Dinin emir ve yasaklarını öğrenmek lazım olduğu gibi, iyi ve kötü huyları da öğrenmek ve hayatımıza geçirmek, dinin emri midir?
Ahlak ilmini öğrenmek ve güzel ahlak
Cevap: Konu ile alakalı olarak Kimyâ-i se'âdet
kitabında deniyor ki:
“Kalbe ait bilgileri, yani ahlak ilmini öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına
farz-ı ayndır. Mesela Hıkd yani kin bağlamak, Hasetbaşkasında
bulunan nimetin onda olmayıp, kendinde olmasını istemek, Kibir kendini
büyük bilmek, üstün görmek, Suizan etmek iyi insanı fena, kötü
bilmek gibi şeylerin haram olduğunu öğrenmek, her mümine farz-ı ayndır.
Bir kimsede bulunan nimetin, onda olduğu gibi, kendisinde de
olmasını istemek haset değildir, buna Gıpta etmek, imrenmek denir
ki sevaptır. Kibirli olana karşı kendini büyük göstermek, kibir olmaz, sadaka
vermek gibi sevap olur.”
Görülüyor ki, imanı, yani Ehl-i sünnet itikadını kısaca
öğrendikten sonra, iyi ve kötü huyları öğrenmek de, farz-ı ayndır, her
Müslümanın öğrenmesi lazımdır. Abdesti, guslü, namazı, orucu ve haramları da,
her Müslümanın öğrenmesi farz-ı ayndır. Cenaze namazını, ölüye hizmeti, sanat
ve ticaret bilgilerini, bugünün silahlarını yapmak ve kullanmak için, fen
bilgilerini iyi öğrenmek farz-ı kifâyedir. Yani lazım olan kimselerin öğrenmesi
farz olup, başkalarına farz olmaz. Fakat, lüzumu kadar kimse öğrenmezse, bütün
Müslümanlar, büyük günaha girer. Doktor olacak kimsenin lise ve tıp
fakültesinde okuması farz olup, mühendis olacak kimsenin tıp fakültesinde
okuması farz değildir. İbni Âbidîn hazretleri, Dürr-ül-muhtâr şerhinde diyor
ki:
Ulûm-i nakliyyeden yani din bilgilerinden kendine lazım olanları öğrenmek
farz-ı ayndır. Bundan fazlasını öğrenmek ve ulûm-i akliyyeden faydalı olanları
öğrenmek farz-ı kifâyedir. Bir âyet ezberlemek, herkese farz-ı ayndır. Fatihayı
ve üç âyet veya bir kısa sûre ezberlemek vaciptir. Kur’ân-ı kerimin hepsini
ezberlemek farz-ı kifâyedir. Kendine lazım olmayan fıkıh bilgilerini öğrenmek,
hafız olmaktan daha iyidir. Başkalarına öğretmek için ilim öğrenmek, kendi
işlemesi için öğrenmekten daha sevaptır.”
Sual: İyi müslüman olmak için güzel ahlaklı
olmak gerektiğini bildirdiniz. Güzel ahlaka nasıl sahip olunur?
CEVAP
Evet iyi bir müslüman olmak için güzel ahlaka sahip olmak, kötü ahlaktan uzak
durmak gerekir. Ancak bununla dünya ve ahiret saadeti elde edilir.
Güzel ahlak, ilim ve edep öğrenmekle, iyi insanlarla arkadaşlık etmekle elde
edilir. Kötü ahlak da bunun tersidir. Yani cahil kalmak, edepsiz olmak, kötü
insanlarla arkadaşlık etmekten hasıl olur. Cenab-ı Hak, Peygamber efendimizi
överken (Gerçekte sen büyük bir ahlak üzeresin) buyuruyor.
(Kalem 4)
İyi insan, iyi ahlaklı insan demektir. Dinimiz iyi huylar edinmemizi, kötü
huylardan kaçınmamızı emretmektedir.
Güzel ahlaka sahip kimselere gıpta etmek, onlar gibi olmaya gayret etmek
gerekir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Nimete kavuşmuş olanlardan, tevazu gösterene ve kendini hep kusurlu bilene,
helalden kazanıp, hayırlı yerde sarf edene, fıkıh bilgileri ile hikmeti [tasavvufu] birleştirene,
helale harama dikkat edene, fakirlere acıyana, işlerini Allah rızası için
yapana, huyu güzel olana, kimseye kötülük yapmayana, ilmi ile amel edene ve
malının fazlasını dağıtıp, lafının fazlasını saklayana müjdeler olsun.) [Taberani]
Güzel sözler
Ahlak hakkında İslam âlimleri buyuruyor ki:
"Kötü ahlaklı, parçalanmış testiye benzer. Ne yamanır, ne de eskisi gibi
çamur olur."
"Her binanın bir temeli vardır. İslam’ın temeli de güzel ahlaktır."
"Kötü ahlak, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda
vermez. Güzel ahlak, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar bile affa
uğrar."
"Yükselen bütün insanlar ancak güzel ahlakları sayesinde
yükselmişlerdir."
"Güzel ahlak güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir."
"Güzel ahlak, kimseyle çekişmemek ve kimseyi çekiştirmemektir."
"Güzel ahlak, eziyet vermemek ve meşakkatlere katlanmaktır."
"Güzel ahlak, genişlikte ve darlıkta insanları razı etmeye çalışmak
demektir."
"Güzel ahlak, Allah’tan razı olmak demektir. Yani hayrı ve şerri Allah’tan
bilmek, nimetlere şükür, belalara sabretmektir."
"Güzel ahlakın en azı, meşakkatlere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden
karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır."
"Güzel ahlak, haramlardan kaçıp helali aramak, diğer insanlarla olduğu
gibi aile efradıyla da iyi geçinip onların maişetlerini temin etmektir."
"Güzel ahlak, Yaratanı düşünerek, yaratılanları hoş görmek, onların
eziyetlerine sabretmektir."
Bir müslümana çatık kaşla bakmak haramdır. Güler yüzlü olmayan kimse mümin
sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalıdır.
Hadis-i şerifte, Allah’a ve ahiret gününe iman edenin, misafirine ve komşusuna
ikram etmesi, ya hayır söylemesi veya susması emredilmiştir. (Buhari)
Başkasının kötü ahlakından şikayet eden kimsenin kendisi kötü ahlaklıdır.
Başkalarının kötülüklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kötü olduğunun alametidir.
Güzel ahlak, eziyetleri sineye çekmektir.
Güzel ahlaklı olmanın alameti şunlardır
İnsaflı olmak, arkadaşlarının hatasını görmemek, hüsnü zan etmek, suizandan
[kötü zandan] kaçınmak, arkadaşlarının eziyetlerine göğüs germek, onlardan
şikayetçi olmamak, hep kendi ayıp ve kusurlarıyla meşgul olmak, kendi nefsini
kınamak, güler yüzlü olup, herkesle yumuşak konuşmaktır.
Güzel ahlaklı kimse, edeplidir az konuşur, hatası azdır, gıybet etmez, Allah
için sever, Allah için buğzeder, emanete riayet eder, komşu ve arkadaşını
korur. Bütün hasletlerin başı ise hayadır.
Hazret-i Hızır buyurdu ki:
(Güler yüzlü ol, hiddetlenme! Hep faydalı iş yap, az da olsa zararlı iş yapma!
Lüzumsuz dolaşma, boş yere gülme, hiç kimseyi kusurundan dolayı ayıplama,
günahların için ağla!)
Büyüklerden Ebu Osman El-Hayri’yi ziyafete davet ettiler. Davet yerine vardığı
zaman kendine (Kusura bakma, çok insan geldi seni kabul edemeyeceğiz) dediler.
Az gidince tekrar çağırdılar. Gelince tekrar, kabul edemeyeceklerini
bildirdiler. Böyle birkaç defa çağırıp geri döndürdükten sonra (Biz seni
denemek için bunu yaptık. Gerçekten güzel ahlaklıymışsın) dediler. Cevabında
buyurdu ki: (Bu ahlak o kadar güzel midir? Bir köpeği de çağırsanız gelir,
kovsanız gider.)
Ahlakı güzelleştirmek
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.) [Hakim]
(Ya Rabbi senden, sıhhat, afiyet ve güzel ahlak dilerim.) [Harâiti]
(Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.) [Beyheki]
(Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi gibi temizler. Kötü
ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı bozduğu gibi bozar.) [İ.
Hibban]
(Allahü teâlâ indinde kötü ahlaktan büyük günah yoktur. Çünkü, kötü ahlaklı
bir günahtan tevbe edip kurtulursa, bir başka günaha düşer. Hiçbir vakit
günahtan kurtulamaz.) [İsfehani]
(Bir kimse tevbe ederse, tevbesini Allahü teâlâ kabul eder. Kötü ahlaklı
kimsenin tevbesi makbul olmaz. Zira bir günahtan tevbe ederse kötü ahlakı
sebebiyle, daha büyük günah işler.)
[Taberani]
(Güzel ahlak, senden kesilen akrabanı ziyaret etmek, sana vermeyene vermek,
sana zulmedeni affetmektir.) [Beyheki]
(Din, güzel ahlaktır.) [Deylemi]
(Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi olanıdır.)[Tirmizi]
(Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.)[Harâiti]
(Bir müslüman güzel ahlakı sayesinde, gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadet
eden kimselerin derecesine kavuşur.) [İ. Ahmed]
(Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde en yüksek dereceye
kavuşur.) [Taberani]
(Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği
giderir.) [Müslim]
(Yumuşak davranmayan, hayır yapmamış olur.) [Müslim]
(En çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.) [Buhari]
(Yumuşak olan kimseye, dünya ve ahiret iyilikleri verilmiştir.)[Tirmizi]
(Yumuşak olanlar ve kolaylık gösterenler, hayvanın yularını tutan kimse
gibidir. Durdurmak isterse hayvan ona uyar. Taşın üzerine sürmek isterse hayvan
oraya koşar.) [Ebu Davud]
(Cennete götüren sebeplerin başlıcası, Allahü teâlâdan korkmak ve iyi huylu
olmaktır. Cehenneme götüren sebeplerin başlıcası da, dünya nimetlerinden
ayrılınca üzülmek, bu nimetlere kavuşunca sevinmek, azgınlık yapmaktır.) [Tirmizi]
(İmanı en kuvvetli kişi, ahlakı en güzel ve hanımına en yumuşak olandır.) [Tirmizi]
(İnsan, güzel huyu ile, Cennetin en üstün derecelerine kavuşur. [Nafile] İbadetlerle
bu derecelere kavuşamaz. Kötü huy, insanı Cehennemin en aşağısına
sürükler.) [Taberani]
(İbadetlerin en kolayı, az konuşmak ve iyi huylu olmaktır.) [İbni
Ebiddünya]
(Şu üç şey bulunan kimsenin imanı kâmildir: Herkesle iyi geçinen güzel
ahlak, kendini haramlardan alıkoyan vera, cehlini örten hilm.) [Nesai]
(Dünyada veya ahirette özür dilemek zorunda kalacağın söz ve hareketten uzak
durmaya çalış!) [Hakim]
(Söz veriyorum ki, münakaşa etmeyen, haklı olsa da, dili ile kimseyi
incitmeyen, şaka ile veya yanındakileri güldürmek için, yalan söylemeyen, iyi
huylu olan müslüman Cennete girecektir.)[Tirmizi]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Size gönderdiğim İslam dininden razıyım, [bu
dini kabul edip, bu dinin emir ve yasaklarına riayet edenlerden razı olur,
onları severim.] Bu dinin tamam olması, ancak cömertlikle ve iyi huylu
olmakla olur. Dininizin tamam olduğunu her gün, bu ikisi ile belli ediniz!) [Taberani]
(Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi huylu olmak, günahları eritir, yok eder.
Sirke balı bozup yenilmez hâle soktuğu gibi, kötü huylu olmak, ibadetleri bozup
yok eder.) [Taberani]
(Hak teâlâ yumuşak huyluya yardım eder, sert ve öfkeliye yardım
etmez.) [Taberani]
(Yumuşak olan, kızmayan müslümanın Cehenneme girmesi haramdır.) [Tirmizi]
(Yavaş, yumuşak davranmak, Allahü teâlânın kuluna verdiği büyük bir
ihsandır. Aceleci olmak, şeytanın yoludur. Allahü teâlânın sevdiği şey, yumuşak
ve ağırbaşlı olmaktır.) [E.Ya’la]
(Kişi, yumuşaklığı, tatlı dili ile, gündüzleri oruç tutanın ve geceleri
namaz kılanın derecesine kavuşur.) [İ. Hibban]
(Kızınca, öfkesini yenerek yumuşak davrananı Allahü teâlâ sever.) [İsfehani]
(Güler yüzle selam veren, sadaka verenin sevabına kavuşur.)[İ.E.dünya]
Bir kimse Resulullah efendimizden nasihat istedi, (Kızma,
sinirlenme) buyurdu. Birkaç kere sordu, hepsine de (Kızma,
sinirlenme) buyurdu. (Buhari)
Sual: İyi insan olmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
İyi insan olmak için kâmil yani olgun müslüman olmak gerekir. Zaten müslüman,
iyi insan demektir.
Allah indinde mümin çok kıymetlidir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Müminler, öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalbleri titrer,
Allah’ın âyetleri okununca, imanları kuvvetlenir ve yalnız Rablerine dayanıp
güvenirler, namazı doğru kılar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden [Allah’ın
razı olduğu yerlere] harcarlar.)[Enfal 2-3]
(Müminler, muhakkak kurtuluşa ermiştir. Namazlarını huşu içinde kılar, boş
ve lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet
ve ahidlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8]
(Onlar, Allah’ın ahdini yerine getirir, verdikleri sözü bozmaz, Rablerinin
rızasını isteyip sabreder ve kötülüğü iyilikle savarlar.)[Rad 20-22]
([Müminler] büyük günahlardan ve hayasızlıktan sakınır,
öfkelendikleri zaman da kusurları bağışlar ve işlerini aralarında istişare
ederler.) [Şura 37,38]
(İnanıp hayırlı iş işleyen [mümin]lerin kötülüklerini, and
olsun, örteriz, onları yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandırırız.)[Ankebut
7]
(Allah onların [müminlerin] kötülüklerini örter, onlara
işledikleri şeylerin en güzellerinin karşılığını verir.) [Zümer 35]
(Allah, inanıp emirlerini yapan müminlere mağfiret ve büyük ecir vaad
etmiştir.) [Feth 29]
(Elbette müminler kardeştir.) [Hucurat 10]
Müminlerle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları da şöyle:
(Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.) [Buhari]
(Mümin akıllı, basiretli, uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir.
Acele etmez, ilim sahibidir, haramlardan kaçar.) [Deylemi]
(Mümin, koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen
veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır.) [Taberani]
(Müminler, birbirine karşı sevgi ve merhamette, bir vücut gibidir. Vücudun
bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul
olunduğu gibi, müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır.) [Buhari]
(Mümin ülfet eder [iyi geçinir], ülfet etmeyen ve ülfet
edilmeyende hayır yoktur.) [Beyheki]
(Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.) [Deylemi]
(Mümin lanet etmez, kötülemez, müstehcen konuşmaz ve hayasız olmaz.) [Hakim]
(Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp
bıraktığı eseri de güzeldir.) [Beyheki]
(Mümin, yumuşaktır, hafiftir. Munis bir deve gibi boyun eğer, "Ih"
denince, yer sert olsa da çöker.) [Beyheki]
(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.)[Deylemi]
(Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir,
arkadaşına sıkıntı verir.) [Dare Kutni]
(Halkın elindekine göz dikmemek, müminin alametlerindendir.) [Dare
Kutni]
(Komşusu kötülüğünden emin olmayan, mümin olamaz.) [Buhari]
(Çevrendekilerle güzel komşuluk et ve kendin için sevdiğini, başkaları için
de sev ki müslüman olasın.) [Harâiti]
Kime dinin emirlerini yapmak kolay gelirse, onun salih biri olduğu anlaşılır.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahirete ait istediğine kolayca kavuşur, dünyaya ait olana kavuşman zorlaşırsa,
bil ki sen iyi bir hâl üzerindesin. Bunun tersi olursa kötü haldesin!) [Beyheki]
Müslümanın vasıfları nelerdir
Sual: Allah’tan korkan müslümanın vasıfları nelerdir?
CEVAP
Allah’tan korkan bir kimse, Onun emirlerini yapmaya, yasaklarından sakınmaya
titizlikle çalışır. Hiç kimseye kötülük yapmaz. Kendine kötülük yapanlara
sabreder. Yaptığı kusurlara tevbe eder. Sözünün eri olur. Her iyiliği Allah
için yapar.
Kimsenin malına, canına, namusuna göz dikmez. Çalışırken, alışveriş ederken,
kimsenin hakkını yemez. Herkese iyilik eder. Şüpheli şeylerden kaçınır. Makam
sahiplerine, zalimlere yaltaklanmaz. İlim ve ahlak sahiplerine saygı gösterir.
Arkadaşlarını sever ve kendini sevdirir. Kötü kimselere nasihat verir. Onlara
uymaz. Küçüklerine merhametli ve şefkatli olur. Misafirlerine ikram eder.
Kimseyi çekiştirmez. Keyfi peşinde koşmaz. Zararlı ve hatta faydasız bir şey
söylemez. Kimseye sert davranmaz. Cömert olur. Malı ve mevkii herkese iyilik
etmek için ister.
Riyakârlık, iki yüzlülük yapmaz. Kendini beğenmez. Allahü teâlânın her an
gördüğünü ve bildiğini düşünerek hiç kötülük yapmaz. Onun emirlerine sarılır.
Yasaklarından kaçar. İşte, Allah’tan korkanlar milletine, ülkesine faydalı
olur.
Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde, inananları şöyle tarif etmektedir:
(Rahim olan Allahü teâlânın kulları, yeryüzünde gönül alçaklığı ile vakar ve
tevazu ile yürürler. Cahiller, onlara sataşacak olursa, bunlara [sağlık
ve selamet sizin üzerinize olsun gibi] güzel söz söyler, [büyük
bir yumuşaklık gösterirler.] Onlar geceleri secde yapar ve kıyâmda
dururlar [namaz kılarlar.] Onlar, “yâ Rabbi, Cehennem azabını
bizden uzaklaştır. Cehennem azabı devamlıdır ve çok şiddetlidir. Orası şüphesiz
kötü bir yer ve kötü bir duraktır” derler. Bir şey verdikleri zaman, israf
etmez, cimrilik de yapmazlar, ikisi ortası bir yol tutarlar. Kimsenin hakkını
yemez, Allah’a şerik koşmaz, Ondan başkasına yalvarmazlar. Allah’ın
dokunulmasını haram ettiği cana kıyıp, haksız olarak kimseyi öldürmez, zina
etmezler. Bunlardan birini yapanın Kıyamette azabı kat kat olur, orada zelil ve
hakir olarak ebedi bırakılır. Ancak, Allah, tevbe eden ve doğru iman eden ve
ibadet ve faydalı iş yapanların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah, af ve
merhamet sahibidir. Tevbe edip, amel-i salih işleyen, Allahü teâlâya [tevbesi
makbul ve Onun rızasına kavuşmuş olarak] döner. Onlar yalan yere
şahitlik yapmaz, faydasız ve zararlı işlerden kaçınırlar. Kendilerine âyetler
okunduğu zaman, kör ve sağır davranmazlar, [dikkat ile dinleyip bu
âyetlerle kendilerine yapılması emredilen şeyleri yaparlar.]) [Furkan
63-73]
İyi huylu olmanın ve bunu muhafazanın yolu
Sual: İyi huylu olmak ve bunu muhafaza edebilmek için ne yapmalı?
CEVAP
İyi huylu olmak için ve iyi ahlakını muhafaza edebilmek için, salih kimselerle,
iyi huylularla arkadaşlık etmelidir. İnsanın ahlakı, arkadaşının huyu gibi
olur. Hadis-i şerifte, (İnsanın dini, arkadaşının dini gibi olur) buyuruldu.
Ahlakı bozan, şehveti harekete getiren kitapları okumamalı, böyle radyo ve
TVden sakınmalıdır.
İyi huyların faydaları ve haramların zararları ve Cehennemdeki azapları, hep
hatırlanmalıdır. Mal, mevki arkasında koşanlardan hiçbiri muradına
kavuşamamıştır. Malı, mevkii hayır için arayan ve hayır işlerde kullanan,
rahata, huzura kavuşmuştur.
Allahü teâlâdan korkmak, bu deryanın gemisidir. Hadis-i şerifte, (Dünyada,
kalıcı değil, yolcu gibi yaşa! Öleceğini hiç unutma) buyuruldu.
Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmak ve münakaşa etmekten sakınmalıdır.
İlim öğrenmeli ve faydalı işler yapmalıdır. Vaktin kıymetini bilip gece-gündüz
ilim öğrenmelidir! İlim, ibadet içindir. Kıyamette işten, ibadetten sorulur,
çok ilim öğrendin mi diye sorulmaz. İş ve ibadet de ihlas elde etmek
içindir. (İslam Ahlakı)
Sert mizaçlı olmak
Sual: Haksızlık olunca dayanamıyorum. Çok sert mizaçlıyım. Sert
mizaçlı olmak dinen kusur mudur?
CEVAP
Sert mizaçlı olmak kusur değildir. Ancak dine aykırı olarak sertlik yapmak
kusurdur. Hazret-i Ömer’in sert mizacı övülmüş, takdir edilmiştir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(İki melek var, biri sert, biri yumuşak mizaçlıdır. Bunlar, Cebrail ile
Mikail’dir. Peygamberlerden biri yumuşak, diğeri sert mizaçlıdır. Bunlar
İbrahim ile Musa’dır. Benim de iki arkadaşımdan biri yumuşak, diğeri sert
mizaçlıdır. Bunlar, Ebu Bekir ile Ömer’dir.) [Taberani]
Kâfirlere karşı da iyi huylu olmalı
Sual: İslamiyet’in güzel ahlakını göstermek için, kâfirlere karşı da
iyi huylu olmak ve onları incitmemek gerekmez mi?
CEVAP
Müslümanların kâfirlere karşı da iyi huylu olmaları, onları incitmemeleri
gerekir. Böylece İslam dininin, iyi huylu olmayı, kardeşçe yaşamayı, çalışmayı
emrettiği onlara da gösterilmiş olur. Böylece iyiliği seven insanlar, seve seve
müslüman olurlar. Cihad etmek farzdır. Cihadı devlet topla, silahla yapacağı
gibi, soğuk harp ile, propaganda, neşriyat ile de yapar. Her müslüman da, iyi
huyları ile, iyilik yapmakla cihad yapar. Çünkü cihad etmek, insanları müslüman
yapmaya davet etmek demektir. Görülüyor ki, kâfirlere karşı da, iyi huylu olmak,
onları incitmemek, cihad etmek oluyor. Cihad ise her müslümana gücü nispetinde
farzdır.
Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak
Sual: İyi bir müslüman olmak için Allah’ın ahlakı ile ahlaklanmak
gerekiyormuş. Bu nasıl olur?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bir kimse, bir zat ile konuşunca, eğer kalbinde, dünya sevgisi azalıp, Allahü
teâlâya bağlılığı artarsa, onun keramet sahibi, evliyadan bir zat olduğu
anlaşılır. Eğer böyle olmazsa, o zatın istidrac gösteren bir yalancı olduğu
meydana çıkar. (Evliya olmak için Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanmak gerek)
buyurulmuştur. Yani Allahü teâlânın sıfatlarına uygun sıfatlar, evliyada hasıl
olur. Fakat bu benzerlik sadece isimdedir. Yoksa sıfatların özelliğinde
beraberlik olmaz. (Allahü teâlânın ahlakı ile ahlaklanın) emrini
anlatırken Hace M. Parisa hazretleri, Tahkikat kitabında
buyuruyor ki:
"Allahü teâlânın bir sıfatı Basirdir. Yani Allahü teâlâ her
şeyi görür. Bir kimsenin kalb gözü açılır, firaset ışığı ile, kendi ayıplarını
ve başkalarının iyi huylarını görürse, yani başkalarını kendinden üstün görürse
ve Allahü teâlânın her an gördüğünü göz önünde bulundurarak hep Onun beğendiği
şeyleri yaparsa, bu sıfatla huylanmış olur.
Allahü teâlânın bir sıfatı da Mümittir. Yani öldürücü demektir. Bir
kimse, sünnetler yerine yerleşmiş olan bid'atleri yok ederse, bu sıfatla
sıfatlanmış olur. Bütün sıfatlar, bunlar gibidir."
Cahiller, bu ahlaklanmayı başka türlü anlamış ve yoldan çıkmıştır. Evliyanın
ölüleri dirilteceğini, kaybolan şeyleri bileceğini sanmışlar, günaha
girmişlerdir.) [Müj. Mekt. 107]
Allahü teâlânın sıfatlarından biri Settardır. Yani günahları
örtücüdür. Müslüman da, din kardeşinin kusurunu örtmelidir.
Allahü teâlâ Kerimdir. Rahimdir. Yani lütfu, ihsanı bol
ve merhameti çoktur. Müslüman da, cömert ve merhametli olmalıdır!
Allahü teâlâ, Gaffardır, yani kullarının günahlarını affedicidir.
Müslümanlar da birbirlerinin kusurlarını affetmelidir!
Af, hak ettiği bir şeyi almayıp sahibine bağışlamak demektir. Allahü teâlâ
affedicidir, affedenleri sever. Kur'an-ı kerimde mealen, (Affet, marufu
emret ve cahillerden yüz çevir!) buyuruluyor. (Araf 199)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Affedin ki, Allahü teâlâ da sizi affetsin ve şerefinizi yükseltsin!) [İsfehani]
(Allah için affedeni Allahü teâlâ yükseltir, aziz eder.) [Berika]
(Kendinden uzaklaşanlara yaklaşmak, zulmedenleri affetmek, kendini mahrum
edenlere ihsan etmek, güzel huylu olmaktır.) [İ.Ebiddünya]
(Sana zulmedeni affet, sana gelmeyene git, sana kötülük edene sen iyilik et,
aleyhine de olsa mutlaka doğru konuş.) [Ruzeyn]
(Musa aleyhisselam, "Ya Rabbi, senin indinde en aziz
kimdir?" diye sordu. Allahü teâlâ da, "İntikam
almaya gücü yeterken affedendir" buyurdu.) [Harâiti]
(Allahü teâlâ, merhameti olmayana merhamet etmez, affetmeyeni affetmez.) [İ.Ahmed]
(Affedin ki affa kavuşasınız!) [İ.Ahmed]
Sual: En makbul amel nedir?
CEVAP
Peygamber efendimiz, en makbul amelin güzel ahlak olduğunu bildirmiş, (İman
yönünden müminlerin en faziletlisi, ahlakı güzel olanlardır) buyurmuştur.
(Hakim)
Bir kimse Peygamber efendimizden nasihat istedi. Dedi ki:
- Ya Resulallah bana öğüt ver!
- Nerede olursa olsun Allah’tan kork!
- Yine buyur ya Resulallah!
- Her kötülüğün akabinde bir iyilik yap! İyilikler günahları giderir.
- Yine buyur!
- Herkesle güzel geçin! (Tirmizi)
Oğlu, Lokman aleyhisselama sorar:
- En iyi haslet nedir?
- Dindar olmaktır.
- Peki babacığım, bu haslet iki olursa?
- Dindarlık ve mal sahibi olmak.
- Üç olursa?
- Dindarlık, mal ve haya.
- Dört olursa?
- Dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak.
- Beş olursa?
- Dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.
- Altı olursa?
- Oğlum bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir,
Allahü teâlânın dostudur, şeytandan uzaktır.
Kur'an-ı kerimde ise mealen buyuruluyor ki:
(Allah indinde en şerefliniz, takva ehli olanınızdır.) [Hücurat 13]
Bir kimse, asil bir aileye mensup olmasa da, güzel huylu ise, onun için güzel
huyu, iyi bir asalettir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Güzel huy gibi asalet, tedbirli olmak gibi akıllılık olmaz.) [İbni
Mace]
Güzel huylu kimse, insanların takdirini kazanır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel
ahlakla memnun etmeye çalışınız!) [Hakim]
Sual: Güzel ahlaka sahip olmak için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Güzel ahlaka sahip olmak için iyi ve kötü huyları bilmek gerekir. Ayrıca kendi
kötü huylarını teşhis etmek gerekir. Bu teşhisi kendi yapar. Yahut bir âlimin,
rehberin bildirmesi ile anlar. İnsan kendi kusurlarını zor anlar. Güvendiği
arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir. Sadık olan dost onu tehlikelerden,
korkulardan koruyan kimsedir. Düşmanlarının kendisine karşı kullandıkları
kelimeler de, insana ayıplarını tanıtmaya yarar. Çünkü düşman, insanın
ayıplarını arayıp, yüzüne çarpar. Arkadaş ise, insanın ayıplarını pek görmez.
Biri İbrahim Ethem hazretlerine, aybını, kusurunu bildirmesi için yalvarınca,
(Seni dost edindim. Her halin bana güzel görünüyor. Aybını başkasına sor) dedi.
Başkasında bir ayıp görünce, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa, bundan
kurtulmaya çalışmak gerekir. (Mümin müminin aynasıdır) hadis-i
şerifinin manası budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür.
İsa aleyhisselama, bu güzel ahlakını kimden öğrendin, dediklerinde, (Birinden
öğrenmedim. İnsanlara baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi
ben de yaptım) buyurdu. Hazret-i Lokman’a, (Edebi kimden öğrendin) denince,
(Edepsizden) dedi.
Selef-i salihinin, Eshab-ı kiramın, evliyanın menkıbelerini okumak da, iyi
huylu olmaya sebep olur. Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın
sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını yapmaya çalışmalıdır.
Kötü huydan kurtulmak, bunun zıddını yapmak için çok uğraşmak gerekir. Çünkü,
insanın alıştığı şeyden kurtulması güçtür. Kötü şeyler nefse tatlı gelir.
Çocukları ihmal etmeyelim
Bugün, bütün hristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelir gelmez, buna bozuk
dinlerinin icaplarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, yahudiliği ve
hristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini
çalmak ve yok etmek ve onları da, hristiyan yapmak için, İslam ülkelerine paket
paket kitap, broşür ve sinema filmleri gönderiyorlar.
O halde müslümanlar, din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, bize
emanet edilen çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin
emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahlakınızı güzelleştirin!) [İbni Lal]
En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma
çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve
kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür.
Bunun gibi insan tabiatında bulunan bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye
edilebilir.
Her şeyi, zıddı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini
zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları âdet haline getirmelidir.
Çocuk, işleri ve ahlakı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel
huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Bu esaslar dahilinde çocuklar
yetiştirilirse dünya ve ahiret saadeti elde edilir. Kıyamet günü, ana-baba,
çocuğuna öğretmesi gereken ilimlerden mesul olacak, vazifesini yapmamış ise,
yahut kusur etmiş ise cezaya çaptırılacaktır. Çocuklarını İslam terbiyesi
üzerine yetiştirmeyenler, dünya ve ahiret felaketine maruz kalacaklardır.
Ne mutlu çocuğunu İslam ahlakı ile yetiştirenlere.
Güzel ahlaklı olmak
Sual: Güzel ahlaklı olmak için, özet hâlinde birkaç prensip
bildirilebilir mi?
CEVAP
İyi ve kötü huyları bilmek ve tatbik etmek gerekir. İslam Ahlakı kitabını
okuyup, oradaki bilgilerle amel eden, güzel ahlaklı olur. Bu kitapta yazılı
olan şu iki prensibi esas alan da güzel ahlaklı olur:
1- Düşmanlarımız, muhaliflerimiz, bizi çekemeyenler, hep
ayıplarımızı araştırır. Onlardan kusurlarımızı öğrenip güzel ahlaka sahip
olabiliriz. Biri, ahlakını düzeltmek için İbrahim Ethem hazretlerine, ayıbını,
kusurunu bildirmesi için yalvarınca, (Seni dost edindim. Her hâlin bana güzel
görünüyor. Ayıbını başkasına sor) dedi.
2- Başkasında bir ayıp görünce, bunu kendinde aramak, kendinde
bulursa bundan kurtulmaya çalışmak gerekir. (Mümin, müminin aynasıdır) hadis-i
şerifinin mânâsı budur. Yani, başkasının ayıplarında, kendi ayıplarını görür.
İsa aleyhisselama, bu güzel ahlakı kimden öğrendiği sorulunca, (İnsanlara
baktım. Hoşuma gitmeyen şeylerinden sakındım. Beğendiğimi ben de yaptım) buyurdu.
Hazret-i Lokman’a, (Edebi kimden öğrendin?) denince, (Edepsizden)buyurdu.
Yani birinin yaptığı hareket bizim hoşumuza gitmiyorsa, edepsizlik olarak görüyorsak,
onu biz de yapmamalıyız. Biri bizim bir kusurumuzu söyleyince sevinmiyorsak,
başkalarının da kusurlarını söylememeliyiz. Biri bizi tenkit edince
hoşlanmıyorsak, biz de başkalarını tenkit etmemeliyiz.
İnsan bu prensipleri uygularsa, güzel ahlaklı olur. O hâlde, bir söz söylerken,
kendimizi karşımızdakinin yerine koymalıyız. Böyle bir söze tepkimiz ne olur
diye düşünmeliyiz. Bunun da istisnaları çıkarsa da, azdır. Zaten istisna genel
kaideyi bozmaz.
Kötü huyu olan ne yapmalıdır?
Sual: Kendinde kötü huy bulunan bir kimse, bunu gidermek, yok etmek için ne
yapmalı, nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Kendinde kötü huy bulunan bir kimse, öncelikle bu kötü huya
yakalanmasının sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını
yapmaya çalışmalıdır. Kötü huydan kurtulmak, bunun zıddını yapmak için çok
uğraşmak lazımdır. Çünkü, insanın alıştığı şeyden kurtulması çok zordur. Zira
kötü şeyler, nefse tatlı gelir. İnsanın, kötü bir şey yapınca, arkasından nefse
güç gelen şeyleri yapmayı âdet edinmesi, faydalı bir ilaçtır. Mesela, “bir
kötülük yaparsam, şu kadar sadaka vereceğim” veya “oruç tutacağım, gece
namazları kılacağım” diye yemin etmelidir. Nefis, bu güç şeyleri yapmamak için,
onlara sebep olan kötü âdetini yapmaz. Kötü ahlakın, huyların zararlarını okumak,
işitmek de, faydalı bir ilaçtır. Kötü huyun zararlarını bildiren hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(İnsanların hiç çekinmeden, sıkılmadan yaptıkları günah, kötü huylu
olmaktır.)
(Her günahın tövbesi vardır. Kötü ahlakın tövbesi olmaz.
İnsan, kötü huyunun tövbesini yapmayıp, daha kötüsünü yapar.)
(Sıcak su buzu erittiği gibi, iyi ahlak da, hataları
eritir. Sirke balı bozduğu gibi, kötü ahlak, hayratı, hasenatı, iyilikleri
mahveder.)