterir.) [M. Rabbani]
Şehit olan bir gencin annesi, (Oğlum sana Cennet müjde olsun!) dedi. Resulullah
efendimiz, o kadına, (Ne biliyorsun, belki boş şey konuşurdu) buyurdu.
(Tirmizi)
2- Kalbde: Kalbi, kin, haset gibi kötü huylardan temizlenmiştir.
3- Gözde: Harama bakmaz. Hadis-i şerifte, (Harama bakmak,
şeytanın zehirli oklarından bir oktur. Allah korkusu ile harama bakmayana,
Allahü teâlâ öyle bir iman verir ki, tadını kalbinde hisseder) buyuruldu.
(Hâkim)
Kâinattaki her şeye ibretle bakar. Hazret-i İsa, (Sözü zikir, sükûtu fikir,
bakışı ibret olanlar, bana benzemiş olur) buyurdu.
4- Midede: Haram lokmadan uzaktır. Hadis-i şerifte, (Bir lokma
haram yiyenin kırk günlük güzel ameli kabul olmaz) buyuruldu.
(Taberani)
5- Elde: Harama uzanmaz.
6- Ayakta: Günah işlenen yere gitmez.
7- İbadette: İhlâsı [Allah rızasını] esas alır, riyadan kaçınır.
Allahü teâlâdan korkan kimse, Onun emir ve yasaklarına riayet eder. Hiç kimseye
kötülük etmez. Kendine edilen kötülüğe sabreder. Kusurlarına tevbe eder.
Çalışırken, alışveriş ederken, kimsenin hakkını yemez. İlim ve ahlak
sahiplerine saygı gösterir. Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kimseyi
çekiştirmez, kimseye sert davranmaz. Malı ve mevkii herkese iyilik etmek için
ister. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her an, gördüğünü ve bildiğini
düşünür, hiç kötülük etmez. Kısaca, Allah’tan korkan, vatanına, milletine
faydalı olur.
Allah'tan korkmanın önemi
Sual: Çok günahkâr biri, çocuklarına, (Allah'ın bana vereceği
cezalardan çok korkuyorum. Ben ölünce, cesedimi yakın. Küllerimi her yere
savurun!) diye vasiyet eder. Ölünce bunu yakarlar. Âhirette,
Allahü teâlâ, çürüyüp toprak olmuş kimseleri dirilttiği gibi onu da diriltip
sorguya çeker. (Niye cesedinin yakılmasını istedin?) diye
sorar. O da, (Ya Rabbi, “Azabım çok çetindir”buyurdun. Ben de
senden çok korktuğum için böyle yaptım) der. Allahü teâlâ da, (Benden
korkanı affederim) buyurarak onu affeder. Bu olay doğru mu?
Doğruysa, (Beni yakın!) diye vasiyet etmek caiz midir?
CEVAP
Bahsettiğiniz olay, (Buhari, Müslim, Nesai, Muvatta) gibi
hadis kitaplarında bildirilmektedir. Yani hadis-i şerif sahihtir,
doğrudur. (Beni yakın!) diye vasiyet etmek asla caiz
değildir. Vasiyet etse de, dine aykırı vasiyet yerine getirilmez. Kâfirin ölüsü
de yakılmaz. Bu kişi, eski ümmetlerden idi. Çok günahkâr olduğu için, öyle
yapmakla yok olup, Allah'ın çetin azabından kurtulacağını sanmış. Elbette öyle
sanması çok yanlıştır. Burada bildirilen husus, Allah korkusunun önemidir. İki
âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah’tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz.) [Âl-i İmran 200, Maide
100]
(En şerefliniz, Allah’tan en çok korkanınızdır.) [Hücurat 13]
İki kudsi hadis şu mealdedir:
(Bir kuluma iki korku, iki eminlik vermem. Dünyada benden emin olan,
âhirette korkar. Dünyada korkan, âhirette emin olur.) [Ebu Nuaym]
(Dünyada benden korkan, Kıyamette korkulardan emin olur.) [İ. Ahmed]
İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Ömründe bir kere Allah'tan korkan, Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]
(İnsanları Cennete koyan Allah korkusudur.) [Hâkim]
Allah'tan korkmak, doğru iman sahibi olmak şartıyla, Allah'ın yasak
ettiklerinden sakınıp, emrettiklerini yapmak, yani haramlardan uzaklaşıp,
ibadetleri yapmak demektir.
Allah'tan korkmanın alameti nedir?
Sual: Dine ve dindarlara düşmanlığıyla tanınan biri, (Ben
içkimi içerim, meyhaneye de giderim, namaz kılmam, oruç tutmam, dinin
emirlerini yerine getirmem, ama gösteriş için namaz kılanlardan ve oruç
tutanlardan daha çok Allah'tan korkarım, Allah'ı da herkesten çok severim) diyor.
Günaha, hattâ küfre girenin Allah’tan korktuğu yalan değil mi?
CEVAP
Elbette yalandır. Sevginin, itaatin, korkunun bir ölçüsü vardır. Bir kimse,
(Ben anayasadan ve kanunlardan yanayım) dediği hâlde, kırmızı ışıkta geçer,
vergi kaçırır, rüşvet yerse, çevreye zarar verirse, devleti içeriden yıkmaya
çalışırsa, sözünde samimi olmadığı, yalan söylediği anlaşılmaz mı? Bir kimse
de, (Ben Allah'ı çok severim) dediği hâlde, Onun emirlerine ve yasaklarına
riayet etmezse, mesela, namaz kılmaz, içki içer ve zina ederse, Allah'ı çok
sevdiği yalan olmaz mı? Onun için namaz kılmayan ve Allah’tan korkmayan
insandan her türlü kötülük beklenir.
Namaz kılmayan, oruç tutmayan ve içki içen kimse, yalan söylemekten, ona buna
iftira etmekten veya provokatörlük yapmaktan niye çekinecek ki? Aslında böyle
kişilerin imanları ya çok zayıf veya hiç yoktur. Başkalarını kandırmak için,
(Biz de Müslümanız) diyorlar. Müslüman olmanın, bir alameti olur. Bir yerde
minare görülürse orada cami olduğu anlaşılır. Namaz kılanın da Müslüman olduğu
anlaşılır. Kâfir namaz kılmaz. Onun için Peygamber efendimiz, (Müslümanla
kâfiri ayıran fark namazdır) buyuruyor. Kâfirlerin safında değil,
Müslümanların safında olmaya çalışmalıyız.
Tabiînin büyüklerinden olan Hasan-i Basrî hazretleri buyuruyor ki:
İçinde yılan bulunduğu bilinen bir deliğe kimse elini sokmaz. Eğer sokarsa,
içinde yılan bulunduğuna inanmamış demektir. Bunun gibi, Allahü teâlâya ve
Cehenneme inananın, İslamiyet’in yasak ettiği şeyleri yapmaması lazımdır. Günah
işleyenlerin, (Biz Allah’tan korkuyoruz) demeleri, (Yılan
beni sokmaz) diyerek elini yılan deliğine sokmasına benzer. (F.
Bilgiler)
Hâlbuki yılan sokar, ateş yakar. Cenab-ı Hak sözünde durur. Azabı da çok
şiddetlidir. Allahü teâlâ, (Azabım çok şiddetlidir) buyuruyor.
(Hicr 50)
İmam-ı Gazâlî hazretleri de buyuruyor ki: Akıllı olanın, aslandan korkmaması
düşünülemez. Cenab-ı Hak, Davud aleyhisselama, (Yırtıcı hayvandan,
kükremiş aslandan nasıl korkuyorsan, benden de öyle kork!) buyurdu.
(Berîka)
Çünkü aslan, kimseden korkmaz, öldürmemek için bir sebep aramaz. Yani aslanın
öldürmesi, onun bir suçundan dolayı değildir. Böyle düşünenin Allah'tan
korkmaması, ibadetlere sarılmaması mümkün değildir. Yine Allahü teâlâ, (Benden
korkarak ibadet etmek, diğer ibadetlerden üstündür) buyurmuştur.
(Taberânî)
İbni Abbas hazretleri buyuruyor ki:
(Allah'tan kork) denilen kimsenin, (Sen işine bak, ben ne yapılacağını
bilirim) demesi çok kötüdür. Çünkü Allahü teâlâ, (“Allah'tan
kork” denilen kimse, cahillik gururuna kapılarak, günah işlerse, artık ona
Cehennem kâfidir) buyuruyor. (Bakara 206)
Hazret-i Ömer’e (Allah'tan kork) denildiğinde, (Ömer kim oluyor da, hâşâ,
Allah’tan korkmasın) diyerek yüzünü toprağa sürdü. (Şir’a)