Ölürken bile birbirlerini düşünen müminler...
02/07/2021 Cuma Köşe yazarı A.D
"Onlar, fakr-u zaruret içinde olsalar bile, diğerlerini kendilerine
tercih edip öz canlarından daha üstün tutarlar."
Allahü teâlâ Eshab-ı kiramı çeşitli vesilelerle övmektedir. Âyet-i
kerimelerde mealen buyuruluyor ki:
(Onlar kâfirlere karşı şiddetli, çetin, fakat, birbirlerine karşı
merhametlidir.) [Feth 29]
(Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. Allah
onlara, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır.) [Tevbe
100]
(Onlar, fakr-u zaruret içinde olsalar bile, diğerlerini kendilerine tercih
edip öz canlarından daha üstün tutarlar.) [Haşr 9]
***
Yermük harbinde, Eshab-ı kiram birçok şehit verdi ve birçoğu da gazi oldu.
Şehadet şerbeti içerken bile birbirlerine ne kadar bağlı olduklarını,
birbirlerini ne kadar sevdiklerini gösterdiler.
Eshab-ı kiramın ileri gelenlerinden Hazret-i Huzeyfe (radıyallahü anh)
anlatıyor:
Yermük muharebesinde idi. Çarpışmanın şiddeti geçmişti ve mızrak darbeleri ile
yaralanan Müslümanlar düştükleri kızgın kumların üzerinde can veriyorlardı. Bu
arada ben de, güç bela kendimi toparlayarak, amcamın oğlunu aramaya başladım...
Son anlarını yaşayan yaralıların arasında biraz dolaştıktan sonra, nihayet
aradığımı buldum. Fakat ne çare!.. Bir kan seli içinde yatan amcamın oğlu, göz
işaretleri ile bile zor konuşabiliyordu. Dudakları hararetten âdeta
kavrulmuştu.
Daha evvel hazırladığım su kırbasının ağzını açtım suyu kendisine doğru
uzatırken, biraz ötedeki yaralıların arasından İkrime'nin (radıyallahü anh)
sesi duyuldu, "Su! su!.." diyordu...
Amcamın oğlu Hâris (radıyallahü anh) bu feryadı duyar duymaz göz ve kaş
işaretiyle suyu hemen İkrime'ye götürmemi istedi. Kızgın kumların üzerinde
yatan şehitlerin aralarından koşa koşa İkrime'ye yetiştim ve hemen kırbamı
kendisine uzattım. İkrime elini kırbaya uzatırken Iyaş'ın iniltisi duyuldu:
"Allah rızası için bir damla su!.."
Bu feryadı duyan İkrime, elini hemen geri çekerek suyu Iyaş'a (radıyallahü
anh) götürmemi işaret etti. Suyu o da içmedi. Ben kırbayı alarak şehitlerin
arasından dolaşa dolaşa Iyaş'a yetiştiğim zaman kendisinin son nefesinde
Kelime-i şehadeti söylediğini duydum... Benim getirdiğim suyu gördü. Fakat
vakit kalmamıştı... Başladığı Kelime-i şehadeti ancak bitirebildi...
Derhal geri döndüm, koşa koşa İkrime'nin yanına geldim. Kırbayı uzatırken bir de ne göreyim! Onun da şehit olduğunu müşahede ettim. Bari dedim, amcamın oğlu Hâris'e yetiştireyim. Koşa koşa ona geldim. Ne çare ki o da ateş gibi kumların üzerinde kavrula kavrula ruhunu teslim edip, şehit olmuştu...