Hiç kimseyi camiden nefret ettirmemelidir
04/10/2020 Pazar Köşe yazarı V.T
İmamın sünnet miktarından uzun sure okuması tahrimen mekruhtur.
Abdullah el-İbyânî hazretleri Mâlikî fıkıh âlimidir. 351 (m. 864)’te
Tunus'ta İbyâne köyünde doğdu. Tunus'taki meşhur âlimlerden ders aldı.
Zamanında Mâliki mezhebini en iyi bilen âlimlerden biri ve bu mezhebin fetva
mercii oldu. 352 (963)’de vefat etti. Buyurdu ki:
İmamın sünnet miktarından uzun sure okuması tahrimen mekruhtur. Sabah
namazının iki rekatında toplam kırk, en fazla elli âyet okumak sünnettir. Öğle
namazında sünnet olan, sabah namazından daha aşağı miktar okumaktır. İkindi ve
yatsı namazında sünnet olan, yirmi âyet okumaktır. Akşam namazında sünnet olan,
her rekatta kısa bir sure okumaktır. Kısa sureler, Beyyine suresinden sonraki
surelerdir...
İmam olan kimsenin farz kıldırırken yukarıda bildirilen âyet miktarlarından
fazla okuması tahrimen mekruhtur. Cemaat uzun okunmasını istese de yine mekruh
olur. Fakat cemaat sünnet miktarından daha kısa okunmasını isterse, imamın kısa
okuması, caiz, uzun okuması caiz değildir. Mesela yolcular, abdesti zor tutan
kimseler, sabahın farzını kıldıracak imama, "Kısa sure ile namazı
kıldır" deseler, imam da Kevser ve İhlas suresi ile namazı kıldırsa
mahzuru olmaz.
Cemaati rahatsız edecek uzun sure ile namaz kıldırmak tahrimen mekruh olur.
Hadis-i şerifte bildiriliyor ki: Hazret-i Muaz’ın (radıyallahü anh), Bekara,
bazen de Nisa suresi ile namaz kıldırdığını haber alan Resulullah efendimiz
“sallallahü aleyhi ve sellem”, üç kere buyuruyor ki: (Ya Muaz, sen fettan
mısın? Alâ, Şems ve Duha sureleri ile kıldırsaydın. Çünkü cemaat arasında,
yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler bulunabilir.) [Fettan: Çok fitneci
demektir. Fitneci misin, fitneye mi sebep olacaksın buyuruluyor.]
Cemaatin hepsi uzun sure okunmasını istese, bir tanesi de kısa okumasını
istese, o bir kişiye uymak ve kısa sure okumak gerekir.
Hiç kimseyi camiden nefret ettirmemelidir. Namazdan sonra ilahi, tesbihat gibi şeyler okuyarak cemaati rahatsız etmek de caiz değildir. Çünkü adamın ihtiyacı vardır, gitmesi gerekiyordur. Camiden çıkarsa ayıp olur diye onu dinlemeye mecbur etmek caiz olmaz. Böyle şeyler, isteyenlere ayrıca caminin ayrı bir yerinde dinletilebilir, gösterilebilir.