İki âlemde de azîz ve muhterem olanlar...
02/07/2021 Cuma Köşe yazarı V.T
"Dünyâ lezzetlerine aldanmayan, Cennet nimetlerine kavuşur..."
Muhammed bin Ahmed Fâşânî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh
âlimlerinin büyüklerindendir. 301 (m. 913) senesinde Merv’in köylerinden
Fâşân’da doğdu. 371 (m. 981)’de Merv şehrinde vefât etti. İlim öğrenmek için;
Irak, Şam ve Mekke’ye gitti. Birçok âlimden icazet alarak talebe
yetiştirdi. Buyurdu ki:
“Kim, zor işleri yapmaktan çekinir, boş kalmayı isterse, hiç olmazsa hafif
işler yapsın, yine de boş kalmasın.”
“Allahü teâlâ, âhirette müminlere vereceği iki nimetin benzerini, dünyâda
iken onlara ihsân etmiştir: Birincisi; Cennette bulunmak nimetinin benzeri
olarak, dünyâda iken mescidlerde oturmak nimetini verdi. İkincisi; Cennette
dîdârını görmek nimetinin benzeri olarak, dünyâda iken, mümin kardeşlerinin
yüzlerine muhabbetle bakmak nimetini verdi.”
“Nerede olursanız olun, ne yaparsanız yapın, Allahü teâlâ sizi görür. Onun
için, yasaklanan yerlerde değil, emredilen yerlerde bulunun.”
“Talebenin dikkat etmesi gereken ve kendine lâzım olan şeyler şunlardır: a)
Kalbini ve niyetini kötülüklerden temizlemek, b) Farz ve sünnetleri yerine
getirmede çok azimli olmak, c) Bidatlerden ve fitnelerden uzak bulunmak, d)
Tevâzu ehli olmak, e) Devamlı iyi düşüncelerle meşgûl olmak, f) Yemeye, içmeye ve
giyime çok dikkat etmek, g) Dînin hudutlarından bir zerre bile dışarı çıkmamak,
h) Ahdine vefa etmek, asla yalan söylememek, i) Kendini beğenmişler taifesinden
olmamak, k) İbâdet ve tâatinden dolayı gurûrlanmamak.”
“Vaktini boş yere harcayan kimse câhildir.”
“Dünyâya aşırı düşkün, mağrur ve fitneci kimselerle dostluk kurup onların
bulunduğu yerlerde bulunmayın. Bunlarla birlikte olanın gideceği yer
Cehennemdir.”
“Dünyâ, zıll-i zâildir. Ona güvenen nâdimdir. O seninle kalırsa da, sen
onunla kalmazsın. Dünyâdan çıkmadan önce, kalbinden dünyâ sevgisini çıkar.
Dünyâ lezzetlerine aldanmayan, Cennet nimetlerine kavuşur, iki âlemde azîz ve
muhterem olur. Dünyâ harâbdır. Şerbetleri serâbdır. Nimetleri zehirli, safâları
kederlidir. Bedenleri yıpratır. Emelleri arttırır. Kendini kovalayandan kaçar.
Kaçanı kovalar. Nimetleri geçici, hâlleri değişicidir. Dünyâya ve buna düşkün
olanlara inanılmaz. Selâmeti ve doğru yolu, ancak dünyâyı terk eden kimseler
bulabilir.”
“Eğer azığınız takvâ olursa, kıyâmet gününde selâmette olursunuz.”
“Allahü teâlâdan râzı olmak ve O’nun kullarına merhamet etmek, Peygamberlerin ahlâkındandır.”