Zâhid kimsenin asıl vatanı âhirettir!..
09/05/2023 Salı Köşe yazarı V.T
Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimi ve
evliyânın meşhurlarındandır. 1219 (H.616) senesinde Endülüs'te
(İspanya) Mürsiyye (Murcia)’da doğdu. 1287 (H.686) senesinde Mısır'ın
İskenderiye şehrinde vefât etti. Zamânındaki Endülüs âlimlerinden ilim tahsîl
etti. Büyük velî Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî hazretlerinin isim ve şöhretini duydu.
Onunla görüşmek için İskenderiye şehrine gitti. Hizmet ve sohbet meclisinde
bulundu. Şâzilî hazretleri ona icâzet verdi ve talebe yetiştirmeye başladı.
Ebü'l-Abbâs-ı Mürsî, sohbetlerinde hep; "Hocam Ebü'l-Hasan-ı Şâzilî
buyurdu ki... Hocam şöyle anlattı..." şeklinde söze başlar, hep hocasından
nakiller yapardı...
Bir gün biri; "Hep hocanızdan nakil yapıyorsunuz. Hiç
kendinizden bir şey söylemiyorsunuz. Kendinizden bir şey söylediğinizi hiç
görmedik" dedi. Bunun üzerine Ebü'l-Abbâs buyurdu ki: (Eğer istesem;
"Allahü teâlâ buyurdu ki, Allahü teâlâ buyurdu ki..." diyerek,
nefesler adedince pekçok şey anlatırım. Eğer istesem; "Resûlullah
sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki, Resûlullah efendimiz buyurdu
ki..." diyerek, nefesler adedince pekçok şey anlatırım. Eğer istesem;
"Ben diyorum ki, ben diyorum ki..." diyerek nefesler adedince, pekçok
şey anlatırım. Yâni Allahü teâlânın izni ile ilmim o kadar genişledi. O kadar
çok şey biliyorum, fakat bütün bunları öğrenmeme, bu dereceye yükselmeme
vesîle, vâsıta olan mübârek hocama karşı edebe riâyet ederek, edepte noksanlık
olmaması ve daha çok ihsânlara kavuşmak için, hep hocamdan naklederek
konuşuyorum. Lâyık ve uygun olan da budur.)
İnsanların uzaktan yakından koşarak gelip istifâde ettikleri
sohbetlerinin birinde buyurdu ki: "Bir gece rüyâmda hazret-i Ömer bin
Hattâb'ı gördüm.
-Ey müminlerin emîri! Dünyâ sevgisinin alâmeti
nedir?' dedim. Şöyle cevap verdi:
-Kötülenme korkusu ve övülmeyi sevmektir... Dünyâyı
sevmenin alâmeti bunlar olunca, zühdün (dünyâyı terk etmenin) alâmeti, doğru
yolda bulunmakta kötülenmekten korkmamak ve övülmeyi sevmemektir."
"Dünyâsını veya âhiretini düzeltmek için değil de, yalnız
Allahü teâlânın rızâsı için çalışan kimseyi, Allahü teâlâ ıslâh edip
düzeltir."
"Zâhid dünyâda gurbettedir. Çünkü onun asıl vatanı âhirettir. Yâni o âhirete yönelmiştir. Zâhidin dünyâda gurbette olması, kendisi gibi âhirete yönelmiş olanların yok denecek kadar az olup, insanların çoğunun dünyâya dalmış olması sebebiyledir. Kendisi gibi olanlar bulunmadığı için, dünyâda gurbette sayılmıştır."