Hubb-u fillah, buğd-u fillah
04/08/2022 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
Farzın yapılmasını, haramdan
sakınılmasını emretmek, farz-ı kifayedir.
Sual: Müslümanlarda
Allah için sevmek ve Allah için sevmemek kalkarsa, bunların ibadet ve duaları
kabul olmaz mı?
Cevap: Şir'atül-islâm
şerhinde deniyor ki:
“Farzın yapılmasını,
haramdan sakınılmasını emretmek, farz-ı kifayedir. Sünnetin yapılmasını
emretmek, mekruhtan menetmek, sünnettir. Haram işlemekte olan, el ile değil söz
ile menedilir. Yani, kötülüğü, zararı anlatılır. Haram işlemeye hazırlanan, el
ile menedilir. Söz ile, el ile menederken, fitne, zarar çıkarmaması lazımdır.
Nehyin faydalı olacağını önceden bilmek lazımdır. Zann-ı galib, yani çok zan
etmek de, bilmek demektir.
Hubb-u fillah, buğd-u
fillah olmayınca, yapılan ibadetlerin faydası olmaz. Emr-i ma'ruf özürsüz
terkedilirse, dualar kabul olmaz. Hayır ve bereket kalmaz. Cihadda ve müşkil
işlerde zafer nasip olmaz.
Gizli işlenen günah,
bunu işleyene zarar verir. Açıkça işlenirse, herkese zararı dokunur.
Günah işleyeni görüp
de, gücü, kudreti olduğu hâlde, menetmemek, Müdâhene olur. Müdâhene edenlerin,
kabirden maymun ve hınzır, domuz şeklinde kalkacakları, hadis-i şerifte
bildirilmiştir.
Emr-i ma'rûf yapanı,
arkadaşları sevmez. Müdâhene yapanı severler. Zalim olan devlet adamlarına söz
ile emr-i ma'rûf yapmak, cihadın en kıymetlisidir. Nasihat vermeye gücü
yetmezse, kalbi ile reddetmek de cihad olur.
Devlet adamları el
ile, alimler söz ile, diğer Müslümanlar kalb ile emr-i ma'rûf yapar. Emr-i
ma'rûfu Allah rızası için yapmak ve söylediğinin kitaptan vesikasını bilmek ve
fitneye sebep olmamak lazımdır.
Sözünün faydası
olmayacağını ve fitne çıkmasına sebep olacağını bilen kimsenin emr-i ma'rûf
yapması vacib olmaz. Hatta, bazen haram olur. Böyle zamanda, fitneye sebep
olmamak için, evinden çıkmamalıdır. Yani, fitnecilerin arasına karışmamalıdır.
Sözünün faydası
olmayacağını ve fitne çıkacağını bilirse, emr-i ma'rûf yapmak vacib olmaz,
müstehab olur. Sözünün faydalı olacağını, fakat fitneye sebep olacağını da
bilirse, yine vacib olmaz. Fitne, dövülmek gibi küçük ise, müstehab olur. Fitne
büyük ve tehlikeli ise, emr-i ma'rûf yapması haram olur.
Emr-i ma'rûfu yumuşak yapmak vacibtir. Sertlik, fitneye sebep olur. Müslümana ve zimmî kafire karşı, silah ile işaret etmemeli, bunlara da, zulüm, işkence yapmamalıdır.”