"Ârif zâtlar insanın rûhunu terbiye eder"
05/02/2023 Pazar Köşe yazarı V.T
"Kendisinden ilim ve edeb
öğrendiğin üstâda hizmet, babaya hizmetten önce gelir..."
Dizdarzâde Ahmed Efendi Celvetî tarikati büyüklerinden olup,
Azîz Mahmûd Hüdâyî hazretlerinin talebelerindendir. Karaman'da doğup yetişti.
İlk tahsilini tamamladıktan sonra İstanbul’da medrese tahsili yaptı, daha sonra
müderris oldu. 1596'da müderrislikten ayrılıp tasavvufa yöneldi. Azîz Mahmûd
Hüdâyî hazretlerinin talebeleri arasına girdi. Kısa müddet içinde mânevî
kemâlâta kavuştu ve hocasından hilâfet aldı. Önce İzmir'e, sonra Edirne'ye
gidip yerleşti. On beş sene boyunca, Edirne'de yaptırdığı câmide vaaz verip
medresede de talebe yetiştirdi. 1623 yılında vefât etti.
Bu mübarek zat sohbetlerinde buyurdu ki:
"Hayırlı kimse, âilesine, çoluk-çocuğuna faydalı olan
kimsedir."
"Gıybet etmek, annesi ile yetmiş kere zinâ etmekten daha
kötüdür."
"Şeytan şöyle demiştir: Âdemoğluna üç şeyi yaptırdığımda
maksadıma, murâdıma kavuşmuş olurum, istediğimi yaptırırım. Birincisi,
günahlarını unuttuğu zaman, ikincisi amelini çok gördüğü zaman, üçüncüsü kendi
görünüşünü beğendi zaman."
"Allahü teâlâ bir kulu için hayır murâd edince, onun
kalbine hakîkî ilimleri yerleştirir."
"Âlimler ve velîler, dünyâ hayâtında hakîkî hâlleri ile
zuhûr eyleyip meydana çıkmazlar. Ancak ilmî hüviyeti ile zuhûr eyler. Ama
Allahü teâlâ, âhirette onları hakîkî hâllerinde gösterecektir."
"Kendisinden ilim ve edeb öğrendiğin üstâda hizmet, babaya
hizmetten önce gelir. Çünkü baba, senin, bu birkaç günlük keder ve sıkıntı
âlemine gelmene vesîle oldu. O kıymetli üstâd ise, seni safâ âlemine, yüce âleme
yükseltmekte, ebedî saâdetine vesîle olmaktadır."
"Dünyâya gelip, kâmil bir mürşidin (yol göstericinin)
mânevî terbiyesi ile yetişmeden ölen bir kimse, kirli, pis olarak ölür.
İsterse, insanların ve cinlerin sayısı kadar ibâdet yapmış olsun."
"Allahü teâlânın, kullarına ihsân ettiği nîmetlerin en
büyüklerinden birisi, aralarında irfân sâhibi velî bir zâtı bulundurmasıdır.
İsterse insanlar onu tanımasınlar ve bilmesinler."
"Âriflerden bir zâtın yanında ve sohbetinde bir an bulunmanın faydası, babanın terbiyesinden, öğretmenin zâhirî meseleleri öğretmesinden çok daha fazladır. Onun bir anlık terbiyesi, öbürlerinin yirmi yıllık terbiyesinden daha fazla ve daha tesirlidir. Çünkü onlar dış görünüşü terbiye etmeye uğraşırlar. Ârif zât ise, insanın bâtınını, rûh yapısını terbiye eder, yetiştirir."