Diş dolgusunun dışında da Malikî mezhebi taklit edilebilir mi ve taklit edilirken nelere dikkat etmelidir?
Maliki mezhebini taklit
CEVAP: El-fıkhu alel-mezâhib-il-erbe'a’da diyor
ki:
“Maliki mezhebinde, seferde, şiddetli yağmurda, karanlıkta, çamurlu gecelerde,
Arafât ve Müzdelifede, öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazları cem edilir.
Seferin üç günden az olması da câizdir. Deniz yolculuğunda cem câiz değildir.
Yağmurda ve çamurda, yatsıyı camide akşam ile birlikte cemaat ile kılmak câiz
olur. Vitri vaktinde kılar. Şafiide, cem' için, seferin 80 kilometre olması
lâzımdır.
El-mukaddemet-ül-izziyyede diyor ki:
“Maliki mezhebinde, bir kabdaki temiz suya necaset düşse, üç vasfından biri
değişmez ise, bununla abdest ve gusül sahih, lâkin mekruhtur. Mâ-i müstamel de
böyledir. Helâya sol ayakla ve başı örtülü girilir. Eti yenen hayvanların bevli
ve pisliği temizdir. Bunların ve insanın ölüsü ve kemikleri ve tırnakları,
boynuz ve derileri ve meni, mezî ve alkollü içkiler necistir. Necis yere serili
kalın şey üzerinde ve avuç içinden az kan, irin bulaşınca namaz sahih olur.
Gusle başlarken niyet etmek, bütün vücudu delk etmek, avuç içi veya havlu ile
hafif sıvamak, muvalat, aralıksız yıkamak ve saçı, sakalı hilallemek, sık örülü
saç çözülüp her tarafını hilallemek farzdır. Ağız, burun ve kulak içini ve
saçları yıkamak sünnettir. Yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile
hatırlayınca, yalnız orayı hemen yıkar. Hemen yıkamazsa, guslü bâtıl olur. Her
gusülden evvel veya sonra abdest alınır.”
Maliki mezhebinde, ikinci kavle göre, her necaset, ne kadar
çok olsa dahi, namaza mâni değildir. Yıkaması farz değil, sünnettir.
Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet etmek ve başın
hepsini ve sarkan saçları, kulak üstündeki deriyi ve altındaki deri görünen
hafif sakalı mesh etmek, kesif sakalı yıkamak, muvalat yani azaları ard arda
yıkamak, yıkanan yerleri, kurumadan evvel delk etmek de farzdır. Örülü saç çözülmez.
Avuç ve parmak içleri ile zekere dokunmak, abdest aldığında veya bozulduğunda
şüphe etmek, oğlanın veya mahrem olmayan genç kadının derisine veya saçına
şehvet ile dokunmak, abdesti bozar. Lezzet kastetmeden dokunursa ve dokunurken
lezzet duymazsa, abdesti bozulmaz. Yolda, nakil vâsıtalarında ve alış verişte
temas korkusu olan Şâfiî, Hanefi veya maliki mezhebini taklit etmelidir.
Bedenden kan ve diğer şeyler çıkması abdesti bozmaz. Kulakların içi ve dışı,
yeni ıslatılmış parmak ile mesh edilir. Tırnak kesince, tıraş olunca abdest
bozulmaz. Sakal tıraşında ihtilaflıdır. El ile istibra vaciptir. Teyemmüm
ederek giyilen mest üzerine mesh edilmez. Mesh müddeti yoktur. İkindi vakti
isfirâr vaktine kadardır. Yatsının âhır vakti, gecenin ilk sülüsüdür. Mekke’de
olanın Kâbeye, Mekke’de olmayanın Kâbe cihetine dönmesi farzdır. Namaza
başlarken Allahü ekber demek, Fâtiha okumak, kavmede dikilmek, celsede oturmak,
oturarak bir tarafa selâm vermek ve selâm verirken Esselâmü aleyküm demek
farzdır. İlk iki rekâtta Zamm-ı sûre okumak, iki teşehhütte oturmak, tahıyyat
ve salevat okumak ve ikinci selâm sünnettir. Sabah ikinci rekâtta sessiz kunut
okumak, teşehhütte şehadet parmağı kaldırmak müstehabtır. Sünneti unutunca,
secde-i sehv lâzım olur. Bayram ve cenaze namazları sünnettir. Fasık, imam
olamaz. Başka mezhepteki imama ve özürlü olan imama uymak câizdir.
Malikide sefer mesafesi, Şafiide olduğu gibi, seksen
kilometredir. Günah olmayan seferde dört rekât farzları iki kılmak sünnettir.
Dört gün kalmağa niyet ettiği mahalde mukim olur. Misafir ile mukimin
birbirlerine imam olmaları mekruhtur. Malikiyi taklit eden Hanefi misafir ile
mukim, birbirlerine imam olurlar. İki namazı cem etmemek efdaldir. Vitir namazı
ve bayramda onbeş namazın farzından sonra tekbîr-i teşrîk sünnettir.
Bir ibadeti yaparken, başka bir mezhebi taklit etmek, kendi
mezhebinden ayrılmak değildir. O mezhebin, farzlarına ve müfsidlerine tâbi
olmak demektir. Vaciblerde, mekruhlarda ve sünnetlerde, kendi mezhebine uyar.
Meselâ, Malikiyi taklit eden Hanefi misafirin, dört gün kalmaya niyet ettiği
yerde, farzları dört rekât kılması farz olduğu için, dört kılar. Mukim olana
uyması veya imam olması, Malikide mekruh, Hanefide sünnet olduğu için, kendi
mezhebine uyarak, cemaat ile kılabilir. Bir ibadeti yaparken, başka mezhebi
taklit etmek için, kendi mezhebine göre yapmakta haraç, meşakkat bulunması
lâzımdır. Meşakkat, zorluk yok iken, taklit edilmez.
Sual: Diş dolgusu, elde olmadan yel ve idrar
kaçırma yani gelen yeli ve idrarı tutamama, kan irin gibi herhangi bir akıntı
sebebiyle Maliki’yi taklit eden, nelere dikkat eder?
CEVAP
Maliki mezhebini taklit eden Hanefi, sadece gusülde, abdestte ve namazda, kendi
mezhebinin şartlarına ilaveten Maliki’nin farzlarına uyup müfsitlerinden kaçar.
Diğer hususları aynen Hanefi gibi yapar. Sünnet ve mekruhlarda kendi mezhebine
uyar.
Hanefi’den farklı olan durumlar şunlardır:
1- Gusülde niyet, muvalat ve delk farzdır.
a) Gusül, abdest ve namaza başlarken niyette Maliki mezhebine
uymaya niyet etmelidir. [Abdest aldıktan veya guslettikten yahut namaz
kıldıktan sonra, Maliki’ye uymaya niyet etmediğini hatırlasa, (Bu abdesti veya
guslü Maliki’ye göre aldım, namazı Maliki’ye göre kıldım) derse, yeniden abdest
alması, gusletmesi veya namaz kılması gerekmez.]
Niyet, gusle başlarken yapılır. Unutulursa gusülden sonra hatırladığı
zaman niyet etmesi de sahihtir. Gusle başlarken cünüplükten temizlenmeye diye
niyet edilir; cünüp olduğunu bilerek gusleden, zaten buna niyet etmiş demektir.
Muvalat, uzuvları ara vermeden yıkamaktır.
Delk, yıkanan yerleri el veya havlu ile hafif sıvazlamaktır. Dokunmak da
delk yerine geçer.
b) Gusülde saçı hilallemek, [saç arasına iki elin parmaklarını
sokup çekmek] farzdır. [Hilallemek, tarakla da yapılabilir.]
c) Kadın, gusülde, saçların dibine, yani başındaki deriye su
ulaşabiliyorsa, saçındaki örgüyü çözmez. Yani, örülü saçın dibi ıslanınca,
çözmeden örgünün üstünü ıslatmak yeterlidir. Saç dibi ıslanmazsa, örgüyü açmak
gerekir. Örülmemiş saçların her tarafını da yıkamak farzdır. [Hanefi’de de
böyledir.]
d) Gusülde yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlasa,
yalnız orayı hemen yıkaması gerekir. Yıkamazsa guslü bâtıl olur.
2- Abdestte; niyet, muvalat, delk, başın tamamını meshetmek
farzdır. Niyet; elleri, ağzı, burnu veya yüzü yıkarken yapılır.
a) Abdestte kaşların ve kirpiklerin altındaki deriyi yıkamak, kulak
arkasıyla saç arasındaki deriyi ve kulak memesi önündeki saç ve deriyi mesh
farzdır.
b) Altında deri görünen hafif sakalı mesh, kesif sakalı yıkamak
farzdır.
c) Kadın, saçının hepsini mesheder. Örülü saçını açmaz. Örgünün
üstünden mesheder.
d) Ayak parmaklarını hilallemek müstehaptır. Abdest alırken el
parmakları açılıp kapandığı için kendiliğinden delk meydana gelir. Ayrıca
hilallemek gerekmez. Hilallemenin mahzuru olmaz.
3- a) Oğlana, hanımına veya yabancı kadına [Cildine
veya saçlarına] şehvetle dokunan erkeğin, erkeklere şehvetle dokunan kadının
abdesti bozulur. Şehvetsiz dokunursa abdest bozulmaz. [Kendi ön edep yerine,
elinin içiyle veya parmak içleriyle dokunan erkeğin abdesti bozulur.]
b) Kan, irin, sarı su hastalık sebebiyle çıkarsa, yel elde olmadan
kaçarsa yani tutulamasa, idrar tutulamasa, bunlar abdesti bozmaz. Bunun gibi,
kadınlardaki akıntı da abdesti bozmaz.
c) Saç tıraşı olunca, tırnak kesilince abdest bozulmaz. Sakal tıraşı
olunca bozar diyen âlimler de olduğu için, jiletle veya ustura ile sakal tıraşı
olunca, abdest almak iyi olur.
d) Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe ederse,
abdest alması gerekir. Abdest aldım mı almadım mı, abdestim bozuldu mu,
bozulmadı mı diye şüphe edenin abdesti bozulmuş olur. Eğer, abdest aldığını ve
bozulmadığını hatırlarsa abdesti bozulmuş olmaz.
e) Hanefi’de, namazda iken uyumak abdesti bozmaz. Namaz dışında yan
yatarak, bir şeye dayanarak uyumak abdesti bozar; fakat Maliki’de, namazda da,
namaz dışında da olsa, uyku ağır değilse bozmaz. Ağır ise bozar. Mesela
tehiyyatta uyuyup kalırsa abdesti bozulur; ama hafif şekilde uyusa, abdesti
bozulmaz.
f) (Yatsı nemâzının vakti), İmâmeyne göre, işâ-i evvelden, yani
garbdaki zahiri üfuk hattı üzerinde, kırmızılık kaybolduktan sonra başlar.
Diğer üç mezhepte de böyledir. İmâm-ı a’zama göre, işâ-i sânîden, yani beyazlık
kaybolduktan sonra başlar. Hanefide, şer’î gecenin sonuna, yani fecr-i sâdıkın
ağarmasına kadardır. Kırmızılığın kaybolması, güneşin üst kenarının, üfk-ı
sathînin altında, onyedi derece irtifâ’a indiği vaktdir. Bundan sonra, yani
ondokuz derece irtifâ’a inince, beyazlık kaybolur. Şâfiî mezhebinde yatsı
namazının âhir vakti, şer’î gecenin yarısına kadar diyenler vardır. Yatsıyı,
şer’î gecenin yarısından sonra kılmak, bunlara göre câiz değildir. Hanefide
ise, mekruhtur. Malikide şer’î gecenin sonuna kadar kılmak sahih ise de, üçte
birinden sonra kılmak günahtır.
4- Teyemmüm, namaz vakti girdikten sonra yapılır.
5- a) Mestin üst ve altı tamamen meshedilir. Mesti,
ayağı yıkamak meşakkatinden dolayı giymek sahih olmaz. Sünnete uymak veya
soğuktan korunmak niyetiyle giymek gerekir. Hiç niyet etmeden giyse, sonra bu
mesti sünnete uymak niyetiyle giydim dese yine niyeti sahih olur.
b) Mest üzerinde hiç necaset olmaması gerekir, mestin temiz olması
farzdır.
c) Mest deri den olur, yünden olmaz.
d) Maliki’de mestin mesh müddeti yoktur. Cünüp olana kadar çıkarmak
gerekmez. Sadece Cuma günleri gusül için çıkarmak sünnettir. Maliki’yi taklit
eden, 24 saatten fazla giyemez. Çünkü kendi mezhebi olan Hanefi’den çıkmış
sayılmaz.
6- Namazda her rekatta Fatiha okumak, iki secde arasında oturmak,
rükuda, secdelerde tumaninet, yani sakin durmak ve namaz sonunda selam vermek
farzdır. [Cemaat, imam arkasında Fatiha okumaz. Aynı Hanefiler gibi yapılınca
bu farzlar da yerine gelmiş olur.]
7- El üzerine secde sahih değildir. Şafii ve Hanbeli’de de
böyledir. Hanefi’de tenzihen mekruhtur.
8- Fâsık veya bid’at ehli imama uymak sahih değildir.
9- Maliki’yi taklit eden, bir ihtiyaç olunca seferde Maliki’yi
taklit ederek iki namazı cem edebilir.
10- Seferde giriş çıkış günü hariç, 4 gün veya daha fazla kalmaya
niyet eden mukimdir. 4 günden önce biteceğini sandığı işi için gittiği yerde,
belki yarın giderim diye 18 günden çok kalınca mukim olur.
11- Seferde 10 gün kalan 15 günden az kaldığı için Hanefi’ye göre
misafir sayılırsa da Maliki’ye göre mukim sayılır. Çünkü giriş-çıkış günleri
hariç, 4 gün veya daha fazla kalmaya niyet eden Maliki’de mukim olur. 3 gün
veya daha az kalırsa seferi olur. Eğer Hanefi’ye uyup, 3 günden fazla kaldığı
yerde 2 rekat kılarsa, namaz sahih olmaz. Çünkü Maliki’de mukim olanın 4 rekat
kılması farzdır. Hanefi’de ise seferde 4 rekat kılmak mekruhtur. Maliki farz
dediği için farza uyulur, 4 rekat olarak kılınır.
Giriş çıkış gününde ölçü imsak vaktidir. Gün, oruçta olduğu gibi imsak vaktinde
başlar. Ertesi günü imsak vaktine kadar devam eder.
Mesela, İstanbul’a imsak vaktinden sonra, sabah ezanı okunurken giren kimse, giriş
günü olduğu için o günü saymaz. Eğer imsak vaktinden önce girerse, imsak
vaktinden sonraki gün giriş günü olmaz. İmsak vaktinden sonra çıkarsa, o gün
çıkış günüdür.
Demek bir kimse, bir yere güneş doğarken girse, o gün giriş günü olduğu için
hesaba katmaz. Üç gün kaldıktan sonra, dördüncü günü imsak vaktinden sonra,
mesela güneş doğarken oradan çıksa, giriş-çıkış günleri sayılmadığı için o
kimse, üç gün o yerde kalmıştır ve seferidir. (Menahic-ül- ibad)
80 km’lik mesafeye gidince Maliki’de seferi olursa da, Hanefi’de seferi olmaz.
Burada Maliki’ye uyup 2 rekat kılınırsa, Hanefi’ye göre namaz sahih olmaz, 4
rekat kılması farzdır.
Bir mezhebi taklit, kendi mezhebinden çıkıp, o mezhebe girmek demek değildir. O
mezhepteki taklit edilen meselenin yalnız farzlarına ve müfsitlerine uyulur.
Hanefi’de sünnet olan bir şey, Maliki’de mekruh olsa da yapılır. Mesela:
a) Hanefi mezhebinde, namaz kılarken, Fatihadan önce, E’uzü Besmele
çekmek sünnet, Maliki’de mekruhtur. Maliki’yi taklit eden, E’uzü Besmele okur.
b) Maliki’de Sübhaneke okumak mekruh, Hanefi’de sünnettir.
Maliki’yi taklit eden Sübhaneke okur.
c) Bir kadının muayyen hâli 13 gün devam ediyorsa, bu kadının
Hanefi’ye göre 10 günden sonrakiler özür olduğu için gusledip namazlarını
kılar. Maliki’de, muayyen hâl 15 güne kadardır. 15 güne kadar kan kesilmeden
namaz kılamaz. Böyle kadın, 15 güne kadar kan kesilmezse, bekler. 16. günü
gusledip namaza başlar. Hanefi’nin farz dediği 10 günden sonrakileri de kaza
eder. Nifastaki durum da aynıdır. Yani Maliki’ye göre nifas olup da Hanefi’ye
göre nifas olmayan günlerde kılınamayan namazlar sonradan kaza edilir. Böylece
her iki mezhebin farzlarına uyulmuş, müfsitlerinden kaçılmış olur.
Hayz ve nifasın durumu
1- Hayzın en azı yoktur. Bir damla gelse de hayz kabul edilir. En çoğu
ise 15 gündür. 15 günden fazla gelirse istihaza olur. [Hanefi’de hayzın en azı
3, en çoğu 10 gündür. Bundan azı veya çoğu istihazadır.]
2- İkinci hayzın olabilmesi için, aradan en az 15 gün geçmesi
gerekir. 15 gün geçmeden kan gelirse, bu hayz değildir, istihazadır [özürdür],
burundan gelen kan gibidir. Gusletmeden namaz kılınır.
3- Ayiseden gelen kan hayz olmaz, istihaza olur. Ayise yaşı Maliki’de
70, Hanefi’de 55'tir.
4- Hamileden ve doğumdan önce gelen kan hayzdır. [Hanefi’de
istihazadır.]
5- Sezaryenle, yani karın yarılarak çocuk alınınca gelen kan nifas
olmaz. [Hanefi’de nifas olur.]
6- Nifasın azami müddeti 60 gündür. [Hanefi’de 40 gündür.]
7- Nifas görürken, 15 gün hiç kan gelmese, artık temizlenmiş olur.
Bu 15 günlük temizlikten sonra tekrar kan gelirse, bu kan nifas değil, hayz
kanıdır.
8- Nifas kanamaları arasındaki temizlik günleri 15 günden az
olursa, aradaki kanlar nifas sayılır. Aradaki temizlik günleri hesaptan
düşülerek kanama günleri toplanıp 60 günü bulursa, bu durumda kadının nifası
sona ermiş olur. Mesela 20 gün kan, 7 gün temiz, sonra 17 gün kan, 10 gün
temiz, tekrar 23 gün kan görürse, kan görülen günler toplamı 60 ı bulduğu için,
nifası sona ermiş demektir. 15 gün geçmeden yine kan gelirse istihaza olur. 15
gün geçtikten sonra gelirse hayz olur.
Maliki’yi taklit ile ilgili okuyucu sualleri
Sual: Tam İlmihal’de (Abdestte, kulak memesi hizasındaki deri ve
saçlar, Hanefi’de yüzdendir. Yıkamak farzdır. Maliki’de baştandır, meshetmek
farzdır) deniyor. Kulağı da mesh etmek farz mıdır?
CEVAP
Abdestte, kulak ile saç arasında kalan arkadaki ve üsteki saçsız deriyi ve
kulak memesi önündeki saç ve deriyi mesh farzdır. Yüz yıkanırken zaten kulak
memesi hizasındaki deri yıkanmış oluyor. Yıkamak mesh yerine de geçer. Ayrıca
mesh etmek gerekmez.
Baş mesh edilirken de eller kulaklara kadar götürülünce saçlı deri ile birlikte
kulağın arkasındaki ve üstündeki saçsız deri de mesh edilmiş olur.
Yani kulağın kendisini mesh etmek farz değildir. Yukarıda belirtilen şekilde,
üstteki ve yanlardaki saç ile kulak arasındaki saçsız deriyi mesh farzdır.
Kan abdesti bozar mı?
Sual: Bir yerim kanadığında abdestim bozulmuyor mu?
CEVAP
Elimizi bıçak kesse, kan çıksa abdestimiz bozulur, fakat bundan sonra o yaralı
yerden kan çıksa artık abdestimiz bozulmuş olmaz. İlk çıkan kan bozar ondan
sonrakiler Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. İlk defa sözünü yanlış
anlamamalı! Elin kesildi kan çıktı abdest bozuldu, ondan sonra oradaki yaradan
yani aynı yaradan çıkan kan ve irinler abdesti bozmaz. Ama öteki elini bıçak
kesince yine abdestin bozulur, oradan da sonraki çıkanlar abdesti bozmaz. Yani
hastalık sebebiyle gelen kan, irin, yel, idrar vesaire abdesti bozmaz. Durup
dururken burnumuz kanasa semavi özür olduğu için abdestimiz bozulmuş olmaz.
Elde olmadan yellenmek yani gelen yeli tutamamak, elde olmadan idrar kaçırmak
gibi semavi özürler Maliki’de abdesti bozmaz.
Semavi özürle abdestin bozulması
Sual: Maliki'de semavi özürler abdesti bozmaz mı?
CEVAP
Evet bozmaz. O anda özür sahibi olur. Namazına devam eder.
Semavi özürler, yani insanın elinde olmadan hâsıl olan şeyler, Maliki'de
abdesti bozmaz. Mesela namazda ishali dışarı çıksa, çıbanından veya yarasından
kan aksa, kulağından irin aksa, makattan solucan çıksa, prostat hastasından
idrar damlasa, kadınlardan akıntı çıksa, basurdan kan çıksa, elinde olmadan yel
kaçsa yani gelen yeli tutamasa, ağız dolusu kussa, bunlar semavi özür oldukları
için, hiç biri Maliki'de abdesti bozmaz. Abdesti bozulmadığı için namazına
devam eder. Böyle bir kimsenin ayağını bıçak kesip kan çıksa, abdesti
bozuluyor, çünkü bu semavi özür değildir. Ama, ondan sonra ayağı yara olduğu
için, artık o yaradan çıkan kan veya irin abdestini bozmaz. Olgunlaşmış çıbanın
patlaması da semavi özürdür. Durup dururken burnun kanaması da semavi özürdür.
İdrar tutamamak, ishale mani olamamak gibi şeyler semavi özür olur, Maliki'yi
taklit eden Hanefi'nin abdestini bozmaz. Soğuktan el veya dudak yarılıp kanarsa
Maliki'yi taklit edenin abdestini bozmaz. Yani semavi sebepler bozmaz.
Teyemmüm
Sual: Maliki’yi taklit eden için teyemmümde farklılık var mı?
CEVAP
Teyemmümde farklılık yoktur. Sadece vakit girdikten sonra teyemmüm yapılır ve
her vakit namaz için yeniden teyemmüm etmesi lazım olur.
Yıkanmadık yer görülse
Sual: Maliki’yi taklit eden, abdest alıp namaz kıldıktan bir ay sonra,
elinde yağlı boya görse, boyayı kazıyıp yıkasa, kıldığı namaz ve abdesti sahih
mi?
CEVAP
Evet sahihtir.
Muvalat nedir?
Sual: Maliki mezhebinde farz olan muvalat nedir?
CEVAP
Muvalat, her uzvu, birbiri arkasından ara vermeden, acele olarak yıkamaktır.
Başka bir ifade ile, normal şartlar altında, bir önce yıkadığı uzuv kuruyacak
kadar ara vermemektir.
Çok kısa zamanda yapılan bir iş, muvalata engel olmaz. Mesela, abdest alırken
kapıdan biri girse, gelenin kim olduğuna bakılsa, muvalata mani olmaz.
Musluktan su kesilse, kovadaki suyu almak veya bitişik odadaki musluğa gidip, o
musluktan abdest almak, muvalatı engellemez. Normal şartlarda, bir uzuv
kuruyacak kadar ara verilirse, muvalata mani olur. Abdest alırken çorabın
birini veya ikisini çıkarmak muvalata mani olmaz.
Uzuvların kuruyup kurumaması mutlak ölçü değildir. Çünkü sıcak ve rüzgarlı
havada, uzuvlar hemen kuruyabilir. Yahut soğuk ve rüzgarsız bir yerde, uzuvlar
geç kuruyabilir. Uzuvlar kurumadı diye, başka bir iş yapmak muvalata mani olur.
Hararetli vücutta, uzuv tez kuruyabilir. Demek ki, kuruyup kurumaması kesin
ölçü değildir.
İbni Âbidin hazretleri de, Hanefi'ye göre muvalatı anlatırken, (Toprakla
teyemmüm ederken de, su ile yıkamak olmadığı halde, normal şartlarda bir uzuv
kuruyacak kadar ara vermek muvalata manidir) buyuruyor.
Diş çektirmek
Sual: Bugün öğleye doğru dişimi çektirdim, çektirdikten sonra diş
etinde kanamalar devam ediyor. Maliki'yi taklit ediyorum. Öğleyi kaçırmamak
için, abdest aldım namazımı kıldım. Ve kanama hâlâ devam ediyor. Kıldığım öğle
namazının kazasını kılmam gerekir değil mi?
CEVAP
Abdestiniz bile bozulmamıştır. O abdestle ikindiyi de akşamı da kılabilirsiniz.
Tabii abdesti bozan başka bir şey olmamışsa. Kanamak Maliki’de abdesti bozmaz.
Namazı kaza etmeniz gerekmez.
Niyeti unutan
Sual: Mâlikî mezhebini taklit eden kimse, gusülde veya abdestte,
Mâlikî mezhebine uymayı yahut hem buna, hem de gusle veya abdeste niyet etmeyi
unutursa, gusül veya abdest bittikten sonra veya 3-5 gün sonra hatırlasa,
hatırladığı zaman, (Bu abdesti, guslü Maliki’ye göre aldım) diye niyet ederse,
sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur.
Asrı evvelde kılmak
Sual: Maliki’yi taklit eden, zaruri sebeplerle, mesela unutarak öğleyi
asrı evvele kadar kılamazsa, tekrar Hanefi’yi taklit edip öğleyi asr-ı evvelde
kılması caiz mi?
CEVAP
Evet caizdir, çünkü bir ihtiyaç hasıl olmuştur. Keyfi olarak geciktirmesi caiz
olmaz.
İkindiyi asrı sanide kılmak
Sual: Hanefi’nin ikindiyi asr-ı sanide kılması iyi olduğuna göre
Maliki’yi taklit eden de kılabilir mi?
CEVAP
Maliki’yi taklit edenin de ikindiyi asr-ı sanide kılması iyi olur. Bir mahzuru
olmaz. Harac olmadan öğleyi asr-ı evvelde kılamaz.
Şehvetsiz öpmek
Sual: Maliki’yi taklit eden bir kimse, eşini şehvetle veya şehvetsiz
öpünce abdesti bozulur mu?
CEVAP
Şehvetle öperse bozulur, veda öpüşü denilen öpüşle öperse bozulmaz. Genelde
insan kendi eşine karşı fazla şehvet duymaz, yani öpmekle hemen şehvetlenmez.
Ama şehvetlenmiş ise abdesti bozulur. Hanefi’de şehvetlense de bozmaz.
Kanlı çamaşırla namaz
Sual: Maliki'yi taklit eden, basurundan kan aktığı için çamaşırında
fazla kan bulaşmış iken namaz kılsa, caiz olur mu?
CEVAP
Evet. Çünkü temizlemek zordur.
Namazda çıbanın patlaması
Sual: Maliki mezhebini taklit ediyorum. Namaz kılarken çıbanım
patladı. Namazda iken bunu hissettim. Namazdan sonra baktım ki kan ve irin el
ayasından daha çok yere yayılmış. Abdestim bozuldu mu, namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Abdest bozulmadığı gibi, namaz da sahih olmuştur. Namazdan önce olsaydı, yine
abdestinizi bozmazdı ancak imkan ve vakit varsa çamaşırı değiştirmek gerekirdi,
çünkü kendi mezhebimizden çıkmış değiliz. Buna da imkan yoksa, o hâliyle
kılmakta mahzur yoktur.
Eli hilallemek
Sual: Maliki'de abdestte veya gusülde el parmaklarının arasını
hilallemek de farzdır. Bu farz sadece parmaklarımızı açıp kapatmakla yerine
gelir mi? Çünkü kendiliğinden iki parmak birbirine dokunuyor.
CEVAP
Evet açıp kapatmakla yerine gelir. Ayrıca hilallemek gerekmez.
Örülü saçları açmak
Sual: Maliki’yi taklit eden kadın, abdestte ve gusülde, örülü saçını
çözmesi gerekir mi?
CEVAP
Maliki’de, kadının, abdestte örülü saçını açması gerekmez. Örgünün üstünden
hepsini mesh eder. Gusülde de saçların dibine, yani başındaki deriye su
ulaşabiliyorsa, örgüyü çözmek yine gerekmez. Hanefi’de de böyledir. Yani
kadınlar, örülü saçın diplerini ıslatınca, örgüyü yıkamak lazım değildir. Saç
dipleri ıslanmazsa, örgüyü açmak lazım olur. Örülmemiş saçların her tarafını da
yıkamak farzdır. Maliki’de guslederken saçları hilallemek de gerekir.
Hamilelikte gelen kan
Sual: Maliki'yi taklit eden gebe kadından gelen kan hayz mıdır?
CEVAP
Evet hayzdır. Maliki'de, gebeliğin ilk iki ayında hayzın azami müddeti 15
gündür. İki ayından altı ayına kadar 20, altı aydan doğuma kadar 30 gündür.
Çeşitli sualler:
Sual: Tam İlmihalde, (Maliki’de abdeste başlarken niyet şarttır)
deniyor. Gusül bahsinde ise, Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet
farzdır) deniyor. İslam Ahlakı kitabında ise, (Elleri yıkarken farzdır)
deniyor. Ne zaman niyet etmek gerekiyor?
CEVAP
Malikide abdestte niyet; elleri yıkarken de olur, yüzü yıkarken de olur. Tam
İlmihalde iki ayrı kavil olduğu bildirilmiştir. Yüz yıkandıktan sonra olmaz.
Eğer unutulur da abdestten sonra, ne kadar zaman geçerse geçsin hatırlanırsa,
hemen bu abdesti Maliki'ye göre aldım demekle abdest sahih olur. Yani böyle
niyet unutulan namazı da kaza etmek gerekmez.
Sual: Maliki mezhebini taklit eden biri yellense, abdesti bozulmaz
mı?
CEVAP
Yellenmek Maliki mezhebinde de abdesti bozar. Ancak, yel kaçıran, yani yelini
tutamayan özürlü olduğu için onun abdestini bozmaz. Yoksa yellenmek her zaman
abdesti bozar.
Sual: Maliki’yi taklit eden, yanlışlıkla kollarını yıkamadan önce
başını mesh ediyor, sonra abdestin devamında hatırlayınca, kollarını yıkasa
abdesti sahih mi?
CEVAP
Sahihtir. Çünkü Maliki’de sıra ile yıkamak şart değildir.
Sual: Hanefi’de, gusül ve namaz abdestinde bir yerin yıkanması
unutulursa sonradan yıkanabiliyor. Maliki’de peş peşe yıkamak farz olduğuna
göre aynı durum Maliki’de de geçerli midir?
CEVAP
Hatırlayınca geciktirmeden yıkanırsa Maliki’de de sahih olur.
Sual: Maliki’yi taklit edenin tükürükten fazla olan kanı abdestini
bozar mı?
CEVAP
Ağızdaki bir yara veya hastalıktan dolayı kan ne kadar çok çıkarsa çıksın
Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum, Hanefi’de bir şey abdestimi bozmazken,
Maliki’de bozsa ne olacak veya Hanefi’de bozup, Maliki’de bozmuyorsa nasıl
hareket edeceğiz?
CEVAP
Kendi mezhebinde bozan şey abdesti bozar. Taklit ettiği mezhepte de bozan şey
yine abdesti bozar. Taklit ettiğimiz mezhebin sadece farzlarına uyup, müfsitlerinden
kaçacağız. Kendi mezhebimizin ise, tamamına uyacağız. Semavi özürler, elde
olmayan durumlar ayrı.
Sual: Maliki’de, guslederken saçı hilallemek, parmakları tarak gibi
geçirmek mi?
CEVAP
Evet.
Abdest alırken
Sual: Mâlikî’de, abdest alırken, çok sık sakalın altındaki deriyi
yıkamak farz mı?
CEVAP
Sadece sakalı yıkamak farzdır. Abdestte sık sakalın altındaki deriye suyun
ulaşması gerekmez. Gusülde ise, hilâlleyerek suyu deriye ulaştırmak gerekir.
Sual: Hanefi’ye uygun kaplama mesh, Maliki’ye de uygun mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Maliki’de, kadın da, erkek gibi mi kaplama mesh yapar?
CEVAP
Evet.
Sual: Maliki’yi taklit eden kadının kaplama meshte, sarkan
saçlarını mesh etmesi gerekir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Maliki’yi taklit eden bir bayanım. Saçlarım uzun, nasıl mesh
edeceğim?
CEVAP
İki elinizi başınızın yanlarından aşağı doğru çekerken başı geçince saçlarınızı
kavrayıp aşağı doğru çekerseniz mesh tamam olur. İsterse saçlarınız
ayaklarınıza kadar uzun olsun fark etmez. Elin değmesi önemli, su ile ıslanması
değil, ıslak el ile değmek yeterli.
Sual: Maliki mezhebini taklit ediyorum. Abdestsiz iken bir yerimiz
kesilse ve daha sonra abdest aldığımızda kesilen yerden çıkan kan ve sarı su
abdesti bozar mı?
CEVAP
Bozulmuş olmaz.
Sual: Namaz abdesti aldıktan sonra ıslak ayakla halıya bassak, daha
sonra aynı yere çorapla bassak, çorap ıslansa, çoraptaki bu ıslaklık necaset
olur mu?
CEVAP
Hanefi’de de, Maliki’de de necis olmaz.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum, bebeğimin altını değiştirirken,
bebeğin avret yerlerine dokununca, abdestim bozulur mu?
CEVAP
Maliki’de bozulmaz. Şafii’de bozulur.
Sual: Maliki’de kadınlarla tokalaşınca abdestim bozuluyor mu?
CEVAP
Şehvet duyulmazsa bozulmaz, şehvetlenir iseniz bozulur.
Sual: Basurum var. Kanama oluyor, çamaşırım kirleniyor. Abdestli
durmamın bir kolayı yok mu?
CEVAP
Kolayı var. Maliki mezhebini bu konuda taklit ederseniz, basurdan akan kan,
abdesti bozmadığı gibi, necis de sayılmaz. Yani namaz içinde kan gelse, hem
abdestiniz bozulmaz, hem de çamaşırı kirleten kan, necis sayılmadığı için o
hâliyle kılabilirsiniz.
Sual: Bir özürden dolayı Maliki’yi taklit ediyorum. Basur, yara,
mantar gibi rahatsızlıklarım da var. Üstüm başım kan ve irinli iken namaz
kılmamda mahzur var mıdır?
CEVAP
Kolayca temizleme imkanı varken, namaza mani necaset miktarı varsa, namaz sahih
olmaz. Çünkü Hanefî mezhebinden çıkmış değiliz. Eğer kirlenen elbisemizi
kolayca değiştirme imkânı yoksa, o zaman Mâlikî’ ye göre kılmak caiz olur.
Sual: Bir akıntıdan dolayı Maliki’yi taklit ediyorum. Maliki’de ağzın
içini yıkamak farz değil diye, gusülde ağız içi yıkanmasa mahzuru olur mu?
CEVAP
Evet, gusül sahih olmaz, çünkü Hanefi’den çıkmadığımız için, ağzın içini
yıkamak farzdır.
Sual: Şafii mezhebinde olan bir arkadaş basur rahatsızlığı yüzünden
Maliki’yi taklit etmek istiyor. Nasıl yapması lazım?
CEVAP
Aynen Hanefilerin yaptığı gibi taklit eder.
Sual: Şafi mezhebinde sabah namazında Kunut duası okunur. Maliki
mezhebini taklit eden Şafii de okuyacak mı?
CEVAP
Elbette okuyacak, çünkü kendi mezhebinden çıkmış olmuyor ki.
Sual: Bazen imamlık yapıyorum. Diş dolgusundan ve hastalıktan
dolayı Maliki'yi taklit ediyorum. Cemaatte her mezhepten insan varken de,
bunlara imam olmam caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Herhangi bir akıntı, mesela kadınların akıntısı, Maliki’yi taklit
edenin abdestini bozar mı? Peddeki akıntı bulaşığı ile namaz kılmak caiz olur
mu?
CEVAP
Akıntı Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Ped kirlense de namaza mani
olmaz. Ama namaza dururken çıkarıp temizini koymak daha iyi olur.
Sual: Maliki mezhebini taklit ediyoruz. Maliki’deki farzlara
uymamız gerekir. Namazda selam vermek Maliki’de farzdır. Secde-i sehv yaparken
selam verince namaz bitmiyor mu? Yani selam vermeden mi secde-i sehv yapmamız
gerekiyor?
CEVAP
Selam verirken namazdan çıkmaya niyet edilir. Secde-i sehv yaparken namazdan
çıkmaya niyet edilmiş olmaz. Onun için secde-i sehv yaparken bir tarafa da,
hatta iki tarafa da selam verilse mahzuru olmaz.
Sual: Şafii, pazarda abdest bozulmasın diye, Hanefi’yi taklit edip
kadına dokunmuşsa, namaz kılarken Hanefi’nin şartlarına uyar mı?
CEVAP
Elbet uyması gerekir.
Sual: Maliki mezhebini taklit eden Hanefi, zammı surelerde besmele
çeker mi?
CEVAP
Çekmenin mahzuru olmaz.
Sual: Abdestte Maliki’ye göre baştaki saçı hilallemek gerekiyor mu?
CEVAP
Abdestte hilallemek gerekmiyor, sadece mesh gerekiyor.
Sual: Maliki’de muvalat için, uzuvları birbiri ardına çabuk çabuk
yıkamaya ek olarak bir uzvu da hızlı yıkamak lazım mı?
CEVAP
Her zamanki gibi normal almalı, hızlı yıkamak şartı yok. Abdest alırken başka
işle meşgul olmama şartı var.
Sual: Şafii ve Maliki’de el ayasına parmakların araları dahil mi?
CEVAP
Dahil değildir.
Sual: Elektrikli makine ile sakal tıraşı olmak, Maliki’de abdesti
bozar mı?
CEVAP
Jilet gibi, ustura gibidir. Bir kavle göre bozar.
Sual: Muvalatın tarifi nasıldır?
CEVAP
Muvalat başka işle uğraşmadan abdestle meşgul olmak demektir.
Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir kadın, kulağındaki küpeleri
çıkarmadan, oynatarak aldığı normal ve gusül abdesti caiz olur mu?
CEVAP
Elbette. Küpe olmasa da mahzuru olmaz. Kadınlar bunu bilmiyor, yani küpe olmasa
da delik kapansa da veya kapanmasa da eli değdirmek yeterlidir.
Sual: Kadın, akıntısı için, Maliki’yi taklit eder mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Maliki’ye göre guslederken ön avret yerine el dokununca
abdest bozuluyor. Abdest bozulunca gusle yeniden mi başlamak gerekiyor?
CEVAP
Hanefi’de de Maliki’de de guslederken herhangi bir şekilde abdest bozulunca
yeniden başlanmaz. Abdest bozulunca, sadece o gusül abdesti ile namaz kılınmaz.
Abdest bozulduğu için namaz kılabilmek için yeniden abdest almak gerekir.
Maliki’yi taklit eden, gusle başlarken önce iki edep yerini yıkar. Sonra namaz
abdesti alır ve gusleder. O gusül abdesti ile namazını kılar.
Sual: Mukim iken, iki namazı cem etmek gerektiği zaman, Maliki
mezhebini taklit eden kimse, Hanbeli'ye göre, nasıl niyet eder?
CEVAP
Her iki mezhebe uyduğuna niyet eder. Mesela, öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde
cem ederken, öğleyi kılarken (Öğleyi, ikindi ile öğle vaktinde cem
etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.
İkindiyi kılarken de, (İkindiyi, öğle ile, öğle vaktinde cem etmeye,
Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.
İkindi vaktinde öğleyi kılarken, (Öğleyi, ikindi ile ikindi vaktinde
cem etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet edilir.
İkindiyi, ikindi vaktinde kılarken de, (İkindiyi, öğle ile ikindi
vaktinde cem etmeye, Hanbeli ve Maliki mezhebine uymaya) diye niyet
edilir.
Akşam ile yatsı cem edilirken de aynı şekilde akşam ve yatsı denilerek aynı şekilde
niyet edilir.
Sual: Maliki’de, erkeğin elinin neresi nereye değerse abdesti
bozar?
CEVAP
Kendi ön edep yerine, avuç ve parmak içleriyle çıplak olarak dokunan erkeğin
abdesti bozulur.
Sual: Malikiyi taklid eden Hanefi bir kadın, abdestte başını mesh
ederken, örgüyü açması ve saçındaki tokayı çıkarması gerekir mi?
CEVAP
Maliki’de başın tamamını mesh etmek gerektiği için tokayı çıkarması gerekir,
fakat örgüsünü çözmesi gerekmez.
Sual: Diş dolgusu sebebiyle Maliki mezhebini taklit ediyorum,
abdestte başın tamamını mesh edince, rahatsızlığımdan dolayı, hastalığım
artıyor, ağrıya da sebep oluyor, bunun bir çaresi yok mu?
CEVAP
Dolgu için, Şafii mezhebi taklit edilirse, Maliki’de olduğu gibi, başın
tamamını mesh etmek gerekmez. Bir parmakla dokunmak, mesh için yeterlidir;
fakat Hanefi'den çıkılmadığı için, dörtte birini mesh etmelidir.
Maliki’de abdestte niyetin vakti
Sual: Maliki’de abdestte niyetin ilk ve son vakti ne zamandır?
CEVAP
Tam İlmihalde (Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet etmek farzdır)
buyruluyor. Unutulursa, ne zaman hatırlanırsa o zaman niyet edilirse, abdest
sahih olur. Gusülde de böyledir, yani gusle başlarken niyet etmeyi unutan,
gusülden sonra ne zaman hatırlarsa, bir saat sonra veya bir gün yahut bir ay
sonra hatırlasa, hatırladığı zaman niyet ederse niyeti sahih olur.
Maliki’de vitir
Sual: Maliki mezhebinde, kaza borcu olanın sünnet kılması haramdır.
Maliki’de vitir namazı, vacib değil sünnet olduğu için, Maliki’yi taklit eden
Hanefi’nin, vitir yerine de kaza kılması gerekmez mi?
CEVAP
Hayır. Hanefi’de vitir vacibdir. Maliki’yi taklit eden, vitir namazını da vacib
niyetiyle kılar. Başka bir mezhebi taklit eden, kendi mezhebinden çıkmış
sayılmaz. Kendi mezhebinin her şeyine, taklit ettiği mezhebinse, sadece
farzlarına ve müfsidlerine yani ibadeti bozan hususlarına uyar.
Sual: Dişimde dolgu olduğu için Maliki mezhebini taklit ediyordum.
Şimdi dolgumu çektirdim. Maliki mezhebini taklit etmem gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Dolgu gitti, taklit de bitti.
Bunun gibi, cünüp olma ihtimali kalmayan ihtiyar bir dul kadın, diş dolgusu
yaptırırsa, Maliki mezhebini taklit etmesi gerekmez. Akıl baliğ olmamış
çocukların da taklid etmesi gerekmez. Ama alışmaları için taklit etmelerinde
mahzur olmaz. Çünkü diş dolgusu olmasa da, her zaman, imkân nispetinde dört
mezhebin şartlarına da uymaya çalışmak iyi olur. Kendi mezhebinde mekruh
olmayan bir şey, başka mezhepte farz ise, bunu yapmak da müstehab olur.
Malikide abdest alırken, niyet, uzuvlarını ovmak, peş peşe yıkamak, başın
tamamını mesh etmek farzdır. Şafiide ise sıra ile yıkamak da farzdır.
Hanbeli’de Besmele çekmek de farzdır.
Bunlar uygulanırsa dört mezhebe uygun abdest alınmış olur.
Mezhep taklidinin lüzumu
Sual: Diş dolgusu olan, Maliki mezhebini taklit ederek gusledince,
guslü sahih olduğuna göre, bu sahih gusülle abdest alıp namaz kılamaz mı? Niye
abdestte ve namazda da taklit etmek gerekiyor?
CEVAP
Gusül, abdest ve namaz, birbirine bağlıdır. Bunlardan biri yoksa namazı sahih
olmaz.
Eğer abdestte Maliki’nin farz ve müfsitlerine uymamışsa, sadece Hanefi’ye
uymuşsa, böyle abdestle kılınan namaz, Maliki’ye göre de, Hanefi’ye göre de
sahih olmaz. Maliki’ye göre abdesti yok, Hanefi’ye göre de guslü yoktur. Bir
mezhebe göre, üçü de sahih olmalıdır.
Din kitaplarımızda da bu husus şöyle bildirilmiştir:
1– Bir işi bir mezhebe göre yaparken, bu mezhebin, bu işin sahih
olması için koyduğu şartların hepsini yapması gerekir. Bunlardan biri
yapılmazsa, bu iş sahih olmaz. (Hulasat-üt-tahkik)
2– Bir işi bir mezhebe göre yaparken, başka bir mezhebi de taklit
etmek gerekiyorsa, iki mezhepte de batıl olacak bir şey yapmamak şarttır.
Abdestte, Şafii mezhebini taklit ederek, uzuvlarını ovmayan kimse, kadına eli
değince, Maliki’ye göre abdest bozulmaz diyerek namaz kılsa, bu namazı batıl
olur; çünkü kadına dokunduğu için Şafii’ye göre, uzuvlarını ovmadığı için de
Maliki’ye göre abdesti sahih değildir. (Tahrir)
3– Bir iş için, başka mezhep taklit edildiği zaman, o mezhebin bu iş
için koyduğu şartların hepsine uymak gerekir. Bu şartlardan biri eksikse,
ibadet sahih olmaz; çünkü meşakkat olunca, mezheplerin kolaylıklarını yapmak,
zaruret olmadıkça, ancak bütün şartları yerine getirmekle caiz olur. (Mizan-ül-kübra)
Maliki’de teyemmüm
Sual: Abdest için teyemmüm ederken, ağza ve burna su vermek
gerekmediğine göre, Maliki’yi taklit eden, abdest için teyemmüm ederken,
Maliki’yi taklit etmesi gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir. Abdestte de, ağza ve burna su vermek, farz değil sünnettir;
fakat abdestin sahih olması gusle bağlıdır. Guslü sahih olmayanın, abdesti de
sahih olmaz. Bundan dolayı, gusülde taklit edenin, abdestte de, teyemmümde de,
Maliki’yi taklit etmesi gerekir. Zaten Maliki’de, teyemmüm için fazla farklı
bir şey de yoktur. Maliki’de sadece, namaz vakti çıkınca teyemmüm bozulur, her
namaz vaktinde teyemmüm etmek şarttır. Vakit girmeden yapılan teyemmüm,
Maliki’de sahih olmaz.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Namaz abdesti almadan, avret
yerimi yıkayıp Maliki’ye uygun gusletsem, sahih olur mu ve o gusül ile namaz
kılabilir miyim?
CEVAP
Evet, namaz kılabilirsiniz. Önce avret yerini yıkamak gusle de, namaz abdestine
de mani değildir. Avret yeri yıkandıktan sonra vücut yıkandığı için, o gusül
ile namaz kılınır. Maliki taklit edildiğine göre, vücut delk edilerek zaten
yıkanıyor. Namaz abdestinde de zaten öyle yıkanıyor. Farklı bir şey yok. Namaz
abdesti alınmazsa, sünnete uygun gusledilmemiş olursa da, o gusülle yine namaz
kılınabilir.
Sual: Maliki’de, yüzümüzdeki favoriler, saçtan kabul edildiği için
mesh etmek gerekiyor. Hanefi’de ise yüzden kabul edildiği için yıkanıyor.
Yıkamak mesh yerine geçer mi? Maliki’de tertip farz mı?
CEVAP
Evet, yıkamak mesh yerine geçer. Yıkanınca artık mesh gerekmez. Maliki’de
tertip yani sıra ile yıkamak farz değildir. Şafii mezhebinde farzdır.
Maliki’de abdestin bozulması
Sual: Maliki’de karşı cinse şehvetle dokununca abdest bozulur deniyor.
Şehvetsiz dokunur da şehvet hâsıl olursa, yine abdest bozulmuş mu olur? Bir
taraf şehvetlense, öteki taraf şehvetlenmese, ikisinin de mi abdesti bozulur?
CEVAP
Lezzet kastıyla dokunur da, lezzet hâsıl olmasa, yine abdesti bozulur. Lezzet
kastetmeden dokunur da, lezzet hâsıl olursa yine abdest bozulmuş olur.
Karşı tarafın niyetini ve durumunu bilemeyiz. Bizi, bizim abdestimiz ilgilendirir.
Şehvetle tutmuşsak veya şehvetsiz tutup da şehvetlenmişsek abdestimiz bozulur.
Şehvetle dokunmak
Sual: Maliki’de şehvetle karşı cinse dokununca abdest bozuluyor.
İkisinden biri şehvet duymazsa, onun abdesti de bozulur mu?
CEVAP
Şehvet duymayan tarafın abdesti bozulmaz, hangi taraf şehvetlenmişse, sadece
onun abdesti bozulur. (Mezahib-il-erbaa)
Semavi özürlünün abdesti
Sual: Basur, çıban, yara veya herhangi bir akıntısı olanın abdesti,
Maliki’de, vakit çıkınca mı bozulur?
CEVAP
Hayır, vakit çıkmakla veya yeni bir vakit girmekle abdest bozulmuş olmaz.
Abdesti bozan başka bir şey olmazsa, sabah aldığı abdestle, yatsıyı da
kılabilir.
Namazı kaçırmamak için
Sual: Maliki’yi taklit edenin, abdestliyken elini bıçak kesse, abdesti
bozulmaz mı?
CEVAP
Vakit darsa, namaz vaktini kaçırmamak için o abdestle namaz kılması caiz olur.
Kaşların altını yıkamak
Sual: Kaşlarım kalın ve gür. Mâlikî’yi de taklit ediyorum. Gusülde,
kaşları da parmaklarımla delk etmem veya tarakla taramam gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir.
Mezhep taklit ederken
Sual: Mâliki’de gusülde ağzın içini yıkamak farz olmadığı için, diş
dolgusu sebebiyle Maliki’yi taklit eden gusülde ağzını yıkamasa, bir mahzuru
olur mu?
CEVAP
Elbette mahzuru olur, çünkü bir konuda başka bir mezhebi de taklid eden, kendi
mezhebinden çıkmış olmaz. Hanefî mezhebinden çıkmadığı için ağzını yıkaması
gerekir.
Mâlikî’de guslederken
Sual: Mâlikî’yi taklit eden bir erkek, banyoya girip niyet ettikten
sonra avret yerlerini yıkasa, sonra abdest alıp gusletse, o abdestle namaz
kılabilir mi?
CEVAP
Elbette kılar. Vesveseli kimseler, niyet ettikten sonra avret yerimize
dokunduğumuz için o abdestle namaz kılınmaz sanıyorlar. Niyet etmekle abdest
alınmış olmaz. Niyetten sonra abdest de alırsa, o zaman abdest almış olur.
Niyet edip avret yerine dokununca, olmayan abdest nasıl bozulmuş olur ki?
Abdest aldıktan sonra, erkek ön avret yerine dokunursa, o zaman abdest bozulur.
Niyet ettikten sonra dokunmakla bozulmaz.
Lif ve muvalat
Sual: Guslederken kir çıkarmak için sabunlanarak lifle yıkanmak
muvalata mani midir?
CEVAP
Muvalat, Hanefî’de sünnet, Mâlikî'de farzdır. Muvalat nedir?
Muvalat, her uzvu, birbiri arkasından ara vermeden, başka işle
meşgul olmadan acele olarak yıkamaktır. Diğer bir ifadeyle, normal şartlar
altında, bir önceki yıkadığı uzuv kuruyacak kadar ara vermemektir. Uzuv
kurumasa da, fazla ara verilmesi muvalata manidir.
Çok kısa zamanda yapılan bir iş, muvalata engel olmaz. Mesela, abdest alırken
kapıdan biri girse, dönüp gelenin kim olduğuna bakılsa, muvalata mani olmaz.
Musluktan su kesilse, kovadaki suyu almak veya hemen bitişik odadaki musluğa
gidip, o musluktan abdest almak, muvalatı engellemez. Bunun için çorabı
abdestten sonra giymelidir. Fakat abdest alırken çorabın birini veya ikisini
çıkarmak muvalata mani olmaz. Çünkü abdestle ilgili iş yapılıyor. Çorabı giymek
gibi abdestten ayrı iş yapılmıyor.
Uzuvların kuruyup kurumaması mutlak ölçü değildir. Çünkü sıcak ve rüzgârlı
havada, uzuvlar hemen kuruyabilir. Yahut soğuk ve rüzgârsız bir yerde, uzuvlar
geç kuruyabilir. Uzuvlar kurumadı diye, başka bir iş yapmak muvalata mani olur.
Hararetli vücutta, uzuv tez kuruyabilir. Demek ki, kuruyup kurumaması kesin
ölçü değildir. Kuruyacak kadar yıkamaya ara vermek muvalata manidir.
İbni Âbidin hazretleri de, Hanefi'ye göre muvalatı anlatırken, (Toprakla
teyemmüm ederken de, su ile yıkamak olmadığı hâlde, normal şartlarda bir uzuv
kuruyacak kadar ara vermek muvalata manidir) buyuruyor.
Bir kimse, banyoya girince, önce gusledip sonra kir için sabunlanarak yıkanırsa
muvalata mani olmaz. Yahut önce kirlerini temizleyip sonra gusletmesi de yine
muvalata mani olmaz.
Lifi sabunlayıp bir uzvu yıkarken, iki uzvu yıkamak arasında bir uzvun
kuruyacağı kadar uzun bir zaman geçerse, liflenmek muvalata mani olur. Kir
çıkarmak için sabunla yıkanmak guslün dışında bir iştir. Önce gusledip sonra
sabunla, lifle, keseyle yıkanmanın mahzuru olmaz.
Mâlikî’de guslederken
Sual: Mâlikî’yi taklit eden bir erkek, banyoya girip niyet ettikten
sonra, avret yerlerini yıkasa, sonra abdest alıp gusletse, niyetten sonra
aldığı bu abdestle namaz kılabilir mi?
CEVAP
Elbette kılar. Normal gusül de böyle olur zaten. Niyet etmekle abdest alınmış
olmaz. Niyet edip, avret yerini yıkayınca, abdestsiz olduğu için abdest
bozulmuş olmaz. Abdest aldıktan sonra, erkek ön avret yerine dokunursa, o zaman
namaz abdesti bozulur. Avret yerini yıkayıp abdest aldıktan sonra da zaten
artık dokunmaya gerek yoktur. Unutarak dokunursa, o zaman namaz abdesti
bozulur, ama guslü yine sahihtir.
Toprağa secde
Sual: (Mâlikî’de toprak cinsinden bir şey üzerine secde etmek
farzdır. Bunun için Mâlikî’yi taklit eden Hanefî’nin de halı veya seccade
üzerine secde etmesi sahih olmaz) deniyor. Doğru mu?
CEVAP
Hayır. Mâlikî’de halı, pösteki gibi yer cinsinden olmayan bir şey üzerine secde
edilmesi mekruhtur. Mâlikî’yi taklit eden Hanefî, Mâlikî’nin sadece farz ve
müfsitlerine uyar. Sünnet ve mekruhlarda kendi mezhebine tâbi olduğu için,
Mâlikî'yi taklit eden Hanefî'nin yün halı üzerinde namaz kılması mekruh
değildir.
İdrar ve mezi kaçırmak
Sual: Elde olmadan idrar kaçırmak, Mâlikî’yi taklit edenin abdestini
bozmuyor. Erkekler tuvaletten çıkınca istibra yapmazsa, elde olmadan idrar
çıkabiliyor ve yine, elde olmadan mezi de gelebiliyor. Bunlar niye abdesti
bozuyor?
CEVAP
Mâlikî’de, abdesti bozan şeyler, hastalıkla çıkarsa abdesti bozmaz. Mesela
soğuktan veya hastalıktan mezi sızarsa abdest bozulmaz. Şehvetle sızarsa
bozulur. (S. Ebediyye)
Prostat hastasının elde olmadan idrar kaçırmasıyla, yeni tuvaletten çıkıp
istibra yapmayanın idrar kaçırması farklıdır. Birincisi hastalıktan dolayı,
öteki ise istibra yapmadığı için idrar kaçırıyor. Yani istibra yapmayanın idrar
kaçırması, hastalıktan dolayı değildir. Bunun için abdesti bozuyor. Mezi de bir
hastalıktan dolayı gelirse yahut elde olmadan idrar veya yel kaçarsa, Mâlikî'de
abdest bozulmaz. Ama düşünmekle, sürtünmekle mezi gelirse abdesti bozar.
Mâlikî'de secde-i sehv
Sual: (Mâlikî'yi taklit eden Hanefî, secde-i sehv yaparken selam
verirse, namazdan çıkmış olacağı için namazı bozulmuş olur) deniyor. Bu doğru
mudur?
CEVAP
Doğru değildir. Mâlikî'de selam verirken namazdan çıkmaya niyet etmek farzdır.
Ama secde-i sehv yaparken namazdan çıkmaya niyet etmiyoruz. Selam verip namaza
devam ediyoruz. Bu bakımdan secde-i sehv için selam vermek namazı bozmaz.
Mâlikî'de sakal tıraşı
Sual: Mâlikî'yi taklit eden, usturayla, jiletle veya makineyle
sakal tıraşı olsa abdesti bozulur mu? S. Ebediyye’de, Mâlikî mezhebi için,
(Sakal tıraşının abdesti bozması ihtilaflıdır) deniyor. İhtilaflı ne demek?
CEVAP
(Sakal tıraşı olmak abdesti bozar diyen müctehid âlimler olduğu gibi, bozmaz
diyen âlimler de vardır) demektir. İhtiyata riayet etmek, yani vakit müsaitse
tıraştan sonra abdest almak iyi olur. Ustura veya makine fark etmez.
Mâlikî'ye niyet
Sual: Diş dolgusundan dolayı Mâlikî'yi taklit eden kimsenin semavî
özürleri olsa, mesela, idrar kaçırsa, yel tutamasa, yarasından, çıbanından,
basurundan kan aksa, bunlar için de Mâlikî’yi taklit edebilir mi? Hepsi için
ayrı niyet gerekir mi? Sadece, (Mâlikî’yi taklit ediyorum) diye niyet etmek
kâfi değil mi?
CEVAP
Evet, kâfidir. Bu hususu da merhum hocamıza sormuştuk. Böyle birden fazla özür
için de Mâlikî’yi taklit edebileceğimizi ve tek niyetin yeterli olacağını
bildirmişlerdi. Mesela, diş dolgusu için taklit edenin yarasından kan akıyorsa,
Mâlikî’de özür sahibi olup, tekrar abdest alması gerekmez. Diş dolgusu olsun
veya olmasın birkaç özrü olanın hepsi için (Mâlikî'yi taklit ediyorum) diye
niyet etmesi yeter. Her özür için ayrı niyete gerek yoktur.
Taklide devam
Sual: Diş dolgusu sebebiyle Mâlikî’yi taklit edenin, hangi durumlarda
artık taklit etmesi gerekmez?
CEVAP
Taklide devam etmesi gereken durumlar:
1- Diş dolgusu olduğu müddetçe taklide devam eder.
2- Yaşlı dul kadın, artık hiç cünüp olmasa da, dişinde dolgu var
iken, son guslü Hanefî’ye uygun olmadığı için, yine taklide devam eder.
Taklidi bırakması gereken durumlar:
1- Dolguları düşen, gusletse veya sadece ağzını yıkasa, Hanefî'ye göre
de guslü sahih olacağı için, taklide devam etmez.
2- Çok yaşlı erkek veya dul kadın, dolgu yaptırsalar bile, eğer hiç
cünüp olmayacaklarsa, artık bunların taklide devam etmeleri gerekmez. Fakat
cuma ve bayram günlerinde, Arafat’ta ve ihrama girerken gusletmek sünnettir.
Bunlar, herhangi bir sebeple cünüp olurlarsa taklit gerekir.
Abdeste ayaktan başlamak
Sual: Hanefî'de ve Mâlikî'de, tertip yani sırayla yıkamak farz
olmadığı için abdeste ayaktan başlayarak alsak, Mâlikî'de yüzü yıkarken niyet
farz olduğu için yüzü yıkarken niyet etsek, mekruh olmakla birlikte abdestimiz
sahih olur mu?
CEVAP
Hanefî'ye göre mekruh olarak sahih olur, Mâlikî'ye göre sahih olmaz. Çünkü
Mâlikî’de niyet farz olup, yıkanması farz olan ayaklar ve kollar, niyetsiz
yıkanmış, baş da, niyetsiz mesh edilmiştir.
