Verilen hediyeyi alıp almamanın dindeki yeri nedir?
Hediyeleşmek
CEVAP
Hediyeleşmenin önemi büyüktür. Peygamber efendimiz, insanların birbirleriyle
ilgilerini kesmemesi ve irtibatlarının kopmaması için hediyeleşmeyi emreder,
hediyenin, alanı sağır ve kör ettiğini bildirirdi. Yani hediye sayesinde hediye
verenin kötü sözlerini duyamaz, kötü işlerini göremez olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Müsafeha edin, müsafeha kini, kırgınlığı giderir. Hediyeleşin, çünkü
hediye, sevgiyi artırır, düşmanlığı giderir.) [İbni Asakir]
(Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır.) [Beyheki]
(Hediyeleşin, çünkü hediye, dostluğu artırır, kini, düşmanlığı
giderir.) [Taberani, Ebu Nuaym]
(Talep etmeden verilen hediyeyi kabul edin!) [Hakim]
(İstemeden verileni alın! O, Allahü teâlânın gönderdiği rızktır.) [Beyheki]
(Hediyeyi reddeden, Allahü teâlânın verdiğini reddetmiş olur.) [Ramuz]
(Davete icabet edin, hediyeyi reddetmeyin!) [Buhari]
(Hediye, Allahü teâlânın gönderdiği güzel bir rızktır. Hediyeyi kabul edin
ve karşılığında daha güzelini verin!) [H.Tirmizi]
(Hediye verene, siz de hediye verin! Eğer verecek bir şey bulamaz iseniz,
onun için dua edin ki hediye karşılıksız kalmasın!) [Nesai]
Şimdi bazı gayrı meşru işler yaptırmak için hediye adı altında rüşvet
veriliyor. Hediye verenin böyle bir art niyeti olmadığı biliniyorsa, verilen
hediyeyi geri çevirmek uygun değildir.
Hazret-i Âişe validemiz, muhtaç bir kadının hediyesini kabul etmeyince
Peygamber efendimiz, (O kadın muhtaç olsa da, hediyesini kabul edip ona
daha fazla bir şey vermeliydin) buyurdu. Sahabeden bir zat da, verilen
hediyeyi kabul etmeyip, (Ya Resulallah, birinden bir şey alanda hayır
yok buyurduğunuz için almadım) deyince, Peygamber efendimiz buyurdu
ki:
(O isteyerek alınan şeylere mahsustur. İstenmeden verileni alınız!) [İ.
Malik]
Verilen hediyede bir art niyet yoksa, mutlaka almalı ve karşılığında az çok bir
şey vermelidir!
Bir şey veremeyen kimse ise, hediye verene dua etmelidir! (Bunu bana falanca
verdi, Allah ondan razı olsun) demelidir! Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmemiş olur.)[Tirmizi]
Hediye, muhakkak bir mal vermekle olmaz. Selam vermek ve faydalı bir şey
söylemek de hediye olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mümini sevindireni Allahü teâlâ sevindirir.) [İbni Mübarek]
(Bir arkadaşın hidayetini artırıcı veya onu tehlikeden kurtarıcı bir söz
söylemekten daha iyi hediye olmaz.) [Ebu Ya’la]
(Hediyenin en iyisi, hikmetli bir sözü öğrenip birine öğretmektir ki, bu da
bir yıl ihlaslı ibadet etmekten daha sevaptır.) [İbni Asakir]
(Seferden dönerken, çoluk çocuğunuza yararlı bir taş da olsa, hediye
getiriniz.) [İ. Asakir]
(Kim sadaka verirken, sevabını müslüman ana-babasının ruhuna hediye ederse,
verdiği sadakanın sevabı, onların ruhuna gideceği gibi, sevabından hiçbir şey
eksilmeden kendine de yazılır.) [Taberani]
Bir hadis-i şerifte de, (Arkadaşını seven, sevdiğini ona
bildirsin) buyuruldu. (Hakim)
Sevgiyi, hediye ile bildirmek, dili ile bildirmekten daha kolay ve daha
önemlidir. Bir arkadaşa, (Seni seviyorum) demek zor olabilir veya yanlış
anlaşılabilir. Birine hediye vermek seni seviyorum demenin bir başka şeklidir.
Sual: Hediyeleşmek, insanlar arasında sevgiyi, muhabbeti
arttırır mı?
Cevap: Selamın, yardımın ve hediye vermenin zamanı yoktur. Hadîs-i
şeriflerde; (İnsanlar, kendilerine iyilik edenleri sever) ve (Hediyeleşiniz,
sevişirsiniz) buyuruldu. Hediyenin en kıymetlisi, en faydalısı, güler
yüz ve tatlı dildir. Herkese karşı, dosta ve düşmana, daima güler yüz ve tatlı
dil göstermelidir.
Sual: Bir kimse, ben ölünceye kadar evim senin olsun veya
ben ölürsem senin, sen ölürsen benim olsun diyerek hediyeleşmek, dinimiz
açısından uygun mudur?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İhtiyâr kitabında deniyor ki:
“Ömrî denilen hibe caizdir. Yani, ömrün boyunca evim senin olsun deyince,
öldükten sonra ev, sahibine, sahibi ölmüş ise, vârislerine geri verilir. Rukbî
denilen hibe, batıldır. Yani, sen ölürsen benim olsun, ben ölürsem senin olsun
diyerek evini birisine vermek batıldır. Her biri, ötekinin ölümünü beklediği
için, rukbî denilmiştir.
Sual: Hediye edilen bir şeyi, alan kimsenin kabul ettim
demesi mi gerekir, bir de bir kimse alacağını, bir başkasına hediye edebilir
mi?
Cevap: Bu konuda Fetâvâ-yı Bezzâziyyede deniyor ki:
“Bunu sana hediye ettim dese, o da kabul ettim demeyip onun yanında alsa, yahut
almayıp, kabul ettim dese sahih olur. Falancadaki alacağımı sana hediye ettim,
ondan al derse caiz olur.”