bazı hak âşıklarının (Senin Cehennemin de hoş) demeleri , (Lütfun da hoş, kahrın da hoş) demek de aynı şekilde küfür değil midir?
Lütfun da hoş, kahrın da...
CEVAP
Bu sözleri söyleyen evliya zatlardan üçünü bildirelim:
Gelse celâlinden cefa,
Yahut cemâlinden vefa,
İkisi de cana sefa,
Nârın da hoş, nurun da hoş,
Kahrın da hoş, lütfun da hoş. (Erzurumlu İbrahim Hakkı)
Ey lütfu hem kahrı güzel,
Senden hem ol hoş, hem bu hoş. (Eşrefoğlu Rumî)
Layık görür isen nârı,
Kahrın da hoş, lütfun da hoş. (Yunus Emre)
Bu sözler, Allahü teâlâya olan tam teslimiyete, Onun her yaptığının yerinde ve
güzel olduğuna, yaptığı işlerin asla tartışılamayacağına güzel birer örnektir.
Nâr, yani Cehennem elbette çok kötüdür. En kötü insanların cezalandırıldığı
yerdir. Allahü teâlânın kötü dediği yere iyi demek elbette küfürdür. Fakat
evliya zatlar, (Cehennem iyidir) demiyorlar. (Layık olanları Cehenneme
atman iyidir) diyorlar. (Eğer bana nârını layık görmüşsen,
elbette senin takdirin yerindedir, güzeldir) diyorlar. Zaten bunun
aksini söylemek küfür olur.
Bir kimsenin çocukları gözü önünde öldürülse, ana babasının gözlerini
çıkarsalar, kul bunun Allah tarafından olduğunu bilse ve (Rabbimden gelene
razıyım) diyebiliyorsa, işte o, makbul bir kuldur.
Kahretmek kötü bir iştir. Ancak Allah'ın layık olanı kahretmesi çok güzeldir,
yerindedir. Buna çirkin demek, Cehennemin lüzumsuz olduğunu söylemek gibi küfür
olur.
Bir zamanlar zâlim bir devlet başkanı, ülkenin ileri gelenlerine ziyafet
veriyor. Yemekte içkiler de vardır. Ama devlet başkanı, (Bu gece kandil
gecesidir, ben içmem, içen içsin, karışmam) diyor. Sofradaki kötü bir kadın,
hâşâ (Muhammed'in şerefine) diyerek içiyor. Orada bulunan bir zat, (Ya Rabbi,
Cehennemin lüzumsuz olmadığını yakından gördüm) diyor. Ramazan, kandil
demeyerek, ukalaca isyan edenlerin layık oldukları cezaları görmek elbette
hoştur, güzeldir.
İbni Atâ hazretleri, on oğluyla sefere çıkar. Yolda eşkıyalar, çocuklarını
öldürürken, bu zat hep gülümser. Sıra sonuncu çocuğa gelince, (Baba, sen ne
kadar şefkatsizsin. Çocukların öldürülürken yüzün bile değişmiyor, üstelik
gülüyorsun) der. Babası, (Oğlum, Allah görüyor, dilerse hepsini kurtarabilir.
Ben Onun işine karışamam. Onun lütfu gibi, kahrı da güzeldir) dedi.
Ebu Süleyman-ı Darani hazretleri de buyurdu ki:
Allahü teâlâ benim sağ gözüme, Cehennemin yedi tabakası ile azap etse razı
olurum. Azabın birazını da öbür gözüme niye koymuyor demem. Çünkü Onun işine
karışılmaz.