Gayrimüslim bir kadın, (Benimle evlenirsen Müslüman olacağım) dese, onunla evlenmeyi reddetmek küfür olur mu?
Çeşitli sual ve cevaplar
Sual: Gayrimüslim bir kadın, (Benimle evlenirsen
Müslüman olacağım) dese, onunla evlenmeyi reddetmek küfür olur mu?
CEVAP
Hayır küfür olmaz. Evlenme zorunluluğu yoktur.
Sual: Gayrimüslim bir kadın, (Benimle içki içersen veya benimle
zina edersen Müslüman olacağım) dese, onun Müslüman olmasını sağlamak için bu
günahları işlemek caiz olur mu?
CEVAP
Asla caiz olmaz.
Sual: Evlenirken neye dikkat etmeli, ince eleyip sık dokuyunca
uygun kimse yok gibi, ne tavsiye edersiniz?
CEVAP
Evlenmek isteyenler, dinimizin bildirdiği tavsiye, emir ve ahlaka önem
vermelidir. Dış görünüşe aldanıp da yanlış karar vermekten sakınmalıdır. Çünkü
evlilik hayatına başladıktan sonra, geri dönmek zordur ve kötü huylu kimsenin,
bundan sonra düzeltilmesi de kolay değildir.
Aradığımız vasıfların önemli olanları karşı tarafta var ise, karar vermek için
yeterli sayılabilir. Gereğinden fazla ince eleyip sık dokuyan, kendine bir
türlü eş beğenemeyen, kolay kolay evlenemez.
Bulunması gereken vasıflar yoksa, (Onunla evlenmek istiyorum) diye ısrar eden
gençlerin, bu yolda şuursuzca hareketlerle ana babalarını üzmeleri çok
yanlıştır. Ana babalar da, aranan gerekli vasıflar var ise, maddi menfaatler
gibi basit sebepler yüzünden gençlerin evlenmesine mani olmamalıdır.
Dört dörtlük bir talip bulmak elbette çok zor, hatta imkansızdır. Kusursuz eş
arayan eşsiz kalır.
Sual: Bir gençle konuşuyoruz. Dini bilmiyor, namaz kılmıyor, fakat
ben onu düzeltirim. Çünkü evlenince hepsini yaparım diyor. Genç salih biri
değil diye babamın bu işe kesinlikle rızası yok. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
CEVAP
Flört döneminde, gençler açık vermemeye çalışır. Nazik, uysal görünür.
Evlendikten sonra, gerçek kimliği ortaya çıkar. (Dini bilmiyor, namaz kılmıyor,
fakat ben onu düzeltirim) diyorsunuz. Kimin kimi düzelteceği sonra yani
evlenince belli olur. Önce dinini öğrensin! Namaz kılmaya da başlasın.
(Evlenince hepsini yaparım) demesine itibar edilmez.
Babanızın dediği gibi, şu anda onunla evlenmek uygun değildir. Dinimizde böyle
kimseye fâsık denir. Fâsık, dinsiz demek değildir. Açıktan günah işleyen kimse
demektir. Fâsıkla evlenmek bile uygun değilken, dinsiz ile evlenmek asla caiz
olmaz.
Anne ve babalar, kızlarını fâsıkların, kötü kimselerin bulunduğu yere
göndermemeliler. Onlar orada, uygunsuz, hatta dinsiz insanlar ile
tanışabilirler. Böyle yapıp, başlarına felaket gelince, (Şimdi suç bizde mi?)
diyen anne babalara, elbette suça sebep sizsiniz diyoruz.
İslam dinine göre müslüman olmadan evlenilmez. (Evlenince müslüman olurum) veya
(Evlenince namaz kılarım) gibi sözlere itibar edilmez.
Sual: Çirkin ve fakir biri ile evlenmek uygun mudur?
CEVAP
Evlenilecek kimsenin sadece dindar olması kâfidir. Zengin ve güzel olursa daha
iyidir. Fakat dindar olmazsa zenginlik, güzellik işe yaramaz. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Kadın, malı, güzelliği, asâleti ve dindarlığı için nikah edilir. Sen dindar
olanı seç ki, maddi ve manevi nimete kavuşasın!) [Buhari]
(Kadını güzelliği için alma, güzelliği onu helake sürükleyebilir. Sırf malı
için de alma, malı onu zarara sokabilir. Dindar olanla evlen!) [İbni
Mace]
Salih kimse ile evlenirken fakirlikten korkmamalı. Çünkü Allahü teâlâ, (Eğer
fakir iseler, Allah onları, [evlenmeleri sayesinde] fazlı ile
zengin yapar) buyuruyor. (Nur 32)
Sual: Evli birini seviyorum. Buluşmuyoruz, sadece kalben seviyorum.
Yine de çok günah işliyor muyum?
CEVAP
Sevgi, insanın elinde olmayan bir duygudur. İffeti [namusu] korumak ve günah
olan işlerden kaçmak şartı ile birine karşı sevgi duymak günah olmaz. Hatta
iffetini koruyarak sevgisini gizlemek çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek ölen şehittir.) [Hakim,
Hatib]
(Aşkını gizleyip, iffetini muhafaza ederek sabredeni Allahü teâlâ, affedip
Cennete koyar.) [İ.Asakir]
Demek ki, dinimizde iffeti muhafaza etmek ve sevgisi sebebiyle günah işlememeye
sabretmek, çok sevaptır. Çünkü genel olarak sevgi insanı sağır ve kör ettiği
için, insanın kendisini günah işlemekten alıkoyması zordur. Zor olan işleri
başarmanın sevabı da büyük olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetimin hayırlıları, aşk belasına maruz kalınca iffetini muhafaza
edenlerdir.) [Deylemi]
Sual: Teyze çocuklarının evlenmesi mekruh mudur?
CEVAP
Evet tenzihen mekruhtur. Amca çocukları da öyledir.
Sual: Zina etmiş biri ile evlenilir mi?
CEVAP
Dört mezhepte de, zina eden, zina etmemiş biri ile veya zina etmemiş olan, zina
etmiş biri ile evlenebilir. (Cessas)
Sual: Cinlerle evlenilir mi?
CEVAP
Cin ile evlenmek, Şafii mezhebinde caiz, Hanefi’de caiz değildir. Cinnin çoğalması
gaz [hava] iledir. Bundan dolayı, cin ile evlenmek, hakiki evlenmek değildir.
Cinnin, insan şekline girip evlendiği de söyleniyor. Bu âlimler, (Belkıs, cin
ile insan arasında hasıl olmuştur) diyorlar. Cinden, cin ile uğraşanlardan uzak
durmak gerekir.
Sual: 24 yaşındayım, bugüne kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bazı
sebeplerden dolayı olmadı. Onlardan biri de şu, karşı cinse saygı duyuyorum ve
onunla eğlenmek istemiyorum.Yaş ilerledikçe kız arkadaşa ihtiyaç duyuyorum.
Çünkü kendimi çok yalnız hissediyorum. Dua ederken Allahü teâlâdan müslüman bir
kızla tanışmayı nasip etmesini istemem caiz olur mu?
CEVAP
Evlenmek niyetiyle olursa caiz olur. Sırf arkadaşlık niyetiyle konuşmak bile
caiz olmaz, duası hiç caiz olmaz. Kendinizi yalnız hissediyorsanız erkek arkadaş
edinin. Evlenmeye ihtiyaç duyuyorsanız evlenin.
Sual: Bir kızla flört ediyoruz, öpüşüyoruz. Evlenme niyetim beni
günahtan kurtarmaz mı?
CEVAP
Kurtarmaz. Evlenmeye karar vermek, günahı işlemeyi mubah kılmaz.
Sual: Dün yazı-tura attım. Evlilik işine karar vermeden önce “Ya
Rabbi, eğer bu iş şöyle ise tura getir, böyle ise yazı getir dedim. Bu fala
girer mi?
CEVAP
Yaptığınız uygun bir şey değil. Dinimizde istihare vardır. Bir iş hayır mı
olacak şer mi olacak istihare ile belli olur. Öyle yazı tura ile olmaz. Dinde
bid'at çıkarmamalıdır.
Sual: Ehl-i kitap ile evlenmek caiz ise, tesettürsüz bir müslüman
kadını ehl-i kitap kapsamında değerlendiremez miyiz?
CEVAP
Ehl-i kitap kadınla evlenmek tahrimen mekruhtur, yani harama yakındır.
Müslümanla kitap ehli aynı kapsama alınmaz. Müslüman kadın namaz kılmak ve
tesettüre bürünmek mecburiyetindedir.
Sual: İman bilgilerini okumamış olan iman etmiş olmuyor mu?
CEVAP
Sorunuzun cevabı evet de hayır da olabilir. Lüzumlu iman bilgilerini bilmek
farzdır. Bilmeden iman olmaz. İster okuyarak ister duyarak öğrenmek gerekir.
Mesela Amentü’de bildirilen altı esasa inanmak şart. Sonra Allah’ı sıfatları
ile bilmek de şart. Mesela Allah’ın bir olduğunu bilmek, mekansız olduğunu,
yaratıklara hiç benzemediğini ve diğer sıfatları ile birlikte öğrenmek farzdır.
Sırası ile bilmek değil de, sorulunca bilmesi gerekir. Mesela Allah’ın her şeye
gücü yeter mi dendiği zaman evet diyebilmelidir. Bir Rus kızına Müslümanlığı
öğrettik. Teker teker sorduk. Mesela Allah’ın bir olduğuna inanıyor musun?
Ölünce ahirete gideceğimize inanıyor musun ve diğer lüzumlu bilgileri sorduk.
Evet cevabını alınca kelime-i şehadet getirip müslüman oldu. Onun için
Amentü’yü iyi bilmek gerekir.
Sual: Kızımı oğluna isteyene (Sen de oğluma kızını ver) demek caiz midir?
CEVAP
Evet.
Sual: Genç bir kızım. Bir yıllık eşinden ayrılmış bir erkek benimle
evlenmek istiyor. Ben de onu sevdim. Neye dikkat etmemi tavsiye edersiniz?
CEVAP
Namaz kılan, namuslu biri ise, istihare ettikten sonra kararınızı verin! Eğer
namaz kılmıyorsa, eski karısına yaptığını size de yapabilir. Çünkü Allah’tan
korkmayan kimse, insanları aldatmaktan çekinmez.
Ebu lehebin oğulları
Sual: Resulullahın kızları Ebu Lehebin oğulları ile nişanlı imiş,
evlenmeden boşanmışlar. Ebu Lehebin çocukları müşrik değil miydi? Bu iş nasıl
oldu?
CEVAP
Ebu Leheb, Resulullahın azılı düşmanı idi. Tebbet suresi
gelerek, kendisinin ve Resulullahın kapısına dikenleri yığan karısının
Cehenneme gidecekleri bildirilince çok öfkelendi. Oğulları Utbe ve Uteybe’ye
daha önceleri nişanlı oldukları Resulullahın kızlarını boşamalarını emretti.
Bunlar da babalarının sözlerine uyarak, Resulullahın damatlığı gibi bir şerefi
ellerinden çıkardılar, müşrikliklerine devam ettiler. Uteybe, Resulullahın
huzuruna da gelip, hakaret etti. Resulullah efendimiz de, (Ya Rabbi,
buna bir canavar musallat et) buyurdu. Cenab-ı Hak, Peygamberinin
duasını kabul buyurdu. Şam’a giderken bir gece, bir aslan gelip, kafile içinde,
koklayarak bunu bulup parçaladı.
Bu iki müşrik, o iki hanım kızı boşadıkları zaman, nişanlı idiler, daha
düğünleri olmamış idi. Onları boşayarak Resulullahı geçim sıkıntısına sokmak
istemişlerdi. Fakat, Hazret-i Osman, bu fırsattan istifade edip, Utbenin
boşadığı Hazret-i Rukayye’yi kız olarak nikah etmekle, Resulullahın damadı olmak
şerefine kavuştu. Hazret-i Osman, çok yakışıklı ve beyaz bir gençti. Ebu
Lehebin müşrik veletlerinden çok daha zengin idi.
Ebu Lehebin oğulları ile nişanlandıklarında, Bekara suresinin, (Kadınlarınızı
müşrik erkeklerle evlendirmeyin) mealindeki 221. âyeti henüz
inmemişti. Çünkü o zaman İslamiyet daha yeni gelmişti.
Sual: İslam Ahlakı’nda, (Genç kızları, koca kimselere vermemeli.
Fesada sebep olur) deniyor. Bu, kızları kendilerinden yaşça büyük olan
erkeklerle evlendirmemeli demek midir?
CEVAP
Hayır, değildir. Bu, genç kızlar ihtiyar erkeklerle evlendirilmemeli, mesela
15-20 yaşındaki genç bir kız ile 60-70 yaşındaki ihtiyar ile evlendirilirse
fitneye sebep olur demektir. Yoksa erkeğin kızdan büyük olmasının mahzuru
olmaz, hatta iyi olur. Erkeğin olgun ve oturaklı olması tercih edilir.
Allah’ı suçlamak
Sual: Evlilik için dua ettim. (Yâ Rabbi, hakkımda hayırlısı kim ise
onu bana nasip et!) dedim. Sarhoş ve beynamaz bir fâsık talip çıktı. Ben de dua
ettiğim için, (Rabbim bunu bana layık gördü) diyerek kabul ettim. Arkadaşlarım
yanlış yaptığımı söylüyor. Hâlbuki ben dua neticesinde buna karar verdim.
Rabbimin layık gördüğüne benim ne demeye hakkım var?
CEVAP
Çok yanlış bir karar veriyor, suçu da Allah’a yüklüyorsunuz. Dua ettiniz, fakat
duanız kabul oldu mu? Bunu biliyor musunuz? Beynamaz birinin gelmesi, ettiğiniz
duanın kabul olduğunu gösterir mi hiç? Fâsıkla evlenmek caiz olmadığına göre,
dua kabul olmamış demektir.
Zina edenin evlenmesi
Sual: Bir bayan veya erkek, çok kişiyle zina etse, sonra bu işleri
bıraksa, Allah, onun tevbesini kabul eder mi? İkincisi, bu kimsenin
evlenmesinde bir sakınca var mıdır? Durumu evleneceği kimseye söylemesi gerekir
mi? Söylemezse ne olur?
CEVAP
1- İnsan, ne kadar büyük, ne kadar çok günah işlerse işlesin, tevbe
edip bir daha işlemeyince, Allahü teâlâ affediyor, hiç işlememiş gibi muamele
ediyor. Önemli olan, sözünde durmak, tevbesinde sadık olmak, yani bir daha
işlememektir. (Bir daha işlerim, yine tevbe ederim) dememeli. Samimi olarak
tevbe edince bütün günahlar affoluyor, affedilmeyen günah yoktur. Azılı kâfir
tevbe edince affediyor. Tevbe edince, zinayı da ve başka günahları da elbette
affeder.
2- Dinen, evlenmekte bir mahzur yoktur. Bu işi açıklamak çok
sıkıntılara sebep olur. Gizlenir de ortaya çıkarsa bu sefer de, karşı taraf
kandırılmış duruma düştüğünü görür. Bunu çok kimse hazmedemez, tatsız olaylar
olabilir. Cinayete bile sebebiyet verebilir.
Yapılan günahlar ona aittir, evleneceği kişiye bu günahlar yazılmaz, fakat
karşı tarafı da, kandırılmış, aldatılmış duruma düşürmemeli.
Sual: Evlenecek olanlar, dinimize göre, nasıl, ne şekilde
niyet etmelidir?
Cevap: Evlenmek isteyenin niyeti, zinadan, harama bakmaktan korunmak
olmalıdır. Salih evlat yetiştirmeyi, Muhammed aleyhisselamın ümmetinin
çoğalmasını ve Onun nikâh sünnetine uymayı niyet etmelidir. Evlendikten sonra,
haram mal kazanmaya çoluk çocuğu bahane etmek, nikâhın sünnet üzere
yapılmadığını gösterir.
Sual: Dinimizde, amca, dayı, hala ve teyze kızları ile
evlenmenin bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Amca, dayı, hala ve teyze kızı, Zî-rahm-i mahrem değildir yani
yabancıdır. Bunlarla zaruretsiz konuşmak, halvet etmek haramdır. Halvet,
bir evde, bir erkekle kadının yalnız kalması demektir. Gayr-i müslim kadınlarla
da halvet yapmak haramdır. Amca, dayı, hala, teyze kızları yabancı olduğundan,
bunlarla evlenmek caizdir, haram değildir, tenzihen mekruhtur. Kimyâ-i
se'âdette deniyor ki:
“Nikâh olunacak kadında bulunması sünnet olan sekiz sıfattan sekizincisi,
kadının yakın akrabadan olmamasıdır. Hadis-i şerifte; (Bunların
çocukları zayıf, hastalıklı olur) buyuruldu.” Mürşid-ül-müteehhilîn
kitabında da bunun gibi yazmaktadır. Bunların kızları ile evlenmek, mekruh
değildir. Hazret-i Ali, amcasının kızını almadı. Amcasının oğlunun kızını aldı
ve böylece mekruh olmadı.